türk toplumunda kol gezen hastalık. toplumsal, çevresel faktörler buna yüksek oranda sebebiyet veriyor.
e sen doğaya, kendi tabiatına karşı gelirsen olacağı bu, bir yerden pörtleyecek.
bununla ilgili kötü bir anım var. tek söyleyeceğim buna sahip bir sevgiliniz var ise onu dışlamayın. siz buna sahipseniz kendinizi dışlamayın, sevin ve kabullenin bedeninizi, birey oluşunuzla alnınız ak şekilde övünün.
(bkz:bacı destroyer)
*
mağduriyet devşirilecek yerden gelecek olan devşirmelerin de bilhassa titizlikle seçildiğinin göstergesi cümle.
43. dönem bacı seçmeleri giriş kriterleri;
- 0/18 yaş arası olmak.
- t.c. vatandaşı olmak.
- en az bir kere türban takmış olmak.
- gerisi hayal gücü.
*
göte girmesin diye önden edit: mizahidir, ekmeğimle oynamayın.
*
mağduriyet devşirilecek yerden gelecek olan devşirmelerin de bilhassa titizlikle seçildiğinin göstergesi cümle.
43. dönem bacı seçmeleri giriş kriterleri;
- 0/18 yaş arası olmak.
- t.c. vatandaşı olmak.
- en az bir kere türban takmış olmak.
- gerisi hayal gücü.
*
göte girmesin diye önden edit: mizahidir, ekmeğimle oynamayın.
aşırılık halinin hakim oluşudur her şeye. sözlere ve eylemlere. örneğin osmanlı devletinin yıkılma döneminde "saray masraflarının artması" diye bir madde vardı en son. bilmem anlatabildim mi bakar körler, merdiven altı feylesofları sizi. mnkdklrm..
çok güzelbir şety. içmek kadar güzel bir şey yok. babama bile tavsiye ettim.
günde 2 kere doğruyu gösterdiği zaman aralığında da bana mesaj atan yazar.
(bkz:kedi canını senin)
(bkz:vurmayın öldüm)
(bkz:kedi canını senin)
(bkz:vurmayın öldüm)
kendisi başlı başına bir bütün olarak, kıssadan hisse. bakıp bakıp çeşitli dersler çıkarılabilecek bir başarısızlıklar bütünü olmakla birlikte, hayatı boyunca elde edebileceği en büyük başarılarının arasında birkaç sosyopat tarafından kenar köşe sözlüklerde övülecek olması var. kovulana kadar. hiçbir zaman lafına güvenilecek biri değil. kendi kendine güvemiyor ki başkasına da güven verebilsin. sana puanım 2 kanka.
üslubu ile falso vermiş, ''gene kimin fakesi acaba'' diye düşündürtmüştür. düşündüğüm şey mi yine yoksa. muhtemelen öyledir. küçücük yerde dönen şeylere gel ya, olsun ama hadi beni aşka inandırın...
bir sözlük yazarı.
edit: büyük yanılmışım. utancımdan duvara doğru koşacağım.
bir sözlük yazarı.
edit: büyük yanılmışım. utancımdan duvara doğru koşacağım.
devam ediyor olan siyaset eğitimim ve gözlemlerim, okumalarım vs bana gösterdi ki, türkiye her zaman ve her zaman takvim yaprağında yazan yıl ile pek alakası olmayan bir medeniyet. bu cümleyi çekin çekebildiğiniz kadar. hayallerinizden de dahası çoktan yaşandı, yaşanıyor çünkü.
diploma sahibi olmadan da sosyolog olunabileceğinin kanlı canlı kanıtı aysun kayacı vecizesidir.
