ergenlik yıllarımda bu adamı tv'de gördüğümde ben de şaşkınlıktan beynimin suyu akarak dinlerdim rahmetliyi. daha sonraları altındal'ın anlattıkları konularla ilgili başka kitaplar da okuduktan sonra söylediklerinde büyük çelişkiler farkettim. kurgusal ve komplosal zekası dehşet iyi bir adamdı rahmetli. fakat söylediklerinde en ufak bir gerçeklik payı yoktu. tam da kıraathanede orolet içerken dinlenecek şeyleri, türk televizyonlarında bilimsel gerçeklik diye yutturup ekmeğini kazanmayı bilirdi.
entelektüel yanının yüksek olduğu kanısındayım. gerçeklerin bu kadar çarpıtılabilmesi ancak böyle bir entelektüel seviyeyle yapılabilir zaten.
vücutta hızlı yayılan bir kanser sonucu aramızdan ayrılmıştır. vefat etmeden bu hastalığı da uluslararası komplolara bağlamıştır.
bugün en ucuz olarak kabul edilen bim ve şok marketle birlikte ürünleri en kalitesiz olan markettir. ''ahir'' diye bir beyaz peynir çeşitleri var, sadece alırsınız ve asla yiyemezsiniz. o kadar kötü bir tadı vardır. kuruyemişleri sürekli bayattır. dondurulmuş et ürünleri midenizi mutlaka bozar.
çok yüksek yetkilere sahip siyasetçilerimizin yakınlarının yönetiminde olduğu eğitim vakfıdır. keşke devletle bu kadar duygusal ilişkileri olan vakıf şirketlerinin yönetimlerinde böyle işler olmasa.
herkes bilir ki, taşra illerinde ve ilçelerinde akp il, ilçe başkanları o beldenin en yüksek mülki amirinden daha yetkilidirler. eğitim alanında çalışan arkadaşların söylediğine göre de bazı bölgelerde bu vakfın yöneticilerinin sözü, bakanlık yetkililerinden daha fazla dinlenmekteymiş.
herkes bilir ki, taşra illerinde ve ilçelerinde akp il, ilçe başkanları o beldenin en yüksek mülki amirinden daha yetkilidirler. eğitim alanında çalışan arkadaşların söylediğine göre de bazı bölgelerde bu vakfın yöneticilerinin sözü, bakanlık yetkililerinden daha fazla dinlenmekteymiş.
kesinlikle türk yahut tabiiyetinde yaşayan hiç bir halka düşmanlık etmemiş devlettir. sscb coğrafyasında halklar, daha önce hiç bir coğrafyada olmadığı kadar özgürlük ve kardeşlik içinde yaşamaktaydı. adı üzerinde, sovyet sosyalist cumhuriyetler birliğinden oluşmaktaydı. her ulusun kendine ait özgür, özerk yönetimleri, kendi iç kararlarını almaktaydı.
komüninst yönetim tarafından din hiç bir zaman baskılanmamıştır. fakat yetim, öksüz hakkından da çalınıp, din adamlarının işkembeleri doldurulmamıştır.
fakat sovyet halkarının dine bir iltifatları, teveccühleri de yoktur. zira dine en çok köleler ve kandırılmaya ihtiyaç duyan insanlar ihtiyaç duyarlar. sovyetler birliğinde hiç bir zaman insanlar köle olarak doğup ölmemişlerdir. kendi iradelerinin üzerine fizik ötesi bir varlık koyacak kadar da zayıf düşmemişlerdir.
bugün dünyanın en müreffeh devletlerinden biri olarak sunulan japonya'da yaşlılar küçük suçlar işleyerek cezaevine girme yarışındalar. bunun sebebi cezaevinde soğuktan ve açlıktan ölmeme garantisidir. komünist sovyet yönetimi hiç bir zaman halklarını böyle onursuz durumlara düşürmemiştir.
komüninst yönetim tarafından din hiç bir zaman baskılanmamıştır. fakat yetim, öksüz hakkından da çalınıp, din adamlarının işkembeleri doldurulmamıştır.
