sos

suikasta kurban gitmiş biridir.

banyo değil ya yağmurun altında kalır gibi suyun altında kalıp çıkmak. "ulan hiç yıkanmasaydım daha temizdim amk" dersiniz kendi kendinize. usta birliğinde 20 dakikaya çıktı banyo süresi. tabii bana özel. (bkz:swh)

bir ara alkışlarla yaşıyorum'dan izledim birkaç bölümünü yetti.

anne intihar etmiş cesedi odada... çocuklar annelerinin cesedinin başında... muhabir gelmiş mefta yerde çocuklarla röportaj yapıyor...

çocuklar yeteri travmayı yaşayamamıştır bir de biz travma yaşatalım dercesine... ulan allah belanızı versin be.

kendime gelemedim...

çekirdeğimi aldım ahmet hakan'ı izleyeceğim. geçmişte bol bol giydirmiş yeni sahiplere. bugün de tripli bir şekilde sundu zaten haberi. "son günlerde doğan medya grubunun satışıyla ilgili haberler dolaşıyor. hepiniz takip ediyorsunuz." diye başladı söze.

"hepiniz takip ediyorsunuz" mu? tabii işimizi gücümüzü bıraktık seni mi takip ediyoruz? diye bir trip de ben atamam. ediyorum çünkü. dedim ya, çekirdeğimi de aldım. haber sunma şekli böyle olabilir mi ya? izleyiciye bu şekilde sunulamaz haber. aslında sunmayı benden öğrenecek değil, iyi sunum yapar ama işte tribi orda çıkıyor ortaya.

"bir süredir yazılıp çiziliyor, konuyla ilgili konuşuluyor, bize de her gün soruyorlar, doğru mu diğil mi? değil desek de inanmıyorlar, yok öyle bir şey desek de inanmıyorlar, demek ki hissediyorlar, belki de haklılar, evet doğru, kanalı sattık, doğru."

ilk hemşire.
istanbul'da bir fakülte.

sağlık alanıyla ilgili ilk derste öğretilmişti bize kendisi. anlatan öğretmen o kadar vurucu anlatmıştı ki... bir an mahmut hoca gibi bir çıkış yapıp;

- "hastane dört tarafı kapalı üstünde damı olan yer değildir. hastane bağdır bahçedir ormandır her yerdir. önemli olan iyileşmek, iyileştirmek, beraber olmak ve sağlık için hastalıklarla savaşmaktır."

diyecek sandım.

aile bağları kopuktur. evin çocuğu nerdeyse babasına bey, annesine hanım diye hitap edecek seviyededir... her 2 diziden birinde de evin hizmetçisi olayın içindedir.

asıl sen kimsin'den sonra gelme ihtimali yüksektir.

abim de 500 lira kaptırmış. (bkz:swh) aslında 2-3 bin daha yatıracakmış da o gün bir aksilikten ötürü yatıramamış... yahu tamam 500 lira ile insan batmaz. 500 değil 50.000-100.000 yatıran var. (görüyoruz twitter'da isyanlarını) fakat yemlendikçe daha çok yatıracaktı eminim. hayatımda ilk defa fırça çektim kendisine ki kendisi benden 5 yaş büyüktür. insan bana bir danışır yahu!

edit: ulan borç istesem vallaha vermez o 500'ü...

köpeklerden biri kurtulmuş. fotoğrafında yaşadığı korku gözlerinden okunuyor. bunu yapan inşallah bulunur. gerçi bulunmasından daha önemlisi ne olacak ona? para cezasıyla kurtulacak muhtemelen. keşke ordaki halk tarafından linç edilse.

müthiş açıklama. öyle süper bir açıklama ki bundan sonra herkesi taksi yerine uber'e bindirtecek cinsten.

herif bütün görüntülerinde pis pis gülmüş. resmen alay etmiş. hatta birinde bu yalan haberlere inanmadığınız için sizi alkışlamak istiyorum falan diyip kendine özgün ibne gülüşüyle alkışlıyor.

geçmişteki söylemlerine bakılırsa, 5 dakikada bir görüş, düşünce hatta ideoloji değiştirme yeteneğine sahip, her abuk sabuk kişinin ünlü olabildiği ülkemizde bir şekilde ünlü olmuş vasat biri. sesi çok yüksek çıkıyor. bir gün biri sesini münasip bir yerine zerkedebilir. o ihtimal var.

türk televizyon tarihinin en uzun sürmüş dizisi.

o değil de 1994 doğumlu biri olarak 2002'ye kadar sürmüş bizimkiler'i pek hatırlamazken (hatta hiç hatırlamazken) 1998'e kadar sürmüş kaygısızlar'ı çok iyi hatırlamam... (nasıl oluyor lan bu?)

