#din

recep tayyip erdoğan

esdemirei
katıldığı 11. rize tanıtım günleri kapsamında yaptığı konuşmada “bırakalım sigarayı içelim rize çayı. bırakın bu mereti, kendi kendinize zarar veriyorsunuz” ile “inanın bu haramdır, diyanet işleri başkanımız da söyledi, 'haramdır' dedi. yabancı bir sigara şirketi türkiye'de yatırım yapacakmış, o yatırımı siz gidin başka bir yerde yapın. tek tip sigara paketi uygulamasına geçiyoruz, özendirici hiçbir unsura yer verilmeyecek” ifadelerini kullanan akp genel başkanı ve cumhurbaşkanı.

kaşını alan kızları gördüğünüzde yüreğiniz parçalanmıyor mu

esdemirei

Camide cemaate vaaz veren İhsan Şenocak adlı bir hocanın kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Kızların sokaktan pantolonla okula gittiğini gördüğünde için yüreğin parçalanıyor mu? 18 yaşında kaşını aldıran kızın o hâlde üniversiteye giderken yüreğin parçalanmıyorsa vallahi kıyamet günü cehennem seni parçalayacak.”

açık kızlarla direkt cehenneme mi gitmek istiyorsunuz

esdemirei

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto
Bir Twitter kullanıcısının attığı tweet'lerde (1, 2) geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Kapalı kızlar candır. Beyler, açık kızlarla birlikte direkt cehenneme mi gitmek istiyorsunuz? İnsanlar, göremediğine değer verir, gördüklerine ilgi duyar. Herkesin görebildiğini umursamazlar.”

Tweetlerin silinmesine karşı: 1 ve 2 (Archive.org)

allah bükemeyeceği demir yaratabilir mi

esdemirei
Başta İslam olmak üzere kısmi Hristiyanlık ve Yahudilik'in Tanrısı Allah'ın gücünün sınırını sorgulatma çelişkisi barındıran bir sorulardan biridir. Bana göre eğer Allah böyle bir demiri yaratabilirse bu yaratımı hâliyle bunu bükebilecek kendisinden başka Tanrıların olabileceğini, kendisinin nihai Tanrı olmadığını/olamayacağını, hâliyle de başka Tanrılardan birisi o demiri bükebilirse Allah'ın gücünü geri plana atacaktır. Yaratamazsa yine bu Allah'ın sınırını ortaya koyacaktır. Dine göre Allah'ın yaratımı insanların üretecekleri Allah tarafından çoktan kaderine işlenmiştir. Aynı kader anlayışı, Allah'a işlenmiş olamaz mı gibi bir çelişki ortaya çıkacaktır.

Türkiye'de İslam lideri hayalini kurarken şimdi insanımızı kaybettik

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
“Hevâlarını din diye dayatan, buyurgan beyanlarıyla 'Kadın da, aile de bizden sorulur' deyip fetva veren, kanun çıkartan, muhalif gördükleri hocaları susturan feminist, İslamcı kadınlar taifesi de bilmelidir ki köpük gider, su kalır, hayat biter, hesap başlar. İslam değişmedi, değişmeyecek” ifadelerini içeren tweet'i atan ilahiyatçı İhsan Şenocak'a attığı tweet'le cevap veren bir Twitter kullanıcısının kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Eskiden Türkiye'nin Alem-i İslam'ın lideri olacağını hayal eder dururduk. Şimdilerde ise ailenin çökmesi meselesini tartışır olduk. Dışarıyı İslamileştirelim derken içeriyi, aileyi ve anneyi kaybettik. Uyarıda bulunan hocalarımız ise maalesef ki suçlanır oldu.”

bayramda çocuklara şeker yerine kitap dağıtmak

esdemirei
Bahsi geçen olay, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Ahmetbey beldesinde beldenin belediye başkanı Mustafa Altıntaş'ın 4 Haziran 2019 tarihinde Pınarhisar ilçesindeki Sütlüce Köyü'nde düzenlenen şeker toplama etkinliğinde şeker yerine kitap dağıtması olayıdır. Bu dağıtımla ilgili Altıntaş “Sütlüce Köyümüzde yıllardır sürdürülen güzel bir gelenek olan şeker toplama etkinliğinde, biz de çocuklarımıza 200 kitap dağıttık” ifadelerini kullanmış. [K]

Açıkçası şeker gibi mideye zararlı bir abur cubur yerine zihni iyi şeylerle dolduran kitapların dağıtılması daha iyi olmuş.