özellikle bir metafor olarak çoban kelimesi, kalıp yerine kullanılmıştır. sosyokültürel seviyesi birikim ve donanım sahibi bir insana göre daha az miktarda olan bir insan modeli (hayali bir cahil düşünün manasında) ele alınarak söylenilmiş bir cümledir. söz gelimi ''kars'ta eşeklere uygulanan vahşet'' konusu gündem bu ara. bu vahşetin baş rolünde eziyet eden kişiler bir veya birkaç çobandan oluşuyor. ancak bu başlığa konu olan cümle bir meslek grubu olarak çobanları işaret etmiyor.
yani bu başlığa konu olan cümledeki ''dağdaki çoban'' kalıbı bir kişi olarak, yani meslek olarak ifade edilmemiştir, ''cehalet'' düzeyi bağlamında 'aşağıda' ya da 'sorgulamayan' veya 'nitelik üretmeyen' insan veya insanlar işaret edilmiştir bu kalıpla.
yine bu bağlamda, örneğin meslek olarak çobanlığı seçmiş olan ''kars'taki eşeklere uygulanan vahşet'' in başrolündeki insanlarla, söz gelimi nitelik üreten ve sorgulayan bir sosyolog, söz gelimi bilinç sahibi bir vatandaş veya bireysel farkındalığa sahip öğrenme merakı ile dolu bir üniversite öğrencisi nasıl bir olabilir? nasıl eşit olabilir?
kim, hangi partizan, hangi miyadı dolmuş öğreti sapkını kimseler bu denli basit bir denkleme karşı çıkabilir, hangi mantık barındırdığını ifade eden fikir tersini söyletebilir?
elbette (farkında olunmadan yapılsa da) hayali olarak kıyası yapılan bu iki ayrı kişinin eşit olduğu birçok taban vardır. o tabanda buluşabilir bu iki ayrı kişi. ancak bir ülkenin geleceğini tayin etme konusunda bu iki ayrı insan eşit olmaktan çok uzaktır.
yine bu bağlamda; kısaca evet,
dağdaki çoban ile benim oyum bir değil!
*
demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.
(bkz:platon)
özellikle bir metafor olarak çoban kelimesi, kalıp yerine kullanılmıştır. sosyokültürel seviyesi birikim ve donanım sahibi bir insana göre daha az miktarda olan bir insan modeli (hayali bir cahil düşünün manasında) ele alınarak söylenilmiş bir cümledir. söz gelimi ''kars'ta eşeklere uygulanan vahşet'' konusu gündem bu ara. bu vahşetin baş rolünde eziyet eden kişiler bir veya birkaç çobandan oluşuyor. ancak bu başlığa konu olan cümle bir meslek grubu olarak çobanları işaret etmiyor.
yani bu başlığa konu olan cümledeki ''dağdaki çoban'' kalıbı bir kişi olarak, yani meslek olarak ifade edilmemiştir, ''cehalet'' düzeyi bağlamında 'aşağıda' ya da 'sorgulamayan' veya 'nitelik üretmeyen' insan veya insanlar işaret edilmiştir bu kalıpla.
yine bu bağlamda, örneğin meslek olarak çobanlığı seçmiş olan ''kars'taki eşeklere uygulanan vahşet'' in başrolündeki insanlarla, söz gelimi nitelik üreten ve sorgulayan bir sosyolog, söz gelimi bilinç sahibi bir vatandaş veya bireysel farkındalığa sahip öğrenme merakı ile dolu bir üniversite öğrencisi nasıl bir olabilir? nasıl eşit olabilir?
kim, hangi partizan, hangi miyadı dolmuş öğreti sapkını kimseler bu denli basit bir denkleme karşı çıkabilir, hangi mantık barındırdığını ifade eden fikir tersini söyletebilir?
elbette (farkında olunmadan yapılsa da) hayali olarak kıyası yapılan bu iki ayrı kişinin eşit olduğu birçok taban vardır. o tabanda buluşabilir bu iki ayrı kişi. ancak bir ülkenin geleceğini tayin etme konusunda bu iki ayrı insan eşit olmaktan çok uzaktır.
yine bu bağlamda; kısaca evet,
dağdaki çoban ile benim oyum bir değil!