1920 yılına ait osmanlıca-fransızca fatura.
-

zenginsozluk.com/foto

özel hizmete mahsus ulaştırma aracı.

valla yaşadığım yer küçük şehir olduğu için taksi çok uzak bir kelime bu şehre. hatta çoğu büyükşehir insanının yürüyerek gitmeyi mantıklı bulduğu mesafeyi burda halk otobüsüne binerek giden var. halk otobüsleri de boş olur genelde... ki boş olması da pek önemli değil çünkü zaten 10 dakika sonra gidilecek yere ulaşılacağı için... o metrobüslerde bulunamayan boş koltuklar, burda gırla... tenezzül eden yok.

ekmek versiyonuyla güzel tost yapılabilir.

duyunca epey şaşırdığı fobidir. yani kitap okumamak neyse de kitaptan korkmak nedir?

kemal sunal'ın başrolde olduğu 1976 yapımı kapıcılar kralı filminin geçtiği apartmandaki karakterler ve bu karakterlerin o apartmanda oturma sırası türkiye'yi gerçekten de çok iyi bir şekilde yansıtıyor.

en üst katta tefeci-sermaye yani kapitalist oturur. kapıyı açması için güzel bir sebep lazımdır.

zenginsozluk.com/foto
onun altında asker oturur ki kısa zamanda yönetimi ele geçirecektir. baskıcı yönetimi işçi sınıfına yeni çözümleri, fikirleri hayata geçirmesi için fırsat tanır.

zenginsozluk.com/foto
onun altında seçilmiş yönetici oturur ki kısa zamanda baskılara dayanamayarak yönetimi seçimsiz devredecektir.

zenginsozluk.com/foto
onun altında memur oturur ki yönetimle çekişmeyle işi yoktur. tek derdi artan masrafları sineye çekip, geçimini sağlamaktır.

zenginsozluk.com/foto
en altta işçi-köylü oturur ki şark kurnazıdır. çalışkanlığı, uyanıklığı ve cesareti ile kısa zamanda zengin olacaktır.

zenginsozluk.com/foto

lakin ne kadına ne de eğitime saygısı vardır. varsa yoksa kazıklanacak adam, varsa yoksa karaborsadır.

film, türkiye'nin fotoğrafını mükemmel bir şekilde çekmiştir.

video küçük resmi oluşturmak tam bir mes'ele bu platformda.

aynı zamanda "zall sözlük"te çalışan ama aslında çalışmayan moderatörlere mesaj atma şeysiydi.

(bkz:e-devlet ile öğreniyorum)
(bkz:oralar önceden hep dutlukmuş)
(bkz:keşke bir arsa alsalardı ordan)
(bkz:var ya şimdiye kıral olmuştuk be)

yıl olmuş 2018 hala video başlığına "full hd tek parça" yazan var. 4k videoların yaygınlaştığı çağda artık mümkünse bir zahmet full hd ve tek parça olsun. bu bir lüks değil. bir videonun tek parça olması önceden lükstü. (youtube'a maksimum 10 dakika uzunluğunda videolar yüklenebildiği zamanlar)

ing. rating.
oran, izlenme oranı anlamına gelen kelime.

analog dönemde sadece belli bir pilot bölgede özel bir sistem ile reyting ölçümü yapılıyormuş.

günümüzde reyting ölçümü çok kolay. sadece hala karasal yayınla tv izleyenler ölçülemez. karasal yayından izleyen sayısı da azaldığı için artık hemen hemen bütün reytingler kabak gibi ortada.

öncelikle iptv kullanan (kablo tv, tivibu vb.) herkesin ne izlediği, ne kadar süre izlediği anbean kayıt altında. digiturk'ün, d-smart'ın ve her türlü web tv'nin de reyting analizleri alınıyor.

youtube, netflix vb. video, film sitelerinde zaten reyting verileri önceden beri var.

bunlardan daha önemlisi, artık kullanıcıların hangi web sitelerinde gezdiği de kaydediliyor. ilgi alanlarına dayalı olarak kullanıcılara özel reklamlar sunulabiliyor bu sayede. bu verilere dayalı olarak her türlü istatistik de otomatik olarak ortaya çıkmış oluyor. yahu öyle bir hale geldi ki bu olaylar, her şey ortada artık, gizli hiçbir şey yok.

edit: uydu sistemlerinin ölçülüp ölçülemediğini bilmiyorum. hele ki özel yayın hizmetlerinde reyting ölçümü yapıldığı ihtimali çok yüksek.

artık,tahminime göre, son zamanlarda bu olay, kulaktan kulağa yayıla yayıla herkesin farklı bildiği veya anladığı olay haline geldi. yani birine göre bu olay "a" ise ötekine göre "b" oldu. artık bir efsaneye doğru ilerlemektedir.

(bkz:eski anlayıcılardan kim kaldı)