diyanet ya özerk olmalı ya da devletin böyle bir kurumu olmamalı

esdemirei

Gazeteci Çağlar Cilara'nın resmi YouTube kanalı üzerinden düzenlediği Onuncu Köy programına katılan ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç'a “Kur'an'la aldatma kurumu olarak Diyanet İşleri Başkanlığını gösteriyorsunuz. Diyanet'in ne fonksiyonu var” sorusu üzerine verdiği cevapta söylediği ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Diyanet, verdiği fetvalarda sadece belli bir Kur'an yorumunu esas alıyor. Ve resmiyette Sünni, Hanefi, Maturidilik çizgisini temsil ettiğini söylese de verdiği fetvalara bakıyoruz ki büyük ölçüde Selefi, Eşari ve Vehhabi zihniyetini yansıtıyor. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında Diyanet İşleri Başkanlığı bütün dinsel yorumlara eşit mesafede bir kurum olma hürriyetinde değil. Laiklik ilkesi doğrultusunda faaliyet icra eden bir kurum olma hürriyetinden çok uzaklaşmış durumdadır. Ve 'daki bazı hükûmlerin hangi dönem, hangi siyasi iktidar varsa o iktidarın lehine olacak şekilde yorumluyor. Yani sırf bugüne has değil bu. Geçmişte de oldu. Geçmiş dönemlerde de siyasi iktidarın lehine hep yorumladı. Bu nedenle ya Diyanet özerk olmalı ya da devletin böyle bir kurumu olmamalı. Çünkü bu her hâlükârda Diyanet iktidarda kim varsa onun lehine faaliyet icra ediyor. Maalesef ki hutbeler, iktidar lehine ayarlanıyor, düzenleniyor.” (Videoda 28:15/29:35 arasında bu ifadeler geçiyor)

İfadenin geçtiği kesit için: Alternatif 1 (Streamable)

uçak yarım saat sonra kalksa bile eş sevişmelidir

esdemirei

FM TV'de Yasin Ahmetoğlu'nun sunduğu Dostane adlı programın 28 Kasım 2016 tarihinde yayınlanan 60'ıncı bölümünde Yasin Ahmetoğlu'nun “Beyimi/Hanımımı beraber olmak için çağırdığımda bazı zamanlar yanaşmıyor. Bu hususta vebali var mıdır?” sorusu üzerine Mehmet Akdemir'in kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: 'Kişinin eşi (hanımlar için) yolculuk yapacaklar. Hazırlanmışlar. Arabaya binip bir yerlere gidecekler. Örneğin hava limanına gidecekler. Yarım saat sonra kalkacaklar. Bu durumda dahi olsa beyi davet ettiği zaman beyinin davetine icabet etmesi lazım.' Bununla beraber eş kocasının rızası olmadan sırtını döndüğü zaman kocasının rızasını alıncaya kadar melekler o kadına lanet ediyorlar. Ülkemizde zinanı arttığı söyleniyor. Niçin? Eğer gerçekten hanımlar eşlerine istenilen şekilde sahip çıkarlarsa bir eş sağa sola bu şekilde bulaşmak istemez. 'Zaten benim evde helalim var. O bana yetiyor. Allah razı olsun' der. Kendini biraz olsun muhafaza etmeye çalışır. O şekilde yürür. Ama şöyle bir ortamda insanların, -özellikle bayanların-, son derece uygunsuz giyim kuşamda, kendilerini ortaya koymuş olduğu ortamda adam çalışıyor. Ne zor şartlarda helal rızkı eşinin önüne getirirken eğer eş bu hususta 'Yorgunum. Argınım. Uykusuzum', yok şöyle oldu, yok böyle oldu, 'Ben neler yapıyorum?' diyerek olayı yokuşa sürerek, bu şekilde beyini razı etmediği takdirde, bu sefer eşi tarafından tatmin olmayınca kendisini harama vuracak. Harama vurunca bu sefer Mevla Teala hazretleri aralarındaki merhameti, sevgiyi kaldıracak. Ondan sonra diyorlar ki 'Biz anlaşamıyoruz. Biz birbirimizi sevemiyoruz. Üzerimizde büyü mü var?' Büyü sende. Büyüyü bozmak sende. Adımını atarsan beyinin kalbini memnun edersen bütün büyü çözülür.”

