9 Ekim 2019 tarihinden beridir Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen operasyon. Pek askeri-siyasi muhabbetlere giren biri değilimdir. Ancak Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas bu operasyon için kamu hizmetlerine yapılan zamlarla fonlandığı ifadelerini kullanmış. Açıkçası bu zamlarla çok aşırı gelişmiş girişimler gözükmesi gerekirken boşuna ABD'ye gidip gelmekten, siyasi tempoyu ayakta tutacak kafa tutmalarından ve kendi keyfi harcamalarından bu girişimleri göremiyoruz. Sonumuz hayırlı olsun demekten başka bir şey elimden gelmiyor.
(bkz:Gülten Akın)
(bkz:İhsan Eliaçık)
(bkz:Ahmet Altan)
(bkz:aşık veysel)
(bkz:aziz nesin)
(bkz:özel tüketim vergisi)
Hayatındaki kanser mücadelesinde de ve öldükten sonrasında da içi kararmış orospu çocuğu bazı insanlarımızın bel altı esprilerine maruz kalmış, ben de ise yaydığı enerjiyle karamsar yapımda iyi yönde etki bırakmış gencecik kanser hastası bir kadındı. Önceki cümlede bahsettiğim kişller bu kadının yaşadığı acının bin mislini yaşasın demekten başka bir şey diyemiyorum.
(bkz:ahmed arif)
(bkz:ali tolga çandar)
(bkz:fenerbahçe tv)
(bkz:fenerbahçe tv)
zenginsozluk.com/foto
bir burhan kuzu tweet'inde geçen ifade. Ekran alıntısı silinmesine karşı tweet metni için: “2. Abdülhamid Han tahttan uzaklaştırılınca, bir gazeteci Ahmet Şefik Mithat Paşa'ya sormuş: 'Paşam istediğiniz oldu. Şimdi ülke için projeniz nedir?' Paşa da 'Biz sadece Abdülhamid'i yıkmaya odaklandık. Sonrası ne olur düşünmedik' demiş. Ne oldu? İmparatorluk çöktü. Tek hedef Recep Tayyip Erdoğan. Sonra?”
zenginsozluk.com/foto
Bahsi gecen kişinin 30 ağustos zafer bayramı kutlamaları için “Avrupa'nın atası Roma'yı Anadolu'dan kovmuş; Niğbolu'da, Kosova'da, Varna'da Birleşik Avrupa'nın kara ordularını, Preveze'de donanmasını yenip Avrupa'nın başkenti İstanbul'u fetheden bir millet Dünkü vilayetim Yunan'ı yendim diye bayram yapıyor. Kutlu olsun bari” diye attığı tweet'tir.
18 Ağustos 2019 tarihinde Kırkkale'de bir kafede çocuğunun velayeti üzerine konuşmak üzere buluştuğu eski eşi Fedai Varan tarafından çocuğunun gözü önünde boynundan bıçaklanan kadın. Kadın cinayetleri ülkemizin kanayan yaralarından bir tanesidir. Sosyal medyayla etki yaratmak bir yere kadar etkili olur. Hükûmet bu konuda aşırı duyarsız. Dava düşse diye kılı kırk yarıyor. Sözde kadın hakları üzerine bu yapının dernekleri olsa da bunların tek derdi, son zamanlarda ortaya çıkan eş cinsellik olayı. Bunlara karşı mücadele edeceklerine bu cinayetlerin önüne geçselerdi şu anda bu manzaralarla karşılaşmazdık.
(bkz:ön yargı)
(bkz:Jennifer Joanna Aniston)
demin online yazarlar listesinde gördüğüm 3. nesil yazarlardan biri. kendisine buradan hoş geldin diyelim.
dün (7 ağustos 2018) 7 mayıs 2019 tarihinde bir Twitter kullanıcısının paylaştığı tweet'teki ifadeyi alıntılayarak açtığım başlığı gören muhtemelen galatasaraylı olan iki yazar tarafından adıma hem Galatasaraylı Avukatlar ve Hukukçular Derneği hem de Emniyet Genel Müdürlüğüne Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama gerekçesiyle suç duyurusu yapıldığını gördüğüm ortam. genelleme yapmak istemiyorum. ancak o başlığa yazan 25 yazardan kaç kişi attığım entry'i anladığını merak ediyorum sorusunu merak ediyorum. şu anda avukat arayışındayım. başıma ne geleceğini merak ediyorum.
banyo sonrası değiştirilen yastık kılıfıyla fark edilecek kokudur. banyonun günün yorgunluğunu almasının üzerine bu koku ödül mahiyetinde olacaktır.
Son zamanlarda elektrik, doğal gaz ve sigaraya yapılan zamlar hakkında röportaj yapan Kamusal Alan adlı YouTube kanalına bir vatandaşın verdiği ifade.
İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Gayet güzel, iyi bir şey. (“Herhâlde sigara içmiyorsunuz” sorusu üzerine) İçiyorum. Niye içmeyeyim ki? Param var. Alıyorum, içiyorum. Benim için bir mahzuru yok. 20₺ olmuş, 25₺ olmuş, 50₺ olmuş. Bence mahzuru yok ki. Varsın gelsin. Ne güzel. (Son zamanlarda elektrik, doğal gaz vs. ifadesi üzerine) Onları da boş ver. Onları da yakmasınlar. Az yaksınlar. Ne olacak ki? Elektrikmiş, doğal gazmış. Devlet bilir. Bizimle ne alakası var? Odun yaksınlar. Tüp var. Tüp yaksın. Tüp satıyorum. Tüp alsınlar. Geçinemeyenler memleketlerine gitsinler. Bu milletin burada ne işi var? Ne zaman gelmiş bunlar? 1980'den sonra pat diye buraya gelmişler. Bilmem ne. Köylerine gitsinler. Köyler boş. Bak. Kimse hiç tarımla, tavukla, besiyle uğraşmaz. Bunlar niye uğraşmıyorlar? Göçmüşler gelmişler. Geçinemeyen adam gitsin. Burada ne işleri var? Kalabalık ediyorlar. Kalabalık etmeyecek.”
kendisi tanım giremediğimi eleştirmiş bir yazar. mademki ben tanım girmeyi bilmeyen bir insanım arkadaş bunu öğretebilir. tabii öğretmesi için normal bir insan olması gerekiyor. bir de benden bıkmış. bıktıysa sözlük kurallarına aykırı hareket sergileyebilir, bir daha girmemek üzere ayrılabilir ya da hesabını silebilir. bu üç seçenekten başka bir seçeneği bulunmamakla birlikte dördüncü seçeneği kendiyle tartışarak bulabilir. tabii yapabilirse.
Dizinin hikâyesi iş görse de kadrosunda barındırdığı çocuklardan kaynaklı [Jane Hopper (Eleven) gibi] bir süre sıkıyor. Sezon finallerinde hep bir mutlu son görülse gelecek sezonlarda hikâyenin sözde farklı ancak aynı sona dayandığı görülmektedir. Özellikle üçüncü sezon sonunda geçit bir daha açılmamak üzere kendini feda eden Jim Hopper'ın Mike Wheeler ve Jane Hopper (Eleven) için yazdığı konuşma metni bu sezonun tek anlam ifade şeyiydi. Bu sezondan sonra aynı monotonlukta bir sezon daha yayınlanmayacağını umuyorum.