başlığım açılmamış ben açayım bari, egolu bir insanmıyım hayır!
efenim codeboss'un anlamı kod patronu demektir.
yetkisi : admin (admin yazdığına bakmayın siz, ondan (yani benden) admin felan olmaz)
işi: yazılım mühendisliği, (sözlük arada sırada kaba bir yazarın tabiriyle siki tutuyorya hani, [açtığı başlığı sildimmi sildim, gene açsa gene silerim], sebep ney diye araştırmayın online listesine bakın bu şahıs sitedeyse yine biryerleri kurcalıyor demektir, elinizi klavyeden hafifçe kaldırın, sigara yakın, sakince bekleyin, 2dk sonra kendiliğinden düzelir, düzelmezseeee işte o zaman hapı yuttuk demektir)
yaşı : 33
şehir : konya [yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim :) ]
en sevdiğim parçalarından biri yolcu türküsüdür;
neşet ertaş - yolcu
neşet ertaş - yolcu
kelebek gibi uçup arı gibi sokan koca yürekli dev.
ilerleyen saatlerde site içi mesajlaşma sistemi değişeceği için;
1- eski mesajlarınız ile şimdiden vedalaşın, dönülmez bir yola girilecek
2- mesajlaşma ekranında konuşmayı sil seçeneği aktif olacak,
3- bazı hatalar giderilmiş olacak
4- yeni mesajlaşma sisteminde ; mesajlaşma sol frame'inde gri tonlama karşı tarafın gönderdiğiniz mesajı henüz okumadığı anlamına gelecek.
edit : ilerleyen saatler dedik 7 dakika sürmüş.
1- eski mesajlarınız ile şimdiden vedalaşın, dönülmez bir yola girilecek
2- mesajlaşma ekranında konuşmayı sil seçeneği aktif olacak,
3- bazı hatalar giderilmiş olacak
4- yeni mesajlaşma sisteminde ; mesajlaşma sol frame'inde gri tonlama karşı tarafın gönderdiğiniz mesajı henüz okumadığı anlamına gelecek.
edit : ilerleyen saatler dedik 7 dakika sürmüş.
bugün itibariyle sözlükte kullanabileceğiniz temalar güncellenmiştir.
ayarlar kısmında istediğiniz temayı seçip kullanabilirsiniz, temayı seçtikten sonra kaydet butonuna basmayı unutmayın.
ayarlar kısmında istediğiniz temayı seçip kullanabilirsiniz, temayı seçtikten sonra kaydet butonuna basmayı unutmayın.
fermuar bozuk olsun veya olmasın bazen fermuara çeşitli şeyler sıkışabiliyor,
bu kumaş olabilir, iç çamaşırı olabilir, tişört olabilir.
bazı sıkışan şeyler vardır ki acısını kadınlar bilmez.
bu kumaş olabilir, iç çamaşırı olabilir, tişört olabilir.
bazı sıkışan şeyler vardır ki acısını kadınlar bilmez.
1 temmuz 2017'den itibaren başlayacak olan sistem de otoyol üzerinde iki gişe arasındaki geçiş süresi baz alınacak ve araç tipine göre ortalama hız limiti hesaplanıp cezai yaptırım uygulanacak. sistemin amacı egzoz emisyonlarının doğaya verdiği zararı en aza indirmek ve yakıt tüketimini azaltmakmış.
plaj partisine oy verirdim.
1989-2004 yılları arasında netaş'ın ar-ge direktörlüğü'nü yürüten ali akurgal'ın ilginç bir anısını, bugün gelinen noktaya ışık tutması açısından önemli. siz, yazılımın birimi nedir bilir misiniz? metre! neden metredir bilir misiniz?
