Operalardan, manastır hayatı yaşamış azizlerin hayatlarının yer aldığı ansiklopedilerden gerçek hayata dönmem gerektiği daha önce birkaç kez söylenmiştir ama gerçek hiç cazip değildi o zamanlar. Belki şimdi caziptir. Cazip olanı umursayamadığım oluyor bazen..
zengin itiraf
sanırım inceliğin ve derine inmenin ve hatta önemsemenin naylonlaştığı bu zamana kendimce ayar vermek istiyorum. sığ sularda ne çok boğuluyoruz değil mi?
Yaşamak istediğim hayatı yaşamama engel olanları hayatımdan çıkaramıyorum.
Hümanizme inanmıyorum.
Bir insanı sadece insan olduğu için sevmek, çoğu insandan daha merhametli ve daha 'insan' olan hayvanlara hakaretmiş gibi geliyor.
Bir şey '-ist' olarak anılacaksam kesinlikle 'animalist' olarak anılmayı tercih ederim.
Bir insanı sadece insan olduğu için sevmek, çoğu insandan daha merhametli ve daha 'insan' olan hayvanlara hakaretmiş gibi geliyor.
Bir şey '-ist' olarak anılacaksam kesinlikle 'animalist' olarak anılmayı tercih ederim.
Hayatımda ilk defa bi sözlükte yazıyorum. Çok farklı bi deneyim olacak benim için
Abi benim bi şekilde içimi dökmem lazım ya. Sikerim böyle hayatın ızdırabını. Düzenli olarak hergün babamın ölümünü rüyamda görüyorum. Bazen unutuyorum gördüğüm rüyayı fakat gün içinde birdenbire lönk diye hatırlıyorum. Etrafımda insan varsa kaçacak delik arıyorum. Çevremdeki herkesi de kendimden uzaklaştırdım. En yakınlarımda dahil, kopamadıklarımdan bile. Bütün gün evdeyim. Tv falan da izlemiyorum. Rüya görmemek için de uyumayı çok tercih etmiyorum. Durmadan kuruyorum, durmadan. Saat gibi kuruyorum. Her ambulans sesinde trafiğin anasını sikerek panikliyorum. Her baba görünce ağlamaklı oluyorum. Doktorları ve fox'u izleyerek daha da ağlıyorum. Anasını sikeyim gitmiyor düşünceler kafamdan. Olasılıkları düşünmek ve onlar olsaydı nolurduları da kafamdan atamıyorum. Bu saçma düşüncelerden nasıl kurtulacağımı da bilmiyorum. Harbiden artık atlamak istiyom ya.
Emeklerim boşa çıkmak , çektiğim sıkıntılar , taşımakta olduğum yükler boşa taşınmak üzere .
Böyle bitmemesi için ne lazımsa yapmam elzem oldu.
Böyle bitmemesi için ne lazımsa yapmam elzem oldu.
yalnız olmaktan o kadar sıkıldım ki hafta sonu almanya'ya gideceğim.
biraz da orada yalnız kalıp sıkılayım.
biraz da hollanda'da sıkılırım.
döner italya'da sıkılmaya devam ederim.
not: gerçekten sıkılıyorum, ciddiyim. eylül ayı gelse de çalışmalara devam etsem.
biraz da orada yalnız kalıp sıkılayım.
biraz da hollanda'da sıkılırım.
döner italya'da sıkılmaya devam ederim.
not: gerçekten sıkılıyorum, ciddiyim. eylül ayı gelse de çalışmalara devam etsem.
Bu yaşıma geldim, hâlâ isveç ve isviçre'yi karıştırıyorum.
Eşimi swinger'a ikna etmek istiyorum..ama nasil yapacağımi ve nasil bir tepki alacağimi bilmiyorum..ikimizinde daha önceden hemcinsleri ile ilişkisi oldu ama bu farklı gibi duruyor..
Ben özelim. tam da hiç kimse kendisini özel hissetmediği için. herkes öz hacminden belli boşluklar bağışlıyor hastalıklı bir tevazuyla; ben de o boşlukları dolduruyorum. bu yüzden özelim.
boşluk benim en değerli varlığım.
boşluk benim en değerli varlığım.
her şeye inanılmaz kafa yoruyorum. her şeyden aşırı derecede korkuyor, olur olmadık anlarda panik yapıyorum, hem kendimi hem çevremdekilerini strese sokuyorum. bu gidişle birkaç yıla kafamda saç kalmaz lan. yazık bana. ve yanımdakilere.
