kozmos

eskişehir'de kaldığım bir dönemde onlarca kere küçük prensi bitirmiş ama hala dirayetle okuyan bir kız arkadaşım vardı. küçük prens aşığıydı, bazı hareketleri bazen sıra dışı gelse de, konduramazdım 'insanız hepimiz' vs diye geçiştirirdim. bir akşam uyurken ben eşyalarını bırakıp gitmiş. aradım ulaşamadım, mesaj attım dönmedi. şizoid bozukluğu olduğunu ablasından öğrendim sonraki günlerde. takip eden birkaç gün ve hafta içinde korku içinde yaşadım. şimdi dönüp bakınca, hala korkuyorum biraz.

bir bakıma, sevgili diye nitelenen kişidir aslında. insan yaşadıklarıdır. öyle değil midir yani?
kim aksini savunabilir? kişi, yaşattıklarından ziyade yaşadıklarıdır. geçmişe bakıp uzun vadeli planlarınızı iptal edin, evlenmeyin vs demiyorum. es geçmemek gerek diyorum.

klinik bir vak'a olarak bir psikiyatri kliniğinde yattığını, haber vermeden kaçıp gittikten sonra arkadaşlarından öğrendiğim eski bir kız arkadaşım, bu duruma dikkat etmem gerektiğini öğretti. ben de yazayım dedim.

ismi ile müstesna yayın. time isteğimin geri çevrilmemesi hoşuma gitti. hep floyd, daha çok floyd.

yapraklarla dolu bir yerde giden bir grup insan vardır. arkadakiler hışırtı yapar ve grup lideri dönüp;
'şşş...'' der ve ondan sonra artık yürürken ses çıkmaz.
yalan yok yedik bunu.

böyle bir genelleme yapılamaz. ancak filmlerinin büyük çoğunluğu kendini izleten, sevdiren ve kült film potasına giren bir yönetmen dersek şayet, lynch ve tarantino gelir aklıma.

gorillaz yapımı clint eastwoodla hemen hemen aynı modern sabahlar parçası.

the rolling stones parçası. mick jagger'dan ziyade, nakaratın bir yerlerinde bir kadının yalnız şekilde;
''rape, murder! it's just a shot away, iT's just a shot away.'' diyerek adeta haykırdığı kısmı zil sesi yaptığım zamanlar vardı...

the jimi hendrix experience'nin en sevdiğim şarkısıdır. grand theft auto san andreas'daki k-rose radyo istasyonunda çalan şarkılarla benzerlik içinde. yalnız o Mitch'in kafa hareketlerini çözemedim.

karar verebilene helal olsun dediğim anket başlığı. çok mecbur kalırsam şu 7'liyi bırakır kaçarım;

7-the doors
6-the beatles
5-black sabbath
4-led zeppelin
3-queen
2-iron maiden
1-pink floyd

şans eseri denk gelmiş bir şarkıyla enstrüman kursuna gönderten, grup kurduran, sonra o grubu dağıttıran gruptur...

mia wallace ile yasak aşk yaşayan john travolta abimizin oynadığı bir pulp fiction karakteri.
tuvalette bir şeyler okumayı sever.

bu kavramın da jöle kıvamına geldiğine fazla büyük olmayan kalıbımı, yeterli büyüklükteki taşşağ*mı basabilirim.

geçen a noktasından b noktasına giderken, vitrinlere bakmaya başladım. bir pet-shop vitrininde yazan, belli ki sikik biri tarafından yazılmış yazı çok dikkatimi çekti;

''hediyeniz canlı olsun ister misiniz? mesela köpek?''

memlekette o kadar çok dalyarak var ki, ne desem eksik yani, nasıl küfür edeceğimi şaşırıyorum her defasında.

o dostu o benden senden daha masum olan varlığı 'hediye' olarak alanı da satanı da, onu eşya ile bir tutanı da, bunun önünü açanı da, destek olanı da çatır çutur domaltıp sikmek istiyorum ya.

esas adı ecstasy, sokak adı 'şeker' olan hapların kullanımına, o eyleme verilen isim.
(bkz:müptezel)

keyfine düşkün insanlar için kullanılan yakıştırma, lakap.