1992 yılında, netaş'ta ilk yazılım ihracatını gerçekleştirdik. hazırlanan bir yazılım paketini; tuşa bastık, o zaman internet falan yok, çatıdaki çanak marifeti ile, vallahi de billahi de müthiş bir hız olan 128kb/s ile, ingiltere'ye uydu üzerinden yolladık. faturayı da pullu posta ile yolladık. 2m$ bankaya geldi, kasaya koyduk.
aradan 3-4 ay geçti, vergi memurları geldiler. dediler ki, "siz bir fatura yollamışsınız, 2m$". "evet" dedik. "bu para ödenmiş" dediler. "evet" dedik. "ama mal çıkışı yok, bu hayali ihracat" dediler! bunun üzerine vergi memurlarını arge'ye aldık, bir bilgisayarın başına oturttuk. "şu 'enter' tuşuna basar mısınız" dedik. biri bastı; sonra "ne oldu" diye sordu. "300k$'lık ihracat yaptınız, bunun da faturasını yollayacağız, o da ödenecek" dedik. adam suça ortak olmuş olduğu için çok kötü oldu. sonra yazılım nasıl yazılır, uydu bağlantısı nedir, bu ne kadar para eder bunları gezdirip gösterip anlattık. adamlar "çok iyi anladık ama mal çıkışı olması lâzım, mevzuat böyle" dediler. bunun üzerine dedik ki: "biz bu yazılımı banda kaydedelim ( o zaman cd yok, hatta kaset bile yok, ½" makaralı bant kullanılıyor) onu yollayalım". adamlar bir çözüm bulmuş olmanın sevinci ile "tamam dediler, kaydedin yollayın".
ihraç ettiğimiz yazılımın kaydı iki makara etti. bunlar paketlendi ve gümrük komisyoncusuna verildi. komisyoncu, bunları gümrüğe götürdü ve ihracat işlemine başladı. gümrük memuru, işlemi yapmış ve bir noktada sormuş: "tır'lar nerede?". komisyoncu da "tır mır yok hepsi bu iki zarf" demiş, masanın üzerindeki teyp bantlarını göstermiş. gümrük memuru "bu iki zarf 2m$ edemez, ben bu işlemi yapamam" demiş, bırakmış. mahkemeye gidildi, bilirkişi heyeti kuruldu, bizim o iki makaradaki yazılımın 2m$ edip etmeyeceğini (nasıl baktılarsa?) inceledi. neyse ki, 2m$ eder dediler de hayali ihracattan kurtulduk.
bu sefer, aynı komisyoncu, aynı gümrük memuruna aynı iki makarayı "2m$ eder mahkeme kararı" ile götürüp işlemi yeniden başlattı. ancak, gene işlem sırasında, ihraç malının birim fiyatı, miktarı ve toplam fiyatının girilmesi gerekiyor. mevzuat öyle. ne yapsınlar, iş daha uzamasın diye bakmışlar zarfta teyp bandı var, bir makarada kaç metre bant vardır diye kestirmişler, makarası 1.000 metreden 2.000 metre yazılım ihraç etmiş olmuşuz. yani, yazılımın birimi metre olmuş.
1992 yılında, netaş'ta ilk yazılım ihracatını gerçekleştirdik. hazırlanan bir yazılım paketini; tuşa bastık, o zaman internet falan yok, çatıdaki çanak marifeti ile, vallahi de billahi de müthiş bir hız olan 128kb/s ile, ingiltere'ye uydu üzerinden yolladık. faturayı da pullu posta ile yolladık. 2m$ bankaya geldi, kasaya koyduk.
aradan 3-4 ay geçti, vergi memurları geldiler. dediler ki, "siz bir fatura yollamışsınız, 2m$". "evet" dedik. "bu para ödenmiş" dediler. "evet" dedik. "ama mal çıkışı yok, bu hayali ihracat" dediler! bunun üzerine vergi memurlarını arge'ye aldık, bir bilgisayarın başına oturttuk. "şu 'enter' tuşuna basar mısınız" dedik. biri bastı; sonra "ne oldu" diye sordu. "300k$'lık ihracat yaptınız, bunun da faturasını yollayacağız, o da ödenecek" dedik. adam suça ortak olmuş olduğu için çok kötü oldu. sonra yazılım nasıl yazılır, uydu bağlantısı nedir, bu ne kadar para eder bunları gezdirip gösterip anlattık. adamlar "çok iyi anladık ama mal çıkışı olması lâzım, mevzuat böyle" dediler. bunun üzerine dedik ki: "biz bu yazılımı banda kaydedelim ( o zaman cd yok, hatta kaset bile yok, ½" makaralı bant kullanılıyor) onu yollayalım". adamlar bir çözüm bulmuş olmanın sevinci ile "tamam dediler, kaydedin yollayın".
