masal

birilerinin bir şeyler yazdığı sözlük. "şey"leri ayırabilenler yazsa kafi ya zaten.

zenginsozluk.com/foto9 haziran 2017'de Batman kozlak'ta hain teröristlerin silahlı saldırısında hayatını kaybetmiş olan öğretmen arkadaşım. Kendisini tanımıyorum ama aynı gün atanmışız. Böyle haberlere içimiz hep yanar ama ben iki kere yandım. O heyecanı o arzuyu o kadar iyi tanıyorum ki. Aybüke'den ahmet'e Mehmet'e fethi'ye öğretmenden polise doktora yitip giden canların alçak katillerine lanet olsun. Bu şerefsizliğin bu nankörlüğün, teröristin, sempatizanının, bu kavgadan nemalananın, ufacık da olsun bu pisliklere hak verenin hepsinin Allah belasını versin. Tükendik bittik kahrolun gidin artık.

İnteraktif sözlüklerin nicelik olarak artıp nitelik olarak eski tadını kaybettiği zalım dünyaya yenice giriş yapmış, şahsımı 10 sene önceye götürmüş bebek. Büyük sözlüklerden ziyade yeni, sıcak ve samimi, kemik kadrosu olmaya aday olduğum sözlükleri yeğledim her zaman. 1 tane sözlüğüm oldu 2. Zengin sözlük olur mu bilmiyorum ama 2 buçuk aylık aylaklık dönemime Güneş gibi doğdu. Ben hoş geldim ama sen de hoş geldin zengin sözlük. Umarım eski heveslerim oralarda bir yerlerde duruyordur.

Emekleyen, yavaş yavaş yürümeye başlamış bir sözlük için ahmakça olur. Bunun yerine, Yeni bir sözlüğe üye olup 10 çaylak entrysi yazma motivasyonundaki yazarları tecrübeleri yoksa bile içerde şekillendirmeye çalışmak. Öğretmek, yönlendirmek. Böylece yazarlarıyla büyüyen bir sözlük olur burası. He illa arisrokrat bir kesim istiyorsak bir de mülakat koysunlar. 5 10 kişi takılırız.

Bir kuraldır. Aslında burda isyan edilen sınavın saatinin erkenliği değil, henüz sınav başlamamış olmasına rağmen kapıya gelenin içeri alınmaması. Henüz uçak kalkmamışken kapı kapandıysa uçağa alınmamak gibi. Geç kalkmak çok kötü bir şey bir sürü aksilik olabilir insanlık hali bunu anlıyorum ama bu da bir kural yani. Ne bileyim sınava kimlik getirmek gibi sınavın gününün bilmem kaç haziran olması gibi. Hangi birine taviz verebiliriz ki hangisinden başlayalım. Herhangi bir ÖSYM sınavında gözetmen salon başkanı ya da bina sorumlusu olmuşsanız bu içeri alma almama muhabettinin ordaki insanların elinde olmadığını bilirsiniz. Görevlilerin Yapacağı her şey dakika dakika ellerindeki kılavuzda yazılı. Hadi giriş 10.00da olsa yine geç kalan olacak,sınav başladıktan 15 dakika sonra da alıyoruz deseler yine olacak. Ben bu son zamanlardaki geç kalan öğrenciler ajitasyonunu pek içime sindiremiyorum açıkcası. Tekrar söylüyorum çok kötü bir durum Allah kimsenin başına vermesin ama her yerin her şeyin bir kuralı var. Yapacak da bir şey Yok.

kaliteli blogların en iyi adresi. yani öyle olduğunu düşündüğüm için bloggercılık dünyasına burdan giriş yapayım dedim. deli midir divane midir bela mıdır bilmiyorum ama ne kadar zor olabilir ki. seni yenicem olum.

bana hayatımın şokunu yaşatıyor.

mailimde gözüme çarptı demin. biri mutlu yıllar yazmış zengin sözlükten.. zengin sözlük mü? bir girip baktım baya yazmışım okumuşum oylamışım oylanmışım mesajlaşmışım ama hayatımın kayıp zamanı gibi, hiç hatırlamıyorum. baya severek de bulunmuşum burda şimdi okuyunca. ama ne oldu nasıl oldu neden gittim neden gelmedim hiç hatırlayamıyorum. kısmi bir hafıza kaybı. bir ara sizlere hasretle kucaklamışım bile, pardon da bu ne samimiyet. her şey yolunda gibi gözüküyor. selam ediyorum yine de. güzelliklerle..

