birine yedirip içirmek, yiyip içmesini sağlamak, geçindirmek.
mecburi olarak yapılan şeyler.
(bkz: ızbandut)
iri boyutundan dolayı korku veren her kimse, dev.
sözü gereksiz şekilde uzatmak, lüzümsüz ayrıntıya boğmak.
(bkz: ışın)
bir kaynaktan yayılan, çok ince biçimdeki ışık, şua.
iftihar vesilesi, şeref, haysiyet.
(bkz: abru)
farsça'da gök mavisi rengi anlamına gelen sözcük.
namaz kılmak, kuran okumak gibi ibadetleri yerine getirmek üzere vücudun bazı bölgeleri yıkayarak gerçekleştirilen, farz olan davranış.
günümüz afganistan toprakları içinde bulunmuş bir türk boyu, o boya mensup kişilere addedilen isim.
aklına yolculuğu koyup bu niyetinden hiçbir şekilde vazgeçmeyen kişi.
(bkz: abbas yolcu)
(bkz: abbas yolcu)
uzun süre cinsel ilişkide bulunmamış, cinsel açıdan doyumsuz her kimse. kelimenin kökeni çingene dilindeki yemek anlamına gelen 'habe' sözcüğüdür.
abhazya kökenlilere türklerce verilen isim.
(bkz: mübalağa)
(bkz: abani)
boksta 'rakibi karşılık veremeyecek hale getirip onun ring dışına çıkmaya zorlamak' olarak tanımlanan terim.
(bkz: knock out)
(bkz: knock out)
geleneksel biçimine göre tahta bir çerçeve içinde, metalik çubukların içine tesbih misali içi delik tanelerin bulunduğu, hesap yapmak üzere taneleri hareket ettirerek işlem yapılan araç.