ihraç ettiğimiz yazılımın kaydı iki makara etti. bunlar paketlendi ve gümrük komisyoncusuna verildi. komisyoncu, bunları gümrüğe götürdü ve ihracat işlemine başladı. gümrük memuru, işlemi yapmış ve bir noktada sormuş: "tır'lar nerede?". komisyoncu da "tır mır yok hepsi bu iki zarf" demiş, masanın üzerindeki teyp bantlarını göstermiş. gümrük memuru "bu iki zarf 2m$ edemez, ben bu işlemi yapamam" demiş, bırakmış. mahkemeye gidildi, bilirkişi heyeti kuruldu, bizim o iki makaradaki yazılımın 2m$ edip etmeyeceğini (nasıl baktılarsa?) inceledi. neyse ki, 2m$ eder dediler de hayali ihracattan kurtulduk.
bu sefer, aynı komisyoncu, aynı gümrük memuruna aynı iki makarayı "2m$ eder mahkeme kararı" ile götürüp işlemi yeniden başlattı. ancak, gene işlem sırasında, ihraç malının birim fiyatı, miktarı ve toplam fiyatının girilmesi gerekiyor. mevzuat öyle. ne yapsınlar, iş daha uzamasın diye bakmışlar zarfta teyp bandı var, bir makarada kaç metre bant vardır diye kestirmişler, makarası 1.000 metreden 2.000 metre yazılım ihraç etmiş olmuşuz. yani, yazılımın birimi metre olmuş.
efenim yaşanmış bir hikayedir,
günlerden xx mart 2018 dir, migros'a gittim ufak tefek alışveriş yaptım, kasaya yanaştım, ürünleri verdim, klasik sorular başladı.
kıvırcık saçlı kasiyer kız : money club kartınız var mı ?
codeboss : evet var, numaram 0506.xxx.xx.xx
kredi kartı ile ödeme faslı gerçekleşir, money puanlara bakılır, hiç koca bir sıfırdan ibarettir.
codeboss : ablacım bu karta 3 aydır hiç mi money puan gelmedi o kadar alışveriş yaptım 3 haneli bin TL alışveriş yapmışımdır.
kıvırcık saçlı kasiyer kız (artık kısaca : kskk): bla bla bla, ıh mıh zart zurt, migros ürünleri ve kampanyalı ürünlerden almanız lazım.
codeboss : ben migros markalı ürünlerden pek almam ki.
kskk : "olur mu , almanız lazım, ben hep migros ürünlerinden alırım, türk kahvesi şöyle güzel, şekeri böyle güzel, peyniri şöyle iyi, temizlik malzemleri şöyle kaliteli (saydı, saydı, anlattı durdu). ben hep migrostan alışveriş yaparım" dedi mi dedi.
codeboss : ben işime nere gelirse oradan alırım, a101 de felanca ürün ucuzsa onu alırım, bim de zart ürün ucuzsa onu alırım.
kskk : "ben hiç a101 yada bimden alışveriş yapmam kesinlikle" dedi mi dedi.
neyse efenim tarih 19.03.2018, evime yakın olan a101 den çeşitli gıda ürünleri almaya gittim, reyonları gezerken adını bildiğim fekat buraya yazmayacağım kıvırcık saçlı kasiyer kız ile karşılaştım (kız zaten bizim eve 100 metre felan mesafede ki bir evde ailesi ile yaşıyor, mahallemizin kızı, tanırım kendisini), ürünlere bakıyor, yanaştım yanına,
codeboss : hey, hani sen a101 den kesinlikle alışveriş yapmazdın.
