zengin itiraf

indim derelerine
Zenginliği sözlükte değil reel hayatta yaşamak istiyorum.
En büyük zenginliğimin bilgide değil cüzdanımda olmasını istiyorum.
Bugünü verene de şükür o da ayrı bir konu.
hunyadi
başka bir sözlükteki hesabımı silerek buraya yeniden geldim. elim sil butonuna gider mi diye düşünüyordum ama bi' bakmışım silmişim. pişman mıyım? hayır.

ha bir de unutmadan: insanlar çok acımasız. hepimizin öyle olduğu gibi.
john overmars
hayatta hiç bir umudum ve hiç birşeyden hiç kimseden beklentim yok.o yüzden sinirlenmek istesem de tam olmuyor bu.öylesine yaşıyorum.her şeyi herkesi insanları tepkileri tepkisizlikleri olasılıkları artık ezberledim. etkisiz elemanım ve bunu değiştirmek için bir yol da yok.umarım tamamen deliririm yakında ya da ölürüm bir şekilde.iş aramaktan da bıktım.arkadaşlarımın hayattan şikayet etmesinden de.bana bütün hayatı zindan eden hastalıklarımdan da.her günün aynı ve tahmin edilebilir olmasından da ama bunun kalitesiz bir rutin olmasından da.yitip giden gençliğimden kalan tek düze anılardan başka sığınacak kendimi iyi hissedecek pek bir şey kalmadı yaşamımda.öylesine yaşıyorum işte.nolucaksa.
sos
insanların neden futbol takımı tuttuklarını şimdi daha iyi anlıyorum. hak veriyorum onlara.

(forma yakan, otobüs taşlayan, adam döven ve bu zihniyette olanlar hariç)
indim derelerine
Keşke en büyük düşüncem sözlükte paylaşacağım fotoğrafı hangi başlık altına koyacağımı düşünmek olsaydı.
Gelgelelim , az kaldı. Az sabır , bol şükür , biraz da irade.
monster degree
Mükemmel olmayan ve bunun farkında olan biri olarak bana en çok zevk veren eylem, mükemmel olmayıp bunun farkında da olmayan ay götümlerde farkındalık yaratmak. Bunu ne yolla yaptığımın ise benim için hiçbir önemi yok. Severek de oluuur söverek de...
morunontonu
aşık olduğum adamın katili olmaya ant içtim. onun hayatını öyle bir değiştireceğim ki bu süreci atlattıktan sonra ki atlatması yıllar alacak ve belki de intihar etmesi için aradığı o sebebi kendi ellerimle sunacağım. saçının teline zarar gelse dünyayı yakardım ama artık kendi ellerimle yok edeceğim onu. Ona yaşatacaklarım için zerre kadar pişmanlık duymuyorum ve daha fazlasını yapmayı arzuluyorum. benim tehlikeli biri olma sebebim o. kendi elleriyle yarattı beni ben onun sonu olacağım.
hamlet
Bacakları açık oturmak mevzusuna takmış durumdayım resmen bütün modum düştü. Rihanna bile toplayamaz şuan...
Nasıl anlaşamıyoruz hayret ediyorum gerçekten.

Sanki yanımızdakiler rahatsız olsunlar, testislerimizi ona buna sergileyelim, bacak aramız biraz hava alsın gibi sebeplerden ötürü bilerek açıyormuşuz gibi bir algı var.

Bir de gerizekalı erkekler bahane olarak testislerimiz sıkışıyor diyorlarmış. Ulan arkadaş testislerim kopsun önemli değil ama serbest halde bırakınca açılıyor işte kendiliğinden. Kapalı bırakayım kapalı kalsın gibi bir durum yok. siz kırk dakika dişlerinizi bile sıkamazsınız ki çene kasları güçlü kas gruplarındandır, Bacakları kapalı tutmaya yarayan sikindirik kas grubumuz o kadar güçlü de değil.

