kozmos

sözlük yazarlarının hayal ettiği ve çoğunlukla hayal olarak kalacağı ölüm şeklidir.
*
kütüphanemdeki masamda kim bilir hangi kitabın çevirisini yaparken..

söylendiği andan itibaren kavgada bile söylenmiş sözler olacaktır. bu bakımdan ''kavgada bile'' kavramının ifade ettiği şeyler, ''bile'' ye yüklenen anlam ile anlam bulur.

yabancı dil konusunda meyli ve kaabiliyeti bulunan bir insan olmama rağmen, bu tür bir kitabın çevirisini yapmak güç, zira hala daha çevirilmedi. türkçe çevirisi çıktığı gün alacağım.
(bkz:maps of meaning)
(bkz:jordan peterson)

yüzyüze, yan yana yani, karşılıklı konuşma ise, o sessiz kıvılcımdır belki sessizliğe yönelten, çağıran. seksi bir sessizlik. ımyeeahh!!!

yaşanabilecekken en az 1 kişi tarafından engellenen, çeşitli güzelliklerden mahrum edilen insanların yer aldığı müzedir. girişte sizi lilith karşılar.

sevilen insan tarafından sevilmediğini kabullenmektir. sevilmeyen insan tarafından sevilmemek umursanmayacağı gibi insanın bazen hoşuna bile gidebilir. sevilen, değer verilen, önemsenen kişi tarafından sevilmemek, bunu kabullenmek güç. bu eşiğin ardında güzel şeyler bulunabilir ama bu eşiği düşünmek dahi zul. kabullenmek şöyle dursun.

habersizce, başkalarında kendini bulma, görme, duyma çabası. dört nala koşan hormonlar işi daha tanrısal, ilahi kılıyor elbette, ancak özü görmemek işten bile değil.

(bkz:bu arada ben bora)
t; karşı cinsten hoşlanan insanların daha zor bir klasmanda yarıştığı düşünülürse daha çekici gelebilecek repliklerin kurulması elzemdir.

-ben küçükken tarık mengüç hayranıydım
-evet evet, tarık mengüç.
-gitme, nereye noluyor gitme.

umursamaz, vurdumduymaz, rahat kişi.
patates olmasın diye girilen zoraki tanımdan sonra gelelim hayatın gerçeklerine, fako arkadaşa bakıyor musunuz? tipsiz bir orospu çocuğu.

gülümsemelerin fotoğraflarda kalması'ndan başka bir işe yaramadığı gibi başka bir gerçeklik de pek anlatmaz.

kafa karıştıran bir konu hakkında derman bulmayan buna mukabil daha çok kafa karıştıran insana kurulası cümle.

zenginsozluk.com/foto

behlülle ne ilgisi var?
*
t; bir ailenin sürüklendiği fecaatin giriş cümlesidir.

kozmos tarafından bu başlık için ukde bırakılmış
yazarın notu : tahmin ediyorum.
-ananın amında.
alkış.

t; x'in nerden yenmesi gerektiğini düşünen insan cümlesi. halısahada ''paslı oynuyoruz beyler'' diyen adamın ya kendisi, ya akrabasıdır bu kişi.

yazarını sevmesem de, kaldırımlar şiirini aklıma getirmiş başlık.
*
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

(bkz:sol elle açılmış başlıklar)
genelde toplum önünde bir kişinin internete sızan bir videosunun başlığında kullanılan bir kalıp.
(bkz:kaynak kıçım)

@ontolojik sancilarimin merhemi

eski sevgilimin içinde bulunduğu kategoride yer alan kız modelidir. bdsmye uzaktan göz kırpıp bu tabuyu doyasıya yaşatacak kişi olduğu su götürmezdir.

(bkz:ishalim demenin alternatif yolları)

(bkz:ağız sulandıran başlıklar)

biz tecavüzü istismarı engelleyemiyor, bununla alakalı toplumsal desteği ve eğitimi 16 yıldır sağlayamıyoruz, e bakın işte rahat etsin içiniz en azından idam ediyoruz alt metnine sahip referandumdur fikrimce.

hayır böyle bir ceza sisteminin/anlayışının caydırıcılık vaat edeceğini düşünmek öylesine üstünkörü ki, bunun yasalaşmasını düşünmek bile aklım almıyor.

toplum mühendisliğini ne de güzel yapıyorsunuz. ne de güzel arşivlere geçiyor her an, tarihe kazınıyor her bir harf. işin iyi tarafı tarih unutmuyor..
not: türkiye ab ilişkilerinin kısır döngüye girmesi üzerine tez yazmaya 5 kala bir siyasetçi.

pink floyd'un tek bir echoes'ununun bile sol anahtarının evrendeki tüm şarkılara denk düştüğünü belirteyim önce. ayrı ayrı 4'ünün de ingiliz olmasının yanında tek ortak noktaları muazzam parçalarının olması, tarihe imzalarını atmış olmalarıdır.

ibnedir.
özlediğim yazar.

(bkz:en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı)

hala teveziyon izleyen, izlerken zevk alan insanlar var mı diye sordurtan bir başka yaz sıçmığı.

eser yenenler denen mikro boyutta kapitalizmin, adeta istenmeyen çocuk edasıyla her kanaldan yırtık dondan fırlarcasına kafasını çıkaran bir tır tekerinin sunacağı program imiş.

bu kıvamda izleyici kitlesine eser denen yıkık kamyon tekeri bile fazladır. tabii ki müstahaktır.

bir insanın size güvenmesi kadar sorundur. siz bu sorumluluğu, samimiyeti alabilecek kadar o ''biri'' misiniz bir defa? kendinden emin olandır zira, çıkaracak olan her anın tadını, bakacak olan meyvenin tadına, içecek olan aşkın şarabını.