Kimi gidişlerde gidenin gözü arkasında bıraktığı boşluktaki akislerdedir. bir zamanlar doldurduğu alandaki anlamı, önemi, gerekliliği veya fazlalığı rahatsız edecek derecede muğlaklaştığında gitme isteği olur. Gidişinin ardındaki boşlukta geride bıraktıklarının tepkilerinin yansımasını görmeye çalışır. Bazense sadece fanusun dışına çıkmak, nerede neyi doldurduğunu görmek ister, gidişin amacı budur.buradaki muğlaklığın olumsuz beklentilerin ağır bastığı bir bilinmezlik hali olduğunu da söylemek gerek. “ beni neden seviyorsun” sorusuna güzel cevaplar alacağını tahmin etmeyen biri, ki bu tahminin sebebi karşısındakinin duygusunu çok yoğun çok gerçek ve sıcak bulmasıdır, bu soruyu gözleri parlayarak sormaz. Tıpkı bunun gibi, “burada neyim” sorusuna alacağı veya bulacağı cevapların olumsuz olmayacağını düşünen biri de cevabı bulmak için gitmeyi seçmez.
Kimi gidişler yenilginin doğurduğu geri çekiliştir.burada gitmenin etken, kendine güvenen, kararlı ve yol çizici psikolojisi yoktur. Bulunduğu alanda istediği konumu elde etme elinde tutma mücadelesi başarıszlığa uğradığında, sönmesin diye uğraştığı ateş söndüğünde, elinde tutmaya çalıştığı ipler ellerini yeterince kanattığında, gitmesi için dürtenlere daha fazla direnemediğinde, kovulmuşluğa benzer bir gidiş olur. Başı dik değil boynu bükük bir gidiştir. Çoğu zaman sevilmemişin, istenmemişin kabullenişi budur.
Kimi gidişler ise bulunduğu alanda ölen bir ağacın olduğu yerde taşlaşması gibi olur.çok bencil bir gidiş hali. Bulunduğu alanı ölesiye doldurur, fakat çevresindekileri gitmeye zorlar. Bir zamanlar gölgesinde ferahlanan iken döker tüm yapraklarını. Ölür olduğu yerde, bir mezara tahammül edemeyenler de gider neticede.
Gitmek yabancılaşmanın aksiyona geçiş için gerekli aktivasyon enerjisini kazanmasıyla meydana gelir. Bulunduğu toprağa gömülü bir taş için kim gtmekten bahsedebilir ki ? sanki hep oradaymış gibi gelir insana.” Yerinde ağırdır” o mesela. Potansiyel, yüksektir. Kaldırırsanız altındaki canlılığı görürsünüz. Etrafı ile bütünleşme had safhadadır.Fakat yerinden edilmiş bir taş görürseniz, sanki dokunsanız uzaklara yuvarlanacak gibi, etrafı ile uyumsuzluğu ve yabancılığı had safhada, işte gitmek çok yeni bir “yerini bulmamışlık” veya “yerinden edilmişlik” içindir.
Belki de hep, bir kaya gibi sağlam gömüleceğimiz bir güvenli huzur arayışındandır gitmek.