confessions

valsarith

1. nesil Yazar - İstikrarlı

  1. toplam entry 117
  2. takipçi 10
  3. puan 4212

manuş baba

valsarith
Beynimden bir çıkıp gitse, nasıl duacı olacağım kendisine bir bilse.

Çok büyük karın ağrısı. klişe toplum kültürüne ve hunharca ses kirliliği yaratan teknolojiye teşekkürlerimi sunuyorum.

korku

valsarith
Bir teoriye göre kimi travmatik korkular ya da fobiler genler aracılığıyla nesilden nesile aktarılıyor. 1200'lü yıllarda veba yaşayan bir avrupa köyünden akrabanız mı var? tebrikler fare fobisine sahipsiniz. ya da ormanlarda yaşayan dedeleriniz zehirli böceklerden çok mu çekmiş? nurtopu gibi böcek fobiniz var. klostrofobi falan da kölelikten geliyor. tanıyın atalarınızı.

yüzde yüz doğru değildir muhtemelen bu bu arada, dediğim gibi bir teori sadece.

le vol du corbaeu

valsarith
jean pierre gibrat isimli abimizin yazıp çizdiği çizgi roman. nazi işgalindeki fransa'da geçiyor. kurgu da olabilir ama niyeyse yazarın ailesinin başından geçen olaylarmış gibi geliyor.

şimdi biz nazi işgalindeki fransa deyince aklımıza hemen her tarafın alman askerleriyle dolu olduğunu, fransızların pasif durumda yaşamaya çalıştıklarını ve ingiltere'nin abd'nin falan onları kurtarmaya geldiğini düşünüyoruz. Tarihe tepeleme baktığımızda öyle. ama biraz daha yakınlaşırsak envai çeşit kurtuluşçu fraksiyon olduğunu görüyoruz. başroldeki abla da komünist cepheden kalbi sscb diye atan bir hatun. hapiste sıradan bir hırsızla tanışıyor ve sonra olaylar gelişiyor.

bu bir seri sanırım bu arada. ilk cildi çıktı henüz. Edindim, tatlı gayet. devamını çıkarmasalar bile bu haliyle de güzel bir öykü.

the picture of dorian gray

valsarith
1945 yapımı, yönetmenliğini albert lewin'in yaptığı amerikan yapımı film. gül gibi bir delikanlının hedonist zevkler uğruna ne hale gelebildiğini gösteren şeytani göndermeler ile dolu yapıt.

20 küsür yıl boyunca zevkten zevke koşan yağız delikanlının görsel biyografisi adeta. lord henry wotton gibi bir karakterin yönlendirmesi ile bozulmuş bir ruh çıkar karşımıza, acı bir aşk hikayesi ile beraber tabi.

siyah beyaz ve nispeten uzun bir film olduğu için sıkabilir fakat, sinemaya uyarlanmış hikayenin en güzel hali budur sanırsam.

cryo chamber

valsarith
isveç menşeli müzisyen simon haeth'in plak firması. yaptıkları iş, bünyesinde barındırdıkları müzisyenler ile sinematik, ambient müzik üretmek.

konseptleri genelde fütüristik, okült ya da fantastik dünyaları dinleyicilerine işitsel olarak ulaştırabilmek. her albüm mutlak bir tema üzerine oturtulmuş durumda; eğer zihin biraz açıksa gerçekten güzel deneyimler yaşatabiliyor.

uyumak ya da başka diyarlara taşınmak için ilaç gibi gelebilir. Asmr'cılara da özel tavsiyemdir.

Label: http://www.cryochamberlabel.com

Bandcamp:
https://cryochamber.bandcamp.com/music

ephemeral rift

valsarith
asmr klasmanı içerisinde troll/parodi çizgide videolar derleyerek işi taşağa vurmasına rağmen kanımca bu alandaki independent olarak en özgün youtube yayıncısıdır. her çekimde farklı farklı ambiyanslar önünde insanı içten içe sırıttıran konseptini bir tarafa bırakayım; sadece sesi, duruşu, teknikleri, el hareketleri, odaklandırışı, yakalayışı ve daha sayamadığım bir çok özelliği ile uyku sorunu çeken bünyelere ilaç gibi gelmektedir.

hiller

valsarith
1950'li yıllarda amerikan ordusu için geliştirilen tek kişilik uçan platform.

30 kwlık iki adet elektrik motoruyla çalışır ve üst kısmının tam ortasında bir pervane bulunur. yönlendirme ise segway'lerde olduğu gibi ağırlığın verildiği yöne doğru olmaktadır.

kullanışsız ve yavaş olduğu için rafa kaldırılmış bir proje olsa da, şu an için kullanılan dronelara fazlasıyla ilham kaynağı olmuş bir sistemdir.

mahad

valsarith
firavun atem'in ve antik mısır krallığının en bilge büyücüsü. milenyum halkasının ilk sahibidir. karanlığın efendisi zorc'u durdurmak ve onu ebediyen hapsetmek için devasa bir taş tablet yaptırıp bakura'yı katerina dağındaki mağaranın içine çeker. milenyum nesnesinin peşindeki bakura mağaraya girer. akabinde de mahad'ın askerleri mağaranın girişini bu taş tabletle kapatır. bakura ve mahad içeride amansız bir mücadele verirler. yorgun düşen mahad son koz için kullandığı ayin varlığının formuna bürünür. bu esnada üzerinden kopan milenyum nesnesi bakura'nın eline geçer ve diabound'u öldürmesine rağmen mahad yenilir. mağara girişine zorc'u mühürlemek için getirttiği taş tablette kendi silüeti belirir; sonsuza dek büründüğü varlığın formuyla mühürlenir.

