dante

Hayatımıza girene kadar bedenlerimizi seviyorduk.

T: fotoğraf atılan bir uygulama.

Seviyor sevmiyordan ziyade çok güzel bir çiçektir. Bir buket alıp insanın sevdiğine verdiğinde o yüzündeki ifade mutlu eder ister istemez.

Çayı bağırsak gazına, hazımsızlığa iyi geldiği söylenir. Hafif kokulu hoş bir çiçektir.

Sevdiklerinize çiçek alın. Alışkanlık yapacaktır emin olun. Onları mutlu görmek sizi de mutlu edecek.

Fakirliğin 50 tonuyum.

İki adet Putan'ın üçlü bağ yapmasıyla oluşan yeni organik bileşik.

zenginsozluk.com/foto

Saçlara kullanılacaksa çok hafif bir şekilde saç uçlarına sürülebilir. Kafayı yağ çanağına döndürmek yerine bir miktar saç uçlarına sürmek, banyodan bir kaç saat önce iyi gelir. Ama saçlarınızda kuruluk, matlık problemi varsa onun yerine avokado çok daha iyi gelir. Avokadoyu nereden bulalım biz zengin miyiz diyenler olabilir. üç dört haftada bir iki üç liracık bir şey sizi aman aman bir zarara sokmaz. Tarifi de şöyle şuraya ekleyelim.

Tam olgunlaşmış avokado ( saçlarınız çok uzunsa iki tane de olabilir. Canınız ne kadar isterse o kadar olur. Çok kısaysa yarım avokado yeterli olacaktır. )
İki yumurta ( kısa boy için bir tane yeterli olacaktır )
İstediğiniz kadar zeytin yağı. ( İsterseniz bir çomça isterseniz bir yemek kaşığı )

Avokado bir güzel püre haline getirilir. Varsa robotta çekilir yoksa çatal/rende yardımı ile iyice ezilir. Yumurta ve yağ eklenip iyice karıştırılıp banyodan önce saçlara sürülüp streç film ile kafa güzelce sarılır. Ne kadar uzun süre beklerse saçlar o kadar güzel olur. 100% denenmiştir. Muhteşem yapar saçları. Tarif tarafıma aittir. Kullanın kullandırın.

Edit: eklemeyi unuttum yıkadıktan sonra saç bir miktar sebzeli pasta gibi kokuyor. Evet sebzeli pasta. İkinci yıkayışta koku gidiyor. Ama saç hala yumuşacık kalıyor.^^

Doğrusu isteka dır. Bilardo oyununda toplara vurmak için kullanılan uzun sopalara denilir. Istıka yaygın bir yanlış kullanılan versiyonudur.

Edit: başlık düzeltilmiş.

12 bölümlük nefis bir anime. Konusu ise şu şekilde:

Dünya bir sanayi devriminin tam ortasındayken, demirden bir tabakayla kaplı kalbi parçalanmadıkça ölmeyen bir canavar türü ortaya çıkar. Isırdığı insanları da kendisine dönüştüren bu canavar, Ceset (Kabane) adı verilen saldırgan bir tür zombidir.

Uzak Doğu'daki Hinomoto adasında yaşayan insanlar, bu yaratıklardan korunmak için pek çok karakol kurmuşlardı. Karakollar arasındaki ulaşım Hayajiro adındaki buharlı lokomotif sayesinde sürdürülmekteydi. Aragane karakolunda yaşayan Ikoma adında bir oğlan da Hayajiro'nun bakım faaliyetlerinde görev almaktaydı. Becerikli Ikoma, kendine bu canavarlara karşı kullanmak üzere Delici Mızrak (Tsuranuki Zutsu) adında bir silah yapmıştı.

Günlerden bir gün, Ikoma yeni silahını denemek için fırsat kollarken, zorunlu Ceset kontrolünden muaf tutulmuş Mumei (İsimsiz) adında bir kızla tanışır. Gece çöktüğünde Ikoma, Hayajiro'nun kontrolden çıktığını görür. Lokomotifte görevli tüm personel cesetlere dönüşmüştür. Cesetlerin saldırısı altındaki karakolu kurtarma görevi, aradığı fırsatı bulan Ikoma'ya düşer...

Şu anda 6. Bölümdeyim. 5 bölümde seferşizin biri gelip mumei'yi daha iyi olmazsa bir çöp gibi atılacağı söylenmesi üzerine mumeinin tozutup her gördüğü cesede hunharca saldırmasıyla son buldu. Allah belanızı versin mumei'den ne istediniz.

Ben böyle Lolita görmedim. Vuruldum sana mumei. Duy sesimi. Kanım sana feda olsun.

Kısa anime önerisi isteyenler için nefis bir anime. İlk bölümden itibaren aksiyonu hiç düşürmüyorlar. Ve şarkıları da çok güzel.



https://youtu.be/3ePxx3VI_OQ

Bana arkadaşlık yapsın diye yalnızlıktan bir tane almayı planladığım robot. Sonra olayı tozutup faturalara dahil olmasını isteyip ödemezse " kaynakçının yanına veririm seni o kolunu bacağını birleştirirler " diye tehdit ederim muhtemelen.