kskk : yok abi yaaa, ben sadece öylesine fiyatlara bakıyorum.
codeboss : öyle mi hmmmm, iç ses (hadi ülen ordan, asgari ücretle çalışan birisin, sen kim migrostan alışveriş yapmak kim, ben bile yapmıyorum, arada sırada indirimli ürünler olursa giriyorum migros a).
neyse bizim kasiyer kız, öylesine dolandı dolandı, hiç bişey almadan çıktı gitti, ben ise alışveriş arabası ile kasaya yanaştım, iyi akşamlar xx ablacım nasılsın, biraz solgun yüzün hastamısın, cevap evet codeboss abi yaa, grip oldum da biraz, atlatacağım inşallah.
codeboss : 2 dk kadar önce çıkan kıvırcık saçlı kızı tanırmısın?
a 101 kasiyeri : evet abi tanırım, karşı arada oturuyor, migrosta kasiyerlik yapar.
codeboss : biliyorum xxx ablacım, alışveriş yapar mı burdan ?
(mahallemizin kızı, onu da tanırız, devamlı alışveriş yaptığımız yer birde, aramızda samimiyet olması normal, mahalle bakkalından hallice sonuçta a101 olsun, bim olsun)
a 101 kasiyeri : yapar abi, peynir alır, sucuk alır, (ıvır zıvır alır, felan filan neyse), ama bu sefer bişey almadan çıktı, ilk defa böyle oldu.
codeboss : hmmm biliyorum ben neden olduğunu.
neyse, nereye gelecek lafın sonu, instagram'a baksan tüm kızlar zengin çocuğu, tüm erkekler babadan zengin gibi, onun misali, sen migrosta asgari ücretle çalışan bir kasiyer sin, neyin havasını yapıyorsun bana kıvırcık, bebekliğini biliriz senin.
günlerden xx mart 2018 dir, migros'a gittim ufak tefek alışveriş yaptım, kasaya yanaştım, ürünleri verdim, klasik sorular başladı.
kıvırcık saçlı kasiyer kız : money club kartınız var mı ?
codeboss : evet var, numaram 0506.xxx.xx.xx
kredi kartı ile ödeme faslı gerçekleşir, money puanlara bakılır, hiç koca bir sıfırdan ibarettir.
codeboss : ablacım bu karta 3 aydır hiç mi money puan gelmedi o kadar alışveriş yaptım 3 haneli bin TL alışveriş yapmışımdır.
kıvırcık saçlı kasiyer kız (artık kısaca : kskk): bla bla bla, ıh mıh zart zurt, migros ürünleri ve kampanyalı ürünlerden almanız lazım.
codeboss : ben migros markalı ürünlerden pek almam ki.
kskk : "olur mu , almanız lazım, ben hep migros ürünlerinden alırım, türk kahvesi şöyle güzel, şekeri böyle güzel, peyniri şöyle iyi, temizlik malzemleri şöyle kaliteli (saydı, saydı, anlattı durdu). ben hep migrostan alışveriş yaparım" dedi mi dedi.
codeboss : ben işime nere gelirse oradan alırım, a101 de felanca ürün ucuzsa onu alırım, bim de zart ürün ucuzsa onu alırım.
kskk : "ben hiç a101 yada bimden alışveriş yapmam kesinlikle" dedi mi dedi.
neyse efenim tarih 19.03.2018, evime yakın olan a101 den çeşitli gıda ürünleri almaya gittim, reyonları gezerken adını bildiğim fekat buraya yazmayacağım kıvırcık saçlı kasiyer kız ile karşılaştım (kız zaten bizim eve 100 metre felan mesafede ki bir evde ailesi ile yaşıyor, mahallemizin kızı, tanırım kendisini), ürünlere bakıyor, yanaştım yanına,
codeboss : hey, hani sen a101 den kesinlikle alışveriş yapmazdın.
