realitenin saçımızın en uç noktasından ayak tırnağımızın ucuna kadar kendini an be an hissettirmesinden kaçamadığımız kaçınamadığımız evren. iliklerimize kadar yaşadığımız menfi müsbet bütün duyumsamalarımızın kaynağı. seçeneği paralellerinden olan hayalistanı anında darmadağın edebilecek kudrete her daim sahip.
gerek yüzümüze soğuk su gibi çarptıklarıyla gerek kör edercesine gözümüzün içine içine soktuklarıyla gerek sağırlaştırıcı çığırtkanlarıyla hatta delirten umarsızlıklarıyla katlanmak zorunda olduğumuzu bilsek de kaçmak için küçücük fırsatları bile mutluluk saymayı halt sandığımız yaşamımız.
türkçe karşılığı "ünlü olmuş yanlışlar" olan tamlama. günlük dilde bilmeyerek yanlış kullandığımız kelime ve kelime guruplarını ifade eder. halk arasında uzun yıllar kullanılmasından mütevellit doğruymuş gibi addedilerek asıl manaları önemsenmediklerinden alışılagelen anlamda oldukları düşünülür.
yalın anlamı durum, kişisel hal ve gidişat. özellikle olumlu haleti ruhiyeyi işaret eden hoşnut olma hali.
(bkz:keyif )
literatüre göre mazlumların önceliği var bu konuda.
(bkz:alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste)
(bkz:alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste)
bir kelime veya sözün yanlış bir şekilde kullanılması. bu itibarla galat-ı meşhur tamlaması doğmuştur. arapça kökenli bu kelime yanlış anlamına gelir.
iki örnek:
nüans farkı: nüans zaten yalnız başına küçük fark demek.
eninde sonunda: aslen önünde sonundadır.
iki örnek:
nüans farkı: nüans zaten yalnız başına küçük fark demek.
eninde sonunda: aslen önünde sonundadır.
en çok takdir ve taltif ettiklerimden biri.
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak."
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak."
içeriklerinde mutlaka özlü söz niteliğinde cümleler barındırırlar.
(bkz:kızılderili atasözleri)
(bkz:kızılderili atasözleri)
"hayatta bir tek babama güvendim onu da anamın üstünde gördüm" özlü sözünün referans noktasıdır.
diğer taraftan birilerine, bir şeylere güvenmek zorundayız zira beşeriyet güven üzerine tesis edilmiş bir mefhum.
diğer taraftan birilerine, bir şeylere güvenmek zorundayız zira beşeriyet güven üzerine tesis edilmiş bir mefhum.
sayısal olarak ifade edilebilirlik. .diğer bir ifade ile ne kadar sorusunun cevabı.
genellikle olumlu anlamdaki sıfat haliyle bilinir. zira bir şeye nitelikli dendiği vakit ister istemez pozitif çağrışımlar oluşur ki bu bağlamda niteliksiz sıfatı kendiliğinden var olmuş gibidir. oysa nitelik bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik ya da özelliklerdir.
işte bu yüzden nitelikli hırsızlık, nitelikli dolandırıcılık gibi kavramları ilk kez duyduğumuzda tuhafımıza gider..
işte bu yüzden nitelikli hırsızlık, nitelikli dolandırıcılık gibi kavramları ilk kez duyduğumuzda tuhafımıza gider..
medeniyet ölçü birimidir. insanlara sağladığı boş vakit ve bu boş vaktin nasıl değerlendirildiği ile ölçümlenir. diğer taraftan benzeri şekilde beşeri bağlamda insanların boş zamanlarını nasıl değerlendirdiği ile yakından ilintilidir.
ayrıca kalite bir sıfat değil isimdir ve niteliklerin bileşkesidir.
sıfat hali için:
(bkz:kaliteli)
ayrıca kalite bir sıfat değil isimdir ve niteliklerin bileşkesidir.
sıfat hali için:
(bkz:kaliteli)
şu lafı ana sınıfında bir çocuk söylese boyundan büyük laflar ediyorsun diye gülerdik. ha yine gülüyoruz ama kıçımızla. göt kılları nereleriyle gülüyor bilemem.
