Alicante diye bir yerde, 1898 yılında doğmuş agata isminde birine rastladım, şayet ki ispanya yahudisi değil ise ispanyadan satılık arsamız çıktı amksdajnaskj
edit: az önce, çok sevdiğim lakin *evet :((* ülkücü olan bir arkadaşımın soyunun büyük kısmının ermeni olduğunu öğrendik.
zenginsozluk.com/fotoAğız bakım ürünüdür. Serinletici nane etkili olan stay white serisi en çok kullanılan ürünüdür.
Yararlarının zararından az olduğunu öğrendiğim gün haftada bir kere kullanma kararı aldım.
diş etlerinde, dilde yanma olması.
Uzun vadeli günlük kullanımda diş eti çekilmesi ve dişlerde sararma.
Ağız içi kanser riskine davetiye çıkarması..
Gibi zararları var.
Yurtdışında almanya gibi ülkelerde 500 ml olan şişesi 3.9 euro. Türkiye'de 250 ml olanı 19-24 tl.
Yani almanyada 10 ₺ gibi daha ucuz bir fiyata alınabiliyor aynı ürünün mg olarak üstelik iki katı.
(bkz:Girdi gireyim derken banu berberoğlu olmak)
(bkz:Ehonomi çoooh eyi)
(bkz:Yol yabtı)
Aklıma iki şeyi getiren isim.
Biri pia. Attila ilhan şiiri.
Diğeri de, need for speed most wanted'daki taş hatun.
Taş değilse de şeyapmayın. tipi çok aklımda değil ama seksi bir ses tonuyla "hi i am mia" deyişi hoştu. Sanırım.
Ayrıca bir yazarmış. Diğer her yazar için yaptığım gibi, çokça yazmasını umut ediyorum.
Biri pia. Attila ilhan şiiri.
Diğeri de, need for speed most wanted'daki taş hatun.
Taş değilse de şeyapmayın. tipi çok aklımda değil ama seksi bir ses tonuyla "hi i am mia" deyişi hoştu. Sanırım.
Ayrıca bir yazarmış. Diğer her yazar için yaptığım gibi, çokça yazmasını umut ediyorum.
işci dostlar eğer ki yüksek bir zam bekliyorsa; açıklamadan önce bakara suresini okusunlar. E malum bu devirde bakara suresini okuyanlar çok kazanıyor.
attığı mesajla gece gece güldürmüş yazar. hayır zamanlaması da biraz kötü, parayı kırma yolunda bir skype konuşmasındayken okudum mesajını. şaka bir yana, daim olsun.
benim de aklıma mia wallace'ı getiren nicktir.
edit: ekleme.
benim de aklıma mia wallace'ı getiren nicktir.
edit: ekleme.
akıllı telefon, akıllı saat, akıllı ev derken şimdi de yatak odasındaki performansı ölçen akıllı prezervatif üretildi. British Condoms tarafından üretilen dünyanın ilk akıllı prezervatifine i-Con adı verildi.
i-Con, klasik prezervatiflerden farklı olarak tek seferlik değil de defalarca kullanılabiliyor. Normal kondom gibi kullanılan i-Con'un içinde ufak bir nanoçip bulunyor. i-Con, Bluetooth ile telefonunuza bağlanarak cinsel ilişki sırasında yaktığınız kalori, birleşme sırasındaki hızınız ve toplam süreniz gibi garip verileri tutarken, vücut ısınızı da loglayarak verilerinizi bulut ortamında saklıyor.
i-Con, farklı pozisyonları kaydederken, klamidya ve frengi gibi hastalıkları da tespit edebiliyor. Firma, ilerleyen aylarda satışa sunacağı prezervatif için şimdiden 90 binin üzerinde sipariş aldı.
Diğer prezervatifler bir kez kullanılabiliyorken, dünyanın ilk akıllı prezervatifi olan i-Con, defalarca kullanılabilecek. Entegre bir mikro USB bağlantı noktası var. Böylece şarj edilebilir ve her şarj yaklaşık altı ila sekiz saat sürüyor.
Kullananlar verilerini arkadaşlarıyla ya da dünyanın her yerindeki insanlarla paylaşabilecek. Ancak tüm bilgileri gizli tutulacak.
