#anket
istanbul için her ikisinin de boklu değnek olduğunu düşündüğüm bir karşılaştırmadır. ozan bingöl'e göre bu ülkede vergi rekortmenliği için sigara, telefon, araç gibi gereçlere sahip olmak gerekiyor. vergisi, sigortası, trafik stresi zartı zurtu derken toplu taşıma daha karlı gibi geliyor. toplu taşımada ise verdiğin paranın karşılığını alamıyorsun. dün (20 ekim 2019) benden yarım saat uzaktaki gaziosmanpaşa'ya gitmek istedim. otobüs 13.30 olmasına rağmen tıklım tıklım doluydu. ara ara “burada kendimi büyükbaş hayvan gibi hissediyorum, diğer insanlar da böyle hissediyor mu” diye sormadan edemiyorum. paranla rezil olmak bir dert, trafikte zaman kaybetmek bir dert, ne idüğü belirsiz insanlarla yolculuk etmek bir dert, hastalık kapmak ise ayrı bir dert. kısacası bu karşılaşmanın galibi bende yok.
başıma gelen bir hadise zinciri. şöyle ki 2018 aralık sonu iki tane muhabbet kuşu almıştık. birisi 15 günlük limon, diğeriyse 1 aylık kar topu'ydu. kar topu'ndaki limon'un yemek yemesinden tut da uçmasına kadar türlü zorlanalarına karşı abilik güdüsü, halı üzerinde denk geldiği saç telinden tut da diğer göze batan şeyleri toplaması, insan yüzüne insan gibi bakması gibi türlü türlü olayları vardı. limon ise uçmayı öğrendikten sonra asi bir kuş olup ikide bir abisiyle şakalaşır, saçma sapan hareketleriyle insanı deli etse de kendisini sevdirirdi. limon 2019 mayıs başı annemin çıkardığı pencere önünde kedinin kafese saldırması ve o korkuyla açılan kafes kapağından kaçtı. dışarıda onca aramama rağmen bulamamıştım. kar topu'nu bir ay kendisine getirmeye çalışmamdan bahsetmiyorum bile. kar topu tam toparlanmışken 2019 temmuz sonu bıraktığımız komşunun gece vakti oturdukları odada kendi kuşuyla birlikte salması sonrası arazi olması oldu. alışınca gidişleri insanlardan daha koyuyor denebilir.
(ön not: başlığı açan yazarın entry'sini neden sildiği merak konusu)
köklü interaktif sözlüklerden ekşi sözlük'te karşılaşılsaydı yerinde, zengin sözlük'te ise hasret duyulan bir tespit.
köklü interaktif sözlüklerden ekşi sözlük'te karşılaşılsaydı yerinde, zengin sözlük'te ise hasret duyulan bir tespit.
ilkokul zamanında düşündüğüm lise zamanlarındaysa üzerimden attığım soru cümlesi. şimdiyse sosyal medyada takip ettiğim hesapların bildirimlerini almak için RSS'den faydalanıyor, dakik göremesem bile gün sonunda okumaya çalışıyorum. Gönül isterdi ki aynı desteğin bu platformda da olmasını ama olmayınca daha doğrusu olması istenmeyince elden bir şey gelmiyor.
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 2019 yılının sonbahar mevsiminde siyasete atılacak partisinde olmaması gereken isimlerdir.
(bkz:Ahmet Davutoğlu)
(bkz:Bülent Arınç)
(bkz:Ahmet Davutoğlu)
(bkz:Bülent Arınç)
başıma gelmeyeceğini düşündüğüm bir olay. kendimi bildim bileli evliliğin adayı eşi geçtim flörtün adayı sevgiliyi bile bu yaşıma kadar edinmek istemedim. bu yaşımdan sonra da edineceğimi de sanmıyorum. diyelim ki sevgiliden öte eş olayına girdim. 'bu ortama ayırdığın zamanı bana niye ayırmıyorsun?' şeklinde bir tartışmaya gireceğim garantidir.
