itiraf edecek bir şeyim yok.
(bkz:diyalektik)
(bkz:yada onun gibi bir şey)
(bkz:girdi gireyim derken girilen hal)
norveç'e tek yönlü uçak bileti.
(bkz:frozen wastelands)
(bkz:frozen wastelands)
evet eski olmasına rağmen ''hala'' kafada, kalpte ya da bilimum uzuvlarda bitmemişse, yeterince eskimemiş sevgili olduğunu gösterir ama bu başka bir giri konusu. neyse.
aldığı hediyelere hissizce, hatta tebessüme varan bir surat ifadesiyle bakınılan andır. eskişehir'de aldığımız hayvan gibi bir kapak var, duvara asılı duruyor. boynumda kolyesi. arada sızıyla karışık bir sıcaklıkla karşılıyorum gölgesi silinen özlemini. ama bitti işte. iyi ya da kötü, bitiyor her şey. asıl buna mı üzülmeli yoksa?
aldığı hediyelere hissizce, hatta tebessüme varan bir surat ifadesiyle bakınılan andır. eskişehir'de aldığımız hayvan gibi bir kapak var, duvara asılı duruyor. boynumda kolyesi. arada sızıyla karışık bir sıcaklıkla karşılıyorum gölgesi silinen özlemini. ama bitti işte. iyi ya da kötü, bitiyor her şey. asıl buna mı üzülmeli yoksa?
sevgili bu yazıyı okuyan arkadaşım, güven ve iyi niyet duygusunun piç edilmediği bir an bile geçirmeyeceksin, yine de birkaç gram kalan masumiyetin ve iyi bir şeylerin olması beklentisiyle güvenmek, kendini birilerine açmak isteyebilirsin. ama o yükselttiğin güven duvarları seni koruyacak. kendi elini sadece yine sen tutacaksın. sen de sütten çıkmış ak kaşık değilsin tabi, ama yine de, ''tamamıyla güven''in tesisi, hemen her koşulda iyi niyetin karşılıklı değerin olduğu insan için bile kötüye kullanılmaması, namümkün, üzgünüm..
bunu bir tür bilinçli eskitme olarak görmeye başladım. kişi bu vesileyle sözün sınırlarına, kendi hayal gücüne neşter atıyor sanki. küfür etmek kendi orjinalliğini ve tüm potansiyelini kullanmamak demek.
çok gerekmediği müddetçe kişisel intibaya uzun vadede ortaya çıkacak bir darbe indirmek, bindiği dalı kesmektir.
yok perdelerinin silikleştiği bir andan;
''öyle kadınlar sevdim ki zaten yoktular.''
''öyle kadınlar sevdim ki zaten yoktular.''
(bkz:ak parti döneminde olmuştur)
diyeceklerim bu kadar.
diyeceklerim bu kadar.
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
yumuşak içimli, güzel demlenmiş bir çayla birlikte anca ''harika sigara deli sigara'' diyebileceğim sigara. fakat tabii çay ne güzel demlenir, ne kalitelidir. zift benzeri veya sallama, bir şekli, tadı veya kokusu vardır genelde türkiye'de çayla içilen sigaranın. çünkü sigara, çay için içilmez, çay, sigara için içilir. sigara da bok olduğu içün.
10 milyona yakın ekşide bile vuku bulabilen hadise. şayet yine de ''herkesin herkesle mesajlaşması'' istemi, dileği ise yine de biraz hayal gibi duruyor. herkes, birileriyle mesajlaşmak istemiyor, gizliliğini korumak istiyor veya sadece zamanı olmuyor olabilir. kimse böyle bir mecburiyete sahip olmadığı için bunu sonuna kadar kullanmak istiyor sanırım. sonuçta yine sözlüğün hedefleri ile yazarların hedefleri, hayalleri her zaman ortak olmuyor.
kal gelmesi, kalakalmak anlamında da kullanılır.
sağlıklı olmadığını belirtmeye gerek yok sanırım, hazır tüketim ürünleri ikram ediliyor zira. karbonhidrat oranı yüksek, bol şekerli ve hamurlu şeyler. kendi beslenme programını oluşturan insanın nadir durumlar haricinde ihtiyaç duyacağını sanmıyorum ama, yine de çok çok mecbur kalındığı vakit anca alınmalı.
YAKLAŞIK %30'UNUN ARZIDIR. YANDIK BATTIK KEPENK KAPATTIK GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL DİYE TAHMİN EDİYORUM KEZA %30'U BİLE DUDAK UÇUKLATAN MALİ DEĞErDE. NEDEN BÖYLE BİR ATILIM GELİŞTİRİLDİĞİ PEK AÇIKLANMIŞ DEĞİL AMA TAHMİNİM ŞU YÖNDE Kİ SICAK PARA GİRİŞİ İSTENİYORSA VEYA DEFACTO BÜYÜK BİR BORÇLANMA ALTINDA İSE, %30'LUK BİR HİSSESİNİ HALKA ARZ ETME YOLUNA GİRMİŞTİR.
çok farklı kulvarlarda varlık gösteren dünya müziğinin iki mihenk taşı grubunun kıyası. biraz şuna benzetmedim değil;
(bkz:tenor vs soprano)
her şey bir yana, pink floyd'un eserleri ''oha'' dedirtmez genelde zaten, ancak 'ohara' dedirttiği parçaları muhakkak ki var. büyüleyen parçalar birçoğu da. her parçanın son saniyesinden sonra mükemmeliyet üzerine yepyeni fikirlerle, tıpkı notre dame kilisesinden çıkar gibi oluyorum şahsım adıma.