Ilık muz meyvesini baron olabilecek zannedenlerin lekelemeye çalıştıkları baronluktur. Bir kere muz, ülkemizde baron olamayacak kadar tropikal. Ayrıca sütle bu kadar özdeşleşmiş bir meyvenin önderliği ne bileyim mümkün mü ya. Kazım büfeye sevgilerimi gönderiyorum bu arada. Muzun baron olduğu tek yer kazım büfedir, insanların mizahtan komiklikten şakadan ironiden anlamayıp her şeyi ciddiye aldıkları tek yer de bu başlıktır. Selametle.

Her yol ona çıkıyor. İstanbul'da doğdum büyüdüm, ailem hala orda yaşıyor ama asla İstanbul insanı olmadım. Var gücüyle istanbuldan kaçan taraf oldum hep. Kendi özgür iradesiyle bu şehirde yaşayanlara akıl, başka seçeneği olmadığı için bu şehirde kalanlara sabır diliyorum. Umarım ölmeden bu yazı da atlarız seninle Aziz istanbul.

baya telikelidir. atara atar gidere gider asla geri vites yok. yere çay kaşığı düşüyor mesela vay efendim sen kim köpeksin yere düşersin hopp yerden al bir daha yere vur ya da şöyle anlatayım sözlüktesin, entry okuyorsun, sol framede bir başlık;

-doğa için çal
-çalmıycam


anlayamazsınız.

kimilerini baya sevindirmiştir. yani babası tahliye olsa bu kadar sevinmez. deniz seki'nin şarkılarını seviyoruz bu okey. ama ne bileyim evli çocuklu bir adamla yaşadığı ilişkiyi aşırı normalmiş gibi gözümüze sokan daha sonra zehir tacirliği sebebiyle yargılanan bir kadın.. tabi hatasız kul olmaz. tamam dışarda deniz seki'den bin kat daha suçlu insanlar serbest tamam pablo escobar bile bu kadar çekmedi okey ama tüm bunlar deniz seki'yi aklamaz. hak etti yattı. halk kahramanı gibi çiçekler törenler ne bileyim en bilinen tabirle torbacı bu hanımefendi en nihayetinde. sakinliği koruyalım.

güzel düşünülmüş bir oluşum.

yeni geldiğim için ilk kitaba yetişmedim. ama ikinci kitabı heyecanla bekliyorum. yeni geldiğimi daha önce söylemiş miydim karşılama komitesi beni karşılamadı da neyse konumuz bu değil. fikre bayıldım, ön ayak olanın aklına sağlık. ne kadar destek gerekiyorsa o kadar varım. umarım azalarak biten değil paylaştıkça çoğalan bir grup olur. heyt be masal ne gaza geldin ne konuştun be yine.

necip fazıl kısakürek'i sevmemek için ortada olan birçok sebepten biri. ah necip ah, sen nasıl böyle bir adama dönüştün acaba.

Ağaç. Ağaç abi. İnsanların derdi ne bu ağaçlarla anlamıyorum. Anlayanınız var mı? Millet aman bir yeşillik daha olsun diye kendisini yırtarken biz var olanı yakıyoruz yıkıyoruz imar ediyoruz yok sayıyoruz. Allahım; bu kadar kendi kuyusunu kazan bir memlekette başımıza gelecekleri göğüslememiz için bize güç ver. Yoksa Belgrad'ın ormanına Ege'nin zeyitinine doğru çıplak koşan bir grup sana doğru gelirse şaşırma. Benden söylemesi.

Sınırlarının dikkatli çizilmesi gereken davranıştır. Yani bugün bu seçiciliği savunan insan da başlığa tanım yapmadan entry giriyor. Şayet savunduğu Seçicilik burda olsaydı belki o da burda olmazdı. Başlık altına kafımıza göre yazabiliyorsak, tanım yoksa, forum tarzı entryi serbestse zaten bir seçiciliği gerek Yok. He eğer bunları tolera edebiliyorsak, herkes burda bir şekilde var olur zaten. Sorun yok.

çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

Akılda mıh gibi tutulan mısralardır.

" yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum kapatma gözlerini "

ahmed Arif - hasretinden prangalar eskittim

öldü belki.

insan bir arayıp sorar, moderasyona telefonumu mailimi bırakmıştım bu tip durumlar için, dünya hali. bu şakaydı da, ölmedim işte. bilgisayarımı çalıştığım şehirde bırakıp tatile gittim ve evet tatilim 3 aydı sorry. telefondan oldum olası entry yazmayı sevmem, o yüzden işime, evime ve bilgisayarıma kavuştuğum bu günlerde buralara bir miktar daha tutunmaya çalışıcam. bunlardan banane dediğinizi duyar gibiyim, ya oku ya terk et çok basit, biz böyle gördük. hepinizi hasretle kucaklıyor, kim lan bu diyenlere de aşk olsun diyorum.

biosun kün fe yekün yazar. böyle yazılıyordu sanırım.

"Dünya soğur, akşam serinlerken,
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
Ve işte en gümüş cümlem:

İçimi açtım sana.
İçini açmak için. "

birhan keskin - eski avluda

Ağır roman'ın mükemmel repliklerinden biri. Ah be.

-kolyeni bende düşürmüşsün akşam gel al
+yangında düşürdüm sanıyordum
-yangın sayılır

Sting'in efsanevi şarkısı. Cris cab versiyonu da harikadır.

yedi güzel adamdan biri. Bugün ölümünün 30. yıl dönümü. Onu daha çok sevebilirdim, keşke her şey böyle olmasaydı.
zenginsozluk.com/foto


(bkz:şeytan ayrıntıda gizlidir)

ahmet hamdi tanpınar'ın kitabıdır.

bunca zamandır burda olmama rağmen hayattaki en sevdiğim kitabın başlığını açmamak kendime yaptığım bir ayıptır. sol framede görünce heycanlandım. uzun uzun konuşacağım daha sonra.

(bkz:neden evlenmedim)

Sözlüğü sözlük yapandır. Şahsen kimseyle atışmayacaksam buralarda işim olmazdı, evde word belgesi açıp yazmak istediklerimi oraya yazardım. Ayar vermek, ayarlaşmak da deriz buna. İçim kıpır kıpır oldu.

Türkçem pek iyi değil, kelime dağarcımdaki 100 200 kelimeyle yaşamımı devam ettiriyorumun sözlükçesi. Üzgünüm ama böyle.

bardaklara, donlara düşmeden önce usul usul, reklamını yapmadan sevdiğimiz, büyükler için yazılmış çocuk kitabı. şuanda asla ortamlarda küçük prens seviyorum diyemiyoruz, aşırı sevgi aşırı popüler kültür düşmancılığına döndü zamanla. örseleniyoruz, yargılanıyoruz. gizli bir tarikat kurup küçük prensi orda sevelim diyorum ne dersiniz ?

tek liste halinde tüm online yazarları göstermemesi çok kötü.

sözlükte online kaç kişi var kritik entryleri salayım mı diye hesaplamak için yenileye basarak kağıt kalem not alıyorum. tam bir sayıya erişemedim. kaç yaşındayım? bilemiyorum.

sonunda eskiden yaptıkları "efsane nesil" kalıbıyla sağa sola satma vakti gelmiş olan nesildir.

msn'i bilen bilir. buralarda msn'i bilmeyen birilerinin olduğunu sanmıyorum. onlar şuan tumblr'dalar. neyse. msn kullanmış olanlar, msn'in windows media player bağlantısıyla kullanılan ne dinliyorum özelliğini hatırlıyorlardır. allahım ne mesajlar verildi, ne canlar yakıldı, ne laflar sokuldu o özellik aracılığıyla. ama hepsinden önemlisi aşırı cool davranıldı.havalı gruplar, özellikle yabancı şarkıcılar inmezdi listelerden. nice kardeşimiz media player'a metallicaları, placebolar, cranberriesler koyup sesi kısıp, winamp'tan ebru gündeş, hakan altun, cengiz kurtoğlu dinledi.

