samimiyet içermeyen cümle. saf olduğunu bilen saf da kimmiş?
''hayatıma yeni insanlar almama gerek yok. Ben daha hayatımdakileri tanıyamadım.''
3 saat önce Oluk oluk dışkıladığı kum kabına derin derin baktıran şey...
Sahiplenecekseniz Yavru kedi sahiplenin...
Miss you...
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Sahiplenecekseniz Yavru kedi sahiplenin...
Miss you...
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
gerçekten var böyle bir şey. kendi yaşıtım olan arkadaşlarıma da sirayet etmiş vaziyette. çok öyle büyük biri değilim. ''ben farklıyım'' imajı da yaratmıyorum, sadece gözlemimden bahsediyorum ve yaşım da daha 23.
ama sanki, 95-96 sonrası bozulmuş bir şeyler. yaptığım çıkarımlar sonucu ''hmm, demek bu tarihten sonra dezenformasyonlar başlamış.'' diyorum.
çoğunluğa yayılabilecek kıvamda bir yüzeysellik, derinlik içermeyen sohbetler, espiriler, muhabbetler, arkadaşlıklar... buna mukabil saniyeler içinde derin mi derin hale gelen nefret, dışlama vs.
kendini sürekli bir espri yapma, onaylanma, ''beğenilme'' ihtiyacı içinde hissetme...
bence bir şeylerin, özellikle yeni şeylerin kültürünü almadan teknolojisini almayı çok seven ve bunu kendini yıprata yıprata yapan türkiye insanları, gençleri kabaca bu ve bu gibi sebeplerle bir tür bunalımda, boşlukta.
ama sanki, 95-96 sonrası bozulmuş bir şeyler. yaptığım çıkarımlar sonucu ''hmm, demek bu tarihten sonra dezenformasyonlar başlamış.'' diyorum.
çoğunluğa yayılabilecek kıvamda bir yüzeysellik, derinlik içermeyen sohbetler, espiriler, muhabbetler, arkadaşlıklar... buna mukabil saniyeler içinde derin mi derin hale gelen nefret, dışlama vs.
kendini sürekli bir espri yapma, onaylanma, ''beğenilme'' ihtiyacı içinde hissetme...
bence bir şeylerin, özellikle yeni şeylerin kültürünü almadan teknolojisini almayı çok seven ve bunu kendini yıprata yıprata yapan türkiye insanları, gençleri kabaca bu ve bu gibi sebeplerle bir tür bunalımda, boşlukta.
''bir takım'' şeyler tüketilmeden de yapılan eylemdir.
(bkz:boş kafanın o kadar da boş olmaması)
(bkz:boş kafanın o kadar da boş olmaması)
her zaman olduğu gibi büyük resmi gören kardeşlerimin derin analizlerini eksik etmediği durum.
bir defa bu durum ''onlar''ın planının cümlesel karşılığı değildir. ''bunlar'' ın büyük plan, oyununun veya okeyinin
tezahürü değildir.
her şeyi çöpe at, bu çağrı yıllardır ab sürecinde olan türkiye'nin bu süreci hızlandırması açısından, sürecin salahiyeti bakımından bir öneri, çağrıdır.
avrupa birliğinin türkiye'ye ihtiyacı yok, türkiye'nin ihtiyacı var. nedenini soracak kadar da siyaset sosyoloji bilmiyor olamazsınız herhalde amk. en aznıdan bu konulara eğildiyseniz.
peki nerden mi biliyorum? kaynak kıçım değil tabii, türkiye'nin sürece ket vurmamasından, sürekli birliğe dahil olmaya çalışmasından, en en basitinden.
OHAL uygulamasına devam edilmesi, seçimlerin güvenliği ve saydamlığı konusundaki şüpheler ve tartışmalı mühürsüz oy pusulası kararının "seçimlerin demokratik bir ortamda düzenlenemeyeceğini belirttiği için böyle bi çağrı yapıldı.
bir defa bu durum ''onlar''ın planının cümlesel karşılığı değildir. ''bunlar'' ın büyük plan, oyununun veya okeyinin
tezahürü değildir.
her şeyi çöpe at, bu çağrı yıllardır ab sürecinde olan türkiye'nin bu süreci hızlandırması açısından, sürecin salahiyeti bakımından bir öneri, çağrıdır.
avrupa birliğinin türkiye'ye ihtiyacı yok, türkiye'nin ihtiyacı var. nedenini soracak kadar da siyaset sosyoloji bilmiyor olamazsınız herhalde amk. en aznıdan bu konulara eğildiyseniz.
peki nerden mi biliyorum? kaynak kıçım değil tabii, türkiye'nin sürece ket vurmamasından, sürekli birliğe dahil olmaya çalışmasından, en en basitinden.
