duyarsızlaşmaktır. gönül hissetmediğine göre anlamlar yitip gitmiş demektir. zira çabalamanın da bir ''anlamı'' olmalı değil mi? anlam yoksa his de çaba da gereksizdir.
eş deyişle tanıtlamaktır. spinoza tanımlamak sınırlamaktır der. bir çiçeğin kırmızı olduğunu söylerken onu bütün öteki renklere karşı sınırlandırıyoruz. demek ki sınırlamak olumsuzlamaktır. bir şeyin ne olduğunu söylemek aslında onun ne olmadığını söylemektir. onu olmadıklarına karşı sınırlamaktır. yani belirlemek, tanımlamak aynı zamanda sınır koymaktır..
hüsnü arkan ve cem adrian'ın birlikte seslendirdiği harikulade bir parça.
bir ilişkiyi bitirmek için söyleniyorsa eğer; en acımasız sözdür. bir zamanlar balondan sarkan ip gibi gitgide yükseklere çıkaran daldan dala kaçarak uzayıp giden sözcükler yerini, kelimelerin ifadesizliğine, konuşmanın amaçsızlığına, düşüncelerin bataklığına bırakabilir. sonrasında elinde kalan, acıyan canın. gölge arayan sızlanan küçük bir hayvan gibi. geceleri o ani iç çekişle uyanan ağlayan çocuk gibi. artık hepsi geçit alayının birer parçası. geçmiş olsun..
''.. o kadar çok ki ölümüz
ve o kadar çok ki kızıl
güneş önünde setler
ve o kadar çok ki çarpık kabuklu başlar
ve o kadar
çok ki öpücüklerimizi engelleyenler
ve o kadar çok ki unutmak
istediklerim..''
ve o kadar çok ki kızıl
güneş önünde setler
ve o kadar çok ki çarpık kabuklu başlar
ve o kadar
çok ki öpücüklerimizi engelleyenler
ve o kadar çok ki unutmak
istediklerim..''
sokaklarda yürüyorum,
önümde yurtsuz fareler..
adımları çok aceleci,
sokaklarda akan insanlar,
peynir kapanında kurban..
ıslaklık örtüyor her şeyi,
götürüyor yerin altına,
varlığın tüm kirlerini..
hırsların boyalı yüzü,
aktı ayakların altına..
olamadı ey gafil insan,
gemiyi terk eden bir sıçan..
önümde yurtsuz fareler..
adımları çok aceleci,
sokaklarda akan insanlar,
peynir kapanında kurban..
ıslaklık örtüyor her şeyi,
götürüyor yerin altına,
varlığın tüm kirlerini..
hırsların boyalı yüzü,
aktı ayakların altına..
olamadı ey gafil insan,
gemiyi terk eden bir sıçan..
''insan sıkılabilen, sürekli doyumsuzluk duyan ve kendisini cennetten kovulmuş hisseden tek canlıdır. insan, kendi varoluşunu kendisine sorun haline getiren ve bu sorundan kaçamayan tek canlıdır.''
muhteşem psikanalitik yaklaşımı sayesinde, insan iradesinin büyük bölümünün bilinçli saiklere değil, bilinçaltı saiklere tabi olduğunu izah ederek, iradenin tamamı ve kafası karışanlar için büyük bir meydan okumaya imzasını atmış filozof.
insan seviyorsa şu durumda, şu koşullar altında şunu yapması gerekir gibi kalıplar ben de pek yok. varsa da tuhaf şekilde var, normale uymuyor. beynimde ve kalbime inmiyor. fakat gerekeni yapmak önemliymiş. bir anın içinde binlerce hayal ve plandan çok daha önemliymiş. bir küçük ana muhtaç olmaktan değil bu önem, sevginin bir nişanesi olmasındanmış. buraya kadar olanı görmek basit, zaten ortada da benim gibi algıları körelmiş biri için çok zor.
Yeni bir ilişkiye başlama nedeni değildir. Gitmek için bir neden verir. Birazda bu yolla Ağzına sıçmak için hak.
Tek bir parçasını dinlemekle başlarsınız sonra bütün şarkıları peşi sıra gelir. arka mahalleye geldiğinizde diyaframınız hava ile doldurur ne var ne yok kusulur çığ gibi.
Nostaljik bünyeler için romantizm kokuyor olsa da benim için zerre cazibesi yok.
Siparişim hemen gelmesin ben beklerim hatta paketim şube şube dolaşabilir hiç önemi yok diyorsanız doğru adrestesiniz. tam size göre bir kargo şirketi.
Bir tür savunma mekanizması. Bazen aşk bile merkeze alınan korkaklığın etrafında şekilleniyor. bize dürüstlüğümüzü ve insanlığınızı sorgulatıyor ne acayip!
Everest 2015
Room 2015
The martian 2015
Taare zameen par 2007
Gone girl 2014
Room 2015
The martian 2015
Taare zameen par 2007
Gone girl 2014
talmud'un mısır günlerinde yazılmış olduğu söylenen tevrat'ın yahudi ulusu için özel yorumlarının yer aldığı bir tefsirdir.
bir yahudi ve dillere destan bir zenginlik sahibi. zeitgeist imparatorluğunun yıkılış nedeni..
fransız düşünürü descartes'in canlı tanımı. makine hayvanlar deyimi, hayvanları bütünüyle ve insanları sadece bedensel yanlarıyla kapsar. descartes'e göre hayvanda ruh yoktur. bu yüzden de onlar mekanik yasalarla hareket eden birer makinedirler.
bilginin duygusal algıya elverişliliği..
tersine dönüklük. mantıkta, araçsız bir geçişle verilmiş bir önermenin tersini çıkarma işlemidir. ruhbilimin de ise kendi cinsine karşı cinsel ilgi duyulması, yani sapkınlıkla aynı anlama gelir..