yani bence şuan bu saydığım isimleri dinlemekte de bir şey yok ama o zaman vardı işte. bu özelliğin günümüze uyarlanmış hali de yazarların şuanda dinlediği şarkılar başlığı. bu noktada gençlik heyecanlarını bir kenara bırakıp herkesi dürüst olmaya davet ediyorum. selametle.

latin harfli ilk türkçe sözlük olması ve içerisindeki 47 adet bilmeceyle türk dili tarihindeki önemi büyüktür. okulda kan ağlaya ağlaya çevirini yapmasaydım seni daha çok sevebilirdim codex. ama şimdilik benden bu kadar.

acaip bir film. yani sizin de filmin adıyla ya da muhabbetiyle karşılaştığınızda kulağınızda bir anda " diiileriim ki mutlu ol sevgiiilim" diye başlamıyor mu ? başlıyor. itiraza kapalı bir konu bu.

(bkz:7 kasım 2008 ada ben ayrılmak istiyorum rezaleti)

neyse allah belanı versin alper.

eğitim bilimlerinde, öğretim yöntem ve teknikleri dersinde gösterilen kuramlardan biri.

kademesi fark etmeksizin, her öğretmenin sınıfında çoklu zekayı gözetmesi şart. çocukları oralarından buralarından yontup, sıkıştırarak sayısalcı, sözelci, eşit ağırlıkçı, meslekçi diye ayırdığımız bu eğitim dünyasında ne kadar mümkün olur bu bilemiyorum ama bildiğim tek bir şey var eğitim sistemi bunu göremiyorsa sen gör, sınıfa bakıp sayısala, sözele değil öğrenciye bak. ne demiş ünlü düşünür;
bireysel farklılıkları göz et , çoklu zekayı sev, yeni gelen yazarı karşıla.

Nasıl bir coğrafyada yaşıyoruz, bilin istedim. Uzaktan bakınca aklımın ermediği bu olaya bugün öğlen 12 sularında inanılmaz hak verdim ve mantıklı buldum.
zenginsozluk.com/foto

Elmanın yasak aşkın sembolü olarak da kullanıldığını göz önüne alırsak ilginç ama haklı bir önerme. Gerçekten de öyleymiş, baronun muz çilek olma ihtimali yok zaten düşününce.

üniversite öğrencisi olmak.

özlemek ne kelime ölüyorum anlasana. üniversiteyi izmir'de okuyanlar beni daha net anlıyordur.

öğretmenlerin, sınıf öğretmenliği yaptıkları sınıfın öğrencilerinin karnelerine yazdıkları görüşlerdir.

başarılarının devamını dilemekten sıkılmadık mı ey dostlar ? hadi üç beş bir şeyler atın da cuma günü çocuklarımın karneleri şenlensin.

edit: özlü söz olur, kitap alıntısı olur, bir büyüğün sözü olur, kendi cümleleriniz olur. yok mu lise öğrencilerine ulaştımak istediğiniz bir mesaj ? karneye bakıp görüş kısmına burun kıvırmakla olmuyor işte öğretmen görüşü ayağınıza geldi, halı, kilim, paspas, yolluk kenarına....

karnelerde kullanılan görüş kısmına yazılabilecek mesaj, temenni, dilek alternatifleridir.

öyle tek tek şunu çalışsan daha iyi buna sarılsan daha süper gibi şeyler yazılmıyor artık. kaldı ki illa bu yazılcak olsa böyle alternatifler burda aranmaz, hiç tanımadığınız öğrencilerim hakkındaki görüşlerin size düşmediğini tartabilecek kadar akıl mantık taşıyoruz diye düşünüyorum. mesele internette de dolaşan bu alternatifleri sözlük yazarlarının mizahıyla ve aydın fikirleriyle harmanlamak. google'dan bu kısma yazılacak bir şeyler arayan öğretmen arkadaşlarımızın sözlüğü tıklamasına vesile olmak. mesele bizim 383 tuğba hakkında yazılması gerekenleri sizin yazmanız değil. aslında biraz okusak tüm sorunlar çözülür.

bunu açıklıyor olduğuma inanamıyorum. insan gerçekten hayret ediyor.