kskk : yok abi yaaa, ben sadece öylesine fiyatlara bakıyorum.
codeboss : öyle mi hmmmm, iç ses (hadi ülen ordan, asgari ücretle çalışan birisin, sen kim migrostan alışveriş yapmak kim, ben bile yapmıyorum, arada sırada indirimli ürünler olursa giriyorum migros a).
neyse bizim kasiyer kız, öylesine dolandı dolandı, hiç bişey almadan çıktı gitti, ben ise alışveriş arabası ile kasaya yanaştım, iyi akşamlar xx ablacım nasılsın, biraz solgun yüzün hastamısın, cevap evet codeboss abi yaa, grip oldum da biraz, atlatacağım inşallah.
codeboss : 2 dk kadar önce çıkan kıvırcık saçlı kızı tanırmısın?
a 101 kasiyeri : evet abi tanırım, karşı arada oturuyor, migrosta kasiyerlik yapar.
codeboss : biliyorum xxx ablacım, alışveriş yapar mı burdan ?
(mahallemizin kızı, onu da tanırız, devamlı alışveriş yaptığımız yer birde, aramızda samimiyet olması normal, mahalle bakkalından hallice sonuçta a101 olsun, bim olsun)
a 101 kasiyeri : yapar abi, peynir alır, sucuk alır, (ıvır zıvır alır, felan filan neyse), ama bu sefer bişey almadan çıktı, ilk defa böyle oldu.
codeboss : hmmm biliyorum ben neden olduğunu.
neyse, nereye gelecek lafın sonu, instagram'a baksan tüm kızlar zengin çocuğu, tüm erkekler babadan zengin gibi, onun misali, sen migrosta asgari ücretle çalışan bir kasiyer sin, neyin havasını yapıyorsun bana kıvırcık, bebekliğini biliriz senin.
Sela bağcan - uğurlar olsun
istanblue likör mixx, bildiğimiz istan blue markası tarafından bir kaç hafta önce piyasaya sürülen alkollü içki.
tadı bence gayet güzel, 35cl şişelerde %20 alkol oranıyla satılıyor.
şişesinin fiyatı güncel olarak 25tl.
benim favorim karışık meyve aromalı olandır efenim.
kafası gayet güzel, bir şişe istanblue likör mixx ile kafanız gayet güzel oluyor.
istanblue likör mixx ürünleri karışık meyveli, vişneli ve elmalı olarak şişelenmiştir.
şişeleri görsel olarak şöyledir.
zenginsozluk.com/foto
likör yazdığına bakmayın, kanuni zorunluluk gereği öyle, yoksa bildiğiniz votka var içinde, tavsiye eder miyim, evet ederim.
Öylesine mi yazıyorsun davar?! yoo denedik biliyoruz, işkembeden sallamıyoruz, istanblue likör mixx bir harika dostum.
zenginsozluk.com/foto
tadı bence gayet güzel, 35cl şişelerde %20 alkol oranıyla satılıyor.
şişesinin fiyatı güncel olarak 25tl.
benim favorim karışık meyve aromalı olandır efenim.
kafası gayet güzel, bir şişe istanblue likör mixx ile kafanız gayet güzel oluyor.
istanblue likör mixx ürünleri karışık meyveli, vişneli ve elmalı olarak şişelenmiştir.
şişeleri görsel olarak şöyledir.
zenginsozluk.com/foto
likör yazdığına bakmayın, kanuni zorunluluk gereği öyle, yoksa bildiğiniz votka var içinde, tavsiye eder miyim, evet ederim.
Öylesine mi yazıyorsun davar?! yoo denedik biliyoruz, işkembeden sallamıyoruz, istanblue likör mixx bir harika dostum.
zenginsozluk.com/foto
bıçağın 40 defa indiğini saydım, bu nasıl bir insan müsvettesidir, bu ne vahşice bir cinayettir!
idam şart arkadaş bu ülkede, idam cezası alacağını bilenler böyle kolayca canileşemez.
idam şart arkadaş bu ülkede, idam cezası alacağını bilenler böyle kolayca canileşemez.