Türkiye'de sonu hüsran gibi bir şey. Ama en çok hangi ülkeden talep gelecek diye de insan merak etmiyor değil.

Kıllı kollu vokalisti olan grup. İnsan, acaba ağdayla hiç tanışmamış mı diye merak ediyor. Keşke birlikte kuaföre gitsek.

Edit: bence de iğrenç. Ben de kendimi eksileyebilsem ben de eksilerdim. Hak veriyorum size. Eksileyin.

zenginsozluk.com/foto

Önemli olan yağ yakarken meme büyüklüğünü sabit tutabilmekte, küçülmelerine engel olmakta. Sırrı, bir yolu olan varsa bu bilgiyi acilen yaymalıdır.

Dev bir papatya cinsi. Sapı kalın, taç yaprakları ince uzun olur. En güzel rengi ortası siyah, taç yaprakları koyu kırmızı olandır. Pembe, turuncu, sarı, beyaz, kırık beyaz, kırmızı renkte çeşitleri bulunur. Çok güzel bir çiçektir. Kokusu hafiftir.

Sırt dekoltesi ( ip askılı elbiseyle çok güzel görünür ).
Saçları ensenin az üzerinde topuz yapıp toplamak.
Ufak taşlı, abartısız kolye.
İnce topuklu ayakkabı.
Küçük küpeler ya da bunun yerine abartı boyu olmayan hafif uzun sallanan küpeler ( Topuz yapılı saçla çok güzel durur yüzde ).
Minik taşı olan yüzük.
Düzgün bir sırt, ince bel ve postür ( Göğüslerini büyük göstermek için geriye doğru duran ya da kalçalarını çıkık göstermek için geriye doğru duranlar var ).
Düzgün bir diksiyon

Çocukluğumdan beridir hayalim olan şey. Uzaklardan bir yerden bir arkadaş edinip birbirimize ara ara mektuplar yazıp, yaşadıklarımızı anlatmak, bazen mektuba ufak tefek de hediyeler sıkıştırmak.

Bir keresinde buna neredeyse yaklaşmıştım. İlkokulda öğretmenimiz bize mektup yazmayı öğretmişti. Tüm sınıf mektup yazıp postaneye gitmiştik. Tabi benim yollayabileceğim kimse olmadığı için içimde büyük bir ukde olarak kalmıştı.

Hele bir de o arkadaş denizaşırı bir ülkedeyse daha bir güzel daha merak uyandırıcı olur.

Bir şeye takınca sürekli onun varyasyonlarıyla ilgili entry giren yazar. Ayrıca Azericede yıldız demektir.

Düşürülen böbrek taşlarını heba etmeyip takı toka yapmaktır. Nil Karaibrahimgil'in dediği tek taşımı kendim aldım tek başıma kendim taktımı üst seviyeye çıkartıp tek taşımı kendim yaptım tek başıma kendim taktımdır. Her yiğidin harcı olmadığı gibi sevilen kişiye hediye edilince daha bir anlamlı olur.

Daha da ilerisi kum dökünce müteahhit olup dökülen kumdan ev yapmaktır. Sevdicekle o evde sıcacık vakitler ne de güzel sarhoş eder insanı.

Termodinamiğin 1.yasasını kapsayan, ( enerji yoktan var edilemez ) var olan enerji dönüştürülür prensibiyle çalışan sanayi devrimin önemli elemanı. İçindeki ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştürerek çalışır.

İlk mühendisi 2000 yıl önce İskenderiye'li mühendis heron sayılır.

Allah'ın belası belası belası. Soyuldukça soyulan, kırılgan tırnakların da canı cehenneme.

Çözümü olan varsa yardım etsin ya la.

Koskoca ilahi komedya yazdık ama gel gör ki bir tırnağı koruyamadık.

Dante'yiz tırnak bakımı yapıyoruz diye de tabi ki kendimize nonoş dedirtmeyiz.

İlk alışımda şişirip dev gibi balon yaptığım şey. Benim penisime küçük geliyor diyen adamın bacağına girecek kadar esneyebiliyor.

Bu da Zamdan nasibini aldı.

(bkz:Can boğazdan gelir diyip 100 kilo olmak)

Videoyu çekenin her an astım krizinden gideceğini düşündüğüm video. Yalnız çok komik orası ayrı

Çocukların genellikle suyunu içip tortunu bıraktığı, kayısı, üzüm, erik, elma, kiraz gibi meyvelerin kurusundan yapılan, bulgur pilavının yanına da çok güzel yakışan yazın dolapta bekletilip soğuk soğuk içilince insanı ferahlatan içecek.

Eşek hoşaftan ne anlar lafıyla da ünlüdür ama onun doğrusu hoş laftandır.

Taze meyvelerle yapılanına komposto denilir. Yazın tutulan Oruç zamanında güzel gider.

