feci akıllı ve sinsi olduğunu düşündüğüm, fenerbahçe eski topçusu, yakın zamanın başarısız teknik direktörü, yeninin en çok konuşulan futbol yorumcusu ve 2019'un muhtemel futbol federasyonu başkan adayı.
en çok bu sinsilik olayına kızıyorum. hep rüzgar tarafında olması can sıkıcı. izmir marşı'nın spor müsabakalarında söylenmesi çok yanlış ve tamamen siyasi bir olaymis. sporun siyasete alet edilmemesi gerekiyormuş. kendisi öyle buyuruyor lakin çok değil yaklaşık 2 ay önce sen değil miydin rıdvan efendi, ben evet diyorum arda kardeşim, burak kardeşim ya sen? diye tv'lerde cirit atan, sen değil misin istisnasız her futbol programında durup dururken hükümet guzellemeleri yapan? olmuyor bi' eğreti duruyor böyle işler, böyle ufak hesaplar.
malumun biraz erken ilanidir.
öncelikle;
(bkz:20 mayıs 2017 amerika suudi arabistan silah satışı)
(bkz:rakka operasyonu)
(bkz:5 haziran 2017 katar krizi), kronoloji çok şiirsel. suudlari silahlandir, taseronlari rakka'ya sür ve katar üzerinden nihai hedefe doğru yürü.
klasik bir teori olacak ama herkes tarafından dillendirilen bir konu vardır. irak'tan sonra kim var? libya'dan sonra sıra kimde? suriye'den sonra hedef kim? genelde de zor olacağı dusunulsede, iran ismi sıkça zikredilir. zamanlaması manidar olan bu saldırının çok çok devamı belki hemen gelmeyebilir lakin abd'nin beyzbol sopasını hafiften gosterdigi de aşikâr. etnik olarak %40'i azeri turk'u, %40'i acem %6'sı kürtler ve diğerleri olan demografik yapıya sahip iran için gelecek seneler çok kolay olmayabilir. belki yarın olmaz ama bir arap-iran savaşı, en azından kapalı kapılar ardında çoktan başladı bile.
hayırlısı tabi.
öncelikle;
(bkz:20 mayıs 2017 amerika suudi arabistan silah satışı)
(bkz:rakka operasyonu)
(bkz:5 haziran 2017 katar krizi), kronoloji çok şiirsel. suudlari silahlandir, taseronlari rakka'ya sür ve katar üzerinden nihai hedefe doğru yürü.
klasik bir teori olacak ama herkes tarafından dillendirilen bir konu vardır. irak'tan sonra kim var? libya'dan sonra sıra kimde? suriye'den sonra hedef kim? genelde de zor olacağı dusunulsede, iran ismi sıkça zikredilir. zamanlaması manidar olan bu saldırının çok çok devamı belki hemen gelmeyebilir lakin abd'nin beyzbol sopasını hafiften gosterdigi de aşikâr. etnik olarak %40'i azeri turk'u, %40'i acem %6'sı kürtler ve diğerleri olan demografik yapıya sahip iran için gelecek seneler çok kolay olmayabilir. belki yarın olmaz ama bir arap-iran savaşı, en azından kapalı kapılar ardında çoktan başladı bile.
hayırlısı tabi.
türk değil de amerikalı yahut yeni zelandalı olsaydı, bir oscar ödülü, iki de adaylığı garantiydi.
nazarımda öyle büyüktür.
nazarımda öyle büyüktür.
bin dermana değişmem diye devam eden beşiktaş taraftarının muazzam ve ötesi tribün bestesi
bestesini Muzaffer Özpınar'ın yaptığı, sözlerini o dönem henüz üniversite öğrencisi olan Ahmet Selçuk İlkan'ın yazdığı, yaklaşık yarım saat süren, içerisinde birden fazla makam olan ve ilk defa zeki müren tarafından icra edilen türk sanat musikisi mucizesi. şarkının ismi, zeki müren'e aittir.
çıldırmak üzere olup ama çıldıramamak kadar kötü bi' şey olmasa gerek diye düşündügüm duygu patlaması.
mafya babalarının hapishaneden çıktıktan sonra feysbuk hesaplarından paylaştıgı atarlı giderli söz.
dosta güven düşmana korku salmak bu sözde vücut bulur.
dosta güven düşmana korku salmak bu sözde vücut bulur.