Milli takım kadrosundan çıkarılmış. Kariyerinde düşüş bazında istikrarı diliyorum. Beter olsun soytarı.

ülkenin harika gündemidir.

toplumun vicdanından söz ederken türk toplumunun vicdanına da yapısına da ters davranışları keyfine göre hiçe sayanlar tarafından oluşturulmuştur bu gündem. ünlü bir insanın değil evli bir adamla ilişkiyi meşrulaştırması, kırmızı ışıkta geçmesi bile toplumu ilgilendirir. deniz seki uyuşturucudan tutuklanmıştır. ama uyuşturucudan tutuklanmıştır deyip bu işten sıyrılamazsınız. uyuşturucunun ticaretini yapmaktan tutuklanmıştır ve 3 yıl hapis yatmıştır. gayet iyi. illa bir fiyasko arayacaksak, bir seri katil yakalanmadı ya da ceza almadı ya da cezası kanıtlamadı diye sadece bir kişiyi öldürmüş bir insanın tutuklanmasını mantıksız bulacak zihniyette aramalıyız. daha büyük suçlar olabilir ama izninizle bu suç da cezasız kalmasın. gerçekten kadınlıktan erkeklikten gireceksek bir kadının elinden kocasını almak ya da uyuşturucu ticareti yapmak yerine o harika sanatçılığıyla pek tabi güçlü olabilirdi, kendi ayakları üzerinde, güçlü. ama seçimlerimizin bedellerini de kadın olsun erkek olsun yine biz ödüyoruz. keşke ibrahim tatlıses de yalnızca o beyanla bile sürüm sürüm süründürülseydi. bunun yapılmamış olması deniz seki'nin hapis yatmasının haklılığını, bu cezanın yersiz bulunmasının saçmalığını, tahliyesinin şölene dönüşmesinin gereksizliğini değiştirmez.

deniz seki yeni hayatına hoş geldi , torbacılık yapmadan da o güzel şarkıları bize verebilecekse ne mutlu bize gerçekten.

Bu akşam sezon finalini yapan kanal d dizisi. Televizyonda izlenmeye değer bir şeyin kalmadığı ( survivor hariç survivor hariç de ) şu günlerde kanal d ekranlarında bu sezonu salladı. Her şeyden önce, ekranlarda mustafa Kemal'i kimse anmazken ( çok da tın) var güçleriyle televizyon bağımlısı Çomar kesimin dimağlarından onu silmeye çalışırlarken (onların dimağlarına neyse ) , bangır bangır mustafa Kemal paşa dedi, gözlerine soktu. Ekranda atamı görünce televizyona sarılmaya kalktım demin. Umarım saçma bir bahaneyle öbür sezonu görmeden bitirilmez. Kudurun.

Bir temenni.

Sosyal medyada troll hesaplar işin mizah kısmını destekler. Ortamı ateşler, güzel olur. Sözlüklerde de öyle. Ama gerçekten komik olmayan kötü olmayan iyi olmayan çirkin olmayan güzel olmayan bir troll hareketi de entry israfından başka bir şey değil He aynen zengin sözlük oooo bmwli kızlar eklesin falan acayip iyi mizah naptın Avrupadan mı ithal ettin kimsenin aklına gelmez.

Neyse olur olur daha iyileri de olur.

Yüreğim daraldı.

3 yıl boyunca sarılarak uyuduğun adamı alakasız bir zamanda alakasız bir instagram stroysinde görmek. Nasıl ya. Bakışını bile biliyorsun yine fotoğraf çekilmekten huzursuz ama gülüyor. Pizza yiyor hamurundaki un hissinden kamaştığı için parmaklarını birbirine değdirmeden tutmuş. Yeşil tişört. En çok yeşil giymeyi sever ama bu tişörtü ilk kez görüyorum Yeni almış. Benden sonra alışveriş mi yapmış yani? Doğrudur. Bir an bile geri dönmeyi düşünmedim.o da düşünmedi biliyorum. İnanılmaz temiz bitti her şey, bıçakla keser gibi, bir günü bile kavgayla gürültüyle küslükle geçmemiş olan ilişki mantıklı olan bu deyip tek celsede bitti, 8 aydır bir ölüm sessizliği.