Dünyanın ilk akıllı prezervatifi i-Con, tüm penis boyutlarıyla uyumlu. Aynı zamanda akıllı prezervatifin şu an için sadece İOS cihazlarla uyumlu olarak çalıştığı belirtiliyor. Akıllı prezervatifin kısa süre içerisinde Android ile de uyumlu olması bekleniyor. Birleşik Krallıkta satışa sunulan İ-Con adlı akıllı prezervatifin fiyatı ise 60 Sterlin.
i-Con, klasik prezervatiflerden farklı olarak tek seferlik değil de defalarca kullanılabiliyor. Normal kondom gibi kullanılan i-Con'un içinde ufak bir nanoçip bulunyor. i-Con, Bluetooth ile telefonunuza bağlanarak cinsel ilişki sırasında yaktığınız kalori, birleşme sırasındaki hızınız ve toplam süreniz gibi garip verileri tutarken, vücut ısınızı da loglayarak verilerinizi bulut ortamında saklıyor.
i-Con, farklı pozisyonları kaydederken, klamidya ve frengi gibi hastalıkları da tespit edebiliyor. Firma, ilerleyen aylarda satışa sunacağı prezervatif için şimdiden 90 binin üzerinde sipariş aldı.
Diğer prezervatifler bir kez kullanılabiliyorken, dünyanın ilk akıllı prezervatifi olan i-Con, defalarca kullanılabilecek. Entegre bir mikro USB bağlantı noktası var. Böylece şarj edilebilir ve her şarj yaklaşık altı ila sekiz saat sürüyor.
Kullananlar verilerini arkadaşlarıyla ya da dünyanın her yerindeki insanlarla paylaşabilecek. Ancak tüm bilgileri gizli tutulacak.
Dünyanın ilk akıllı prezervatifi i-Con, tüm penis boyutlarıyla uyumlu. Aynı zamanda akıllı prezervatifin şu an için sadece İOS cihazlarla uyumlu olarak çalıştığı belirtiliyor. Akıllı prezervatifin kısa süre içerisinde Android ile de uyumlu olması bekleniyor. Birleşik Krallıkta satışa sunulan İ-Con adlı akıllı prezervatifin fiyatı ise 60 Sterlin.
An itibariyle sports tv ekranlarından izlenebilen, TEB BNP Paribas Tennis Stars Series maçı.
Sinan erdem spor salonunda oynanan karşılaşmanın dolu tribünler önünde oynanması ayrı bi' güzellik. Çağla'nın yetenek sorunu yok lakin rakibinin ismi altında edilmez umarım. Ben bir sürpriz bekliyorum.
iyi seyirler.
Sinan erdem spor salonunda oynanan karşılaşmanın dolu tribünler önünde oynanması ayrı bi' güzellik. Çağla'nın yetenek sorunu yok lakin rakibinin ismi altında edilmez umarım. Ben bir sürpriz bekliyorum.
iyi seyirler.
Aloe vera veya anti-inflamatuarın iyi gelebileceğini düşündüğüm kısmi sağlık sorunu.
1987 yapımı, türkçesi ay çarpması olan norman jewison imzalı film. başrollerde nicolas cage ve şarkıcı, oyuncu cher vardır. enfes bir film. filmden;
“burada kendimizi mahvetmek,
kalplerimizi kırmak,
yanlış insanları sevmek
ve ölmek için bulunuyoruz.”
zenginsozluk.com/foto
“burada kendimizi mahvetmek,
kalplerimizi kırmak,
yanlış insanları sevmek
ve ölmek için bulunuyoruz.”
zenginsozluk.com/foto
işte pr çalışması, işte inovasyon, işte risk yönetimi.
t; kağıdı başlık doldurur gibi dolduran yazar alışkanlığı.
t; kağıdı başlık doldurur gibi dolduran yazar alışkanlığı.
Mizah namına hiçbir şey bilmeyen insandır.
İlköğretim 5. Sınıf espirileri ülkemizde çok tutuluyor. Nedeni ise ülkenin yarısının ilkokul terk olması. Kaldığımız yerden devam ameke!
İlköğretim 5. Sınıf espirileri ülkemizde çok tutuluyor. Nedeni ise ülkenin yarısının ilkokul terk olması. Kaldığımız yerden devam ameke!
beyni fırına verilip 200 derecede pişirilmiş insandır.