50 yıl önce bugün israil ile arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında gerçekleşen ve sadece 6 gün süren bu savaşta Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de silah yardımında bulunda fakat yine de savaş İsrail'in mutlak üstünlüğüyle sonuçlanmıştır.
savaş sonunda Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Suriye'den Golan Tepeleri'ni ve Filistin'in Gazze ve Batı Şeria topraklarını alarak sınırlarını 4 kat büyüttü. mevcut filistin sorununun temelleride bu savaştan sonra atılmıştır.
savaş sonunda Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Suriye'den Golan Tepeleri'ni ve Filistin'in Gazze ve Batı Şeria topraklarını alarak sınırlarını 4 kat büyüttü. mevcut filistin sorununun temelleride bu savaştan sonra atılmıştır.
Etkisi ve süresi çok kısa olan bir iş yapmak yahut Birine etkisi olmayan sözler söylemek.
nev'in, sen gibi sarkisinin da girizgahini süsler.
nev'in, sen gibi sarkisinin da girizgahini süsler.
yorumsuz trajikomik bir olay.
"AKP'li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, TMSF ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından olan Halit Çokan, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SGK) sözleşmeli avukatlık mülakatından, mülakata hiç girmemesine rağmen geçti. SGK, kurum bünyesinde çalışmak için 28 Nisan'da Ankara'da mülakat yapılacağını ilan etmişti. Mülakata isteyen avukat katılabilecekti ve SGK yeterlilik gördüğü avukatlarla sözleşme imzalayacaktı. Sözleşme imzalamak için mülakata girmek ise zorunluydu. 28 Nisan'daki mülakata Kocaeli'den 66 avukat resmi başvuruda bulundu. Avukatlar, SGK'nın ilan ettiği tarihte kurumla mülakata girdi. Ancak, SGK bünyesinde sözleşmeli avukat olarak çalışmaya hak kazanan dört avukattan biri, 28 Nisan'daki mülakata girmeyen Halit Çokan oldu. Girmediği sözlü sınavı 'başarılı' geçen Çokan, kurumla imza aşamasında."
"AKP'li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, TMSF ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından olan Halit Çokan, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SGK) sözleşmeli avukatlık mülakatından, mülakata hiç girmemesine rağmen geçti. SGK, kurum bünyesinde çalışmak için 28 Nisan'da Ankara'da mülakat yapılacağını ilan etmişti. Mülakata isteyen avukat katılabilecekti ve SGK yeterlilik gördüğü avukatlarla sözleşme imzalayacaktı. Sözleşme imzalamak için mülakata girmek ise zorunluydu. 28 Nisan'daki mülakata Kocaeli'den 66 avukat resmi başvuruda bulundu. Avukatlar, SGK'nın ilan ettiği tarihte kurumla mülakata girdi. Ancak, SGK bünyesinde sözleşmeli avukat olarak çalışmaya hak kazanan dört avukattan biri, 28 Nisan'daki mülakata girmeyen Halit Çokan oldu. Girmediği sözlü sınavı 'başarılı' geçen Çokan, kurumla imza aşamasında."
bugün gerçekleşen olay.
Arınç'ın damadı Ekrem Yeter, FETÖ ile mücadele kapsamında çıkarılan 2 Eylül 2016 tarihli 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile üniversiteden ihraç edilmişti. tabi arınç, damadina güvendiğini belirtmiş lakin ben nedense guvenmiyorum. mevcut ve eski akp'li bakan, vekiller ve yakınlarına bir operasyon yapılma ihtimalinin olduğunu daha önce yazıp, potansiyel isimleri de belirtmiştik.
(bkz:fetöcü olduğu iddia edilen akpliler)
Arınç'ın damadı Ekrem Yeter, FETÖ ile mücadele kapsamında çıkarılan 2 Eylül 2016 tarihli 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile üniversiteden ihraç edilmişti. tabi arınç, damadina güvendiğini belirtmiş lakin ben nedense guvenmiyorum. mevcut ve eski akp'li bakan, vekiller ve yakınlarına bir operasyon yapılma ihtimalinin olduğunu daha önce yazıp, potansiyel isimleri de belirtmiştik.