Olasılık hesabı manyağıyım. Hayatta karşıma gelen her mevzuda tüm olasılıkları hesaplamayı düstur edindim. En büyük korkum hazırlıksız yakalanmak. Karşılaşacağım her olayı rn az 2 kere kafamda oynarım. Biriyle mi görüşecem 2 kere kafamda görüşmüşümdür. Toplantı mı olacak. En az 2 kere. Anlık tepki veremiyorum çünkü. Bu da benim sıkıntım. En sevmediğim şey kendime laf söyletmek. Kimse bana laf söylemesin. Buna göre tüm plan programımı yaparım. Bahane uydurmayı da uyduran insanları da sevmem. Hiçbir mazaret başarının yerini tutmaz çünkü. O gün bir şeyin yetişmesi gerekiyorsa gerekirse sabaha kadar çalışır bitiririm. Ölmediğim hastanelik olmadığım sürece bahanelere sığınamam.
Hatta öyle bir olasılık manyaklığı ki şaşırma güdümü kaybettim. İnsanların ölebileceğini bile kabullenip her türlü şeklini düşündüm. Ona bile alıştım. İnsanlar şimdi hayatta karşılarına gelen bazı şeylere üzülünce falan şaşırıyorum. E abi olabilir yani niye bu kadar üzüldün ki diyorum içimden. Ben ise sadece planını yapmadığım, olmaması gereken bir konu beni bulduğunda üzülüyorum.
Bunun dışında çok da rahat 1 insanım. Şaşırtıcı. Kendimle alakalı her şeyde rahatım. Kimsenin bana laf söyleme lüksü yok ya. Ondan herhalde. Bir şekilde hallolur ya gelir geçer yaparız kafası. Allah büyük önüm de açılıyor genelde.
En sevmediğim şey bana bağlı olmayan işlere benim bağlı olmam. Yukarda dediğim, tek üzüldüğüm, evham yaptığım konu bu. Kontrol manyaklığı olabilir bu. Kontrolümde olmayan işlerde de tepkisiz kalıyorum. Direkt pes ederim. Mezun oldum, işsiz kaldım zamanında. Mezun olana kadar iş bulma konusunda haddinden fazla bağlantıya ulaştım, istediğim işe girmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve gerçekten hak ettiğimi düşünüyorsum okurken ama okul bitince 7 ay iş bulamadım. Son 3 ayında iş aramayı bıraktım. Sadece bekliyordum. Bi arkadaşım vasıtasıyla buldum sonradan da geçtik çok şükür ama hala istediğim şirket değil. Kader kısmet burada devreye giriyor sanırım. Geçen instagramda dünyanın en patavatsız, afedersin boş okumuş kendini geliştirmemiş birinin olmak istediğim şirkete gittiğini gördüm görüşmeye. Kahroldum ahsmfk üzüldüm yani içim cız etti. Hani platonik aşkınızı sizden gömlek gömlek altta biriyle görürsünüz ya onun gibi. Hayır yakıştıramadığım kıskandığım için değil yahu. Bunlar salt gerçekler.
Neyse, Anlık tepki, anı kurtarma konusunda kendimi geliştirmem gerekiyor. Böyle olmuyor.
Hatta öyle bir olasılık manyaklığı ki şaşırma güdümü kaybettim. İnsanların ölebileceğini bile kabullenip her türlü şeklini düşündüm. Ona bile alıştım. İnsanlar şimdi hayatta karşılarına gelen bazı şeylere üzülünce falan şaşırıyorum. E abi olabilir yani niye bu kadar üzüldün ki diyorum içimden. Ben ise sadece planını yapmadığım, olmaması gereken bir konu beni bulduğunda üzülüyorum.
Bunun dışında çok da rahat 1 insanım. Şaşırtıcı. Kendimle alakalı her şeyde rahatım. Kimsenin bana laf söyleme lüksü yok ya. Ondan herhalde. Bir şekilde hallolur ya gelir geçer yaparız kafası. Allah büyük önüm de açılıyor genelde.
En sevmediğim şey bana bağlı olmayan işlere benim bağlı olmam. Yukarda dediğim, tek üzüldüğüm, evham yaptığım konu bu. Kontrol manyaklığı olabilir bu. Kontrolümde olmayan işlerde de tepkisiz kalıyorum. Direkt pes ederim. Mezun oldum, işsiz kaldım zamanında. Mezun olana kadar iş bulma konusunda haddinden fazla bağlantıya ulaştım, istediğim işe girmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve gerçekten hak ettiğimi düşünüyorsum okurken ama okul bitince 7 ay iş bulamadım. Son 3 ayında iş aramayı bıraktım. Sadece bekliyordum. Bi arkadaşım vasıtasıyla buldum sonradan da geçtik çok şükür ama hala istediğim şirket değil. Kader kısmet burada devreye giriyor sanırım. Geçen instagramda dünyanın en patavatsız, afedersin boş okumuş kendini geliştirmemiş birinin olmak istediğim şirkete gittiğini gördüm görüşmeye. Kahroldum ahsmfk üzüldüm yani içim cız etti. Hani platonik aşkınızı sizden gömlek gömlek altta biriyle görürsünüz ya onun gibi. Hayır yakıştıramadığım kıskandığım için değil yahu. Bunlar salt gerçekler.
