üstat ne güzel özetliyor aşkı...
zenginsozluk.com/foto
neşet ertaş dinleyen insanlar diğer insanlara göre daha sağlıklı.
açılışı yapıldığı ilk gün kapıları yanlışlıkla yola doğru açıldı. arabalar çarpmasın diye koşa koşa yolun karşısına geçti millet. bir de şikayet ediyorlar utanmazlar, ulan 1 lira 90 kuruş veriyorsun adam seni aksiyondan aksiyona sürüklüyor,hangi oyun parkında var bu hizmet? helal olsun belediyecilik anlayışı budur. takdir ettim.
t: zenginler bilmez.
t: zenginler bilmez.
rusya'nın kemal tahir'i.
10 lira 92 kuruş fiyatıyla gönüller kazandırır.
"ben sana mecburum" diyor lan adam, var mı ötesi?
zenginsozluk.com/foto
"ben sana mecburum" diyor lan adam, var mı ötesi?
zenginsozluk.com/foto
24 yıl önce madımak'ta hasret gültekin'i öldürenler 4 yıl önce eskişehir'de ali'yi öldürdü ama unuttukları bir şey var; tarih hainleri unutur, yiğitlerdir akılda kalan!
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
700 bin tl'lik güzel olanları vardır lakin anadolu'da soğuktan donarak ölen çocukların olduğu bir zaman'ı gösteriyorsa eğer taktığın o saat, sen hz.muhammed'in hadisine karşı gelmişsin demektir. (komşusu açken tok yatan bizden değildir)
ama korkma öbür taraf tehlike de değil bakara makara okursun bir şeyler geçersin!
ama korkma öbür taraf tehlike de değil bakara makara okursun bir şeyler geçersin!
referandum da hayır veren %50'lik kesimin lideri!
anadolu'nun kemal'i!
anadolu'nun kemal'i!
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
nazım hikmet
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
nazım hikmet
allah adaleti emreder. (nahl 90.ayet)
gezi'de, gazi'de, soma'da, ermenek'te, sivas'ta, fatsa'da, maraş'ta, reyhanlı'da, roboski'de ve daha birçok yerde katledilen insanlarımız için orada olup adaleti savunacağız!
oğulları 1980 cuntası tarafından götürülen ve bir daha oğullarından haber alamayan cumartesi anneleri için orada olup adaleti savunacağız!
dünya da işçi ölümlerinde 1.sıradayız ve bunu fıtratla kaderle geçiştirmek isteyen insanlara inat orada olup işci kardeşlerimizin haklarını savunacağız!
ösym'nin sınavlarını silgi kullanmadan yapan cemmatlere karşı orada olup adaleti savunacağız!
musa kart başta olmak üzere, fetö ve başka hiçbir örgütle ilgisi olmayan insanlar sırf muhalif diye hapishanelere atıldı, o insanların özgürlüklerine kavuşmaları için orada olup adaleti savunacağız!
sanata ve sanatçıya saldırıp heykellere ucube diyenlere inat, sanatı yakarak yok edeceğini sanan zavallılara inat orada olup adaleti savunacağız!
adana'da cemmat yurtlarında yanan çocukların hesabını sormak için adaleti savunacağız!
ülke kurucularına hakeret eden sözde din adamı deyyuslara karşı orada olup adaleti savunacağız!
yarın saat 18.00'da maltepe miting alanındayız, sizi de bekleriz.
gezi'de, gazi'de, soma'da, ermenek'te, sivas'ta, fatsa'da, maraş'ta, reyhanlı'da, roboski'de ve daha birçok yerde katledilen insanlarımız için orada olup adaleti savunacağız!
oğulları 1980 cuntası tarafından götürülen ve bir daha oğullarından haber alamayan cumartesi anneleri için orada olup adaleti savunacağız!
dünya da işçi ölümlerinde 1.sıradayız ve bunu fıtratla kaderle geçiştirmek isteyen insanlara inat orada olup işci kardeşlerimizin haklarını savunacağız!
ösym'nin sınavlarını silgi kullanmadan yapan cemmatlere karşı orada olup adaleti savunacağız!
musa kart başta olmak üzere, fetö ve başka hiçbir örgütle ilgisi olmayan insanlar sırf muhalif diye hapishanelere atıldı, o insanların özgürlüklerine kavuşmaları için orada olup adaleti savunacağız!
sanata ve sanatçıya saldırıp heykellere ucube diyenlere inat, sanatı yakarak yok edeceğini sanan zavallılara inat orada olup adaleti savunacağız!
adana'da cemmat yurtlarında yanan çocukların hesabını sormak için adaleti savunacağız!