(bkz:fetöcü olduğu iddia edilen akpliler)
başta suudi arabistan olmak üzere birleşik arap emirlikleri, bahreyn, yemen ve misir'in katar ile tüm diplomatik ilişkileri kesmesi hadisesidir.
bu hadisenin birçok sebebi var ancak karar muhtemelen fiilen 20 mayıs 2017 amerika suudi arabistan silah satışı sonrası hayata geçirildi. ilk sebep, katar ile iran'in çok yakın diplomatik ilişkiler yürütmesi olduğu aşikâr. tabi buradaki hedef ilk planda katar olarak gibi gorunsede, nihai hedef muhakkak iran'dır. sıcak bir çatışma olmasını beklemek biraz ileri olur zira katar, abd'nin en rahat kullandığı uçak üssü ve abd'nin milyarlarca dolarlık yatırımı mevcut bu topraklarda. katar'ın terör örgütlerine yardım etmesi iddiası ise adı üstünde sadece bahanesidir.
tabi burada abd ve rusya'nın iran ve suriye üzerinde anlaşmış olabilecekleri pek uzak bir ihtimal gibi gelmiyor. turkiye'yi ise her zamanki gibi zor bir karar bekliyor çünkü dış politikamız uzun bir süredir pek akilcil değil. ya sıcak para kaynağımız katar ya da arap bloğu.
hayırlısı.
bu hadisenin birçok sebebi var ancak karar muhtemelen fiilen 20 mayıs 2017 amerika suudi arabistan silah satışı sonrası hayata geçirildi. ilk sebep, katar ile iran'in çok yakın diplomatik ilişkiler yürütmesi olduğu aşikâr. tabi buradaki hedef ilk planda katar olarak gibi gorunsede, nihai hedef muhakkak iran'dır. sıcak bir çatışma olmasını beklemek biraz ileri olur zira katar, abd'nin en rahat kullandığı uçak üssü ve abd'nin milyarlarca dolarlık yatırımı mevcut bu topraklarda. katar'ın terör örgütlerine yardım etmesi iddiası ise adı üstünde sadece bahanesidir.
tabi burada abd ve rusya'nın iran ve suriye üzerinde anlaşmış olabilecekleri pek uzak bir ihtimal gibi gelmiyor. turkiye'yi ise her zamanki gibi zor bir karar bekliyor çünkü dış politikamız uzun bir süredir pek akilcil değil. ya sıcak para kaynağımız katar ya da arap bloğu.
hayırlısı.
rahmetli dedemin ismi.
iyi bir boksör, çok kalender bir insandı. onu da böylelikle anmis olayım.
iyi bir boksör, çok kalender bir insandı. onu da böylelikle anmis olayım.
süper lige yükselme play-off final maçı. antalya'da oynanacak olan maç 21:30'da trt spor'dan yayınlanacak.
final maçı öncesi gerek görsel gerekse yazılı basında inceden inceye izmir takımı görelim artık süper lig'de lobicikleri yapıyor. her ne kadar ben de bir izmir takımını üst ligde görmek istesemde, kalbimiz eskisehirspor'la elbette.
final maçı öncesi gerek görsel gerekse yazılı basında inceden inceye izmir takımı görelim artık süper lig'de lobicikleri yapıyor. her ne kadar ben de bir izmir takımını üst ligde görmek istesemde, kalbimiz eskisehirspor'la elbette.
New York ve Londra Merkezli bağımsız kredi notu, araştırma yapan küresel bir derecelendirme kuruluşudur. ulusal olarak tanınmış üç istatistik değerlendirme kuruluşundan birisidir. her yıl düzenli olarak dünya ülkelerine, kendi kriterlerine göre bir puan verir ve puana gorede ülke ve şehir ekonomileri hakkında ciddi sonuçlar elde edilebilir.
Fitch bu yıl içerisinde İzmir Büyükşehir Belediyesinin derecelendirme notunu, "alınabilinecek en yüksek kredi notu" olan “AAA” olarak belirlemiştir.
Fitch bu yıl içerisinde İzmir Büyükşehir Belediyesinin derecelendirme notunu, "alınabilinecek en yüksek kredi notu" olan “AAA” olarak belirlemiştir.
günlük hayatta pek bir kullanımda olan, herkesin yapamayacağı zor bir işi başarıp, eften püften bir işte tökezleyen kişi için söylenen deyim.
her ne kadar çok hareketli bir dans gibi görünse de dansa eşlik eden şarkılar, abartısız bir şekilde söylemek gerekirse bizde ki arabesk müziğe tekamül eder.