Neyse, Anlık tepki, anı kurtarma konusunda kendimi geliştirmem gerekiyor. Böyle olmuyor.
18 yaşında liseden mezun oldum ve üniversite ye 21 yaşında girdim. ilk yılım da tercih yapmama sebebim diye konuya girmeyeceğim çünkü uyuya kaldığım için sınava gidemedim. Diğer 2 yılda ise kız arkadaşımla aynı puan derecesinde birseyler yapıp aynı yere gitmekti. Yaptık. Ama sıralama aynı olmasına rağmen ,farklı okullar geldi. Pişman mıyım? Hayır.
bayadır hoşlandığım bir hanımefendi var sözlük. kendisine nasıl bunu anlatacağım bilmiyorum çünkü ben bi ara hoşlandığımı söyleme konusunda -kendimden ötürü- tereddüte düştükten sonra baya yakın arkadaş olduk. yanlışlıkla "kanka" olduk yani.
ben düşünüyorum "yok ya olmaz bizden" 2 hafta sonra bir şey oluyor hayata karşı duruşum, kararım bu kişiden ötürü değişiyor. sonra çık bakalım bu işin içinden. hem kendimi zora sokuyorum hem de olmazsa arkadaşlığım bozulacak iki ucu ... değnek.
kolay gelsin bana.
ben düşünüyorum "yok ya olmaz bizden" 2 hafta sonra bir şey oluyor hayata karşı duruşum, kararım bu kişiden ötürü değişiyor. sonra çık bakalım bu işin içinden. hem kendimi zora sokuyorum hem de olmazsa arkadaşlığım bozulacak iki ucu ... değnek.
kolay gelsin bana.
Amaaan.
burayı sevmiştim ama kimsecikler yok denecek kadar az yazar var. ha belki az, çoktur orasını bilemem ama insan sıkılmıyor değil be...
Satmışım bu dünyanın anasını. Eskiden yaptığım gibi yapmıyorum artık. Daha az ciddiye alıyorum ve yine herşey yolunda gidiyor.
Boşa kasmışız , üzülmüşüz onca sene.
Boşa kasmışız , üzülmüşüz onca sene.
Uyuyamıyorum.
Bedenim bitkin halde.
Yorgunluktan uyuyamıyorum.
Sinir oluyorum.
Kafamı duvara vurasım geliyor.
Bildiğin gibi değil.
Bedenim bitkin halde.
Yorgunluktan uyuyamıyorum.
Sinir oluyorum.
Kafamı duvara vurasım geliyor.
Bildiğin gibi değil.
Boyle mecralarda yazmayi cok seviyorum cunku icimi dokebilecegim bir yer yok. Uludag sozlukte bircok arkadas ve ani biraktim. Oraya bir daha geri doner miyim onu da bilmiyorum.
Yalniz o degil de burda yazmanin en guzel tarafi sanirim uludagda 11.nesilken burda 1. Nesil olmak.
Tesekkurler zengin sozluk!
Yalniz o degil de burda yazmanin en guzel tarafi sanirim uludagda 11.nesilken burda 1. Nesil olmak.
Tesekkurler zengin sozluk!
Bir insanı hiç olarak nitelendirebilecek kadar onunla dolmadım sanırım daha önce. Hiç ve her, bence insan hayatında en çok başvurulan fanteziler arasında..
Yemek yapmadan once surada biraz oturayim dedigim yerde bilmem kac saat uyuyakalmisim yemek yok, ac kaldik. Baska bir sehirde uyanmis gibi hissediyorum :(
Pire için yorgan yakmayı bırakmak benim için bir tiryakinin sigarayı bırakmasından çok daha zor.
Hayatımda hiç sigara içmedim ama çok yaktım. Yorgan yani.
Bu gidişle yalnız öleceğim gerçeği gümbür gümbür yankılanıyor her tarafımda. Ben duyuyorum, siz duymuyor musunuz?
Hayatımda hiç sigara içmedim ama çok yaktım. Yorgan yani.
Bu gidişle yalnız öleceğim gerçeği gümbür gümbür yankılanıyor her tarafımda. Ben duyuyorum, siz duymuyor musunuz?
Küçükken annem ne zaman bakkala yollasa, bakkalcı teyze aldıklarımı poşetlerken sakız aşırırdım bir tane iki tane. Evimiz uzak değildi bakkala iki bina geçerdin gitmek için. Bakkaldan çıkıp diğer binanın önüne gelince aldığım Sakızı açar, atardım ağzıma. O kalan bir binayı öyle yavaş yürürdüm ki bizim binaya gelince Sakızın tadı kaçmış olurdu. Atıp sakızı eve öyle geçerdim. Ertesi günü dayanamaz bakkala geri giderdim sakız almıştım ben bu da parası diye.
Kimsenin haberi olmadan isi biraktim. Tabi istekilerin de haberi yok bundan..