Ankaralılar için bir kitapçıdan çok bir buluşma yeri olan kitapçı.
Hani olur da bir gün dükkân kapanır ya da bina yıkılırsa Ankaralılar anteni koparılmış karınca gibi bilinçsizce koşturup asla bir araya gelemeyecekler.
Hani olur da bir gün dükkân kapanır ya da bina yıkılırsa Ankaralılar anteni koparılmış karınca gibi bilinçsizce koşturup asla bir araya gelemeyecekler.
"7 yaşındaki saflığı ve temizliği dibine kadar yaşa, büyüdüğünde kirlenecek dünya." gibi ifadeleri barındıracak öğütler olabilir.
kozmos tarafından bu başlık için ukde bırakılmış
yazarın notu: run forrest run...
kozmos tarafından bu başlık için ukde bırakılmış
yazarın notu: run forrest run...
dudakları maymun götüne döndüren, genellikle sinir stres kaynaklı kötü alışkanlık.
kabarıyor, şişiyor, içi dışına çıkıyor, kan revan oluyor, çok acıyor ama dur durabilirsen...
(bkz: zevk alınan ufak sapıklıklar)
kabarıyor, şişiyor, içi dışına çıkıyor, kan revan oluyor, çok acıyor ama dur durabilirsen...
(bkz: zevk alınan ufak sapıklıklar)
Yazıyooor! Liselere girişte uygulanacak yeni sistemde başarılı öğrencilerin imam hatip liselerine mecbur bırakılmaya çalışıldığını yazıyooor!
Halihazırda açıklandığı üzere liselere girişte yeni sistemde 'nitelikli' okullar belirlenip başarı gösteren öğrencilere bu okulları tercih etme hakkı verilecek, nitelikli okullardan birine yerleşemeyen öğrenciler ise ikamet adreslerine en yakın beş okuldan birini tercih edecek.
Seçilecek bu 'nitelikli' okulların en az yarısının imam hatip liseleri olacağı öngörülüyor zira şu anki 193 proje okulun 170'i imam hatip. Yönetmelikle şu an için fen ve sosyal bilimler liselerine sadece beş sınıflık bir kontenjan kondu ancak imam hatiplere uygulanan herhangi bir sınırlama yok. Bu da demek oluyor ki başarılı öğrencilerden yalnızca çok azı fen ve sosyal bilimler liselerine yerleşebilecek, yerleşemeyenler ise ya imam hatip liselerini tercih etmek ya da 'niteliksiz' bir okula yerleşmek zorunda bırakılacaklar.
'Nitelik'ten ne anladığımızı acilen gözden geçirmemiz ve köklü bir değişime gitmemiz ise toplumsal başarımızın tek şartı.
Halihazırda açıklandığı üzere liselere girişte yeni sistemde 'nitelikli' okullar belirlenip başarı gösteren öğrencilere bu okulları tercih etme hakkı verilecek, nitelikli okullardan birine yerleşemeyen öğrenciler ise ikamet adreslerine en yakın beş okuldan birini tercih edecek.
Seçilecek bu 'nitelikli' okulların en az yarısının imam hatip liseleri olacağı öngörülüyor zira şu anki 193 proje okulun 170'i imam hatip. Yönetmelikle şu an için fen ve sosyal bilimler liselerine sadece beş sınıflık bir kontenjan kondu ancak imam hatiplere uygulanan herhangi bir sınırlama yok. Bu da demek oluyor ki başarılı öğrencilerden yalnızca çok azı fen ve sosyal bilimler liselerine yerleşebilecek, yerleşemeyenler ise ya imam hatip liselerini tercih etmek ya da 'niteliksiz' bir okula yerleşmek zorunda bırakılacaklar.
'Nitelik'ten ne anladığımızı acilen gözden geçirmemiz ve köklü bir değişime gitmemiz ise toplumsal başarımızın tek şartı.
İstanbul'un Avrupa yakası'nda Bebek ile Rumelihisarı arasında, bugün aynı isimle anılan mezarlık sırtlarında bulunan Beşiktaş ilçesine bağlı bir semt. Sahilden denizin içine uzanan dil, Boğaz'ı çok daralttığı için buraya Yunanca Lomekopi, Türkçe olarak da Boğazkesen denilmişti. Semt bugünkü adını şair Tevfik Fikret'in bu mahalledeki evinden almaktadır. Farsça bir sözcük olan "âşiyan"ın anlamı "kuş yuvası"dır.
