cumali ceber

morton feldman
Ulan ünlüyüm şimdi. Beni izleyen çok salak var. Kendimi gerizekalı gibi gösterdim gerçekten gerizekalı olan herkes izlemeye başladı beni. Napsam lan? Slime? Yok yaa. Trendlerde gördü o işe girdi derler şimdi. Anama öldüm şakası? Yok yok. Haaa duuurrrr. Buldum
daledi yodg
Hoşaf seven bir ülkede, sınava soksan barajı zor geçecek bir adamın yaptığı filmimsi. "Bu ülkeye gerçekten çok yazık arkadaşlar, gerçekten çok yazık" dedirten cinsten.
bbdog
15-20 yıl sonra çok kötü cerrahlar, mimarlar, manavlar arasında kaldığımızda , bir an düşünüp " ne oldu lan bize böyle" sorusunun cevaplarından biri olan karakter.
mia
milletin mizah anlayışının sıçmak, osurmak, bok, otuz bir gibi sözcüklere indiğini kanıtlayan, film demeye dilimin dönmediği para israfı. üstelik de fragmanda bile nişantaşı üniversitesi denen bataklığın reklamını da yaptılar ya, başka bir şey demiyorum.

bunu izleyen, izleyip de gülen katıksız beyinsizdir, kusura da bakın!
ihtiras limani
Fragmanını izledim, insan ancak sıçabildiği yerde mutludur gibi bir şey söylüyor, buna benzer bir şeydi. Sonda da buna dair yazacağım.

Bu gibi filmler sebep değil sonuçtur. Söylenecek çok şey var ama ben ümidimi uzun zaman önce yitirdiğimden bir şey diyemiyorum. YouTube, Vine gibi mecralarda neler olup bittiğini ergen kardeşim vesilesiyle az buçuk bildiğim için çok doğal bir durum bu.

Birincisi, hala daha sinemaya yedinci sanat gözüyle bakıp ve Türk sineması'nı bir topluluk gibi düşünüp eleştirenler var, bu insanlar için bu bir sinema filmi değil. Bu bir video, uzun Vine, YouTube videolarının daha fazla emek verilip sinemada izleneni. Kamera falan farklı. Sinema kültürü yeni nesil için bizimki gibi değil.

İkincisi, bu ülkede bu Cumali karakteri gibi babası abisi arkadaşı olan yuzbinlerce belki milyonlarca insan var. Eskiden sinema endüstri olarak belli bir kitlenin etrafında dönerdi ve bu kitle de o rezil haline rağmen biraz olsun kalite çıtası koyardı. E şimdi bu adam bu kitleye de sen ben gibi izleyiciye de mahkum değil, neden üzerinde baskı hissetsin, neden olmadığı gibi biri gibi davransın ?

Gelelim su içine sıçma meselesine. Bu ülkenin insanının önemli bir bölümü, bir şeyleri bir yerleri terörize etmekten çok hoşlanır. Yıkmayı, zarar vermeyi sever. Hiçbiri birbirine saygı duymaz. Eğitimliden nefret eder. Gittiği ortamın bayağılaşmasını, enseye şaplak göte parmak olmasını ister. Bir yerlerde fazla bir güzellik varsa onu yıkmak, kırmak, üzerine yazı yazmak ister.

Bu yüzden YouTube videolarında yorumlarda Türkler muhakkak birbirine küfreder, sürekli bir saldırganlık hâli vardır. Birbirlerine sayğı duymazlar, öne çıkandan nefret ederler, çok öne çıkarsa taparlar.

Huzurlu bir yerde gürültü patırtı çıkarmayı severler, sakin bir Avrupa şehrinin sakın tramvayında taşkınlık çıkarmaktan habis bir zevk alırlar. Aynısını sarhoş Avrupalılar da yapar, onlar rahatlıktan yaparken bizimkiler zarar verme dürtüsüyle yapar.

Parka gider çiçekleri yolar, küfredene güler, sıçmak çok komik bir olaydır.

Bu yüzden bu film sonun başlangıcı gibi bir şey benim gözümde, maalesef. Eski türk toplumu anlayışı ile düşünmeseniz iyi olur. Orta vadede, belki bir toparlanma olabilir bilmiyorum. Birkaç jenerasyon gerekli gibi.