(bkz:high hopes)
(bkz:time)
(bkz:shine on you crazy diamond)
(bkz:hey you )
(bkz:us and them)
(bkz:marooned)
ayrıca;
zenginsozluk.com/foto
(bkz:tenor vs soprano)
her şey bir yana, pink floyd'un eserleri ''oha'' dedirtmez genelde zaten, ancak 'ohara' dedirttiği parçaları muhakkak ki var. büyüleyen parçalar birçoğu da. her parçanın son saniyesinden sonra mükemmeliyet üzerine yepyeni fikirlerle, tıpkı notre dame kilisesinden çıkar gibi oluyorum şahsım adıma.
(bkz:high hopes)
(bkz:time)
(bkz:shine on you crazy diamond)
(bkz:hey you )
(bkz:us and them)
(bkz:marooned)
ayrıca;
zenginsozluk.com/foto
(bkz:1 yaçına mı giydin çen)
iyi kötü, acı tatlı anıların bulunduğu neredeyse 6-7 aydır içinde bulunduğum sözlüğün 1. yıl dönümüdür. bura vesilesi ile güzel insanlar tanıdım, dolu insanlar tanıdım. umarım daha nice yaşlara birlikte gireriz.
iyi kötü, acı tatlı anıların bulunduğu neredeyse 6-7 aydır içinde bulunduğum sözlüğün 1. yıl dönümüdür. bura vesilesi ile güzel insanlar tanıdım, dolu insanlar tanıdım. umarım daha nice yaşlara birlikte gireriz.
ağzının ortasına doğru ''evet ulan oturmaya geldik'' cevabı yapıştırılası cümledir.
esasen ''buraya gelmek için ne suç işledim, yüzdesel olarak ne kadar salağım?'' diye düşünmek gerekir...
esasen ''buraya gelmek için ne suç işledim, yüzdesel olarak ne kadar salağım?'' diye düşünmek gerekir...
stop making stupid people famous'un türk insanı tarafınca yanlış anlaşılmasıyla para babası haline gelmiş ünlülerdir.
yiyin birbirinizi ete para vermeyin ulan ünlü delisi sikik, sefil, ezik, sığır, piçoz godoşlar.
yiyin birbirinizi ete para vermeyin ulan ünlü delisi sikik, sefil, ezik, sığır, piçoz godoşlar.
bir nevi sample.
esas eserin beta versiyonu, ön ayağı, hazırlığı, çalışmasıdır.
eskiz esas çalışmadan daha kıymet ifade eder, zira kişi esas eserinde pişmanlıklarını gizler. bu sebepledir ki yanlışlarımız, doğrularımızdan 'görsel olarak' daha fazla şey ifade etmemekle birlikte, özüyle daha kıymetlidir.
selam olsun onlara...
esas eserin beta versiyonu, ön ayağı, hazırlığı, çalışmasıdır.
eskiz esas çalışmadan daha kıymet ifade eder, zira kişi esas eserinde pişmanlıklarını gizler. bu sebepledir ki yanlışlarımız, doğrularımızdan 'görsel olarak' daha fazla şey ifade etmemekle birlikte, özüyle daha kıymetlidir.
selam olsun onlara...
(bkz:bazı kahramanlar pelerin giyinmez)
puhauahuua....
puhauahuua....
güzel bir veda türküsü, can yücel şiiri.
*
''Anamın ipiyle indim gökdelen damınızdan,
Kelebek gibi girdim kelebek camınızdan,
Taksinize, mülkünüze, dairenize...
Heceleyerek üzerinde ayak ve el uçlarımın,
Belledim seyyarenizi ve kelimelerinizi...
Gözlerinize baktım, mukaddes ciltlerinize, büfelerinize,
Vesairenize...
Şiir fenerimle de baktım, son çığlık!
Aşk yokmuş sizde beş paralık!
Gidiyorum ben boşçakallar!
Sıçmışım ortalık yerinize,
Kıçımın fosforuyla aydınlanın siz artık...''
*
''Anamın ipiyle indim gökdelen damınızdan,
Kelebek gibi girdim kelebek camınızdan,
Taksinize, mülkünüze, dairenize...
Heceleyerek üzerinde ayak ve el uçlarımın,
Belledim seyyarenizi ve kelimelerinizi...
Gözlerinize baktım, mukaddes ciltlerinize, büfelerinize,
Vesairenize...
Şiir fenerimle de baktım, son çığlık!
Aşk yokmuş sizde beş paralık!
Gidiyorum ben boşçakallar!
Sıçmışım ortalık yerinize,
Kıçımın fosforuyla aydınlanın siz artık...''
(bkz:kredi kartı)
bazı insanların ölümden korktuğu kadar korktuğu şey. tir tir, yaprak gibi titrerler yenilik ve değişim karşısında. ağzımın tadı kaçmasın gibi bir mentalitenin, sığlığın ardına sığınıp orada, öylece otururlar. üstünde bulundukları koltuk sıcaktır ve çürüyene kadar değişmezler onu, temizlemek bile zul gelir.
o insanların yetki almış olması da ne acıdır. içinde bulundukları derin 'yenilik' korkusu esasen, acınası düzeyde mutlak cehalete işaret eder. keza, belki de gerçekten ''mutlak cehalet de bir meziyettir.''
ancak acı olan, bu cehaletin cemiyette dişe dokunur bir pozisyonda olması, çevreyi etkilemesidir...
(bkz:one step forward two steps back)
o insanların yetki almış olması da ne acıdır. içinde bulundukları derin 'yenilik' korkusu esasen, acınası düzeyde mutlak cehalete işaret eder. keza, belki de gerçekten ''mutlak cehalet de bir meziyettir.''
ancak acı olan, bu cehaletin cemiyette dişe dokunur bir pozisyonda olması, çevreyi etkilemesidir...
(bkz:one step forward two steps back)