fakat sovyet halkarının dine bir iltifatları, teveccühleri de yoktur. zira dine en çok köleler ve kandırılmaya ihtiyaç duyan insanlar ihtiyaç duyarlar. sovyetler birliğinde hiç bir zaman insanlar köle olarak doğup ölmemişlerdir. kendi iradelerinin üzerine fizik ötesi bir varlık koyacak kadar da zayıf düşmemişlerdir.
bugün dünyanın en müreffeh devletlerinden biri olarak sunulan japonya'da yaşlılar küçük suçlar işleyerek cezaevine girme yarışındalar. bunun sebebi cezaevinde soğuktan ve açlıktan ölmeme garantisidir. komünist sovyet yönetimi hiç bir zaman halklarını böyle onursuz durumlara düşürmemiştir.
benim yaşamış en sevdiğim insanlardan biridir. barış abi'nin hem kişisel yaşamı, hem de sanat yaşamı yürüyen ve konuşan kalitedir.
bugün solcu bir abimizin attığı twitten öğrendim ve ne kadar da güzel bir insanı bu kadar çok sevdiğim için büyük gurur duydum. bu gazeteci abimiz, 90'lı yıllarda gaziantep'de süleyman demirel'i takip ederken özel harekat polisleri bundan gıcık kapıp var güçleriyle saldırıyorlar. kendisini o polis vahşetinden kurtaran kişi barış abiymiş.
artık kalitenin doğmadığı bu çağda, her geçen gün kendisine hasretimiz daha derindir.
bugün solcu bir abimizin attığı twitten öğrendim ve ne kadar da güzel bir insanı bu kadar çok sevdiğim için büyük gurur duydum. bu gazeteci abimiz, 90'lı yıllarda gaziantep'de süleyman demirel'i takip ederken özel harekat polisleri bundan gıcık kapıp var güçleriyle saldırıyorlar. kendisini o polis vahşetinden kurtaran kişi barış abiymiş.
artık kalitenin doğmadığı bu çağda, her geçen gün kendisine hasretimiz daha derindir.
12 aylık zorunlu yedek subaylık hizmetim boyunca bütün halkından dostluğun her türlü güzel örneğini gördüğüm yeşil ve güzel şehir.
kışı aşırı soğuk olsa da ayrı güzel tadı vardır. baharını tanımlamak ise lugatımda cenneten daha güzel bir sözcüğüm yok.
her sokakta camileriyle meyhaneleri yan yanadır. ne camiye giden meyhaneye gidene kem gözle bakar, ne de meyhaneye giden cami'ye gidene karışır. tanrı'ya değişik yol ve yöntemlerden ulaşan kardeş insanlardır hepsi.
hepsinin ibadetini allah kabul eylesin.
kışı aşırı soğuk olsa da ayrı güzel tadı vardır. baharını tanımlamak ise lugatımda cenneten daha güzel bir sözcüğüm yok.
her sokakta camileriyle meyhaneleri yan yanadır. ne camiye giden meyhaneye gidene kem gözle bakar, ne de meyhaneye giden cami'ye gidene karışır. tanrı'ya değişik yol ve yöntemlerden ulaşan kardeş insanlardır hepsi.
hepsinin ibadetini allah kabul eylesin.
bir seneye yakındır fenerbahçeli dostlarımın kulaklarına bağırıyorum ki boşuna sevinmeyin, şampiyon falan olmadınız, sadece yeni başkan seçtiniz. fenerbahçe'nin başarılı olması için çok büyük yapısal reformlara ihtiyacı vardır. nasıl ki ekonomide rahip salmak yapısal reform değilse, futbolda da yeni başkan seçmek yapısal reform değildir.
fenerbahçe adına değişen şu oldu. eski başkan hakem dövüp, teşvik primleri verip, tehdit falan filan fişmekan küme düşmüyordu. yine şampiyon olamıyordu o ayrı mesele. yeni başkan gerçekten efendi ve iyi bir insan olduğu için bunları yapmıyor. şimdi de küme düşüyor koca takım. bugüne kadar hiç bir girimde yapmadığım bir olay yapıyorum. ve histerik kahkahalarla zevkle izleyip gülüyorum.