Hep aklıma eski dostu, dava arkadaşı olan bülent arınç'ın profiline aylardır sabitlediği bu video gelir.
Evet bülent evet...
Evet bülent evet...
Biyolojik saatinin tıkır tıkır çalışıyor olması.
bu haliyle manası alım, alımlılık, cazibe, çekicilik olan kelime.
(bkz:al beni)
(bkz:ukdeydim doldum)
ukdeci: mia
(bkz:al beni)
(bkz:ukdeydim doldum)
ukdeci: mia
başkentten ziyade koca bir kasabayı andıran kent. bu durumun tek musebbibi şu an ki belediye başkanı olacak şahıs. mamak ilçesinin birçok semtinde alevi vatandaşlar yoğun olarak yaşadığından buralara hizmet vermiyor. mahallelerde otobüs sayısı az. yollar köstebek yuvası gibi. mahalle muhtarina ne olacak bu yollar muhtar hanim diye sordugumda belediyeye defalarca basvurdugunu ama bir türlü olumlu yanit alamadığını söyledi. lafa söze gelince allahtan dinden imandan kul hakkından bahseden tipler bunlar. ne diyelim. allah sizin belanizi versin diyelim. allah'a havale edelim.
sabaha karşı 3 sularında sıçrayarak uyanmanıza neden olabilir.
(bkz:#20415)
Dünyanın dört bir yanından, farklı tarihlerde, Atatürk için basılmış posta pulları:
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
özellikle bilimsel veri olan makalelerde kullanılan bilginin kaynağını gösteren mevzu. aslında keşke edebi eserlerde de daha sık kullanılsa. yaygınlaşsa. intihal denilen sikko mevzu olmasa.
yazının içerisinde bilginin alındığı yere yıldız, sayı vs konulup kaynakça kısmındaki kaynak ile eşleştirilebilir. "veya cümlenin sonunda belirtilir bilgi kaynağı(poor, 2017)." şeklinde ve yine kaynakçada poor'un soyadı ve 2017 bulunarak eşleştirilir.
kolay gibi gözükse de zor bir iştir kaynakça hazırlamak. şekli kuralları çoktur. ama genel olarak aldığınız kaynak bir kitap veya dergiyse kitabın yazarının soyadı, en azından adının baş harfi, kitabın adı, kitabın yararladığınız kısmının adı, yararlandığınız sayfa aralığı, yayınevi, süreli bir yayınsa hangi ayları kapsadığı, kitabın basıldığı yer yazılır. ve kaynağa birincil kaynak mı ikincil kaynak mı olarak ulaştığınızı gösterirsiniz.
biliyorsunuz artık online kaynaklar fazlalaştı ama bilimsel bir çalışmada kullandığınız kaynağı internette daha da titizlenerek seçmekle mükellefsiniz. burada kaynaktan hangi tarihte yararlandığınızı da belirtirsiniz ve güzel bir çalışma yapmak istiyorsanız kaynağın bir ss'ini de alırsınız. tabii gidip tezi komple ss'leyemezsiniz ama çalışmanızla ilgili güncel, bilimsel bir siteden iki paragraftan fikir aldıysanız bunu ss'leyebilirsiniz.
ukdeci: mia.
yazının içerisinde bilginin alındığı yere yıldız, sayı vs konulup kaynakça kısmındaki kaynak ile eşleştirilebilir. "veya cümlenin sonunda belirtilir bilgi kaynağı(poor, 2017)." şeklinde ve yine kaynakçada poor'un soyadı ve 2017 bulunarak eşleştirilir.
kolay gibi gözükse de zor bir iştir kaynakça hazırlamak. şekli kuralları çoktur. ama genel olarak aldığınız kaynak bir kitap veya dergiyse kitabın yazarının soyadı, en azından adının baş harfi, kitabın adı, kitabın yararladığınız kısmının adı, yararlandığınız sayfa aralığı, yayınevi, süreli bir yayınsa hangi ayları kapsadığı, kitabın basıldığı yer yazılır. ve kaynağa birincil kaynak mı ikincil kaynak mı olarak ulaştığınızı gösterirsiniz.