şu an arkamdan el sallayan yahut hoş geldin şimdiden diyen biri olsaydı hiç fena olmazdı.
ismail abi'ye değil ama hep beklediği gemisine benzedim iyice.
ismail abi'ye değil ama hep beklediği gemisine benzedim iyice.
olamamış bir aşk üzerine stella campbell adlı bir ingiliz tiyatro oyuncusuna şöyle bir mektup karalamışlığı vardır;
“sen bilirsin, git; bir kadını kaybetmek, dünyanın sonu değil. güneş doğmaya devam edecek. yüzmek yine keyifli, işe gitmek güzel, ruhum tek başına da durabilir. ancak çok derinden yaralandım. beni denedin, ve benimle rahat edemedin. sana ne huzur verebiliyor, ne de seni eğlendirebiliyorum. arkadaşlığımızda dürüst olan hiçbir şey yok sanki. sende ne sinir var, ne de beyin. on sekizinci yüzyılın erkek duygusallığının karikatürüsün. gururumu yaraladın. hoşçakal, sevdiğim zavallı.”
“sen bilirsin, git; bir kadını kaybetmek, dünyanın sonu değil. güneş doğmaya devam edecek. yüzmek yine keyifli, işe gitmek güzel, ruhum tek başına da durabilir. ancak çok derinden yaralandım. beni denedin, ve benimle rahat edemedin. sana ne huzur verebiliyor, ne de seni eğlendirebiliyorum. arkadaşlığımızda dürüst olan hiçbir şey yok sanki. sende ne sinir var, ne de beyin. on sekizinci yüzyılın erkek duygusallığının karikatürüsün. gururumu yaraladın. hoşçakal, sevdiğim zavallı.”
filmi izleme gafletinde bulunmuş biri olarak, ne korku ne psikolojik ne de porno kategorisine koyulabilecek türden bir yapım olduğunu söyleyebilirim. direkt x kategorisi denip geçilebilir.
nasılsa kimse izlemeyecektir diye dusunerekten spoiler vermeden de filmin içeriği ile ilgili bi'şeyler yazılabilir lakin "milos'un çocuğuyla, karısının ... neyse çok ekstrem bi'şey arıyorsanız siz bilirsiniz ama buzlu badem daha iyi bir seçenek gibi duruyor.
böyle yazınca da sanki merak uyandırıp reklamın iyisi kötüsü olmaz gibi durdu ama bilemedim şimdi. neticede olumsuzluk meraka iter.
nasılsa kimse izlemeyecektir diye dusunerekten spoiler vermeden de filmin içeriği ile ilgili bi'şeyler yazılabilir lakin "milos'un çocuğuyla, karısının ... neyse çok ekstrem bi'şey arıyorsanız siz bilirsiniz ama buzlu badem daha iyi bir seçenek gibi duruyor.
böyle yazınca da sanki merak uyandırıp reklamın iyisi kötüsü olmaz gibi durdu ama bilemedim şimdi. neticede olumsuzluk meraka iter.
tsi saat 4'te ve tv 8,5 ekranlarında izlenebilecek 2016-17 nba şampiyonluk serisi ilk maçı.
gönlüm, geçen yıl olduğu gibi bu yılda golden state tarafında. geçen sezon daha dengeli kadrolar vardı ve lebron-kyrie ikilisi kupayı çekip almıştı lakin bu sene biraz farklı bir durum. warriors'un gözü dönmüş durumda ve bu sezon şampiyonluk yuzugune daha yakınlar.
açıkçası kevin durant'tan bir mvp performansı bekliyorum ama yinede lebron james faktörünü asla atlayamayiz. her iki takımın yıldızları en azından ortalama performanslarını gösterirse, pota altlarında her iki takımında uzun kasaplari belirleyici faktörler olacaktır. benchlerden ise öyle aman aman bir katkı beklemiyorum. en azından ilk maçta.