“ne amaçla dünya'ya geldiğini çözemeden öbürkü dünya'ya göçüp gidecek. (daha ölmedi)”
“Çaycı Hüseyin öldü mü?”
Ebeveynlerimin nasiplendiği, üstünden bir türlü atamadıkları bir eylem.
kendim için; birinin önerdikleri yerine sosyal medyada denk geldiğim yabancı ve anime dizilerini izleme, adobe illustrator ile acemi bir şekilde logoların proje dosyalarını çıkarma, yazı tipi paketlerine türkçeye has karakterlerin gliflerini hazırlama, şu anda 6 ay dört günlük olan muhabbet kuşum Kar Topu'yla oynama, başta kaktüs Rıfkı olmak üzere diğer çiçeklerle ilgilenme, sokakta denk geldiğim hayvanların ve bitkilerin fotoğraflarını çekme diyebilirim.
tel kadayıfı der geçerim. Ancak şöyle bir durum var. Tel kadayıfının şerbetinde kullanılan şekeri fazla kaçırmamakta fayda var. Aksi takdirde şerbet ve dondurma belli bir süre bulamaca ve şekeri aşırıya kaçırmaya neden olabilir.
Şu anda bilgisayar başında, sözlükteki avrupa yakası başlığı için logo tasarlıyorum. Logo tasarlaması sonrası başlık için döküman hazırlayacağım.
Daha önce Bleach anime dizisini izlerken dikkatimi çekmeyen, ancak bir yazarın açtığı Nothing Can Be Explained başlığıyla dolaylı yoldan keşfettiğim bir remiks. Orijinalinin verdiği umutsuzluğu, remiksi yapan yapımcı arkadaş harmanlamış. İnsanı dinlemeye teşvik ediyor.
Şu bilgisayarın başına oturunca kendime yığınla iş çıkarıp ders çalışmayı ihmal ediyorum. Üstün başarı.
Şarkı demeyelim de derleme.
İSMEK Fatih Dil Okulu'nda bugün katıldığım derste, dersin öğretmeni Serkan Bey'in -yanlış hatırlamıyorsam- komşul tümceciği üzerine bir örnek çözerken açtığı, Amerikalı rock grubu Linkin Park'ın 2003 yılında çıkardığı Meteora albümünde yer alan Numb şarkısının keman ve piyanoyla cover'landığı bir enstrümental. Dinlerken “Ben bu şarkıyı biliyorum” deyip şarkı sözlerini doğru dürüst olmayacak şekilde mırıldanmıştım. Sol üstte adını görünce kafamda şimşekler çakmış, rahmetli vokalist Chester Bennington'un intiharı aklıma gelmişti.
Her iki cins için de cinsel organ ve çevresi denebilir. Kendimi bildim bileli bu ülkede kadına karşı aşılamayan bir aşağılama, hor görme ve dibe sokma güdüsü var. Klişe laf olarak Cinsel açlığjn Afrikasıdır Türkiye” deyip mikrofonu bırakıyorum.
şu aralar kilo verme muhabbetim olmasaydı ramazan pidesi der geçerdim. şimdiyse birlikte yenen yemek demekle yetineceğim.
kimsenin uğramadığı, geçmişin izlerini taşıyan eşyaları barındıran ve kendi içinde bir grubun (haşerelerin) otoritesi altında hüküm süren bir zemin kat depo ya da çatı olurdu.
Aralarında olduğum kervan. Müslümanların kendi aralarında olan bir selamlaşma şeklini herkes Müslümanmış gibi düşünerek o Müslümanların selamlaşma şeklini yapmak nedense kısıtlı bir görüş.
zenginsozluk.com/foto
Anlaşılması zordur, ancak bir kere bağ kurdunuz mu sizinle her yere gelir, siz de onunla gidersiniz. Herhâlde omuz omuza deniyor buna.