muhhaaahhaa muhaahaaa.
beter olun.
muhteşem de bir marş bırakıyorum. haydi dostlar halaya.
kralına boyun eğmez, bu enerji hiç tükenmez,
alem buysa kral cimbom!!!
kükreyen aslanım benim, sevincim gururum benim, olaydır bütün gollerin,
alem buysa, kral cimbom!!!
fenerbahçe adına değişen şu oldu. eski başkan hakem dövüp, teşvik primleri verip, tehdit falan filan fişmekan küme düşmüyordu. yine şampiyon olamıyordu o ayrı mesele. yeni başkan gerçekten efendi ve iyi bir insan olduğu için bunları yapmıyor. şimdi de küme düşüyor koca takım. bugüne kadar hiç bir girimde yapmadığım bir olay yapıyorum. ve histerik kahkahalarla zevkle izleyip gülüyorum.
muhhaaahhaa muhaahaaa.
beter olun.
muhteşem de bir marş bırakıyorum. haydi dostlar halaya.
kralına boyun eğmez, bu enerji hiç tükenmez,
alem buysa kral cimbom!!!
kükreyen aslanım benim, sevincim gururum benim, olaydır bütün gollerin,
alem buysa, kral cimbom!!!
ankara adın kara, 17 yaşındaydı, kıyılır mı erdal'a?
türk basınınında günahları saymakla bitmeyecek ve fetö'ye desteği de inkar edilemez gazetecimsidir. türkiye basınında son 50 yıldır günahları saymakla bitmeyecek bir insan olsa da, 80 küsur yaşında, fetö'nün bir günah keçisi de yapıldığı gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir.
zekeriya öz denen fetö'nün yargıdaki zehirli iğnesinden ve onun kaçmasına göz yumanlardan neden hesap sorulamıyor? bu hanımefendi kimin tv'sinde bu zehirli iğne ile kar topu oynararak yapılan bir çok fetö komplosunu şirinleştirmeye gayret sarfetti? onlar neden dışarıda?
fetö ile mücadele ülke tarihimizin en derin meselesi olarak ele alınmalıdır. bu iş yakalayabildiklerimizin suratına bütün mukos sıvımızı tükürmekle olmaz. adalet hissi bu şekilde daha beter yaralar alır.
zekeriya öz denen fetö'nün yargıdaki zehirli iğnesinden ve onun kaçmasına göz yumanlardan neden hesap sorulamıyor? bu hanımefendi kimin tv'sinde bu zehirli iğne ile kar topu oynararak yapılan bir çok fetö komplosunu şirinleştirmeye gayret sarfetti? onlar neden dışarıda?
fetö ile mücadele ülke tarihimizin en derin meselesi olarak ele alınmalıdır. bu iş yakalayabildiklerimizin suratına bütün mukos sıvımızı tükürmekle olmaz. adalet hissi bu şekilde daha beter yaralar alır.
cumhurbaşkanlığına adaylığı süreci tamamen salako filminin başlangıcı ve bitişi gibiydi. halk, hiç de hakketmeyen birinin üzerine bir kurtarıcı elbisesi giydirdi ve yine sonu hayal kırıklığıydı. halkımızı hiç kimse suçlayamaz. bu adama yüzde otuz oy verdi ve canı pahasına sandıkları koruyacağının bütün kararlılığını gösterdi.
salako filminin sonunda, salo, ağanın kızını aldı ve halkı sattı. bu filmin sonunda da muhharem, chp belediyeleri rantından sus payını aldı ve halkı sattı.
halkımızdan ricam bundan sonra, ister sağdan, ister soldan bütün sahte kabadayıları daha iyi tanısın. ve kurtuluş için kendi öz gücünden başka hiç bir şeye bel bağlamasın.