(bkz:dark magician)

kisara

valsarith
Seto kaiba'nın diğer bir deyişle enkarne olmadan önceki yaşamda rahip cyte'ın ruhunu taşa mühürlediği kadın.

animeyi izleyenler çok iyi bilecektir ki kaiba geçmişte yani antik mısır'da firavun atem'in kuzeni ve mısırın baş rahibi aknadin'in oğluydu. o dönemde şehri istila etmeye gelen yabancı varlıklar taş tabletlere büyü ile hapsedilirlerdi. bir gün mısır'a kisara adında beyaz saçlı ve mavi gözlü bir esir kadın getirilir. bu kadın oldukça güzel olmasına rağmen getirildiği şehrin kralı tarafından kadim bir büyü ile lanetlenmiştir. öfkelendiğinde tıpkı fiziksel özelliklerinin kopyası olan bir mavi gözlü beyaz ejderhaya dönüşmektedir. yanlış hatırlamıyorsam, kaiba bu kadını satın alarak hem kendisine hem şehre zarar vermemesi için bir taş tablete hapseder ve onu gözü gibi korur.



https://youtu.be/-y3nIbPxowI

https://youtu.be/xOJr1dTPSis

praksinoskop

valsarith
eskilerin zoetrop'undan devşirme, mekanik aksamı biraz daha gelişmiş sinemaskop bir alet. ilk çizgi filmci charles emile reynaud tasarımıdır, patenti de kendisine aittir.

sistem aslında gayet basit. iç içe geçmiş iki halka, aynalar ve hareketli resimler.

hani eskilerde küçük not defterlerinde resimler vardı, sayfaları hızlı hızlı geçince hareketlenirdi; onun biraz daha mekanik halidir tam olarak.

polisin orantısız güç kullanması

valsarith
Bir polisin ağzından; kanunlar, uygulanış şekliyle beraber net olarak bellidir ve polis taraf değildir. Polis, kendisine kasıtlı olarak herhangi bir fiziksel/maddi müdahale ya da suç teşkil edecek herhangi bir unsur bulunmadan fevri davranamaz. Aksini yapan polis net olarak iş bilmez malın tekidir. Teşkilat içerisinde de böyleleri sevilmez zaten iş getiriyor, olayları zorlaştırıyor diye.

kont orlok

valsarith
nosferatu eine symphonie des grauens filminde alman oyuncu max schreck tarafından canlandırılan vampir karakter. bran kalesine benzeyen bir muhitte yaşamaktadır; civar köylülerin kanları ile beslenen, beyaz perdedeki ilk vampirdir kendisi. uzun boyu, iğrenç kulakları, ince tırnakları ile göze fazlasıyla rahatsızlık veren bir şekilde tasvir edilir.

hikaye bazında bram stoker'ın draculasından esinlenilerek oluşturulmuştur. gece yarısından sonra şekil değiştirerek yarasaya dönüşebilmektedir. filmde hutter ve eşi ellen'a cehennem azabı çektirmektedir.

güzel karakter. debut olması dışında benim kafamdaki vampir görselini fazlasıyla yansıtabiliyor. twilight gibi siktiriboktan filmler ve kitaplardan ziyade bilim kurgu, grotesk hikayeler bazında vampir unsurunun bu şekilde canlandırılması çogzel olmuş. en azından geriye dönüp bakıldığında ergen kardeşlerimize playboy tiplemeli zımbırtılar arasından realiteyi göstermek adına elimizde iyi bir argüman oluyor.

destiny

valsarith
ing. Kader.

Ayrıca orijinal adı der müde tod olan 1921 yapımı alman filmi.

alman sinemasının belki de en önemli yönetmenlerinden bir tanesi olan fritz lang tarafından, siyah beyaz ve sessiz film olarak çekilmiş. repliğin olmadığı, renksiz filmleri öyle pek sevilmez de, bu film diğerlerinin arasından fazlası ile sıyrılabilecek bazı özelliklere sahip.

zamanın net olarak belli olmadığı bir köye bir çift aşık ve bir yabancı gelir. yabancı, köyün ileri gelenlerinden mezarlığın yanında bir toprak satın alır ve daha sonrasında herhangi bir pencerenin veya kapının olmadığı, çok uzun duvarlar örer satın aldığı arazinin etrafına. ölümün kendisidir aslında yabancı. bildiğiniz azrail.

aşık çift dinlenirken köyün hanında, yanlarına gelir ve kadın bir ara bara doğru yöneldiğinde, kadının sevgilisini alarak kaybolur. daha sonrası ise filmin içerisinde gerilimli, rahatsız edici, düşündürücü bir hikaye alır başını gider.

filmi yayım tarihi ile değerlendirirsek, siyah beyaz ve sessiz bir film olmasına rağmen, kullanılan efektler ve çekim teknikleri gerçekten göz doldurucu. içerisinde, filmi tamamlayan 3 ayrı hikayenin olması konunun derinliğini fazlasıyla arttırıyor.

alman dışavurum sinemasının en güzel örneklerinden bir tanesi. dilimize yorgun ölüm adı ile çevrilmiş. bu tarz tema olarak enteresan filmlere merakınız varsa, izleyin mutlaka.
3 /