"kime göre neye göre" tartışmasını kaçınılmaz kılan, gereksizlik abidesi bir sıfat tamlaması. zira genel geçer veya çoğunluğun kabul ettiği kiterleri olan bir tarifi yoktur, olamaz da. kaldı ki kafamızdaki standartlara göre kaliteli sıfatını kondurduğumuz ya da yakıştırdığımız insanlar haricindekileri kalitesiz addetmiş olmamız eşyanın tabiatına aykırıdır.
ezcümle kaliteden ödün veren bir yaklaşım olup insana yapılan hakarettir. diğer bir deyişle herkesin kalitesi kendine münhasırdır.
ezcümle kaliteden ödün veren bir yaklaşım olup insana yapılan hakarettir. diğer bir deyişle herkesin kalitesi kendine münhasırdır.
şirin hakkını hakkaten ve hasseten verir. yalın olduğu kadar yetkindir satırları.
"balıklar için deniz lazım
sevişmek için işsiz olmak,
ve geceleri yatakta
duymamak için tabanların sızısını
zengin olmak lazım.
oysa ıslık çalmak için
bir şey lazım değil..."
"balıklar için deniz lazım
sevişmek için işsiz olmak,
ve geceleri yatakta
duymamak için tabanların sızısını
zengin olmak lazım.
oysa ıslık çalmak için
bir şey lazım değil..."
bazı istisnaları bir tarafa hemen her türlüsünde "ele verir talkımı kendi yutar salkımı" mantığındadır. birbirlerinden farkları "biz osmanlı bankasıyız" minvalindedir. hasılı yoktur özünde farkları. "bal tutan parmağını yalar " misali bir sana dört bana kafasıyla iş görürler.
bu milletin amına koyacağız demekten imtina etmezler ve gözünün içine baka baka koyup meletirler de. çünkü ecdatları gibi bir koyup üç almaya temüyüllüdürler.
bu milletin amına koyacağız demekten imtina etmezler ve gözünün içine baka baka koyup meletirler de. çünkü ecdatları gibi bir koyup üç almaya temüyüllüdürler.
her kuşu.....
ulan hızlı tren yaptık diyorsun; her şeyiyle, tamamı ithal, yabancı sermaye. marmaray ona keza. metroları söylemeye bile gerek yok. yapamayız demiyorum. yapmayız.
ulan hızlı tren yaptık diyorsun; her şeyiyle, tamamı ithal, yabancı sermaye. marmaray ona keza. metroları söylemeye bile gerek yok. yapamayız demiyorum. yapmayız.
kontrol etmeye, kontrol altında tutulmaya çalışılması krizlere neden olabilir
(bkz:öfke nöbeti)
(bkz:öfke nöbeti)
(bkz:iktidarın çoğunluğu)
sözüm ona kendine inançlıların özellikle inançsızlara yakıştırdıkları sıfat.
her daim hacısından, hocasından, şeyhinden medet umarak mezarlarını ziyaret edip mutlu bir gelecek dileyenler anıtmezarlarda ölmüş liderinden bana ev ver, araba ver, çocuk ver, mutlu bir evlilik ver vs. vs. dediklerine mi tanık oldular acaba merak ediyorum.
her daim hacısından, hocasından, şeyhinden medet umarak mezarlarını ziyaret edip mutlu bir gelecek dileyenler anıtmezarlarda ölmüş liderinden bana ev ver, araba ver, çocuk ver, mutlu bir evlilik ver vs. vs. dediklerine mi tanık oldular acaba merak ediyorum.
dönmek eyleminde çığır açan kişilere kondurulan sıfat ki omerta yasasında cezası kesinlikle ölümdür.
günümüzde ölmek var dönmek yok insanlarına nadiren rastlanıyor maalesef. bu durumdan her ne kadar üç kuruşa en sevdiklerini sattıran kapitalist düzen sorumlu gözükse de tüm suçu düzene atmak fazla saflık olur kanaatindeyim.
sonra vay efendim insanlara güvenmiyor muşuz! özgüven fasa fisoymuş kollektivizm vırt zırt. hadi ya.
günümüzde ölmek var dönmek yok insanlarına nadiren rastlanıyor maalesef. bu durumdan her ne kadar üç kuruşa en sevdiklerini sattıran kapitalist düzen sorumlu gözükse de tüm suçu düzene atmak fazla saflık olur kanaatindeyim.
sonra vay efendim insanlara güvenmiyor muşuz! özgüven fasa fisoymuş kollektivizm vırt zırt. hadi ya.
hüseyin rahmi gürpınar romanı.