sos

orijinal themis'in gözleri bağlıymış karşısında kim olduğunu bilmesin ki adil yargılasın diye... geçen yıl anayasa mahkemesi'nin önüne "yurdum themis'i" dikildi. heykelde themis'in gözlerini bağlamamışlar. burdan anlayın diyorlar adaletin olmadığını...

sayesinde hangi kelimelerin arapça'dan, farsça'dan geldiğini öğrendiğim yazar.

(bkz:bir istanbul trajedisi ile arapça öğreniyorum)

galatasaray'ın 7-0 önde olduğu bitmesine az kalan maçtır.

- oğlum naap et kodlama, programlama, yazılım, donanım ne varsa öğren. gerçi bu yaşta anlıyon mu dediklerimi onu da bilmiyom ki (amk)... ama aklında bulunsun, geleceğin mesleği bunlar olacak. şimdiden başla sen öğrenmeye. git mayın tarlası falan oyna o da bi olaydır...

karıncaların yuvalarında özel bir alan oluşturarak zor zamanlar için mantar yetiştirdikleri gerçeği...

işçisinden kraliçesine, askerinden çiftçisine kadar tam bir sosyal devlet kurmuşlar kendilerine.

aslında her karıncanın bir görevi olduğunu biliyordum ama bu denli ileri gittiklerini yeni öğrendim.

(bkz:şimdi ağustos böceği düşünsün)

artık operasyon afrin'in içinde devam ediyor. yakın temas söz konusu. işin en zorlu kısmı. askerimizin allah yardımcısı olsun. dün şehit olan askerlerimizin mekanları cennet olsun.

çekimde rolü en az yönetmen kadar önemli olan, çekimin tekniğinde ve işleyişinde rol üstlenen yönetmen.

ben düğünü de adetlerini de bilmeyen biriyim. hatta sağdıcın ne olduğunu geçen sene kuzenimin düğününde öğrendim. (evet) düğünü kamera ile kaydetmenin sebebi de şeymiş, kimin ne taktığının bilinmesi...(kaynak: birileri) ben gibi bilmeyen varsa söyleyeyim: amaç; bu güzel günümüzü kaydedelim değil, bildiğin kimin ne taktığını bilmekmiş. o yüzden varmış o kamera... (başka amaçtakileri tenzih ederim) ki takı töreninde kameraman zoom yapmak yerine kamerayı direkt olay yerine zerkediyor zaten... (birkaç düğünde şahit olmuştum buna)

ama az önce haberleri izlerken bir habere rastladım. pes dedim ya.

bir teyze bir yakınının kızının düğününde kızına altın takmış. kendi oğlu evlenmeyince de o yakınına "oğlum evlenmedi çeyreğimi geri ver" konulu mektup göndermiş. (evet mektup) (evet tarafından)

hatta haberde röportaj yapılan kuyumcu da bu örneğin çok olduğunu söylüyor. insanların taktığını geri alması nerdeyse yaygınlaşmış. örnekte de gördüğümüz üzere bazı gelenekler var ki hala sürdürülmeye çalışılıyor ama nafile... bu gelenekler yıllar önce ortaya çıkmış o zamanın insanı bir şekilde ayak uydurmuş, uydurmaya çalışmış ama devir değişti insanlar değişti belli ki bu geleneklere ayak uyduramıyor insanlar, belki o zaman da o zamanın insanları ayak uyduramadılar... ama halen daha bu gelenekler sürüyor. insanların ellerinde çırpınıyor hatta...

arkadaş bu duruma düşeceğine bir şey takma yahu. bir şey takmaman seni kendi düşüncene göre ne duruma düşürür bilemem ama şu durumdan daha kötü bir yere düşmezsin orası kesin.

oyun 1986 yılında geçiyor. yıl oyuna çok iyi şekilde işlenmiş.

oyunda sağ üst köşede saatin açık mavi, paranın yeşil, sağlığın pembe ve aranma seviyesinin lacivert renklerde olması bile her şeyi anlatıyor aslında...

arada sırada oynarım dozumu alırım çıkarım.

zenginsozluk.com/foto

yüz eskitici havlu...
gelinlikli yatak...
ama her şey bir yana,
o tuvalet nedir arkadaş? bu neyin kafası?

yeni gelin evleri facialarıdır.

ülkede güzel icraatler yapmış tamam. ülkeye faydası dokunmuş nadir insanlardan o da tamam... ama temel ile nasıl dava arkadaşı olur bu adam? dna'sına ters bir kere.

edit: neyse allah rahmet eylesin.

sistemde gözükmüyor
sistem çöktü
sisteme girmemiş
gibi repliklerle dolu zihniyettir.

(bkz:kahve de içsek harikulade olur)

olacak o kadar'ın mimarı sanatçı.

fatih altaylı'nın sunduğu teke tek programına konuk olmuşluğu vardır ki... programı da sunucu fatih'i de fena trollemiştir.

edit: işte o bölüm.

2004 yılında yapılmış çok güzel bir animasyon filmi. (the polar express)


zenginsozluk.com/foto

(bkz:#19169)

pazartesi gününün tatil olması güzel bir şey. ben niye uyanığım?

dünden beri gündemi çaylakların yazarlara mesaj atabilmesi konusuyla resmen kaynayan sözlük. kaynayan diyorum çünkü dün gündem nerdeyse tamamen bundan oluşuyordu. o aşağılanan çaylaklar meğer ne kadar önemliymiş... rönesans'tan bu yana dünya böyle köklü değişim görmedi, ibretlik...

bu şarkıyı ne zaman duysam aklıma hep o hababam sınıfı sahnesi geliyor.

ben çok sık el yıkarım. elini yıkamadan yaşanılır mı lan? böyle yaşayan pisliğin tekidir.

ayrıca suya sabuna dokunmak deyimini gerçek anlamda algılayıp sadece sabuna dokunarak elinin yıkandığını sanan var. bazıları sadece usuleten sabuna dokunuyor köpürtmeden... öyle elinin yıkandığını sanıyor veya gerçekten de yıkamak istemiyor. eli yıkayan köpük zaten.

önce 5 litreye sonra da 1.5 litreye geçtiğim için uzun zamandır almadığım ürün.

tim olarak bize verilen emir. en son kanunla 55 yaşına kadar çıkmıştı. geçen yıla kadar babamı bile kapsıyordu kanun.

yine mi sevgilinden mi ayrıldın? diyeceğim arkadaştır. benim alkol kullanmadığımı biliyor 6'sını da kendisi içecek. (vay ayı vay) belki viski olsa bir kadeh alırım.

türkiye'de bir siyasi parti. ülkenin liberal partisi olduğunu iddia eden parti.

şu tweetleri hiç hoşuma gitmedi.