OHAL uygulamasına devam edilmesi, seçimlerin güvenliği ve saydamlığı konusundaki şüpheler ve tartışmalı mühürsüz oy pusulası kararının "seçimlerin demokratik bir ortamda düzenlenemeyeceğini belirttiği için böyle bi çağrı yapıldı.
beni çüktüler, beni kör kuyularda merdivensiz bıraktılar üüğğğ, çok yağlnızım ve sürekli oğuz atay aforizmaları sıçıp sigara içip dudak büzmeli fotoğraf koyuyorum instagramıma ve telefon ana ekranında da kendim varım, tüm hayatım boktan ve bunun suçlusu ben değilim kesinlikleeğğğ!!
t; hezeyan tümce.
t; hezeyan tümce.
böyle haberleri ve böyle başlıkları birkaç yıldır göre göre retinam kaydı. hepsinde de aklıma şu geliyor;
(bkz:muaviye - ali ve deve hikayesi)
t; hemen her yönden kutuplaşmaya, manipule olmaya fazlaca müsait bir topluma müstahak söz.
(bkz:muaviye - ali ve deve hikayesi)
t; hemen her yönden kutuplaşmaya, manipule olmaya fazlaca müsait bir topluma müstahak söz.
sonsuz bir şimdinin fikri temelde ne denli doğru olabileceğini sorgulatan, ''en az %51 abi!'' dedirten realite(!).
sonsuz ihtimaller içinde çürüyen bir kozmos'da dönen, küçük, bilye gibi mavi bir gezegende yer alan bir türk undefeated halayer olabilir.
lan yoksa?
lan yoksa?
freud'a göre insan davranışı nedensiz değildir. en önemsiz bir sözden, hareketten veya yüz belirtisinden en yüce atılımlara kadar her davranışın bir nedeni vardır, freud buna ruhsal gerekircilik der.
--- spoiler ---
“donuk bakışların arkasında izleyen gözler, ilgisizlikde yakınlık belirtileri, öfkenin altında sevgi...”
--- spoiler ---`
--- spoiler ---
“donuk bakışların arkasında izleyen gözler, ilgisizlikde yakınlık belirtileri, öfkenin altında sevgi...”
--- spoiler ---`
kitap hakkında son yorumum bir sıçmık olduğu yönündedir. yazarın temayülü freud'ın fikri temelde karşılık bulan, hatta onunla anılan ''psikanalizm''i gene freudisyen bir tavırla sikmektir.
ayağa kalkan freud'ı eleştiriyor zaten. eleştiri tarzı, boyutu ve sebepleri bile istemeseler de çeşitli yönlerden freud'ı haklı çıkartıyor bir kere daha.
kitabın son kısımlarında fliess ile yan yana getirilmiş bir fotoğrafı, sözüm ona okuyucunun fotoanaliz yapması bakımından koymuş, yanına da ''fröyd ve fliess, iki sevgili yan yana.'' yazmış yazarın artık kategorisinde bile fazlalık görünen sıçmığı. daha ilk sayfadan etnik kökenden dem vuran yazarın ilerleyen sayfalarda ne sunacağı belliydi az çok...
ayağa kalkan freud'ı eleştiriyor zaten. eleştiri tarzı, boyutu ve sebepleri bile istemeseler de çeşitli yönlerden freud'ı haklı çıkartıyor bir kere daha.
kitabın son kısımlarında fliess ile yan yana getirilmiş bir fotoğrafı, sözüm ona okuyucunun fotoanaliz yapması bakımından koymuş, yanına da ''fröyd ve fliess, iki sevgili yan yana.'' yazmış yazarın artık kategorisinde bile fazlalık görünen sıçmığı. daha ilk sayfadan etnik kökenden dem vuran yazarın ilerleyen sayfalarda ne sunacağı belliydi az çok...
salatanın climax'i olduğu kadar, üretim fabrikasına nar nar girmeyen nar ekşileri(!) de vardır.
(bkz:Varoluşçu psikoloji)
Varoş şeylerle gündeme tutundurulmaya, ilgi devşirilmeye çalışılan dönemi geride bırakmıştır umarım.
Saçma gelebilir fakat şu bir gerçek ki bir yazar Eksi oy aldığını belirtince insanlar daha çok eksi veriyor, hele bir de “ibne” diye çağrıldığını düşünün, Tavır almayacak adama bile malzeme olur bu.
t; Sen ben o biz siz onlar.
t; Sen ben o biz siz onlar.
fikrin cezaevi, tin'i gözle görünmez zincirlere vuran gaddar bir şekil. bazı şeyleri dile, cümleye ya da kelimeye dökerken hissetmiş olabilrsiniz, o şeyin anlamını yitirdiğini düşünmüş olmanız yani.
sanki anlatınca, hissedilen sakatlanacak, gerçek anlamı o kelimeler veremeyecek gibi.. bunu hep hissedin, çünkü hep var, hep öyle.
sözlerle konuşmayı öğrendiğimiz günden itibaren değişti kaderimiz. inanmayan dönsün baksın.
sanki anlatınca, hissedilen sakatlanacak, gerçek anlamı o kelimeler veremeyecek gibi.. bunu hep hissedin, çünkü hep var, hep öyle.
sözlerle konuşmayı öğrendiğimiz günden itibaren değişti kaderimiz. inanmayan dönsün baksın.
her insan sosyoloji ve psikoloji haricinde, hatta bilhassa kendisi için bir inceleme alanıdır. ''Tanrı benimle ne demek istemiş olabilir?'' gibi bir soru, gün içinde herhangi alakasız bir şeyle meşgulken de düşebilir akla ancak berrak zihinle daha çabuk filizlenir. var oluş birçok sebeple yorumlamaya tabiidir.