biliyorsunuz artık online kaynaklar fazlalaştı ama bilimsel bir çalışmada kullandığınız kaynağı internette daha da titizlenerek seçmekle mükellefsiniz. burada kaynaktan hangi tarihte yararlandığınızı da belirtirsiniz ve güzel bir çalışma yapmak istiyorsanız kaynağın bir ss'ini de alırsınız. tabii gidip tezi komple ss'leyemezsiniz ama çalışmanızla ilgili güncel, bilimsel bir siteden iki paragraftan fikir aldıysanız bunu ss'leyebilirsiniz.
ukdeci: mia.
içine yerleştirilen mercekler sayesinde uzağı yakın eden/gösteren alet. dilimize farsçadan geçmiş ve dur (دور, uzak) ve bîn (بین , gören) kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
ukteci: mia
ukteci: mia
karşısında rekabet edecek, kıyaslanabilecek, karşılaştırılabilecek herhangi bir şey, herhangi birisi ya da bir durum bulunmayan.
hamdım oldum, ukdeydim doldum.
ukde: mia.
hamdım oldum, ukdeydim doldum.
ukde: mia.
öğrenci işleri için iş alımı yapılmadan önce; insanlarla nasıl iletişim kurulur, insanlara nasıl davranılır öğretilmeli. insanın ne kadar değerli ve önemli bir varlık olduğu benimsetilmeli. bilhassa öğrencilerin o üniversiteyi hayli zorlu çalışmaların ardından hak ederek kazanıp, o üniversitenin tüm imkânlarından faydalanabileceği tembih edilmeli, gerekirse kafalarına usturayla kazıtılmalı..
arkadaş böyle bir zihniyet olabilir mi? bön bön suratına bakarlar, dinlemezler bile, telefonda desen cevap vermeye üşenirler, sanki annesine sövmüşsünüz gibi size karşı bir nefret duyduklarını sezdirirler. sanki bu işi para almadan, silah zoruyla yapıyorlar. ulan siz insan mısınız? önce insan olanlar alınmalı kesinlikle. öğrenci işleri ismi geçtikçe herkesin sözleşmiş gibi hemfikir olması bir tesadüf ürünü değil.
bazen hadlerini aşarcasına saygısız davranışları olmuyor değil. bir gün işim vardı kapıyı çaldım ve içeri girdim. tabii beyefendi çıkarmış ayakkabısını, uzatmış ayağını masaya ve benim içeri girmemle bir an korktu ve hafif toplanır gibi oldu. sonra öğrenci olduğum kanısına varınca istifini bozmadan devam etti oturuşuna. ya içeri dekan yahut rektör girseydi? onu geçtim bölümün öğretim üyeleri de olabilir. bu mudur işine duyduğun saygı ve görevinin hakkını vermek. sahi ben de suç, fotoğrafını güzelce çekip derhal dekan beye gösterebilirdim. şok etkisi ve etkisiz kalma durumu diyelim.
arkadaş böyle bir zihniyet olabilir mi? bön bön suratına bakarlar, dinlemezler bile, telefonda desen cevap vermeye üşenirler, sanki annesine sövmüşsünüz gibi size karşı bir nefret duyduklarını sezdirirler. sanki bu işi para almadan, silah zoruyla yapıyorlar. ulan siz insan mısınız? önce insan olanlar alınmalı kesinlikle. öğrenci işleri ismi geçtikçe herkesin sözleşmiş gibi hemfikir olması bir tesadüf ürünü değil.
bazen hadlerini aşarcasına saygısız davranışları olmuyor değil. bir gün işim vardı kapıyı çaldım ve içeri girdim. tabii beyefendi çıkarmış ayakkabısını, uzatmış ayağını masaya ve benim içeri girmemle bir an korktu ve hafif toplanır gibi oldu. sonra öğrenci olduğum kanısına varınca istifini bozmadan devam etti oturuşuna. ya içeri dekan yahut rektör girseydi? onu geçtim bölümün öğretim üyeleri de olabilir. bu mudur işine duyduğun saygı ve görevinin hakkını vermek. sahi ben de suç, fotoğrafını güzelce çekip derhal dekan beye gösterebilirdim. şok etkisi ve etkisiz kalma durumu diyelim.
kaliteli blogların en iyi adresi. yani öyle olduğunu düşündüğüm için bloggercılık dünyasına burdan giriş yapayım dedim. deli midir divane midir bela mıdır bilmiyorum ama ne kadar zor olabilir ki. seni yenicem olum.