Bugündür, tüm işçi ve emekçilerin bayramı kutlu olsun.
Ölüler zannedermiş diriler hergün helva yiyor,
Bekarlar zannedermiş evliler hergün seks yapıyor.
Evliyseniz hergün seks felan yok bekar arkadaşlar boşuna öyle sanıp evlenmeyin, hergün seks yapacaksanız en az 4 sevgili edinin ve yakalanmadan ayrı ayrı idare edebilme yetisi kazanın.
Bekarlar zannedermiş evliler hergün seks yapıyor.
Evliyseniz hergün seks felan yok bekar arkadaşlar boşuna öyle sanıp evlenmeyin, hergün seks yapacaksanız en az 4 sevgili edinin ve yakalanmadan ayrı ayrı idare edebilme yetisi kazanın.
İyi ki doğdun zenginsozluk.com
Büyük biritanya Galler'in anglesey adasında yer alan bir köyün adıdır. Köyde yaşayan bir ayakkabıcının önerisi ile kabul edilmiş.
bir grup dangalağın yaptığı saldırı olayı.
yapanlar cezalarını çekmeli, bu provokasyona zemin hazırlayan siyasi liderler de halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekten yargılanıp en ağır cezayı almalılar dır.
mesela mozambik florasan partisinin lideri olan şahıs, anamuhalefet partisinin lideri hakkında "bu adam korkak, bu adam ürkek, pısırık. şimdi de terör örgütünün elebaşları ile seçime yürüyor" demişti.
edit : ekrem imamoğlu hakkında provokatörce manşet atan güneş gazetesi seni de unutmadık.
zenginsozluk.com/foto
yapanlar cezalarını çekmeli, bu provokasyona zemin hazırlayan siyasi liderler de halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekten yargılanıp en ağır cezayı almalılar dır.
mesela mozambik florasan partisinin lideri olan şahıs, anamuhalefet partisinin lideri hakkında "bu adam korkak, bu adam ürkek, pısırık. şimdi de terör örgütünün elebaşları ile seçime yürüyor" demişti.
edit : ekrem imamoğlu hakkında provokatörce manşet atan güneş gazetesi seni de unutmadık.
zenginsozluk.com/foto
bu sefer olmuş, begendim, emegine saglik (yazar:sos)
google translate in yahudi ve israil propagandası yaptiginin kanitlarindan bir cumle dizisi.
dili somalice olarak ayarlayip "pe pe pe" yazin turkce diline cevirtin, eklediginiz her "pe pe" den sonra yeniden cevirtin gittikce gariplesen bir propagandaya donusuyor artik ceviri.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
dili somalice olarak ayarlayip "pe pe pe" yazin turkce diline cevirtin, eklediginiz her "pe pe" den sonra yeniden cevirtin gittikce gariplesen bir propagandaya donusuyor artik ceviri.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zengin sözlük yazari tum kadinlari guzeldir.
her biri ayri ayri miss zengin sozluk 2017 guzelidir.
her biri ayri ayri miss zengin sozluk 2017 guzelidir.
gececi yazarların, çömezlerin, misafirlerin, çoluk çomlak'ın dinleyebilecekleri şarkı-türkülerdir.
sürekli büyüyen sözlük.
iki günlük hasretin ardından tekrar kavuştuğumuz sözlük.
what's a problem ; sorun nedir anlamına gelir,
örneğin yabancı bir film izliyorsunuz, heeeeey dostum senin sorunun ney diye dublaj edilmiş bir diyalog dinlediniz aklınıza bu kelime gelir, filmi orjinal dilde izlerseniz aslında what's a problem demiyordur, ana avrat dümdüz kayıyordur.
örneğin yabancı bir film izliyorsunuz, heeeeey dostum senin sorunun ney diye dublaj edilmiş bir diyalog dinlediniz aklınıza bu kelime gelir, filmi orjinal dilde izlerseniz aslında what's a problem demiyordur, ana avrat dümdüz kayıyordur.