şimdiden iyi seyirler olsun.
gönlüm, geçen yıl olduğu gibi bu yılda golden state tarafında. geçen sezon daha dengeli kadrolar vardı ve lebron-kyrie ikilisi kupayı çekip almıştı lakin bu sene biraz farklı bir durum. warriors'un gözü dönmüş durumda ve bu sezon şampiyonluk yuzugune daha yakınlar.
açıkçası kevin durant'tan bir mvp performansı bekliyorum ama yinede lebron james faktörünü asla atlayamayiz. her iki takımın yıldızları en azından ortalama performanslarını gösterirse, pota altlarında her iki takımında uzun kasaplari belirleyici faktörler olacaktır. benchlerden ise öyle aman aman bir katkı beklemiyorum. en azından ilk maçta.
şimdiden iyi seyirler olsun.
1997 doğumlu, fenerbahçe basketbol takımı oyuncusu. 7 yaşından beri bu kulüpte.
şimdi ben bunu neden yazdım? ben de çok iyi bilmiyorum. zira beşiktaş taraftarıyım lakin çok sıkı bir basketbol takipcisiyim. nba'yi falan geç, çoğu avrupa ligini takip ederim. bu genç ileride baya baya iyi bir oyuncu olacaktır. bak bundan eminim işte. garip bir stile ve saf bir yeteneğe sahip. üstelik obradovic'in gözetimi altında. çoğu basketbol sever tarzını ispanyol rudy fernandez'e benzetiyor ama biraz ileri giderekten, ben tarzını toni kukoc'a benzetiyorum. gerçi mevki ve sizelari farklı ama gidişat o yönde.
neyse 4-5 sene sonra bu arkadaş bir yıldız oyuncu falan olursa başlığı parsellemis olayım.
şimdi ben bunu neden yazdım? ben de çok iyi bilmiyorum. zira beşiktaş taraftarıyım lakin çok sıkı bir basketbol takipcisiyim. nba'yi falan geç, çoğu avrupa ligini takip ederim. bu genç ileride baya baya iyi bir oyuncu olacaktır. bak bundan eminim işte. garip bir stile ve saf bir yeteneğe sahip. üstelik obradovic'in gözetimi altında. çoğu basketbol sever tarzını ispanyol rudy fernandez'e benzetiyor ama biraz ileri giderekten, ben tarzını toni kukoc'a benzetiyorum. gerçi mevki ve sizelari farklı ama gidişat o yönde.
neyse 4-5 sene sonra bu arkadaş bir yıldız oyuncu falan olursa başlığı parsellemis olayım.
sherlock holmes ile dr. watson kampa giderler. güzel bir yemek yeyip bir şişe de şarabı devirdikten sonra uykuya dalarlar. birkaç saat sonra holmes uyanır ve arkadaşını dürtükler.
“watson, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.”
watson cevap verir:
“milyonlarca yıldız görüyorum.”
holmes sorar:
“bu sana neyi gösteriyor?”
watson bir an düşünür ve yanıtlar:
” astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezegenin varlığını görüyorum. yıldızların konumuna bakarak saatin 3'ü çeyrek geçtiğini çıkarıyorum. teolojik olarak tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. meteorolojik açıdan da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. neden sordun? sana ne gösteriyor?”
holmes arkadaşını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
” cadırımızı araklamışlar!”
“watson, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.”
watson cevap verir:
“milyonlarca yıldız görüyorum.”
holmes sorar:
“bu sana neyi gösteriyor?”
watson bir an düşünür ve yanıtlar:
” astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezegenin varlığını görüyorum. yıldızların konumuna bakarak saatin 3'ü çeyrek geçtiğini çıkarıyorum. teolojik olarak tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. meteorolojik açıdan da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. neden sordun? sana ne gösteriyor?”
holmes arkadaşını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
” cadırımızı araklamışlar!”
öncelikle; (bkz:yahudi senaristlerin toplum mühendisliği)
kaba tabiri ile toplumu oluşturan bireylerin, güç sahiplerince tek tip haline getirilmesi ve akabinde toplumun sosyal yaşamından manevi hayatına kadar herşeyinin iktidar sahiplerinin istedikleri şekle bürünmesi.
en safiyane duygularla yapılmaya çalışılan ilk toplum mühendisliği, ilk çağlarda insanların doğal afetlerden korunmak için mağaralarda yaşama fikrinden çıkmış olmasını düşünmeme rağmen, insanoğlu tarafından bilginin satılabilinir birşey olmasının öğrenilmesi sonucu toplum mühendisliği denen kavram başka bir hal almıştır. bunu sebebi ise,bu işi mühendislerin değil tüccarların yapar olmasıdır.