salako filminin sonunda, salo, ağanın kızını aldı ve halkı sattı. bu filmin sonunda da muhharem, chp belediyeleri rantından sus payını aldı ve halkı sattı.
halkımızdan ricam bundan sonra, ister sağdan, ister soldan bütün sahte kabadayıları daha iyi tanısın. ve kurtuluş için kendi öz gücünden başka hiç bir şeye bel bağlamasın.
elma şekeri kadar sahte bir demokrasi çeşididir. özü çürümüş elmadır. gerçi zenginlerin şekeri hiç bitmez bu demokrasi çeşidinde. burjuvazinin çıkarları mevzubahis olduğunda, bir kaç civatayı sıkarak faşizme evriltilebilen demokrasi biçimidir.
1980 darbesinden sonra egemen devlet zihniyeti tarafından halkın öcü gibi korkutulduğu bir yaşam unsurudur. kapitalist hegemonyanın resmi anlayışı dışında bir fikir üretmeniz sizin toplum ve yasalar önünde terörist olarak damgalanmanıza yol açabilecektir. fakat siyaset özü itibariyle halkın kendi yaşam hakkını savunmasıdır.
bu enflasyon şartlarında insanlara, 4 kişilik bir aileyi geçindirebilmeleri için 2020 tl reva görülüyor ve halk buna ses çıkartmıyorsa o halk siyasetsizdir.
bugün bir bilim insanı sırf halkı öldüren, kanser eden su kaynaklarını sundu diye 12 yılla yargılanıyorsa bu siyasetsizlikten gelir.
siyasetsizlik böyle ölüm gibi bir şeydir. gerisi kendimizi yaşıyoruz diye kandırmamızdır. ölüyoruz ulan ölüyoruz. bu kendimize yabancılaşıp, gerçekleri düşünmediğimiz bir cenderenin adı yaşam falan olamaz.
bu enflasyon şartlarında insanlara, 4 kişilik bir aileyi geçindirebilmeleri için 2020 tl reva görülüyor ve halk buna ses çıkartmıyorsa o halk siyasetsizdir.
bugün bir bilim insanı sırf halkı öldüren, kanser eden su kaynaklarını sundu diye 12 yılla yargılanıyorsa bu siyasetsizlikten gelir.
siyasetsizlik böyle ölüm gibi bir şeydir. gerisi kendimizi yaşıyoruz diye kandırmamızdır. ölüyoruz ulan ölüyoruz. bu kendimize yabancılaşıp, gerçekleri düşünmediğimiz bir cenderenin adı yaşam falan olamaz.
dinlemekten bıkılmayan ve hiç eskimeyecek güzellikte şarkı yapmışlar. sözlüğümüzün güzel köşesinde dursun gençlerimiz de bu muhteşemlikten haberdar olsun.
al götür aşklarımı
beni ört dalgalara
kuilar geçecek içinden
açık bırak bu akşam... kapıları
sevişince ölümle kalpler
gül kanayacak geceye... ağlamadan
yakın gel gülen mor yel
yakın gel kara düşlerime
ateşler at üşüyen bedenime
uykulara yat
yakın gel uçan mor yel
çünkü uykular çok güzel
al götür düşlerimi
beni göm dalgalara
sözler girecek içinden
özgür bırak bu akşam... acıları
öpüşünce şarkımla diller
gül kuruyacak geceye... ağlamadan
yakın gel gülen mor yel
yakın gel kara düşlerime
ateşler at üşüyen bedenime
uykulara yat
yakın gel uçan mor yel
çünkü uykular çok güzel
yakın gel gülen mor yel
yakın gel
çünkü uykular çok güzel...
