essekar

Bu çakmağı kullanan kim varsa ya çok iyi artistlik hareketler yapıyordur ya da öğrenmeye çalışıyordur.

paris’te asillerin de katıldığı bir toplantıdadır. iyi giyimli kadınlar ve erkekler, birbirlerini kıskanç ve kimi zaman da aşağılayıcı gözlerle süzmektedirler. başlar omuz hizasının hep üzerinde karşısındakine adeta yüksek bir basamaktan bakarmışçasına ve kısık gözlerle bakmaktadırlar. geniş bir salonda, bütün hareketler tek tek gösterilerek, ağır ağır, törensel bir havada gerçekleştirilmektedir.

büyük bir masanın etrafına dizilmiş kadınlar ve erkekler kendilerini tanıtmaya başlamışlardır. herbiri kendini uzun isimlerin ardından tanıtır. asaletin simgesi olan soy ağacından asil isimlerle başlarlar kendilerini tanıtmaya. “ kont michel’in oğlu, baron william’ın kardeşi, düşes catherine’nin kızı…” gösterişli kadınlar ve erkekler uzun uzun asaletini paylaştıkları yakınlarının isimlerinin ardından kendi isimlerini söylerler.

sıra napolyon'a geldiğinde, müthiş bir ifade kullanır:

“ ben napolyon bonaparte ve asalet benim adımla başlar!”

mükemmel müziği ile bir dönem çocuklarının en sevdiği çizgi film kahramanı.

Hava 60 santigrat derece falanken buzzz gibi bir şişe biradan alınıyorsa belki orgazm gibi değil de ona yakın değişik hislere gark eder insanı.

Hayali bile güzel geldi be!

Üniversite>iş>ev üçgeninde boğulurken günlerden bir gün her zaman olduğu gibi erken saatlerde iş yerine gittim.günlerim o kadar yoğun geçiyor ki zaman su gibi akıp gidiyor tabi.

O sabah ki ilk planımda 'kahvaltıyı dükkanda yaparım'dı.bi güzel açtım dükkanı , demledim çayımı , sıcacık poğaçalarla yaptım kahvaltımı.sonra açtım pcyi sosyal mecralarda takılıyorum derken

saat oldu 8, ne gelen var ne giden.
saat 8.30, hala gelen giden yok.
Saat 9, ben bi patronu arayayım

Elime telefonu aldım ekranda 24 ocak 2016 pazar yazıyo.günlerden pazar. Evet pazar günü tatiliz ve pazar tek tatil günüm.

ölümü umursayan bir insan için zamandan daha değerlisi yoktur. ölümü umursamayan insan için ise tek tek toprağa verdiği dostlarıdır.

Saat itibarıyla benim için 'dünün' tek cümlelik özetidir.

Kimse yaptığı tek bir hatadan dolayı silinecek kadar değersiz, sürekli hatalar yapmasına göz yumulacak kadar da değerli değildir.

lise ve dersane zamanlarinda sabah kahvaltisi olarak degerlendirdigim aktivite. bir yere kadar kaldiriyor bunye tabi. niyetiniz yoksa, hic yapmayin.

insana travma yaşatan dakikadır. hayırlısı olmayacağını bile bile neden böyle dediniz siz bile bilmezsiniz.

Karşıdakini sindirmeye çalışanlara "elinden geleni ardına koyma" manasında söylenen bir söz.

zenginsozluk.com/foto

dünün maziliğiyle yarının belirsizliği arasında kalmış tek gerçek zaman dilimi. Bu gerçeği bilincin altına bir an bile itmemek lazım.

Bir insanı sahiplenmek ona her dediğinizi yaptıracaksınız anlamına gelmez. Kimi zaman mutluluğunu sahiplenirsiniz kimi zaman da mutsuzluğunu. Bu onun kişiliğini sahiplenmek değildir aksine ona değer vermek anlamına gelir. Mutluluğunu sahiplenirsiniz daha fazla mutlu olur, mutsuzluğunu sahiplenirsiniz daha az mutsuz olur ve bunlar sahiplenen kişiye de mutluluk verir. Ayrıca kim ister yanında her komutuna uyan insanı! Böyle bir sahiplik istiyorsanız köpek alın çok sadıklar hem yavruyken alırsanız istediğiniz komutu da öğretirsiniz!

Hoş gelmiş yeni yazarımız. Kendisine sonuna kadar katılıyorum, en azından geceleri esse bence de kâr.

Buyursun yellensin bunlarla, serinletiyorlar:

(bkz: zengin sözlük manifestosu)
(bkz: entry girme rehberi)