Videonun teliften silinmesine karşı: Alternatif 1 (Streamable)
Videonun tam hâli için (Videoda 48:11.5/51:06.5 arasında geçiyor): YouTube

5 temmuz 2019 cuma hutbesi

esdemirei
2019 LGBTİ Onur Haftası kapsamında ülkemizde gerçekleştirilen faaliyetlere atıfta bulunulan “Neslin Korunması: Erdemli Bir Nesil, Huzurlu Bir Gelecek” başlıklı cuma hutbesidir.

Hutbenin tamamı şu şekildedir: “'Muhterem Müslümanlar. Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: 'Ey insanlar. Şüphesiz sizi bir erkek ile bir kadından yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız O'na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.' Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: 'Ey insanlar. Bu Zilhicce ayınızda, bu Mekke şehrinizde, bu Kurban Bayramı gününüz nasıl mukaddes ise kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da aynı şekilde mukaddestir.' Aziz Müminler. İnsan, Yüce Allah'ın takdir ettiği zamanda, O'nun nasip ettiği anne babadan ve yine O'nun tayin ettiği cinsiyet ile dünyaya gelir. İnsanın kadın ve erkek olmak üzere farklı cinsiyetlerde yaratılması, Allah'ın varlığının ve kudretinin belgelerinden biridir. Zira Hz. Adem ve Hz. Havva'dan beri kadın ve erkeği farklı yetenek ve üstünlüklerle donatan, onları birbirine eş kılan ve nesillerini çoğaltan Cenâb-ı Hak'tır. İnsanın kadın ve erkek olarak yaratılması Rabbimizin takdiri ve sünnetullahın bir gereği olup bünyesinde nice hikmetler barındırır. Kul olarak bize düşen, bu takdire hürmet etmek; her iki cinsiyete de saygı göstermek, aralarında adaleti ve merhameti tesis etmektir. Kıymetli Müslümanlar. Rabbimiz bizden yaratılış hikmetimize, insan olmanın haysiyet ve şerefine uygun bir hayat sürmemizi ister. Evlenerek bir yuva kurmamızı, imanlı ve sağlıklı nesiller yetiştirmemizi emreder. Neslimizi muhafaza etmek ve geleceğimize sahip çıkmak, mümin bir kul olarak hepimizin vazifesidir. Nesil güvenliği, en az can ve mal güvenliğimiz kadar değerlidir ve dokunulmazdır. İffet ve haysiyetimiz, helal dairesinde yaşama gayretimiz mukaddestir. Değerli Müminler. Hem kadının hem de erkeğin iffetini, saygınlığını ve haklarını korumaya yardım eden en değerli kurum ailedir. Aile hayatı, aramızda güven ve huzur bağları örer. Aileyi yok sayan ve aile yapısını bozan her türlü düşünce ve davranış, aslında toplumsal bağları hedef almaktadır. Bir toplumun geleceğine umutla bakabilmesi için, öncelikle evlenme çağına gelmiş genç kuşaklar, bir yuva kurarak meşru birlikteliklere özendirilmelidir. Zira aile, dünden bugüne insanoğlunun neslini sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmesi ve medenî bir hayat sürdürebilmesi için bahşedilmiş en eski ve en köklü ocak, en muhkem kaledir. Aziz Müslümanlar. Nikâh, Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle yapılan en kutlu sözleşmedir. Nikâh, kadın ve erkek için hem mutluluk hem de sorumluluk demektir. Evlilik dışı birliktelikler ve “cinsel özgürlük” adı altında gündemde tutulmaya çalışılan “serbest yaklaşımlar” ise kadının da erkeğin de saygınlığını ve haklarını korumaktan uzaktır. Meşru ve muteber bir nikâh olmadan yaşanan birliktelik, Allah tarafından haram kılınmıştır. Haramla yürünen yoldan hayır gelmez. Zira haram daima aldatıcıdır, yıkıcıdır; insan için zarar, toplum için ziyandır. Kıymetli Müslümanlar. Irkımızı, rengimizi ve ömrümüzü olduğu gibi cinsiyetimizi de Yüce Yaratan belirlemiştir. Fıtratın kodlarıyla oynamak, yaratılıştan gelen özellikleri değiştirmeye çalışmak sünnetullaha aykırıdır. Cinsiyete müdahale eden ve cinsiyetsizliğe davet eden çabalar sadece bireyin değil bütün bir neslin felaketini hazırlar. Cinsiyet seçimini kişisel bir özgürlük alanı gibi göstererek ilahi iradeyi yok saymak, haddi aşma ve kulluktan sapmadır. Tarih boyunca bütün inançlar bu tür anlayışları şiddetle reddetmiş ve lanetlemiştir. Muhterem Müminler. Milletleri ayakta tutan, dini ve ahlaki değerleridir. Bu değerler örselendiğinde toplumda çözülmeler başlar, geleceğimiz tehlikeye girer. Rabbimiz tarihte birçok kavmin vahye kulaklarını kapatmaları, ahlaki bozulmaları ve sapkınlıkları yüzünden helak olduğunu bizlere haber vermektedir. Kur'an-ı Kerim'de tertemiz fıtratlarını bozan kavmine Hz. Lut'un haykırışı şöyle anlatılır: 'Lut'u da peygamber gönderdik. Kavmine dedi ki: Sizden önce insanlardan hiçbirinin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz yoldan çıkmış bir topluluksunuz.' Aziz Müminler. Azgınlıkları ve haddi aşmaları sebebiyle helak edilen kavimlerden ibret alalım. Fıtratımıza uygun, nezih bir hayat yaşamaya gayret edelim. İnsanlık şeref ve haysiyetini canımız gibi aziz bilip koruyalım. Kadının ve erkeğin izzetini zedeleyebilecek aşırılıklardan ve çirkinliklerden uzak kalalım. Kız ve erkek çocuklarımıza hak ettikleri değeri ve özeni gösterelim. Sağlıklı bir nesil yetiştirmenin çocuklarımızı, gençlerimizi sapkın anlayışlara karşı eğitmek, bilinçlendirmek ve korumaktan geçtiğini, bu noktada hepimize sorumluluk düştüğünü unutmayalım.”