al götür aşklarımı
beni ört dalgalara
kuilar geçecek içinden
açık bırak bu akşam... kapıları
sevişince ölümle kalpler
gül kanayacak geceye... ağlamadan
yakın gel gülen mor yel
yakın gel kara düşlerime
ateşler at üşüyen bedenime
uykulara yat
yakın gel uçan mor yel
çünkü uykular çok güzel
al götür düşlerimi
beni göm dalgalara
sözler girecek içinden
özgür bırak bu akşam... acıları
öpüşünce şarkımla diller
gül kuruyacak geceye... ağlamadan
yakın gel gülen mor yel
yakın gel kara düşlerime
ateşler at üşüyen bedenime
uykulara yat
yakın gel uçan mor yel
çünkü uykular çok güzel
yakın gel gülen mor yel
yakın gel
çünkü uykular çok güzel...
sıklıkla duyduğunuz ''yap işlet devret'' sistemi nedir bilir misiniz? şirketlerin yasaları uygun bir şekilde devleti soyup soğana çevirmesidir. şirketler 1 tl'ye mal ettikleri malı devlete 7 liraya satmaktadırlar. ve bunu 49 yıllık bir tahhütnameyle yapmaktadırlar. ben işkembe-i kübra'dan sallıyor değilim. açın bakın sayıştay raporlarında aynısını görürsünüz.
bu şirketler mal tedarik etmek için sermayeyi de yabancı bankalardan borçlanmış durumdalar. ve bu kadar büyük borçları devlet kefaletiyle yaptılar. şimdi dünyada faizlerin gün geçtikçe arttığı malumdur.
hepimiz hızla batmaktayız. on aydır bir dolar giriş olmadı bankalarımıza. ödenecek dış ve iç borç dağlar kadar. para da yok, bir üretimimiz de yok.
verginin vergileriyle de dönecek çark değil artık bu düzen. kanadının yağının vergisini vermekten sakınan sinekler vatan hainidirler.
bu şirketler mal tedarik etmek için sermayeyi de yabancı bankalardan borçlanmış durumdalar. ve bu kadar büyük borçları devlet kefaletiyle yaptılar. şimdi dünyada faizlerin gün geçtikçe arttığı malumdur.
hepimiz hızla batmaktayız. on aydır bir dolar giriş olmadı bankalarımıza. ödenecek dış ve iç borç dağlar kadar. para da yok, bir üretimimiz de yok.
verginin vergileriyle de dönecek çark değil artık bu düzen. kanadının yağının vergisini vermekten sakınan sinekler vatan hainidirler.
türkiye'nin en saygın araştırma şirketlerinden biri tarafından saptanmış sahih gerçekliktir.
bir ateist olarak ne sevindiğim ne de üzüldüğüm fakat toplum içinde gerçekliğini görebildiğim hadisedir. ülkede bir dine inanan insanların sayısının azalması da, artması da bana bir fayda yahut zarar sağlamaz. fakat toplumda her inanç ve etnik kimlikten insanlar olarak bir arada yaşama kültürümüzü her geçen gün hızla yitiriyoruz. bunda en büyük sorumluluk dindar insanlarımızın aşırı güçten gelen kibrinde saklıdır. bu kibir öyle zehirli bir hal almıştır ki, artık kendilerine de büyük zarar verip yok ettiğini görememektedirler.
diyanet işleri başkanlığı, her inanan vatandaşa hizmet götürmesi gerekirken bizzat en başındaki zat-ın ayrımcı açıklamalarıyla dindarları bile kurumdan soğutmaktadır. kuran'ı kerim okumayan çocuklar şeytanla birliktedir açıklaması nasıl bir açıklamadır? bütün ulusun saygı gösterdiği bir liderin ölüm yıl dönümünde, o liderin kadın aile bireylerine kadar küfür edecek kadar gözü dönmüş bir fesliyi ziyaret kime ne fayda sağlar?
aramıza serpilen düşmanlığa ve hiç olmamış, olmaması da gereken kine yaradığı kesindir.
dindar kardeşlerimizin ezan gibi muhteşem bir propaganda aracı var. allah eksik etmesin tabii 5 vakit camilerden okunuyor. fakat bunu da aşırı yüksek bir gürültü ve bozuk ses sistemleriyle yapıyorlar. bu yolla sadece müslümana müslüman propagandası yapılır. hatta bu bile becerilemiyor ki, dindar insanlarda dinden bir kaçış var.