Bazen anlaşabilmek hakikatten zor olabiliyor.
vantablack
geçenlerde kaybettim bilmem kaçınca defa. bu sefer tam oluyor demiştim hatta, olmadı. üzüldüm. o yüzden yüzüm sirke satıyor, hem de çok ucuza ama kimse almıyor. insanlar neyin var dedikleri tüm zaman dilimlerinde yorganı yastığı alıp yere uzanmak istiyorum. gerçekten. o an yorganı alıp yatmak istiyorum yere. bunun dışında başka hiç bir şey yapmak gelmiyor içimden. boşluğa bakmak istiyorum, insanlarla konuşmak istemiyorum. bir facia olsa yeryüzünde, bir tek ben kalsam ya da bir facia olsa yeryüzünde, bir tek ben yok olsam.

bir şarkı sizlere...

icgqhs
Bir akşam saatleri ve evimin önündeyim. Karşı kaldırımda bir kedi ve iki yavrusu var.
Yavrulardan biri aniden yola fırladı ve hızla bir araç geçiyordu, anne kedi bi panik oldu diğer yavrusuna bakmakla arabaya doğru koşan yavrusu arasında kaldı zira o da yola gidebilirdi sonra o yola fırlayan korkmuştu bayağı annesine doğru hızla geldi.
Çok basit gelebilir belki ama o an o annenin çaresizliğin ve koruma güdüsü beni duygulandırdı annelik, yavru kedi, diğer yavru...
...ve izlerken gözümden yaşlar süzülüyordu.
Çok hüzünlüydü!
hamlet
Uzun süredir herhangi bir sözlükte çaylak olmamıştım. Hoş değilmiş. Şu on entryi doldurmam lazım kısa sürede. o yüzden biraz saçmalayasım var. Gerçi her daim saçmalayacağımdır çoğunuza göre. Yine de sizi seveceğim.
monster degree
Her insanın yaşattığını yaşaması gerektiği taraftarıyım ve devranın bu şekilde döndüğüne de şiddetle inanırım. Dolayısıyla bir insana içimden nasıl davranmak geliyorsa öyle davranırım, eğer iyi olmayı gönülden istemiyorsam sahte iyilik pozlarına hiç girmem. Belki ben de birilerinin yaşattığı kötülükleri kendisine yaşatacak kişi olarak çıkarılmışımdır onun karşısına? Bu döngüyü neden zorlama iyiliklerle bozayım ki?
ontolojik sancilarimin merhemi
hayat fikrini severken, yaşamak eyleminden hoşnut değilim. Hayal kırıklığı var. Herkes kendisi kadar eşsiz yaşıyor olmalı bu hissi. Geçenlerde biri ; sevmek çöle gömülü bir çiçeği sulamak gibi” demişti. Fakat çöl gölü diye bir şey varmış. Ben hiç görmedim. Güvende olarak, bir şeyleri yakıp yıkmayarak, anlaşma içinde, tatlı tatlı geçinip gidersek daha çok göremeyeceğiz bence.
indim derelerine
Açılan başlıklara bakıp ben de böyle tanımlı , bilgilendirici , faydalı başlıklar açayım diyorum.
Bakıyorum , düşünüyorum , sonra aklıma bir şey gelmiyor , öyle sessiZce mal mal bakıp gidiyorum.
Online olanlara bakıyorum , ben dahil 5 kişi görüyorum , sonra diyorum ki lan zaten yazdan altını kim dolduracak?
Ve bittabi iki laklak yapacak birileri var mı diyorum , nadiren gire çıka o da pek kalmamış.
Mahallede bütün çocukların tanıdığı ama hiç oynamadığı bebeler gibiyim ya la burada .
Neyse hiç yoktan iyidir.
kozmos
sikik bir ruh halindeyim affedersiniz. ne insanların sesini duymaya, yüzünü görmeye hevesim var. yaşamaya tahammülüm de yok. amına koyim şu an yazarken bile zorlanıyorum. içimde dışarı çıkmayı bekleyen odalar dolusu cümle var sanki. ben ben olmak istemiyorum artık amına koyim ya. cidden istemiyorum. bir tuzluk olayım, ne bileyim avize falan olayım. ben artık ben olmayayım. amına koyim böyle çaresizliğin.
poor
uzun zamandır duygusal bir boşluktayım. her zaman romantik ilişkilere yakın birisi oldum. hayatımın çok çalkantılı bir döneminde olmam veya böyle bir dönemi atlatmam söz konusu değilken romantik bir ilişki isteyip istemediğime bile emin değilim. onca zamandır duygusal ilişkiler için zaman harcayan ben değilim sanki.