Sosyal medya kullanmayı sevmez peki nasıl bir tesadüf onu bana getirdi. Hala geri dönmeyi düşünmüyorum. Dönmem. Ama siz de merak etmediniz mi o tişörtü nerden almış, Antalya'da haftasonu nasıl geçmiş? Eve varmış mı? Ne bileyim sözlük kim olsa merak etmez miydi. Neyse.

Bir yakınlık seviyesidir. Sözlükteki herhangi bir yazardan online arkadaşa terfi etmişsindir. Az zorlasan mirastan pay alacaksın. Öyle boş değil yani.

Harry potter'ın eniştesi. Serinin çomarı, yobazı. Neymiş sihir diye bir şey yokmuş da bilmem ne. Hadi ordan hadsiz.

Öğretmenlerin 4 yılda bir sınav olması ya da öğretmenlerin 4 yılda bir sınav olacak olması şekilde düzenlenmesi gereken başlık. Kurban olayım haber sitesi başlığı gibi değil sözlük başlığı gibi aktarın haberleri.

Öğretmenlerin performans değerlendirme sistemine girmesidir. Hakkıyla adaletiyle yapılırsa eski öğretmenleri huzursuz ve mutsuz edecekken Yeni öğretmenlere koymayacaktır. 4 yazılı 2 sözlü sınavla asil öğretmenliğe hak kazanan bir jenerasyondan bahsediyoruz. Sınav yapmazsanız sınavsızlıktan ölürüz biz valla o kadar iyi düşünmüşsünüz ki. Aşırı mantıksız bir sistem değil, word kullanmayı bilmeyen akıllı tahta açmaktan dahi bir haber öğretmen gördüm ben. Var olan Sistem mesleki gelişimi durdurmuş. Olayları içerden gördüğümden beri en çok karşı çıktığım şey bu tek düzelik, farklı ve fazladan bir iş yapma korkusu, 15 yıldır oturttuğumuz sistemle ders anlatıp gidelim bize kimse bulaşmasın arzusu. Sadece, adam kayırmacılığın kazanmayacağını, sırf kendisiyle aynı görüşte değil diye ayağını kaydırmaya çalıştıkları insanları temizlemenin kolaylaşmayacağını umduğum bir sistem olsun. Tabi böyle bir şey mümkünse.

Ara ara açıp baştan sona bitirmenin inanılmaz keyifli olduğu seri. Kimileri için bir Tutku. Yılın belli dönemlerinde harry potter'ım gelir, bu akşam da harry potter at the sorcerer's stone (harry potter philosopher's stone ) ile seriye keyifli bir giriş yaptık. İlk günkü heyecanla.

gerçekten kimse iyi müzik dinlemiyor mu bu sözlükte?
polad bülbüloğlu'nun sesiyle mest etti eseri. şebnem ferahla düetlisi de var.

polad abi o nasıl ses öl de ölelim ya, teşekkürler beste için.

o gözler kimi her taraf qara
bu yollar seni aparır hara
yena bu seher güneş nur yera eyler
bir teze nağıl başlar dünya
oyan ey güneş oyan
al elvan boya yoxsa bu deniz uçar
bir zülmet geca deniz qaçar
gel ey seher... gel ey seher...
es deli külek bu günü apar
o öten ömrü yeniden qaytar

sahnesi harika kadın.

öldünüz mü ne yaptınız abi 2 yıldır açılmamış bu başlık, geldiğim güne kısmetmiş, şaşırmadım.

Gerekliliği tartışılabilecek bir karardır. Ya da hiç tartışmaya açık değildir, herkesin kendi düşüncesidir bilemiyorum tam.

Yani ne bileyim başka hiç mi arkadaşın kalmadı? Daha önce öpüştüğün insandan ortamlarda hiçbir şey olmamış gibi küllüğü uzatmasını istemek biraz garip değil mi? Sevmek sevmemek meselesi de değil sevgili sıfatı altında konuşuyorsak size arkadaş kazanmak için birkaç tavsiye verelim biz burda. kendinizi donuyla görüp, el ele yürüdüğünüz insanlarla sıradan bir sosyal hayatı paylaşmaya zorlamayın.