toplum mühendisliği projeleri, çeşitli meslek dallarından oluşan bir ekip tarafından, finansal destek, koruma, iletişim ve başka araçlar yardımı ile gizli bir plan dâhilinde gerçekleştirilmektedir. devleti ve toplumu yukarıdan aşağıya doğru düzenleme ve denetleme amacıyla yapılan askeri müdahale dönemlerinde ise, daha açık biçimde, bir korku ortamı yaratılarak uygulanmaktadır.
malumunuz olduğunuz üzere sıkça dile getirilen dünya'ya yön veren organizasyonların en önem verdikleri konu budur; toplumun istedikleri gibi hareket etmesi, gerekirse kendi içlerinde çatıştırılması,gerekir ise ateist gerekir ise dinci bir toplum haline gelmeleri...vs. bunun modern anlamda ilk ve en başarılı temsilcisi ise şüphesiz joseph goebbels'tir. goebbels'in ''bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar.''ve''insanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabileceğimizi anladık.''sözleri başarısının sırrını çok güzel açıklıyor.
toplum mühendisliği ilk kez ciddi olarak fransız ihtilali'nin yaptırılmasında karşımıza çıkıyor (evet doğru okudunuz yaptırılmasında, bu konuya başka bir zaman değineceğiz).yakın zamanın en ciddi örneği ise kesinlikle 1900'lü yıllarda başlamış olan soğuk savaştır.amerika'nın karşı bir düşman yaratmak amacıyla komünizme izin vermesi, gelişmesine hiçbir şekilde müdahale etmemesi ve daha sonra bu sistemin üzerine parlayan bir yıldız olarak gördükleri hitler'i gönderip sovyetler'in belini bükmeye başlamasıyla beraber artık karşıda sefaletle mücadele eden, baskı altında yaşayan ve amerikan rüyasını hayal eden bir kitle oluşturulmuş oldu.
ve bu yapı artık iflas ederek çöktü. ardından yugoslavlar'ın, çekoslavakların bölünmesi, berlin duvarı'nın çökmesiyle bu mühendislik batı'da büyük bir oranda gerçekleşmiş oldu.
daha sonra ukrayna turuncu devrimi, gürcü devrimi, polonya-rus sürtüşmeleriyle beraber sovyetler'den kopan devletlerde yavaş yavaş tüccarların saflarını tercih etmeye başladılar. daha sonra sıra magrib'in çocukları mısır'a gelmişti. arap baharı adında onlarca ajanın cirit attığı, onlarca kara propaganda, dezenformasyon ve karalamanın olduğu bu ''bahar''aslında biraz da ''dark winter is coming''modunda bir hal almıştı.
bu tüccarların hayalleri birgün gerçekleşir mi? bana kalırsa insanoğlu bu mekanikleştirilmeden ve köleleştirilmeden elbet birgün kurtulacaktır. ama ne zaman?
osmanlı döneminden kalan bir öz deyiş durumu güzel açıklamış“gerçek ayakkabısını bağlarken, iyi bir yalan bağdat'tan istanbul'a ulaşır.''
kaba tabiri ile toplumu oluşturan bireylerin, güç sahiplerince tek tip haline getirilmesi ve akabinde toplumun sosyal yaşamından manevi hayatına kadar herşeyinin iktidar sahiplerinin istedikleri şekle bürünmesi.
en safiyane duygularla yapılmaya çalışılan ilk toplum mühendisliği, ilk çağlarda insanların doğal afetlerden korunmak için mağaralarda yaşama fikrinden çıkmış olmasını düşünmeme rağmen, insanoğlu tarafından bilginin satılabilinir birşey olmasının öğrenilmesi sonucu toplum mühendisliği denen kavram başka bir hal almıştır. bunu sebebi ise,bu işi mühendislerin değil tüccarların yapar olmasıdır.
toplum mühendisliği projeleri, çeşitli meslek dallarından oluşan bir ekip tarafından, finansal destek, koruma, iletişim ve başka araçlar yardımı ile gizli bir plan dâhilinde gerçekleştirilmektedir. devleti ve toplumu yukarıdan aşağıya doğru düzenleme ve denetleme amacıyla yapılan askeri müdahale dönemlerinde ise, daha açık biçimde, bir korku ortamı yaratılarak uygulanmaktadır.