duygusal olarak bir şey hissedememe durumu bir süredir var. hayatımdaki tek böyle göze çarpan duygu öfke uzun zamandır. öfkelenmemek için çaba sarf ediyorum ama kendime, çevreme, davranışlara, olaylara, şansa ve öfkelenmeme öfkeleniyorum.

tek baskın duygu öfke olunca bir de çok 'siktir çeken' bir insan oldum. allah affetsin yakında sik gibi kalacağım. sosyal medya hesaplarından, telefon rehberinden bile büyük kazıklar yediğim, kırıldığım veya sebepsiz olarak sevemediğim insanları silemezdim kırmamak adına. veya sevmememe rağmen işi düşünce yazan tiplere cevap verir, yardımcı olmaya çalışırdım.

bakıyorum dalyarak dalyarak bir şey mi yazmış veya fotoğrafını görünce suratını görmek sinirime mi dokunuyor. siliveriyorum. bir iki defa mesaj da aldım. önce "ya kuzenim silmiş." diyordum ama şimdi "sarhoşum ayağına götürmeye çalıştığını bilmiyoruz sanki pezevenk. iki yüzlü buluyorum seni ve suratını görmek sinirimi bozuyor. ruh sağlığıma yatırım yaptım." falan demeye başladım. bu işin sonu bok olmaz umarım.

ahahaha. ya herkeste var mı böyle tipler bilmiyorum ama sevgiye aç kaldıkça gelen, böyle yorulunca konuşmak isteyen ve aniden "özledim." yazan yavşaklar. bir zamanlar sevgili olma umuduyla konuşulup flört sürecinde kopmuş olduklarınız falan işte. ama hani aniden belirir, yeniden flört etmeye çalışır. ve yeniden kaybolur. bunlardan birisine ses etmiyordum. sebebini de bilmiyorum. sanırım "kırmamak" adına. döngünün farkında olduğumu, aniden ortadan kaybolacağını, bizden bir yol olmayacağını falan söyledim. kedi gibi yine sırnaşmaya çalıştı. sonra yine teptim. bastı, gitti. çok keyif aldım. ses etmediğim için gerizakalı sanılmışım yav resmen.

bu duygulardan uzaklaşma hali başlarda hoşuma gitti açıkçası. eskiden kendini tutamayıp ağlayanlardandım. haklıyken bile haksız olurdum. kendime 'sinirlenirdim' bu yüzden. bundan kurtulmak çok hoşuma gitti ama mesela çevremde hemcinslerimden özellikle seni kendime böyle yakın buluyorum, şöyle iyisin dediklerinde "ya amk ben niye bulamıyorum acaba insanları kendime yakın? hepsi işte iletişim kurduğumuz sıradan insanlar. tamam belki biraz yakın ama abartıyorlar mı lan acaba?" derken buluyorum kendi kendime. sonra yavşak yavşak "bnd cnm bnd sni svyrm." deyiveriyorum yakın görmediğim ama kanka sınıfına girdiğim kızlara.
monster degree
Her olayın, her davranışın, her kişinin, her anın ihtimallerini kafamda o kadar yoğun şekilde sıralıyor ve onlarla o kadar zaman kaybediyorum ki çoğu zaman özü hiç yakalayamadan geçip gittiğim bile oluyor.

Bundan sonra mottom hâline getirmeye çalıştığım düşünce "Bir şey tarafımdan görülmediyse ya da duyulmadıysa yoktur, hiç var olmamıştır.". Şimdilik el kadar, gözleri bile açılmadı. Bakalım hasta etmeden büyütüp adını da 'motto can' koyabilecek miyim.
8 /