Hutbenin silinmesine karşı: Alternatif 1 (Archive.org)

eş cinsellik yaratılışa aykırı bir sapkınlıktır

esdemirei

Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından Konya'da 2-5 Temmuz 2019 tarihleri arasında düzenlenen İslam'a Karşı Küresel Meydan Okumalar Bağlamında Yeni Stratejiler konulu 8. Yurt Dışı Din Hizmetleri Konferansına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın 2019 LGBTİ Onur Haftası kapsamında ülkemizde gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Dünyanın çeşitli yerlerinde şimdi ülkemizde de yavaş yavaş olmaya başlayan, zaman zaman bazı kavramlar, organizasyonlar, cinsiyet eşitliği gibi sloganlar adı altında bir takım sapkınlıkların gündeme getirildiğini ve yaygara yapıldığını görmekteyiz. Aileyi tahrip eden, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan söz konusu propagandanın, özgürlük, onur gibi kavramlarla servis edilmesi bir algı operasyonu ve aldatmacadır. Anne olmayı devreden çıkaran bir kadın ve baba olmayı devreden çıkaran bir erkek tasavvuru, fıtrata, yaratılışa aykırı bir sapkınlıktır ve tarih boyunca bütün inançlar tarafından hem reddedilmiş, hem de lanetlenmiştir. Bu manada çocuklarımızı, ümmetin ve tüm insanlığın çocuklarını evrensel değerlerdir bunlar. Annelik ve babalıktan vazgeçen cinslerin birbiriyle evlenmelerine varıncaya kadar ileri götüren bu işi bütün insanlığın meselesidir, sadece Müslümanların meselesi değil. Bu yüzden çocuklarımızı, gençlerimizi sapkın anlayışlara karşı eğitmek, bilinçlendirmek ve korumak hepimizin vazifesidir.” (K)