ülke kurucularına hakeret eden sözde din adamı deyyuslara karşı orada olup adaleti savunacağız!
yarın saat 18.00'da maltepe miting alanındayız, sizi de bekleriz.
Ayıpların başı kindir.
hz.ali
hz.ali
Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünürüm İstanbul
Binbir direkli Halicinde akşam
Adalarında bahar
Süleymaniyende güneş
Hey sen güzelsin kavgamızın şehri
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Bakışlarımda akşam karanlığın
Kulaklarımda sesin İstanbul
Ve uzaklardan
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul
Plajlarında karaborsacılar
Yağlı gövdelerini kuma sermiştir.
Kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında
Balıkpazarında depoya kaçırılan fasulyanın
Meyvesini birlikte devşirirler
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul
Et tereyağı şeker
Padişahın üç oğludur kenar mahallelerinde
Yumurta masalıyla büyütülür çocukların
Hürriyet yok
Ekmek yok
Hak yok
Kolların ardından bağlandı
Kesildi yolbaşların
Haramilerin gayrısına yaşamak yok
Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel
Ve sen
Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin işçisi
Seni öldürürler
Seni sürerler
Buhranlar senin sırtından geçiştirilir
İpek şiltelerin istakozların
ve ahmak selameti için
Hakkında idam hükümleri verilir
Haktan bahseden namuslu insanları
Yağmurlu bir mart akşamı topladılar
Karanlık mahzenlerinde şehrin
Cellatlara gün doğdu
Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır
Bir kalem yazın vardır
Dudaklarını yakan bir çift sözün vardır
Söylenmez
Haramiler kesmiş sokak başlarını
Polisin kırbacı celladın ipi spikerin çenesi baskı makinesi
Haramilerin elinde
Ve mahzenlerinde insanlar bekler
Gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer
Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü
Can yoldaşlar saklıdır mahzenlerinde
Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bulutların ardında damla damla sesler
Gülen çehreleri ve cesaretleriyle
Arkadaşlar çıktı karşıma
Dindi şakalarımın ağrısı
Bir kadın yoldaş tanırdım
Bir kardeş karısı
Hasta ciğerlerini taşıdığı çelimsiz kemikli omuzları
Ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi
Cellatlara emir verildiği gün haramilerin sarayında
Gebeliğin dokuzuncu ayında
Aç kurtların varoşlara saldırdığı
Tipili bir gece yarısı
Sırtında çok uzak bir köyden indirdi
Otuzbeş kiloluk sırrımızı
Zafer kanlı zafer kıpkırmızı
Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bekle bizi
Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle
Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
Mavi denizlerine yaslanmış
Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle
Ve bir kuruşa Yenihayat satan
Tophanenin karanlık sokaklarında
Koyunkoyuna yatan
Kirli çocuklarınla bekle bizi
Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi
Bekle dinamiti tarihin
Bekle yumruklarımız
Haramilerin saltanıtını yıksın
Bekle o günler gelsin İstanbul bekle
Sen bize layıksın
Vedat TÜRKALİ
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünürüm İstanbul
Binbir direkli Halicinde akşam
Adalarında bahar
Süleymaniyende güneş
Hey sen güzelsin kavgamızın şehri
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Bakışlarımda akşam karanlığın
Kulaklarımda sesin İstanbul
Ve uzaklardan
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul
Plajlarında karaborsacılar
Yağlı gövdelerini kuma sermiştir.
Kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında
Balıkpazarında depoya kaçırılan fasulyanın
Meyvesini birlikte devşirirler
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul
Et tereyağı şeker
Padişahın üç oğludur kenar mahallelerinde
Yumurta masalıyla büyütülür çocukların
Hürriyet yok
Ekmek yok
Hak yok
Kolların ardından bağlandı
Kesildi yolbaşların
Haramilerin gayrısına yaşamak yok
Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel
Ve sen
Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin işçisi
Seni öldürürler
Seni sürerler
Buhranlar senin sırtından geçiştirilir
İpek şiltelerin istakozların
ve ahmak selameti için
Hakkında idam hükümleri verilir
Haktan bahseden namuslu insanları
Yağmurlu bir mart akşamı topladılar
Karanlık mahzenlerinde şehrin
Cellatlara gün doğdu
Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır
Bir kalem yazın vardır
Dudaklarını yakan bir çift sözün vardır
Söylenmez
Haramiler kesmiş sokak başlarını
Polisin kırbacı celladın ipi spikerin çenesi baskı makinesi
Haramilerin elinde
Ve mahzenlerinde insanlar bekler
Gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer
Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü
Can yoldaşlar saklıdır mahzenlerinde
Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bulutların ardında damla damla sesler
Gülen çehreleri ve cesaretleriyle
Arkadaşlar çıktı karşıma
Dindi şakalarımın ağrısı
Bir kadın yoldaş tanırdım
Bir kardeş karısı
Hasta ciğerlerini taşıdığı çelimsiz kemikli omuzları
Ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi
Cellatlara emir verildiği gün haramilerin sarayında
Gebeliğin dokuzuncu ayında
Aç kurtların varoşlara saldırdığı
Tipili bir gece yarısı
Sırtında çok uzak bir köyden indirdi
Otuzbeş kiloluk sırrımızı
Zafer kanlı zafer kıpkırmızı
Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bekle bizi
Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle
Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
Mavi denizlerine yaslanmış
Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle
Ve bir kuruşa Yenihayat satan
Tophanenin karanlık sokaklarında
Koyunkoyuna yatan
Kirli çocuklarınla bekle bizi
Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi
Bekle dinamiti tarihin
Bekle yumruklarımız
Haramilerin saltanıtını yıksın
Bekle o günler gelsin İstanbul bekle
Sen bize layıksın
Vedat TÜRKALİ
çok yaratıcı isimler var aslında...
