vay be. koskoca rivaldo şizofrenmiş. deli topçuydu zaten.
bu devirde çocuk sokağa mı salınır. ben yeğenimi gönderiyorum bazen aklım çıkıyor. sürekli pencereden bakıyorum site içinde olmasına rağmen. ben sokaktan çıkmazdım çocukken ama bu sokakta oynamayan çocukların mutsuz, asosyal doyumsuz vs. olduğuna katılmıyorum. böyle bir denklem yok. devir değişiyor yaşam biçimimiz değişiyor. eskiden beyoğluna takım elbisesiz çıkılmazdı kafası bu. sokakta oynayan nesil olarak gereksiz nostalji yapıyoruz. bence şimdiki çocuklar harika. tabi gelişimine ket vuracak din,gelenek vs. zırvalıklarıyla kafasını doldurmazsanız. bir de sevgisiz bırakmamak lazım tabi.
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelime bir kat daha artacaksınEn azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Canım ağzıma geldi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksinEn azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
Bedri rahmi eyüboğlu
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelime bir kat daha artacaksınEn azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Canım ağzıma geldi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksinEn azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
Bedri rahmi eyüboğlu
Sence schrödingerin kedisi ölü mü diri mi ? Yoksa kopenhag yorumuna katılıyor musun ?
Şaka şaka.
MCU mu DC universe mi ? Tamam bu da şaka. Tabi ki mcu. Neyse ilk soru olsun.
Şaka şaka.
MCU mu DC universe mi ? Tamam bu da şaka. Tabi ki mcu. Neyse ilk soru olsun.
Kamilin biri bir köşe yazısında freddy mercury için sesi olmasaydı ve 45 yaşında ölmeseydi efsane olamazdı demiş. Queen içinde öyle büyük bir rock grubu değildi demiş. Ya azoyu sinirlendirmek için yazmış ya da beyni yok.
20 yaşında bir insan neden kalp krizi geçirir ki ? Çok üzüldüm. Ayrıca şu güzel kardeşimizin ölümü üzerinden hala karşı takıma, kişilere nefret kuşan insanları twitter dan tiksintiyle okudum. Yazıklar olsun ne diyeyim. Bir insanın vefatına üzülemeyecek kadar aşağılık insanlar var. şu tabutu görünce içiniz hiç mi cız etmiyor ? Tanımanıza gerek mi var ?
Tam yılı hatırlamıyorum pokemon filmine götürmüştü babam. 6 - 7 yaşlarındaydım. Televizyonda Çizgi filmini deli gibi izleyip taso biriktirdiğimiz zamanlardı. Çok etkilenmiştim sinema salonundan. Kocaman perdede çok yüksek sesle çizgi film izledim işte. Anime severler çizgi film değil anime o diye itiraz edebilirler tabi Ama her neyse. mahallede acayip havam olmuştu :) yaşasın pokemonların kardeşliği temalı bir filmdi. ash'in mewtwo ile mew'in enerji patlamalarının arasına girip taşa dönüşüp sonra pikachunun gözyaşları değince hayata döndüğü sahneyi hiç unutmam mesela :) bir çocuk için oldukça epik bir sahneydi :)
(bkz:bi bitmediniz maalesef)
Fizikçi olduğunu öğrendiğimde şaşırdığım büyük sanatçı. Gerçi saçlar biraz belli ediyor ama. Lisede iken dinlemeye başlamıştım. Çevreme yaymaya çalıştığımda ise çok ağır ve sıkıcı yorumlarını işitmiştim. Çok yazık. gerçekten Büyük sanatçı. Özellikle gülün kokusu vardı albümü favorimdir.
Hakkında bol bol güzelleme yapılan yazar. Entryleri okuyunca insan kendisini tanımak istiyor haliyle. İyi bir hayvansevermiş ayrıca. Belli ki güzel insan. Selam olsun burdan.