bir ateist olarak ne sevindiğim ne de üzüldüğüm fakat toplum içinde gerçekliğini görebildiğim hadisedir. ülkede bir dine inanan insanların sayısının azalması da, artması da bana bir fayda yahut zarar sağlamaz. fakat toplumda her inanç ve etnik kimlikten insanlar olarak bir arada yaşama kültürümüzü her geçen gün hızla yitiriyoruz. bunda en büyük sorumluluk dindar insanlarımızın aşırı güçten gelen kibrinde saklıdır. bu kibir öyle zehirli bir hal almıştır ki, artık kendilerine de büyük zarar verip yok ettiğini görememektedirler.
diyanet işleri başkanlığı, her inanan vatandaşa hizmet götürmesi gerekirken bizzat en başındaki zat-ın ayrımcı açıklamalarıyla dindarları bile kurumdan soğutmaktadır. kuran'ı kerim okumayan çocuklar şeytanla birliktedir açıklaması nasıl bir açıklamadır? bütün ulusun saygı gösterdiği bir liderin ölüm yıl dönümünde, o liderin kadın aile bireylerine kadar küfür edecek kadar gözü dönmüş bir fesliyi ziyaret kime ne fayda sağlar?
aramıza serpilen düşmanlığa ve hiç olmamış, olmaması da gereken kine yaradığı kesindir.
dindar kardeşlerimizin ezan gibi muhteşem bir propaganda aracı var. allah eksik etmesin tabii 5 vakit camilerden okunuyor. fakat bunu da aşırı yüksek bir gürültü ve bozuk ses sistemleriyle yapıyorlar. bu yolla sadece müslümana müslüman propagandası yapılır. hatta bu bile becerilemiyor ki, dindar insanlarda dinden bir kaçış var.
mersin'de manasız bir şekilde çok sevilen mhp'li ilçe belediye başkanı ve kazanmasına kesin gözüyle bakılan büyükşehir belediye başkan adayı. mersin'in bir de hdp'li akdeniz ilçe belediye başkanı mehmet fazıl türk vardır. onu da mersin'de yaşayan bütün halklar çok sever. belediyeyi 2 dönem boyunca ne kadar şeffaf bir şekilde yönettiği herkesin malumudur. fakat uzun süredir hakkında hiç bir hüküm olmadan hapishanededir.
neyse konumuz hamit tuna. toroslarda on binlerce ağacın katili başarılı belediye başkanıdır. ama gerçekten halktan bir havası vardır. buna karşılık chp, emek sömürücülüğü mersin'de herkesçe malum kapitalist bir aday göstermiş ve seçimleri akp- mhp ittifakına hediye etmiştir.
neyse konumuz hamit tuna. toroslarda on binlerce ağacın katili başarılı belediye başkanıdır. ama gerçekten halktan bir havası vardır. buna karşılık chp, emek sömürücülüğü mersin'de herkesçe malum kapitalist bir aday göstermiş ve seçimleri akp- mhp ittifakına hediye etmiştir.
okumasaydım kendimi mutlaka eksik hissedeceğim muhteşem bir jack london romanıdır. bütün dostlarımdan ivedilikle rica ederim ki hayatlarından bir hafta ayırıp bu eseri okumalarıdır.
zülfü livaneli halk müziğimizde çok önemli bir insandır. çok değerli türkülerimizi muhteşem bir şekilde seslendirmiştir. livaneli salt halk müziğinin ekmeğini yememiş, halk müziğinde aldığını yerine misliyle koymuş büyük bir müzik sanatçısıdır.
bizim yıllarca, yüreğimizin yanan ateşi hasret gültekenimizden dinleyip sevdiği bu türkünün de sözü ve müziği zülfü livaneli'ye aittir.
erkan oğur ve ismail demircioğlu abilerimiz de, livaneli'nin 50. sanat yılına özel çıkan albümde bu eseri hakkıyla söylemişlerdir.