ünlü sanatçı (bkz:arif sağ)'ın oğlu, 1973 yılında dünyaya gelmiştir.
1997 yılında (bkz:Erdal Erzincan) ve (bkz:İsmail Özden) ile (bkz:Türküler Sevdamız) adlı albümde yer alan sanatçı 1999 yılında Yol, 2001'de Erdal Erzincan ve Yılmaz Çelik'le beraber Türküler Sevdamız 2, 2004'te Toprak ve Turna adlı albümlerine ses vermiştir.
2000 yılında ASM Tolga Sağ Müzik Okulu'nu kurmuştur.
babası arif sağ dan aldığı ders, edep ve erkan ile türkülere ses/hayat veren sanatçıya uzun ömürler diliyorum.
1997 yılında (bkz:Erdal Erzincan) ve (bkz:İsmail Özden) ile (bkz:Türküler Sevdamız) adlı albümde yer alan sanatçı 1999 yılında Yol, 2001'de Erdal Erzincan ve Yılmaz Çelik'le beraber Türküler Sevdamız 2, 2004'te Toprak ve Turna adlı albümlerine ses vermiştir.
2000 yılında ASM Tolga Sağ Müzik Okulu'nu kurmuştur.
babası arif sağ dan aldığı ders, edep ve erkan ile türkülere ses/hayat veren sanatçıya uzun ömürler diliyorum.
tolga sağ'ın en sevdiğim türkülerinden biridir bir derdim var idi bin daha oldu.
Klavyeyi kırdım, ekran klavyesi ile yazıyorum.
24 haziranda yeniden sevineceğimiz bir seçim olacak, inanın çocuklar.
Tüm belediyeleri iptal etseydiniz akpysk niye sadece Büyükşehir için iptal kararı veriyorsunuz ki.
Elinizden 3-5 belediye daha gider diye mi korktunuz.
24 haziranda yeniden sevineceğimiz bir seçim olacak, inanın çocuklar.
Tüm belediyeleri iptal etseydiniz akpysk niye sadece Büyükşehir için iptal kararı veriyorsunuz ki.
Elinizden 3-5 belediye daha gider diye mi korktunuz.
Elazığ ve çevresinde yaşayan herkese geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Bulunduğum ilde lanet olsun ki lcw dan başka mağaza yok, defacto yok, polo yok, heç biri yok.
Lan burda mc donalds veya burger king bile yok.
Lcw dan giyinmek haricinde başka bir alternatifimiz semt pazarı. Nörek gardaş Nörek.
Lan burda mc donalds veya burger king bile yok.
Lcw dan giyinmek haricinde başka bir alternatifimiz semt pazarı. Nörek gardaş Nörek.
iyi bayramlar zengin sözlük ahalisi.
Soluk Mavi Nokta, Dünya'nın (bkz:Voyager 1) sondası tarafından rekor uzaklıktan çekilen bir fotoğrafı. Fotoğraf, dünyayı uzayın sonsuzluğu içinde tek başına gösterir.
Voyager 1 sondası, dış güneş sistemini incelemek maksadıyla ABD tarafından 5 Eylül 1977'de fırlatıldı. 14 Şubat 1990'da NASA, asli görevini tamamlamış ve artık Dünya'dan hayli uzaklaşmış olan Voyager 1'e yeni komutlar yollayarak Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenleri fotoğraflamasını sağladı. Gelen fotoğraflardan birinde, grenli bir siyah yüzey üzerinde uçuk mavi bir nokta görülüyordu. Bu, Dünya'ydı.
NASA web sitesine göre fotoğraf Dünya'dan 6,4 milyar km uzaklıktan çekilmiştir. Dar açılı bir objektif kullanılmış, mavi, yeşil ve mor filtreler takılmış, tutulum düzleminin 32° üstü hedeflenmiştir. Dar açılı objektifler, geniş açılı objektiflerin aksine, belli bir bölgeden ayrıntı görüntülemek için kullanılır. Dünya, fotoğrafta bir pikselden daha küçük bir alan (NASA'ya göre 0,12 piksel) kaplamaktadır.