*
demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.
(bkz:platon)
ne desem elimde kalacak olay.
benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir mi diyen zata sevgiler, ileri görüşlüymüş, geç anladık.
benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir mi diyen zata sevgiler, ileri görüşlüymüş, geç anladık.
birazdan pis kokular alacak olan kişi için söylenir. osurdum. kaçın.
şarkının içine sürüklediği farklı bir bilinç akışı var. insan birden kendini hiç bilmediği bir mekanda bulabiliyor, klipte thom yorke'un dansı içinse söylenecek her şey gg.
sınırlarını ölçmek adına yalan söylemesini daha da körükleyecek cümleler kurulan andır. bu, habis bir eylem olsa da, meylettirenin payı azımsanmayacak kadar büyüktür. seni orospu çocuğu.
0.000 001'lik ihtimaldir.
bir pes ediş anıdır.
o ''ohhh bee'' çekilmese de somut olarak, vücut içerisinde kendine yer bulan her damarda akan kan daha bir hayatla akar. ardını bırakmak, peşine düşmemek, bir kabullenişle vazgeçmek.
derin bir su altı dalışından su üstüne çıkmış gibi...
o ''ohhh bee'' çekilmese de somut olarak, vücut içerisinde kendine yer bulan her damarda akan kan daha bir hayatla akar. ardını bırakmak, peşine düşmemek, bir kabullenişle vazgeçmek.
derin bir su altı dalışından su üstüne çıkmış gibi...
''kahpe dölün soyu,ele vermiş seni.
nice yıllar boyu, kırmış kalbini...''
*
sitemlerin oluk oluk aktığı bir duman parçası.
nice yıllar boyu, kırmış kalbini...''
*
sitemlerin oluk oluk aktığı bir duman parçası.
su muadili ürünleri bolca kullanmak demektir.
çay, kola, ayran gibi, su yerine geçebileceği düşünülen sıvı tüketim ürünlerinin sıkça kullanılması, yeterince su alınmamasına sebebiyet verir.
(bkz:demir eksikliği)
çay, kola, ayran gibi, su yerine geçebileceği düşünülen sıvı tüketim ürünlerinin sıkça kullanılması, yeterince su alınmamasına sebebiyet verir.
(bkz:demir eksikliği)
(bkz:aerodinamiğin temelleri)
sahibi olduğum gözlük modelidir. 'kemik' tabirinin arka planında muhakkak ki evrimsel psikoloji bulunmaktadır. aksi düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemez, hatta ve hatta bu gibi bir gaflete düşmenin cezası cehennemin 8. katında köri sosuyla birlikte pişirilmektir.
sigara kullanmayan insan için sigara haricinde her şey, sigara kullanan insan için sadece sigaradır.
kitap hakkında kitap yazarım ama canımı .ok sıkan şu şeyi söyleyeceğim sadece, goethe bu kitapta hiçbir kitabında rastlanılamayacağını düşündüğüm şekilde karakterler aracılığıyla dönemin sanatçı tebaasını veya herhangi bir metaforu eserin herhangi bir bölümünde herhangi bir kahramanın ağzından iğneleme yoluna çok sık başvurmuş. bu göze batmaz detay bir süre sonra aşırı olağan hale geliyor. akıcılığı engellediğini söylememe gerek yok herhalde. normalde 1 haftada bitecek kitabı bu yüzden 20 gündür bitiremedim.
(bkz:goethe got demek)
(bkz:vurmayın öldüm)
(bkz:goethe got demek)
(bkz:vurmayın öldüm)
uzun zamandır kronolojik dostoyevski antolojisi oluşturma hayalim yarı yarıya gerçekleşti. tarihsel sıralamayla kitaplarının yarısını aldım, keşke rusça orjinalinden de okuyabilsem.
t; çağlar ötesi müteveffa kişilik.
t; çağlar ötesi müteveffa kişilik.