Bu tip bayağı, iğrenç komedi filmleri Hollywood'da da çekiliyor. Zenci komedileri özellikle, seviye yerlerde çok filmleri var. Ama çok ileri de var. Bizde o iyi de yok ve bu tip filmler çeşit olmaktan çok toplumun ana omurgasının favori filmi falan oluyor. Hey yavrum hey.
olacak o kadar
esasında bu filmin, bu kadar izlenilmesine sasirilmasina sasiriyorum.

buna gidenler aptaldir, salaktir da demem. öyle bir hakkım ve haddim yok. malzememiz ve kumasimiz bu. maalesef öyle kötü bir dönüşüm geçiriyor ki memleket, açık hava sinemalarında pür dikkat ve bi' nebze de eleştirel açıdan izlenen filmlerden avm sinemalarında, balgam atılan sahnelere kahkaha atar olduk.

söz konusu filmin yapımcısını, yonetmenini, senaristini artık her ne ise işte... ciddi manada tebrik ediyorum. sonuçta karşıda bir tüketici ve tezgahın öbür tarafında ise bir üretici var. üretici, güzel mi güzel sosyolojik bir tespitle, arz-talep dengesini doğru kurmuş. sanat kimin icinmis? siz karar verin artık bundan sonrasına.

şurada azıcık değinmiştik zaten;
(bkz:bir zamanlar anadolu'da)
hunyadi
recep ivedik'ten daha kötüsü olamaz diyordum. oluyormuş. önlenemez bir zeka geriliği artışı var toplumumuzda demekki.

düzenleme: yazım
icgqhs
film kültürü gerçek anlamda oturmayacak galiba, o kadar garip şeyler beğeniliyor ve izleniyor ki...
sanırım arz talep, bu tarz sokak ağzı filmlerin ortaya çıkmasına ya da çalıntı senaryoların oluşmasına neden oluyor...

recep ivedik o kadar rekor kırmasa belki bu scorp, vine vs. yerlerdeki fenomenler birleşip böyle bir şey yapmazdı.
tuvalette yapılan şeyi o kadar ağzına almış ki, insanlarımız bunu hak etmiyor.
tanıtımı zaten çok aşikar kaliteden ya da bir estetikten uzak olduğunu belli ediyor. ne demeli ki?
insanlar normalde sokakta o kelimeleri duysalar çocuklarını kaçırırlar o ortamdan ya da duymasını istemezler. ama gel gör ki filmler rekor kırıyor...

beyefendi bir kimliğe özendirecekleri yerde insanları tam aksi mağaradan dün çıkmışcasına tipleri sevdirmeye, sempatik göstermeye çalışıyorlar.
sonra insanımız neden öküz? evet, bunları normal göstere göstere ya da insanlara bu kelimeleri normal gibi göstermeye devam ettiğiniz sürece maalesef böyle olacak.
frante
youtube kanalında 829 bin abonesi olduğuna göre ciddi sayıda izleyicisi olacaktır.

bu kişi youtube'de yorum yazmış: "filmi izleyen şöyledir böyledir diyen saygısızlar. beğenmiyorsan izleme arkadaşım." gibi.

bu filmi izleyenler maldır demiyorum. öyle düşünüyorum ama dile getirmiyorum. toplum buna hazır değil. izleyici, belki ciddi sorunları olan biridir ve dertlerini saçma şeylerle uğraşarak bir süreliğine unutmak istemiştir, yanlış filme girmiştir ne bileyim. yanlış filme girmenin bu filmi bilinçli izlemekten daha az malca olduğunu düşünüyormuşum. ben de şimdi fark ettim.

cehalete, kalitesizliğe övgünün bir filmin konusu olması korkunç lan. nereden bakarsan bak.
monster degree
Mizahın 50 tonu!

Bir toplumun mizahını o toplumun zekâ seviyesi belirler ve evet, biz geri zekâlı bir toplum olma yolunda dört nala ilerliyoruz.

Hepimiz at değiliz ama tabii, aramızda kıyamam minyon tipli kardeşlerimiz de var.