bizim yıllarca, yüreğimizin yanan ateşi hasret gültekenimizden dinleyip sevdiği bu türkünün de sözü ve müziği zülfü livaneli'ye aittir.
erkan oğur ve ismail demircioğlu abilerimiz de, livaneli'nin 50. sanat yılına özel çıkan albümde bu eseri hakkıyla söylemişlerdir.
halkımız içinde hiç anlamayacağım büyüklerimin ''bunca insana ekmek veriyorlar'' diye savunulan sömürücü ailedir. genelde beraber anıldıkları köklü emek sömürücü ailelerden koç'larla kıyas edilemezler. onların kapitalizmi daha profesyonel bir kapitalizmdir. anlayacağınız daha kitabına uygun bir kapitalizmle kitleleri sömürürler. fakat sabancı ailesinin uyguladığı kapitalizm tarih sahnesine ilk çıktıkları günden beri tamamen ahpab çavuş kapitalizmidir.
bu aileleri halkımıza ahmed arif'den yardım alarak anlatmak isterim;
bunlar,
engerekler ve çıyanlardır,
bunlar,
aşımıza, ekmeğimize
göz koyanlardır,
tanı bunları,
tanı da büyü...
bu aileleri halkımıza ahmed arif'den yardım alarak anlatmak isterim;
bunlar,
engerekler ve çıyanlardır,
bunlar,
aşımıza, ekmeğimize
göz koyanlardır,
tanı bunları,
tanı da büyü...
güzel bir mehmet taner şiiridir;
kediler, bilirler, günlerimizin nasıl
sessiz, sıkıntılı geçtiğini
kaldırır başlarını, esner
bakarlar kapıya, bize, yastığımızdan
esasen birer ejderha olan
hayatlarımız daha açmadan ağzını
kısarlar gözlerini, ta oradan, gözdiplerimize kadar
bir son takat ile içlerimizde
yanan, mumu kollatırlar
kediler, bilirler, günlerimizin nasıl
sessiz, sıkıntılı geçtiğini
kaldırır başlarını, esner
bakarlar kapıya, bize, yastığımızdan
esasen birer ejderha olan
hayatlarımız daha açmadan ağzını
kısarlar gözlerini, ta oradan, gözdiplerimize kadar
bir son takat ile içlerimizde
yanan, mumu kollatırlar
kürtçede ''ay doğmuş'' anlamına gelen cümledir. aynı zamanda muhteşem bir metin kemal kahraman çalışmasdır.
dürra düri vengé domané ma yeno , vengé çenané ma yeno , péro piya şime no veyvé welatiyo
uzaklardan çocuklarımızın sesleri geliyor
kızlarımızın sesleri geliyor
gelin hep beraber gidelim bu memleket düğünüdür...
dürra düri vengé domané ma yeno , vengé çenané ma yeno , péro piya şime no veyvé welatiyo
uzaklardan çocuklarımızın sesleri geliyor
kızlarımızın sesleri geliyor
gelin hep beraber gidelim bu memleket düğünüdür...
gamalı haçtan bile daha fazla iğreti bulduğum, zehirli bir kibrin sembolüdür. 53 yaşında, pusatsız, ayakabası delik bir insanı arkadan vurmanın havasını kime niye atıyorsunuz diye sormak istiyorum. bu kibir islama da sığmaz, türklük bilincinde de yoktur. özünde derin insanlık değerleri taşıyan bu bilinç kavramlarını bile kirlettiler, yozlaştırdılar yazıklar olsun.
hrant dink hala aynı kaldırımda yatıyor. gün gelecek onu oradan bütün yaşam savunucuları olarak kaldıracağız oradan. faşizmi sonsuza dek bu topraklardan temizlediğimiz gerçek bembeyaz bir vatanda yaşayacağımız günler gelecek.
faşizme inat, kardeşimsin hrant!!!
hrant dink hala aynı kaldırımda yatıyor. gün gelecek onu oradan bütün yaşam savunucuları olarak kaldıracağız oradan. faşizmi sonsuza dek bu topraklardan temizlediğimiz gerçek bembeyaz bir vatanda yaşayacağımız günler gelecek.