yat sahibi olmanın verdiği huzurla o kıyı senin bu kaya dibi benim diyemeden ölüp gitmek kadar koyacaktır. düşman götüne. ayrıca;
https://zenginsozluk.com/sozluk-yazarlarinin-hayalleri__39861

lise zamanlarıma damgasını vurmuş müzik gruplarındandır. dağılın lan! isyanım var;

iyinin de iyisi, en üstün, pekiyi anlamına gelir. dilimize arapça'dan geçmiştir.
yüce manasındaki 'ali' kelimesiyle, çok iyi manasındaki 'âlâ' kelimesinin birleşiminden oluşmuştur.

artık arkada kalmıştır umarım dediğim geri zekalı turnusolu.

yani bundan 13 yıl boyunca nasıl bihaber yaşadım hala şaşırıyorum. yıllar sonra fark edilen muhteşem şeylerden biri. hakikaten 'oh bee' dedirtiyor. uzun bir su altı dalışından sonra yüzeye çıkmak gibi.

gerekli gereksiz adleri görmemenizi o adlerin yüklenmemesini sağlayan extension.

niyeyse, aklıma 'yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta' cümlesini getirmiş başlık.

sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin.
kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
bir ısıtır bir üşütür bir ağlatır bir güldürür.
sen hem bir hastalık hem bir sağlık gibisin...

(bkz:özdemir asaf)

BİR ERKEK açısından bakacak olursam, ki erkek olduğum için istemesem de bir erkeğin açısından bakıyorum, boş iştir.

ben şu yaşıma geldim, ne kendim ne çevremde hiç çöllerde mecnun diye dolaşan leyla görmedim? varsa gören mesaj kutum açık.

bir erkeğin kadının peşinden koşması gerekliliği diye bir mevzu var misal. bu saçmalığın içinden sıyrılıp uzaktan bakınca bu duruma, gerçekten büyük bir saçmalığın döndüğünü fark ediyor insan. salak türk kızı tipi ilişkilerden, çetrefilli fikirlerden dolayı kaç kere hüsrana uğradığını hatırla erkek kardeşim.

düşünsene çok güzel şeyler olabilecekkken nasıl içine sıçıldığını masumiyetinin sevginin, zamanının. zamanla öz saygını nasıl yitirdiğini hatırla.

kendi kendine entrikalar yaratan bi makine türk kızı. hiç çöllerde mecnuun mecnuuun diye dolaşan bir leyla görmemekle beraber şirin de görmedim. ferhat mantıklı olsaydı, ulan dağları delmenin imkanı yoktur deyip, bu işten(dağları delmek) vazgeçseydi ne olacaktı?

odun ferhat olacaktı. tipik erkek davranışı olacaktı. peki şirin ne yaptı? sarayda beklemek dışında şirin ne kattı o ilişkiye? kadınlar, sayın erkekler, birinin de dediği gibi;

"kadınlar sizi sevebilir. fakat bir süre sonra bir şey olur onlara, sizi ölürken izlemek isterler, arabayla sizi ezip suratınıza tükürmek isterler."

sevilen romanlara, sevilen şiirlere, şarkılara bakın. %97'si bir kadına ithafen ele alınmıştır, bir erkek tarafından.

yapma bunu kendine değerli kardeşim. erkek adam erkek siker demiyorum. isteyen istediğini istediğiyle yapsın. ama bu ortada olan bir sorun ve kötülük. bile bile yapma bunu. diren kendine. yapma.

''LANET OLSUN DOSTUM O SES DE NEYDİ''
''o kasabaya gitmenizi önermem genç bayan''

çok hoş sporcu takviye ürünleri üreten marka. witamin water men powerı henüz denemedim ama women fitin tadı şurup gibi geldi.
decathlonda bulunabilir diye düşünüyorum. belki gratisde de vardır. hatta women fit gratisde kesin vardır.

en az bir kişinin 'çalıp oynadığı' yayın türü. bir konuda belirlenen süre içinde konuşan ve bunu paylaşan insanların yaptığı işe de 'podcasting' denir.
ayrıca;
http://www.dedirten.com/podcast-nedir/