''ben, benim.''
''ben, benim.''
1992 tarihli ergun göze eseridir. siyaset sosyolojisi bakımından çeşitli noktaları temellendirmesi için frud'a yakın olmak gerekiyordu. kitap, kabaca freud'u, hekimlik geçmişini ve psikanalitiğin temellendirdiği noktaları baltalamak maksadıyla kaleme alınmıştır diyebilirim. söz gelimi, daha kitabın ilk sayfasındaki şu kısım, ilerleyen sayfaların nasıl bir ahvale bürüneceğinin sinyalini yakıyor;
''bir başka yahudi olan marks'ın sistemi komünizm, artık tamamen iflas etmiş bulunmaktadır. förydizm ise eskisi kadar olmamakla beraber hala hüküm sürmektedir. hele bizimki gibi az gelişmiş ülkelerde daha da diktatörce... az gelişmiş ülke demek çünkü, milli geliri değil de daha çok fertleri -zihni kudret bakımından- gelişmemeiş ülke demektir.
değişik bir deyişle, türkiye gibi ülkeler, her şeyin iyisini batıda görüp almaya ve batı'dan gelen her şeyi ''mükemmel'' kabul etmeye alışkın oldukları için, ''förydizm'i de'`:yazarın tabiriyle.` de bir ''bilimsel moda'' olarak gönüllü ve tenkitsiz kabul etmişlerdir.
*
şimdi, elbette ki tenkitsiz kabul, birçok koşulda -hatta hemen her koşulda- ilmi bir yaklaşım, davranış sayılamaz. ancak yazarın neleri veya kimleri temel alıp freudizm'in türk aydınları, düşünürleri, ilmi şahsiyetleri tarafından tenkitsizce ve irdelemeden bütün halinde kendilerine aldıklarını düşündüğü konusu ise meçhul.
güncelleyeceğim burayı.
''bir başka yahudi olan marks'ın sistemi komünizm, artık tamamen iflas etmiş bulunmaktadır. förydizm ise eskisi kadar olmamakla beraber hala hüküm sürmektedir. hele bizimki gibi az gelişmiş ülkelerde daha da diktatörce... az gelişmiş ülke demek çünkü, milli geliri değil de daha çok fertleri -zihni kudret bakımından- gelişmemeiş ülke demektir.
değişik bir deyişle, türkiye gibi ülkeler, her şeyin iyisini batıda görüp almaya ve batı'dan gelen her şeyi ''mükemmel'' kabul etmeye alışkın oldukları için, ''förydizm'i de'`:yazarın tabiriyle.` de bir ''bilimsel moda'' olarak gönüllü ve tenkitsiz kabul etmişlerdir.
*
şimdi, elbette ki tenkitsiz kabul, birçok koşulda -hatta hemen her koşulda- ilmi bir yaklaşım, davranış sayılamaz. ancak yazarın neleri veya kimleri temel alıp freudizm'in türk aydınları, düşünürleri, ilmi şahsiyetleri tarafından tenkitsizce ve irdelemeden bütün halinde kendilerine aldıklarını düşündüğü konusu ise meçhul.
güncelleyeceğim burayı.
''doğru yalan'' nedir bir defa onu ele almalı.
zira yalan olduğu, yalan kelimesinin varlığından ve sonda oluşundan bariz. söz gelimi, başta olsaydı gene yalan olmayacak mıydı?
doğru içeren yalan, yalan içeren doğru olabilir en fazla ki ikisi de bazı noktalarda aynı şey olup, tek tek yalan-doğru için de böyle bir tanım getirilebilir.
zira yalan olduğu, yalan kelimesinin varlığından ve sonda oluşundan bariz. söz gelimi, başta olsaydı gene yalan olmayacak mıydı?
doğru içeren yalan, yalan içeren doğru olabilir en fazla ki ikisi de bazı noktalarda aynı şey olup, tek tek yalan-doğru için de böyle bir tanım getirilebilir.
hastalık olduğuna dair şüphelerim var.
kendini, hayatını izleyici/seyirci moduna almaktır.
kimin nerde,ne zaman, kimle, neyi nasıl neden yaptığı, (büyük harflerle) umrunuzda olmasın.
kendini, hayatını izleyici/seyirci moduna almaktır.
kimin nerde,ne zaman, kimle, neyi nasıl neden yaptığı, (büyük harflerle) umrunuzda olmasın.
tatlı sabahıdır. ilerleyen saatlerde yemekte yenen acı biberler bile tatlı görünür göze.