Pek fazla arkadaşlık kurmayan, bundan memnun olan ve arkadaşa ihtiyacı olmayan, kendi halinde sessiz sakin birisiydim. Bunun verdiği rahatlığı çok seviyordum.

Ardından girdiğim bir ortamda tesadüfen bir arkadaş edindim. Ve bu öyle bir illet haline geldi ki artık bunalma derecesini de aştı. Çok farklı bir boyuta getirdi beni.

Her gün birlikte yemek yiyoruz. Yan yana oturuyoruz. Sürekli dibimde. Eve gideceğim dediğimde sen yoksun ben de gideyim diyor, gitmediğimde hep dibimde. Geç kaldığımda hep arıyor. Hep mesaj atıyor. Geç kaldığımda arama beni, mesaj atma dememe rağmen arıyor, yazıyor. Sosyal uygulama kullanınca hep yazıyor. Kısacası hep dibimde! Kabus gibi. Hep yanımda!

Pekâlâ çok iyi birisi. İyi anlaşıyoruz vs. Ama birisiyle sürekli dip dibe olmak, hep yan yana olmak o kadar boğucu ki bazen yalnız kalmak istiyorum ama buna müsaade etmiyor. Bunu ona dolaylı yollardan anlatmaya çalışıyorum ama anlamıyor. Açık açık söylesem kalbi çok kırılacak ve en ufak bir şeyde ağlayan, aşırı duygusal birisi. Buna katlanmıyorum. Sürekli yanımda. Sürekli... Sürekli.. sürekli yan yanayız. Artık ben ağlayacağım. Birisi duysun sesimi. Nolursun...

Sadece biraz nefes almak istiyorum. Kendi halimde kalmak, kendimle baş başa olmak istiyorum. Boğuluyorum. Ve buna alışık değilim.

Ben eskisi gibi olmak istiyorum.

Arkadaşım, sınırını bilmeyen, düşüncesiz birisi.

(bkz:Profesör mcconagall)

(bkz:Hogwarts'tan kahramanlık, zorluk ve tehlikeli hobiler üzerine kısa hikayeler)

DOĞUM GÜNÜ:

4 Ekim

ASASI:

Köknar ağacı ve ejderha yürekteli, 24 cm, esnemez

HOGWARTS BİNASI:

Gryffindor

ÖZEL YETENEKLERİ:

Animagus (çarpıcı çizgileri olan gümüş bir tekir kedi)

EBEVEYNİ:

Muggle baba, cadı anne

AİLESİ:

Eşi Elphinstone Urquart (ölü), çocuğu yok

HOBİLERİ:

Dikiş nakış, Biçim Değiştirme Güncesi'ndeki makaleleri düzeltmek, Quidditch izlemek, Montrose Saksağanları'nı desteklemek.

Çocukluğu

Minerva McGonagall, İskoç bir Presbiteryen Papaz ve Hogwarts'ta eğitim görmüş bir cadının ilk ve tek kızıdır. Yirminci Yüzyıl başlarında İskoçya tepelerinde büyüdü, kendisinin yetenekleri ve ailesinin evliliğiyle ilgili bazı tuhaflıklar olduğunu yavaş yavaş fark etmeye başladı.

Minerva'nın babası, Peder Robert McGonagall gönlünü, kendisiyle aynı kasabada yaşayan, her daim enerji dolu Isobel Ross'a kaptırdı. Tüm komşuları gibi Robert'ta Isobel'in İngiltere'de önde gelen bir yatılı kız okulunda okuduğuna inanıyordu. Aslında olan, Isobel'in aylarca ortadan kaybolduğunda, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okuluna gittiğiydi.

Devamı için;

http://fantastikcanavarlar.com/dusunseli/pottermore/j-k-rowlingin-yeni-kitabindan-minerva-mcgonagall-hakkinda-bilinmeyenler/

Bilmezdim baş ağrılarının bu kadar kötü,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce
...

diye şiirler yazdıran, anlatamadığım bir biçimde acı çekmeme sebep olan, durduramadığım, bir anda nasıl aklıma geldiğini dahi anlamlandıramağım acı verici olay.

Doksan atmış doksan vücudum var
Doya doya bitmez tadım var
Kendime arkadaş arıyorum
Aradığım BanA uyacak dediğimi yapacak

Doksan atmış doksan...

Kimilerine göre çok zararlı olan ( petrolun yandan yemişi ) kimilerininse ayıla bayıla kullandığı bir tür yağlı Krem.

Bunun en etkili kullanılabileceği yer kesinlikle ayaklar, kurumuş diz ve dirsekler, envai çeşit eklem bölgeleri. Zararlı olduğu söylense de bunun kadar bebek poposu yapan bir şey daha yok dünyada.

Evet asla inkar etmeyeceğim foot doctor çok iyi olabilir lakin her hafta bir kutu vazelin bitiren bir insan evladı olarak her hafta foot doctor'ın kremlerinde de 15 - 20 lira vermek acımasızlık gibi bir olay.

Yaşasın vazelin sevenler derneği.