11 Mayıs 1996'da, (bkz:Carl Sagan), bir konuşmada fotoğrafı şöyle yorumlamıştır;
"Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde - bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.
Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.
Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.
Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.
Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza."
Voyager 1 sondası, dış güneş sistemini incelemek maksadıyla ABD tarafından 5 Eylül 1977'de fırlatıldı. 14 Şubat 1990'da NASA, asli görevini tamamlamış ve artık Dünya'dan hayli uzaklaşmış olan Voyager 1'e yeni komutlar yollayarak Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenleri fotoğraflamasını sağladı. Gelen fotoğraflardan birinde, grenli bir siyah yüzey üzerinde uçuk mavi bir nokta görülüyordu. Bu, Dünya'ydı.
NASA web sitesine göre fotoğraf Dünya'dan 6,4 milyar km uzaklıktan çekilmiştir. Dar açılı bir objektif kullanılmış, mavi, yeşil ve mor filtreler takılmış, tutulum düzleminin 32° üstü hedeflenmiştir. Dar açılı objektifler, geniş açılı objektiflerin aksine, belli bir bölgeden ayrıntı görüntülemek için kullanılır. Dünya, fotoğrafta bir pikselden daha küçük bir alan (NASA'ya göre 0,12 piksel) kaplamaktadır.
11 Mayıs 1996'da, (bkz:Carl Sagan), bir konuşmada fotoğrafı şöyle yorumlamıştır;
"Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde - bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.
Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.
Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.
Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.
Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza."
şuraya bir adet aliye rona fotoğrafı koyalım, nasıl göründüğünü merak edenler için.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
O kadar oldu mu hakikaten, çılgın bir doğum günü partisi bekliyoruz adminlerden.
Siz fakirler kağıt türevi tuvalet peçetesi kullanın ve acıttığından bahsede durun, adamlar dubaide bir otelde altından yapılmışını kullanıyor.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Günümüzde sosyal medyadır.
Kelliğe çözüm olması umulan madde, japon araştırmacılar önce bu kimyasalı kullanarak bir kerede binlerce saç kökü üretmişler, daha sonra da saç köklerini farelerin hiç tüy olmayan sırtına ekmiş. Farelerin sırtlarının, işlemin ardından tüylendiği gözlenmiş.
Bu madde esasen fastfood zincirlerinde patates kızartılan yağın köpürmesini engellemek için kullanılıyor. Maddenin sağlık üzerine etkileri araştırılırken tesadüfen keşfedilmiş.
Bu madde esasen fastfood zincirlerinde patates kızartılan yağın köpürmesini engellemek için kullanılıyor. Maddenin sağlık üzerine etkileri araştırılırken tesadüfen keşfedilmiş.
sivas'a gitmesi gereken kargonuz istanbul'a gitsin istiyorsaniz yurtiçi kargo ile calisin. şöyle düşünmüsler sanirim "biz kargoyu istanbul a goturelim, ne fark eder ha sivas ha istanbul, zaten istanbul sivas'in baskenti degil mi canimm"
2 adet tabanca (degeri 15000tl)
1 adet laptop
1 adet cep telefonu
bankada para
bireysel emeklilikte birikim
2 otomobil
1 ev
2 tane aslan parcasi evlat.
1 adet laptop
1 adet cep telefonu
bankada para
bireysel emeklilikte birikim
2 otomobil
1 ev
2 tane aslan parcasi evlat.
gaz kaçağını ateş ile kontrol eder türk aklı.
21-26 ocak 2018 tarihleri arasında havasını soluyacağım şehir.
beraber takılabileceğimiz zengin sözlük üyesi varmıdır aceba.
beraber takılabileceğimiz zengin sözlük üyesi varmıdır aceba.
bir zamanlar saatlerce oynadığım oyun.