Gemide olmanın en kötü taraflarından biri de sinemaya gidememek. Şu filmi vizyonda izlemek isterdim. Dönene kadar kalkar büyük ihtimalle. Dvdsini alacağız artık.
hiçbir insanın hiçbir insana sebebi ne olursa olsun şiddet göstermeye hakkı yoktur. ortada bir şiddet eylemi varsa nedenine bakılmaz. suçtur. öncelikle bunu bir kavrayalım.yok durduk yere mi dövdü yok dövdürtmeseymiş yok orda ne işi varmış yok ama onu aldatmış yok hak etmiş vs. sığırlığın lüzumu yok. söz konusu şiddet hangi söylemler üzerine olmuş bunun zerre önemi yok. şiddet sorgusuz sualsiz suçtur. aması bahanesi yok bu işin. birçok insan bu konuda kadına pozitif ayrımcılığın yapıldığını, erkeklerin de şiddet gördüğünü , kadına şiddetin abartıldığını söylüyor. mesele şu ki arkadaşlar kadınların gördüğü şiddeti kadına şiddet olarak sınıflandırmamızın tek bir nedeni var. bu da kadınların gördüğü şiddetin sistematik olması yani sırf kadın oldukları için onlara uygulanan şiddeti , şiddeti uygulayan kişinin normal görmesi. sanki bu hakkıymış gibi , gösterdiği şiddeti kadının hak ettiğini düşünmesinden kaynaklanıyor. çünkü bu sığıra göre o kadındır. kadınlara hak ettiği zaman ki kendi düşük zekasına göre hak ettiğini düşünüyor , şiddet göstermek erkeğin temel bir hakkıymış gibi davranılıyor. çünkü sığır. bir kadının şiddete, tacize veya tecavüze uğraması için ortada bir nedenin olması da gerekmiyor çoğu zaman. neticede o bir kadın. çoğu sığır bunda bir behis görmüyor çünkü. o yüzden bu tip durumlarda kadının beyanı esastır. şiddet,taciz, tecavüz gibi durumlarda beyandan sonra hemen soruşturma başlatılması ve kadının koruma altına alınması gerekir. çünkü bu trend değil çarpıcı bir gerçek.özellikle bizim gibi halkının çoğu müslüman olan bir ülkede kutsal kitapları tarafından kadına uygulanan sistematik şiddet tasdik edilmiş olduğu için söz konusu şiddet bitinceye kadar bu konuda duyarlı olmak ben düzgün bir insanım diyebilen herkes için elzemdir.elbette ki masumiyet karinesi dediğimiz doktrin geçerlidir. yani bu meselede ahmet kuralın suçu sabit görülene kadar suçsuzdur.zaten adam tutuklanmadı.fakat bu konularda kadın beyanı esastır ( olmalıdır da ) ve buna göre titizlikle konunun takipçisi olmak gerekir. ahmet kural-sıla özelinde söylemiyorum bunu. genel olarak kadına şiddet konusunda daha hassas olmalıyız. bu sığırları bitirmenin bir yolu yok maalesef. bu olayın faili ve mağduru magazinsel kişiler olduğu için konu gündemde. ama bunlardan önce de kadına şiddet çok ciddi boyutlardaydı ve maalesef olmaya devam edecek.
Soruların hepsini bilip 1 tl kazandığım yarışma. Hiç tatmin edici değil. Müge boz'un tatlılığı bile kurtarmıyor.
Zaman makinesi! Azo içinde varoluşsal problemlerle boğuşurken aklına gelen bu parlak fikri - ya da parlak olduğunu düşündüğü - uygulamaya koymak için kolları sıvamaya başladı. Aslında kendisi bir kolsuzdu ve cs de silverdan yukarı çıkamamıştı. Neyse ki bunun zaman makinesi yapmakla bir ilgisi yoktu. Kendisine suka blyad diyen ruslara inat bunu yapacaktı. Alet cantasini cikardi ve ise koyuldu. Gunlerce evinden cikmadi.neyse ki evde plütonyum vardi da nalbura gitmek zorunda kalmamisti. Her sey cok iyi gidiyordu.