Tarzını beğendiğim yazar.
Onun dışında beğendiğim fikirleri ile beğendiğim tarzı bir araya gelince bana kendimi iyi hissettiriyor.
Onun dışında beğendiğim fikirleri ile beğendiğim tarzı bir araya gelince bana kendimi iyi hissettiriyor.
ukte sever yazar.
tamamen gönüllük esasına bağlı olarak sözlüğümüze katılan yeni yazarları karşıladığım için zengin sözük karşılama komitesi'yle bağlantıya sahip olduğu düşünülen yazar.
gerçek hayatta karşılaştığınızda yanına yaklaşmayacağınız kadar antipatik duruşa sahip olan kendisi, bu karşılama davranışını sözlük ortamına karşı duyduğu minnettarlık ve sevgiden dolayı doğmuş misafirperverlik ve sıcakkanlık duygusu olarak tanımlıyor. hepinizi seviyorum. ama sadece sözlükte. gerçek hayatta yaklaşanı ısırıyorum. ham.
gerçek hayatta karşılaştığınızda yanına yaklaşmayacağınız kadar antipatik duruşa sahip olan kendisi, bu karşılama davranışını sözlük ortamına karşı duyduğu minnettarlık ve sevgiden dolayı doğmuş misafirperverlik ve sıcakkanlık duygusu olarak tanımlıyor. hepinizi seviyorum. ama sadece sözlükte. gerçek hayatta yaklaşanı ısırıyorum. ham.
allah'a ulaşmak amacıyla bazen bir mürşide bağlanarak gidilen yol. dilimize arapçadan (ﻃﺮﻳﻘﺖ) geçmiç ve tarik (ﻃﺮﻳﻖ, yol) kelimesinden türemiştir.
''kopyala+yapıştır içerik yerine el emeği göz nuru entry daha iyidir'' aslında başlığın tamamı bu fakat malum 50 karakter.
neyse. insanın ömründen ömür alan tematik entrylerin hızını kesen cinsten.
entrylere başladığımda 20 küsur yaşındaydım şu an 30 gibi hissediyorum.
neyse. insanın ömründen ömür alan tematik entrylerin hızını kesen cinsten.
entrylere başladığımda 20 küsur yaşındaydım şu an 30 gibi hissediyorum.
bir zamanların vazgeçilmez oyunu tetris, Haziran 1985'de Rus bilgisayar mühendisi Aleksey Pajitnov tarafından tasarlanan, 6 Haziran 1984 tarihinde yayınlanmış bir bulmaca oyunudur.
oyundaki amaç, yukardan düşen farklı şekillerde dizilmiş kare takımların yükseklik sınırına ulaşmadan en uygun şekilde yerleştirmektir.
kaynak
ukdeci: mia
oyundaki amaç, yukardan düşen farklı şekillerde dizilmiş kare takımların yükseklik sınırına ulaşmadan en uygun şekilde yerleştirmektir.
kaynak
ukdeci: mia
uzun zamandır duygusal bir boşluktayım. her zaman romantik ilişkilere yakın birisi oldum. hayatımın çok çalkantılı bir döneminde olmam veya böyle bir dönemi atlatmam söz konusu değilken romantik bir ilişki isteyip istemediğime bile emin değilim. onca zamandır duygusal ilişkiler için zaman harcayan ben değilim sanki.
duygusal olarak bir şey hissedememe durumu bir süredir var. hayatımdaki tek böyle göze çarpan duygu öfke uzun zamandır. öfkelenmemek için çaba sarf ediyorum ama kendime, çevreme, davranışlara, olaylara, şansa ve öfkelenmeme öfkeleniyorum.
tek baskın duygu öfke olunca bir de çok 'siktir çeken' bir insan oldum. allah affetsin yakında sik gibi kalacağım. sosyal medya hesaplarından, telefon rehberinden bile büyük kazıklar yediğim, kırıldığım veya sebepsiz olarak sevemediğim insanları silemezdim kırmamak adına. veya sevmememe rağmen işi düşünce yazan tiplere cevap verir, yardımcı olmaya çalışırdım.