galata kulesinden intihar eden oğula yazılan bir şiir...
Galata Kulesi
6 Haziran 1973
Piril piril bir yaz günüydü
Aydinlikti, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden
Kendini bir anda birakti boşluğa
Ömrünün baharinda
Bütün umutlariyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
İçi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda birakti boşluğa
Söndü güneş, karardi yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
"Açarken ufkunda güller alevden"
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesinde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusuydu bu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Küçücüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesinden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Galata Kulesi
6 Haziran 1973
Piril piril bir yaz günüydü
Aydinlikti, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden
Kendini bir anda birakti boşluğa
Ömrünün baharinda
Bütün umutlariyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
İçi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda birakti boşluğa
Söndü güneş, karardi yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
"Açarken ufkunda güller alevden"
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesinde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusuydu bu
Bir adam düştü Galata Kulesinden
Bu adam benim oğlumdu
Küçücüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesinden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Zebaniler insan kılığına bürünmüş
Hayvani çığlıklar atarak
Ölüm danslarını yapıyorlardı
Sivas'taydı 35 can, yanıyorlardı
Kaldırımlar, kaldırımlığından utanmış
Evler, evliğinden utanmış
Ağaçlar, ağaçlığından
Güneş utanmış gördüklerinden,
Yüzünü saklamıştı
Kuşlar, karıncalar, sinekler hayvanlığından…
Zebaniler gülüyorlardı.
Zebaniler “yağın la yağın” naraları atıyorlardı
Sivas'ta,temmuz ayıydı
Sivas yandı, Madımak yandı
Eller yandı,
Gözler yandı,
Yürekler yandı
Çıkan duman bütün ülkeyi sardı
Sene doksan ikiydi.
Temmuz ayıydı,
Sivas'talardı
Yanan insanlıktı.
fethi aslan
Hayvani çığlıklar atarak
Ölüm danslarını yapıyorlardı
Sivas'taydı 35 can, yanıyorlardı
Kaldırımlar, kaldırımlığından utanmış
Evler, evliğinden utanmış
Ağaçlar, ağaçlığından
Güneş utanmış gördüklerinden,
Yüzünü saklamıştı
Kuşlar, karıncalar, sinekler hayvanlığından…
Zebaniler gülüyorlardı.
Zebaniler “yağın la yağın” naraları atıyorlardı
Sivas'ta,temmuz ayıydı
Sivas yandı, Madımak yandı
Eller yandı,
Gözler yandı,
Yürekler yandı
Çıkan duman bütün ülkeyi sardı
Sene doksan ikiydi.
Temmuz ayıydı,
Sivas'talardı
Yanan insanlıktı.
fethi aslan
“Taksim Meydanı hayattır. Türkiye'nin neşeli, kederli, cani balinasıdır. Ağzından su, sırtından kan, kıçından rakı fışkırtır. Her daim taksilerin kuşatmasındadır ve taksiciler meydanı ağızlarındaki okkalı sigaralarla süzerlerken ekmek, memleket ve meşk hayalleri kurarlar…” (Murat Uyurkulak Bazuka – Kuş yuvası)
"ne
neyi
neyle örterse örtsün,
her şeyin bir göstereni vardır.
yalnızlığı gösterense, her şeydir."
"hangi yola koyulursak koyulalım, yalnızlık hep yoldadır. her yere ve her şeye ondan gidilir ve ondan gelinir."
hasan ali toptaş
neyi
neyle örterse örtsün,
her şeyin bir göstereni vardır.
yalnızlığı gösterense, her şeydir."