Makine bitmek üzereydi. Son bir eksiği kalmıştı. Bir pense ! Sarisin yarma gibi adamin evine gidip kapiyi caldı. Kızın babası açtı kapıyı. Penisimle işiniz bitti mi diye sordu azo. Kızın babası şaşkın ve sert bir ifadeyle azoya baktı. Yani pensemle dedi. Güzel bir saka olacağını düşünmüştü ama adamın bakışları onu korkutmuştu. Penseyi getirdi adam. Al zaten işime pek yaramadı penisin biraz küçükmüş dedi. Alaycı bir şekilde gülümseyip kapıyı kapattı. Kendi kaşınmıştı. Eve dönüp son ayarlamaları da yaptı. Artık zaman makinesi hazırdı. Planını uygulamaya başlayabilirdi.
Makine bitmek üzereydi. Son bir eksiği kalmıştı. Bir pense ! Sarisin yarma gibi adamin evine gidip kapiyi caldı. Kızın babası açtı kapıyı. Penisimle işiniz bitti mi diye sordu azo. Kızın babası şaşkın ve sert bir ifadeyle azoya baktı. Yani pensemle dedi. Güzel bir saka olacağını düşünmüştü ama adamın bakışları onu korkutmuştu. Penseyi getirdi adam. Al zaten işime pek yaramadı penisin biraz küçükmüş dedi. Alaycı bir şekilde gülümseyip kapıyı kapattı. Kendi kaşınmıştı. Eve dönüp son ayarlamaları da yaptı. Artık zaman makinesi hazırdı. Planını uygulamaya başlayabilirdi.
bu konu bu kadar niye büyütülüyor anlamıyorum. devrimciler açık fikirli olmuyor muydu ya ? faşizme karşı söylenen bu şarkıyı yok o söylenmez yok popo bilmem ne demek biraz faşizan bir tutum değil mi ?
Istanbul trafiği ve metrobüs. Varis durağında tukenmisligi iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Bilimde teorilerin kanitlandiktan sonra kanuna dönüştüğü. Yanlıştır. Teoriler kanun haline gelmezler. aralarinda boyle bir iliski yoktur. Hatta teoriler kanunları kapsar. Kanitlanmaya ihtiyaç duyulan fikirler hipotezlerdir. Hipotezler deney ve gözlemlerle kanitlandiktan sonra bilimsel teori kurulur.
Bir ahmet kaya şarkısı
''Yağmur yağsın isterdim bu sabah
Merhaba soylu sevdam merhaba''
''Yağmur yağsın isterdim bu sabah
Merhaba soylu sevdam merhaba''
Katıldığım önerme. Zira ekmeğimizi denizden çıkarıyoruz. Dünya ticaretinin ortalama yüzde yetmisinin deniz yolu ile sağlandığını düşünürsek nasil bir öneme sahip olduğu daha iyi anlaşılabilir.
Dakikadaki devir sayısı anlamına gelen ingilizce kısaltma.Genellikle motorların devrini ifade eder.
Iki gündür hadise nin farkımız var şarkısını dinliyorum. Biri beni silksin.
Tüm dizileri izlemediğim için sağlıklı yorum yapamayacağım başlık. Ayrıca zaten sinema ve televizyon bir sanat dalı olduğu için yapılan tüm yorumlar subjektif kalacaktır. Benim subjektif yorumum ise basligi okuyunca aklıma ilk gelen dizi olan breaking bad.
Edebiyatta bilim-kurgunun öncülerinden jules verne'in bir romanı
Yanlış hatırlamıyorsam milli takımı 2006 yılında almanya milli takımına 13-0 kaybetmiş avrupa ülkesi. Zaten az gol yediği maçlarda 6-7 gol yiyorlar.