bakıyorum dalyarak dalyarak bir şey mi yazmış veya fotoğrafını görünce suratını görmek sinirime mi dokunuyor. siliveriyorum. bir iki defa mesaj da aldım. önce "ya kuzenim silmiş." diyordum ama şimdi "sarhoşum ayağına götürmeye çalıştığını bilmiyoruz sanki pezevenk. iki yüzlü buluyorum seni ve suratını görmek sinirimi bozuyor. ruh sağlığıma yatırım yaptım." falan demeye başladım. bu işin sonu bok olmaz umarım.
ahahaha. ya herkeste var mı böyle tipler bilmiyorum ama sevgiye aç kaldıkça gelen, böyle yorulunca konuşmak isteyen ve aniden "özledim." yazan yavşaklar. bir zamanlar sevgili olma umuduyla konuşulup flört sürecinde kopmuş olduklarınız falan işte. ama hani aniden belirir, yeniden flört etmeye çalışır. ve yeniden kaybolur. bunlardan birisine ses etmiyordum. sebebini de bilmiyorum. sanırım "kırmamak" adına. döngünün farkında olduğumu, aniden ortadan kaybolacağını, bizden bir yol olmayacağını falan söyledim. kedi gibi yine sırnaşmaya çalıştı. sonra yine teptim. bastı, gitti. çok keyif aldım. ses etmediğim için gerizakalı sanılmışım yav resmen.
bu duygulardan uzaklaşma hali başlarda hoşuma gitti açıkçası. eskiden kendini tutamayıp ağlayanlardandım. haklıyken bile haksız olurdum. kendime 'sinirlenirdim' bu yüzden. bundan kurtulmak çok hoşuma gitti ama mesela çevremde hemcinslerimden özellikle seni kendime böyle yakın buluyorum, şöyle iyisin dediklerinde "ya amk ben niye bulamıyorum acaba insanları kendime yakın? hepsi işte iletişim kurduğumuz sıradan insanlar. tamam belki biraz yakın ama abartıyorlar mı lan acaba?" derken buluyorum kendi kendime. sonra yavşak yavşak "bnd cnm bnd sni svyrm." deyiveriyorum yakın görmediğim ama kanka sınıfına girdiğim kızlara.
duygusal olarak bir şey hissedememe durumu bir süredir var. hayatımdaki tek böyle göze çarpan duygu öfke uzun zamandır. öfkelenmemek için çaba sarf ediyorum ama kendime, çevreme, davranışlara, olaylara, şansa ve öfkelenmeme öfkeleniyorum.
tek baskın duygu öfke olunca bir de çok 'siktir çeken' bir insan oldum. allah affetsin yakında sik gibi kalacağım. sosyal medya hesaplarından, telefon rehberinden bile büyük kazıklar yediğim, kırıldığım veya sebepsiz olarak sevemediğim insanları silemezdim kırmamak adına. veya sevmememe rağmen işi düşünce yazan tiplere cevap verir, yardımcı olmaya çalışırdım.
bakıyorum dalyarak dalyarak bir şey mi yazmış veya fotoğrafını görünce suratını görmek sinirime mi dokunuyor. siliveriyorum. bir iki defa mesaj da aldım. önce "ya kuzenim silmiş." diyordum ama şimdi "sarhoşum ayağına götürmeye çalıştığını bilmiyoruz sanki pezevenk. iki yüzlü buluyorum seni ve suratını görmek sinirimi bozuyor. ruh sağlığıma yatırım yaptım." falan demeye başladım. bu işin sonu bok olmaz umarım.
ahahaha. ya herkeste var mı böyle tipler bilmiyorum ama sevgiye aç kaldıkça gelen, böyle yorulunca konuşmak isteyen ve aniden "özledim." yazan yavşaklar. bir zamanlar sevgili olma umuduyla konuşulup flört sürecinde kopmuş olduklarınız falan işte. ama hani aniden belirir, yeniden flört etmeye çalışır. ve yeniden kaybolur. bunlardan birisine ses etmiyordum. sebebini de bilmiyorum. sanırım "kırmamak" adına. döngünün farkında olduğumu, aniden ortadan kaybolacağını, bizden bir yol olmayacağını falan söyledim. kedi gibi yine sırnaşmaya çalıştı. sonra yine teptim. bastı, gitti. çok keyif aldım. ses etmediğim için gerizakalı sanılmışım yav resmen.