"hangi yola koyulursak koyulalım, yalnızlık hep yoldadır. her yere ve her şeye ondan gidilir ve ondan gelinir."
hasan ali toptaş
temiz kalmış ne bulunur bir çöplükte
aşk da kirlenir elbet insanla birlikte.
metin altıok
aşk da kirlenir elbet insanla birlikte.
metin altıok
(Karikatürist)
1958 yılında Yozgat'ta doğan sanatçı Kırşehir Eğitim Enstitüsü'nü bitirdikten sonra öğretmenlik yapmaya başladı.
Daha sonra istifa ederek Ankara'ya gitti ve burada kişisel sergiler açtı. Yaşamının son 14 yılını karikatürist olarak geçiren Asaf Koçak'ın çizimleri Sorun, Yapıt, Yeni Olgu, Türkiye Yazıları, 2000'e Doğru, Bilim ve Sanat, Yarın, Edebiyat 81, Cumhuriyet, Günaydın ve Yeni Çuval'da yayımlandı.
Sinemada da şansını deneyen Koçak, Simbad isimli kısa metrajlı bir filmde oynadı. Ayrıca musluk tamirciliği de yapan Asaf Koçak, Özgür Gelecek isimli derginin görsel danışmanlığı ve Pir Sultan Abdal dergisinin karikatüristliği görevlerini de üstlendi.
sivas katliamında hayatını kaybetti.
1958 yılında Yozgat'ta doğan sanatçı Kırşehir Eğitim Enstitüsü'nü bitirdikten sonra öğretmenlik yapmaya başladı.
Daha sonra istifa ederek Ankara'ya gitti ve burada kişisel sergiler açtı. Yaşamının son 14 yılını karikatürist olarak geçiren Asaf Koçak'ın çizimleri Sorun, Yapıt, Yeni Olgu, Türkiye Yazıları, 2000'e Doğru, Bilim ve Sanat, Yarın, Edebiyat 81, Cumhuriyet, Günaydın ve Yeni Çuval'da yayımlandı.
Sinemada da şansını deneyen Koçak, Simbad isimli kısa metrajlı bir filmde oynadı. Ayrıca musluk tamirciliği de yapan Asaf Koçak, Özgür Gelecek isimli derginin görsel danışmanlığı ve Pir Sultan Abdal dergisinin karikatüristliği görevlerini de üstlendi.
sivas katliamında hayatını kaybetti.
14 Mart 1941 yilinda İzmir Bergama'da doğdu. Ilk ve orta ögrenimini burada tamamladi. Ankara'da Dil ve Tarih Cografya Fakültesi Felsefe Bölümü'nden mezun oldu. Memurluk ve ögretmenlik yapti.
Şiirleriyle tanindi. 2 Temmuz 1993 yılında Sivas katliamından ağır yaralı olarak kurtuldu ancak komadan çıkamayarak 9 Temmuz 1993'te Ankara'da vefat etti.
Eserleri
1978 Yerleşik yabancı
1979 Kendinin avcısı (Ahmet Telli ile 1980 Ö. F. Toprak şiir ödülü)
1981 Küçük tragedyalar
1987 İpek ve klabtan
1990 Gerçeğin öte yakası (Cemal Süreya şiir ödülü)
1990 Dörtlükler ve desenler
1991 Süveyda
1992 Alaturka şiirler
1992 Şiirin ilk atlası
1993 Hesap işi şiirler
1998 Bir acıya kiracı (bütün şiirleri)
Şiirleriyle tanindi. 2 Temmuz 1993 yılında Sivas katliamından ağır yaralı olarak kurtuldu ancak komadan çıkamayarak 9 Temmuz 1993'te Ankara'da vefat etti.
Eserleri
1978 Yerleşik yabancı
1979 Kendinin avcısı (Ahmet Telli ile 1980 Ö. F. Toprak şiir ödülü)
1981 Küçük tragedyalar
1987 İpek ve klabtan
1990 Gerçeğin öte yakası (Cemal Süreya şiir ödülü)
1990 Dörtlükler ve desenler
1991 Süveyda
1992 Alaturka şiirler
1992 Şiirin ilk atlası
1993 Hesap işi şiirler
1998 Bir acıya kiracı (bütün şiirleri)
bu topraklarda nice pir sultanlar vardır ki yakarak yok edemezsiniz!
#unutmadımaklımda
zenginsozluk.com/foto
#unutmadımaklımda
zenginsozluk.com/foto
haber izlerken siyasetci taklidi yapmak.
örnek vericek olursak:
"eyyyyyyyy"
"ben almanya'da nazizimin bittiğini sanmıştım"
gibi şeyler.
örnek vericek olursak:
"eyyyyyyyy"
"ben almanya'da nazizimin bittiğini sanmıştım"
gibi şeyler.