2 temmuz 1993 sivas katliamı

esdemirei

Bahsi geçen olayla ilgili Aziz Nesin'le yapılan röportajda şu ifadeleri kullanmıştır: “O adamları yakmak mı gerekir? Bakın. Bir delik bulmuşlar. Oradan kaçmaya çalışıyorlar. Karşıda sakallı, ellerinde sopalı adamlar. Kadınlar, sabahlara kadar oynayan küçük, genç ve güzel kızlar 'Biz yanıyoruz' diyorlar. 'Orospular yanın' diyerek karşı geliyorlar. Bunlar Müslüman. Neyin Müslüman'ı? Hiçbir dinde böyle bir olay yoktur. Ve bunları mazur gören bir devlet adamı ve bakan bu dünyada yoktur. Bu bir alçaklık modelidir. Türkiye'de bir ildeki bir otelin içinde mahsur kalmış 60-70 insanı devletin kurtaramaması çok ilginç bir olaydır. Bu utancı duymuyorlar. Bütün devlet adamlarına söylüyorum. 'Şeriat isteriz' diyen insanlara tahkikat açtıklarını söylemeyip yazdırmıyorlar. Ama 'Aziz Nesin'in tahriki nedeniyle' diyorlar. Burada tahrik ön plana geçiyor. Orada yığınlarca insan 8,5 saat 'Şeriat isteriz' diye bağırdılar. Hiçbir bakan bunu dikkate almıyor. Arkadaşlar, Türkiye bir felakete gitmektedir. Ben bunu başıma bu olaylar geldi diye ilk kez söylemiyorum. Ben bunu yıllardır yazıyorum. Son kez de içimde bulunduğum, mensubu olduğum gazetede her gün baş makalede yazıyorum. Bu yığın 'Şeriat isteriz' diye bağırıyor. Ve devlet sesini çıkarmıyor. 'Aziz Nesin suçludur' diyor. Bu açık açık söylüyorum ki alçaklıktır. Bunu yazın, beni mahkûm etsinler. Bu adamlar için sözcüklerde hangisi layıksa onları söylemeniz gerekir. Basın olarak sizler de sorumlusunuz ve suçlu olacaksınız. Devlet adamı da, hükûmet adamı da, bakanı da, başbakanı da, cumhurbaşkanına da inandınız. Hepsi bu olayla ilgili yalan söyledi. Burada dikkat edilecek en önemli nokta, 'İslamlık istiyoruz. Şeriat istiyoruz' diye 8,5 saat gırtlakları patlayana kadar bağıran insanlardır.

evim yok diyen sigara içenlere posteri

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Sigara paketi için biçilen 15 TL'nin sigaraya harcanmak yerine biriktirilmesi hâlinde karşılaşılacak ve yapılacak şeyleri gösteren posterdir. Postere göre harcanacak para biriktirildiğinde 1 ayda 450 TL, 1 yılda 5 bin 400 TL, 10 yılda 54 bin TL, 20 yılda 108 bin TL ve 30 yılda 162 bin TL biriktirilebiliyormuş. Bu birikime göre 4 yıl içilmeyen sigara birikimiyle araba ya da 51 adet çeyrek altın alınırken umre-hacca gidilebiliyor, Afrika'da bir su kuyusu açtırılabiliyor ve dört yetime bakılabiliyormuş.

24 haziran 2019 cafer uzunkaya'nın tweet'i

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya'nın resmi Twitter hesabı üzerinden 24 Haziran 2019 tarihinde attığı, ancak daha sonra tepkiler yüzünden sildiği tweet'tir. Tweet'in tam hâli şu şekildedir: “İçimizdeki beyinsizler yüzünden sen bizleri helak etme Allah'ım. Hak ve hakikat namına, aziz milletim ve ülkem için ihlasla çalışanlar her daim kazanmakta. Riyakâr mütekebbirlerse (kibirlilerse) hiç kazanmadı ki. Artık başarısızlıkların müsebbipleriyle (sebepleriyle) çözüm ve çıkış yolları konuşulmasın.”

bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü

esdemirei
İYİ Parti Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Salim Ensarioğlu'nun AKPAKP İstanbul adayı Binali Yıldırım için kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Zillet, illet lafları nereden geldi biliyor musunuz? Erdoğan bu kelimeleri ilk kez, Kürt meselesinde kullandı ve 'Defolup Kürdistan'a gitsinler' dedi. Şimdi bunlar hiç olmamış gibi Kürtlerin üzerinde bir oyun oynanıyor. Kürtlerin 3 milyon oyu var, bunun bir milyonu CHP'ye oy veriyor. Şimdi Binali Yıldırım geliyor Kürdistan diyor, hani bir laf var ya 'Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?' Aynen öyle."

Kaynaklar:
1- Yeniçağ Gazetesi: “Yıldırım'ın Kürt açılımı ters tepti” (19 Haziran 2019)

140journos'un dedim dedim inanmadınız videosu

esdemirei

Türkiye'yi anlamak üzerine belgesel üreten 140journos'un 18 Haziran 2019 tarihinde resmi YouTube hesabı üzerinden “Dedim Dedim İnanmadınız” başlığıyla “Yakın siyasi tarihin kara kutularından, eski müftü ve Refah Partisi milletvekili Hasan Mezarcı, 2000 yılında Reha Muhtar'ın canlı yayınında 'mesih' olduğunu ilan ettikten sonra inzivaya çekildiği Düzce'de havarileriyle kıyamet gününü bekliyor” açıklamasıyla yayınladığı videodur.
-33 /