bu duygulardan uzaklaşma hali başlarda hoşuma gitti açıkçası. eskiden kendini tutamayıp ağlayanlardandım. haklıyken bile haksız olurdum. kendime 'sinirlenirdim' bu yüzden. bundan kurtulmak çok hoşuma gitti ama mesela çevremde hemcinslerimden özellikle seni kendime böyle yakın buluyorum, şöyle iyisin dediklerinde "ya amk ben niye bulamıyorum acaba insanları kendime yakın? hepsi işte iletişim kurduğumuz sıradan insanlar. tamam belki biraz yakın ama abartıyorlar mı lan acaba?" derken buluyorum kendi kendime. sonra yavşak yavşak "bnd cnm bnd sni svyrm." deyiveriyorum yakın görmediğim ama kanka sınıfına girdiğim kızlara.
cumhuriyet halk partisi öncülüğünde 26-30 ağustos tarihleri arasında çanakkale'de gerçekleşecek olan kurultay.
adalet yürüyüşünün devamı niteliğinde olan bu kurultayda herhangi bir parti bayrağı ve flama yer almayacak.
adalet yürüyüşünün devamı niteliğinde olan bu kurultayda herhangi bir parti bayrağı ve flama yer almayacak.
sanırım şu şekilde ilerliyor:
Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan florida eyaletinin en büyük şehirlerden biridir. atlas okyanusu'nun kıyısında bulunan bir kıyı kentidir. ayrıca turizm sektörü çok gelişmiştir.
ukdeci: mia
ukdeci: mia
amerika birleşik devletleri'nde bulunan eyaletlerden biridir. başkenti Tallahassee olan eyalet 40.098 km²'lik bir alan kaplamaktadır ve içinde toplam 283 şehir, 108 kasaba ve 19 köy bulunmaktadır.
kaynak: wikipedia
ukdeci: mia
kaynak: wikipedia
ukdeci: mia
tam olarak türkçe karşılığı bulunmayan ingilizce kelime. belirli bir nesneyi ya da kişiyi belirtirken kullanılır. belirtilen nesne herhangi bir nesne değil ya herkesin bildiği ya da konuşulan insanın bildiği bir nesnedir.
the book, the pencil, the king, the commander vs.
ukdeci: mia
the book, the pencil, the king, the commander vs.
ukdeci: mia
tek başına okunup hece olabilen harflerdir. türkçe alfabede 8 tane sesli harf vardır.
İnce sesliler: e, i, ö, ü
Kalın sesliler: a, ı, o, u
bir kelimede kaç hece olduğu bulunmak istendiğinde sadece sesli harf sayısına bakılması yeterlidir.
ukdeci: mia
İnce sesliler: e, i, ö, ü
Kalın sesliler: a, ı, o, u
bir kelimede kaç hece olduğu bulunmak istendiğinde sadece sesli harf sayısına bakılması yeterlidir.
ukdeci: mia
yanına sesli harf getirmeden okunamayan ve hece oluşturamayan seslerdir. türkçe alfabede 21 tane vardır.
Sessiz Harfler: b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z
ukdeci: mia
Sessiz Harfler: b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z
ukdeci: mia
plajlarda, boğulma tehlikesi geçiren insanları kurtarmakla yükümlü görevli.
aynı zamanda istanbul'un fatih ilçesinde bulunan bir mahalledir.
ukdeci: mia
aynı zamanda istanbul'un fatih ilçesinde bulunan bir mahalledir.
ukdeci: mia
Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı bir semt olmakla birlikte Ankara'nın en eski semtlerinden biridir.
ukdeci: mia
ukdeci: mia
macar dili, edebiyatı, tarihi ve kültürü ile ilgili araştırma yapan ve bu alanda eğitim veren aynı zamanda türk - macar ilişkilerini inceleyen bilim dalı. ülkemizde sadece ankara üniversitesin bu alanda eğitim vermektedir.
ukteci: mia
ukteci: mia