faşizme inat, kardeşimsin hrant!!!
hayır asla değil. hatta bunu hem kendisine, hem herkese haykırmak, onurlu insanın en büyük işi gücü olmalı. sanırım bu çağın en büyük sorunu kimsenin cahilliğinden utanmıyor oluşu. çok kimsenin hiç bir konuda bilgisi yok, fakat çok ilginç ki fikirleri var. bilmiyorlar ki o sığ fikirler bile kendilerine özgü fikirler değil, kendilerine hap gibi kalıp kalıp dayatılan fikirler. özellikle son dönem gençliğinin büyük bölümünün beyinleri yok, fikirleri var gibi zombisel yaratıklara dönüştüklerini gördükçe kahrolmaktayım.
bu çağın insanınından sanki özgünlüğü kazımışlar. kalite yeniden doğmuyor. herkes kitap okumaya zaman bulamadığı yalanına sığınıyor. bu riya bile kocaman kocaman çürütmeye yeterli insanı. herkes birine benzemenin büyük yarışı içinde. oysa bilmemek değil, cahilliğinden utanmamak ayıptır. bunu bir hatırlasak belki çok şey düzelecek.
bu çağın insanınından sanki özgünlüğü kazımışlar. kalite yeniden doğmuyor. herkes kitap okumaya zaman bulamadığı yalanına sığınıyor. bu riya bile kocaman kocaman çürütmeye yeterli insanı. herkes birine benzemenin büyük yarışı içinde. oysa bilmemek değil, cahilliğinden utanmamak ayıptır. bunu bir hatırlasak belki çok şey düzelecek.
cem karaca'nın bir şarkısında der ki;
''çete çete içinde,
çete çeteye çatmış,
battık burnuna kadar,
cafer getir peçete...!!
bu davanın ilk başladığı günler çok yüksek umutlar içindeydim. sonunda devletten bütün gladio artıkları temizlenip gerçekten temize yakın bir devlet olmaya yaklaşacağımız aydınlık günlere inanmak istemiştim. oysa ergenekon iddaanemesinde sadece akp'ye karşı işlenen suçlar kabul edilmişti. bu benim en büyük hayal kırıklığımdı.
çok sonra anladık ki, olay devletin sivil iktidarına karşı işlenen suçları yargılamakta değilmiş. fetö çetesinin devletin her yerine sızmanın raundlarından biriymiş. ordunun kozmik odasına kadar sızdı be namuslar. sahi bunu basında hangi akp'li siyasetçiye suikast yapılacakmıştı diye meşruulaştırdılar hatırlayan var mı?
''çete çete içinde,
çete çeteye çatmış,
battık burnuna kadar,
cafer getir peçete...!!
bu davanın ilk başladığı günler çok yüksek umutlar içindeydim. sonunda devletten bütün gladio artıkları temizlenip gerçekten temize yakın bir devlet olmaya yaklaşacağımız aydınlık günlere inanmak istemiştim. oysa ergenekon iddaanemesinde sadece akp'ye karşı işlenen suçlar kabul edilmişti. bu benim en büyük hayal kırıklığımdı.
çok sonra anladık ki, olay devletin sivil iktidarına karşı işlenen suçları yargılamakta değilmiş. fetö çetesinin devletin her yerine sızmanın raundlarından biriymiş. ordunun kozmik odasına kadar sızdı be namuslar. sahi bunu basında hangi akp'li siyasetçiye suikast yapılacakmıştı diye meşruulaştırdılar hatırlayan var mı?
adam neredeyse hepimizin babası yaşında, hala ''teoman'' diyoruz çok ayıp ediyoruz bence. teoman dayının muhteşem bir şarkısının, harkulade akustik versyonudur.
birkaç yaralı ruh
birkaç bira şişesi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmezki...
birkaç yaralı ruh
birkaç bira şişesi
elimizde bunlar var
mutlu olmaya yetmezki...