malumunuz olduğunuz üzere sıkça dile getirilen dünya'ya yön veren organizasyonların en önem verdikleri konu budur; toplumun istedikleri gibi hareket etmesi, gerekirse kendi içlerinde çatıştırılması,gerekir ise ateist gerekir ise dinci bir toplum haline gelmeleri...vs. bunun modern anlamda ilk ve en başarılı temsilcisi ise şüphesiz joseph goebbels'tir. goebbels'in ''bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar.''ve''insanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabileceğimizi anladık.''sözleri başarısının sırrını çok güzel açıklıyor.
toplum mühendisliği ilk kez ciddi olarak fransız ihtilali'nin yaptırılmasında karşımıza çıkıyor (evet doğru okudunuz yaptırılmasında, bu konuya başka bir zaman değineceğiz).yakın zamanın en ciddi örneği ise kesinlikle 1900'lü yıllarda başlamış olan soğuk savaştır.amerika'nın karşı bir düşman yaratmak amacıyla komünizme izin vermesi, gelişmesine hiçbir şekilde müdahale etmemesi ve daha sonra bu sistemin üzerine parlayan bir yıldız olarak gördükleri hitler'i gönderip sovyetler'in belini bükmeye başlamasıyla beraber artık karşıda sefaletle mücadele eden, baskı altında yaşayan ve amerikan rüyasını hayal eden bir kitle oluşturulmuş oldu.
ve bu yapı artık iflas ederek çöktü. ardından yugoslavlar'ın, çekoslavakların bölünmesi, berlin duvarı'nın çökmesiyle bu mühendislik batı'da büyük bir oranda gerçekleşmiş oldu.
daha sonra ukrayna turuncu devrimi, gürcü devrimi, polonya-rus sürtüşmeleriyle beraber sovyetler'den kopan devletlerde yavaş yavaş tüccarların saflarını tercih etmeye başladılar. daha sonra sıra magrib'in çocukları mısır'a gelmişti. arap baharı adında onlarca ajanın cirit attığı, onlarca kara propaganda, dezenformasyon ve karalamanın olduğu bu ''bahar''aslında biraz da ''dark winter is coming''modunda bir hal almıştı.
bu tüccarların hayalleri birgün gerçekleşir mi? bana kalırsa insanoğlu bu mekanikleştirilmeden ve köleleştirilmeden elbet birgün kurtulacaktır. ama ne zaman?
osmanlı döneminden kalan bir öz deyiş durumu güzel açıklamış“gerçek ayakkabısını bağlarken, iyi bir yalan bağdat'tan istanbul'a ulaşır.''
Siyaset bilimi ve politik etiğin kurucusu sayılan Floransalı İtalyan düşünür, şair, devlet adamıdır. modern siyaset biliminin kurucusu olarak kabul edilir.
avrupa'da ronesans'in öne çıkan isimlerindendir. başarıya giden her yol mubahtir felsefesini benimsemiş ve zamanla avrupa siyasi liderlerini kitapları ve çalışmalarıyla bu yönde etkilemiştir. makyavelizm felsefesini avrupa siyasi jargonuna kazandırmıştır.
"eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa o millet erdemini yitirmiştir. erdemini yitiren millet, bir gün vatanını yitirir." sözü de pek bir meşhurdur.
hükümdarın halka kendini sevdirmesine gerek yoktur ama halkın kendisinden korkması gerekir. hükümdar her türlü yalanı söyleyebilir. günümüz yöneticileri sanki bu tavsiyeleri dikkate almış da devleti yönetiyor.
avrupa'da ronesans'in öne çıkan isimlerindendir. başarıya giden her yol mubahtir felsefesini benimsemiş ve zamanla avrupa siyasi liderlerini kitapları ve çalışmalarıyla bu yönde etkilemiştir. makyavelizm felsefesini avrupa siyasi jargonuna kazandırmıştır.
"eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa o millet erdemini yitirmiştir. erdemini yitiren millet, bir gün vatanını yitirir." sözü de pek bir meşhurdur.
hükümdarın halka kendini sevdirmesine gerek yoktur ama halkın kendisinden korkması gerekir. hükümdar her türlü yalanı söyleyebilir. günümüz yöneticileri sanki bu tavsiyeleri dikkate almış da devleti yönetiyor.