#tv

ardinal

esdemirei

Yerli film Organize İşler'in kurgusal karakteri Müslüm Duralmaz'ın replik olarak kullandığı bir hormonun adı. Filmde repliğin geçtiği sahneden kesit şu şekildedir: “Şimdi sizin kafanızda iki soru işareti var. Bir: dayak nedir? İki: neden atılır? Sıradan bir dayakta iki şey yükselir: Bir: korku, iki: ardinal. Ardinal bir hormon. Dayağa karşı arzuyu artırıyor. Biz bunu istemiyoruz. Biz istiyoruz ki kabahatinizi hatırlayın. Sıradan dayağa örnek: sıradan dayak. Yaratıcı dayağa örnek: öğretmenlerimizin cetvelle bize vurması. Bu unutulur mu? Benim o dağda, bayırda oynanan golfu getirmemin amacı bu. Koy Tiger. Ya bu golf, böyle sesli bir ortamda oynanan bir spor mu? Daha konuşalım böyle. Daha da konuşalım. Anlatalım. Beş numarayı ver. Nargül. Şunu yanağını bana döndür. Yanağını döndür (ki) yeni bir şey deneyeceğim.”

140journos'un dedim dedim inanmadınız videosu

esdemirei

Türkiye'yi anlamak üzerine belgesel üreten 140journos'un 18 Haziran 2019 tarihinde resmi YouTube hesabı üzerinden “Dedim Dedim İnanmadınız” başlığıyla “Yakın siyasi tarihin kara kutularından, eski müftü ve Refah Partisi milletvekili Hasan Mezarcı, 2000 yılında Reha Muhtar'ın canlı yayınında 'mesih' olduğunu ilan ettikten sonra inzivaya çekildiği Düzce'de havarileriyle kıyamet gününü bekliyor” açıklamasıyla yayınladığı videodur.

140journos'un esenler otogarı videosu

esdemirei

Türkiye'yi anlamak üzerine belgesel üreten 140journos'un 15 Haziran 2019 tarihinde resmi YouTube hesabı üzerinden “Esenler Otogar: Alt Kat” başlığıyla “1994'te bir mega proje olarak büyük hayallerle açılışı yapılan esenler otogarı'nın alt katlarında bugün bir istanbul distopyası yaşanıyor. istanbul'a ayak basan hemen herkesin ilk durağı olan otogarın en ücra köşelerine doğru ilerliyoruz” açıklamasıyla yayınladığı videodur.

seni boşluğa bırakıyorum

esdemirei

Yerli durum komedi televizyon dizisi Avrupa Yakası'nda geçen ve diyaloğa son nokta koyduktan sonra bırakılabilecek bir diyalog kesiti. Diyaloğun tamamı şu şekildedir:
+ Ya istemiyorum, Makbule. Ben elimi yüzümü yıkamadan hiçbir şey yemem.
- Olsun. Az bir tat, bak. Hakikaten öyle güzel olmuş ki. Bak, bak, bak.
+ Ya istemiyorum, Makbule. Allah'ım ya. Akşam yemekte yerim ya.
- Ama hatırım için ye. Hatırım için.
+ Ya istemiyorum. Makbule. Vallahi ağız burun gireceğim sana. Kafa atayım mı sana? Allah'ım ya rabbim ya. Niye böyle sürekli ısrar, ısrar, ısrar Makbule ya.
- Niye bana bu kadar kızdınız ki şimdi?
+ Çocuk gibi hareketlerin var, Makbule. Böyle beni afakanlar basıyor.
- Tamam, şimdi. Ben yerim. Aa, mis gibi pilav.
+ Ye. Oh, mis gibi. Oh, ye, şiş. Balon gibi ol ve sonra havalan. Git buradan. Ben de sana buradan güle güle desem.
- Nasıl yani?
+ Seni boşluğa bırakıyorum.

beyaz tv

esdemirei

Ankara'nın Beypazarı ilçesindeki mezarlığın durumunu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a bağlayan bir kadın muhabire sahip bir yerel televizyon kanalı. “Mezarlık perişan hâlde, otlar yanmış” diyerek mikrofon uzatan muhabire “Mezarlıktaki otları Mansur Yavaş mı yapmış? Beyaz TV'nin kime nasıl haber yaptığını çok iyi biliyoruz. Neden Melih Gökçek zamanında yayınlanmıyordu da şimdi yayınlanıyor? Beyaz TV, Beypazarı'nı şimdi mi düşünür oldu?” ifadelerini kullanan vatandaş sayesinde olay yerinden uzaklaşıyor.

bir aile hikayesi

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Yapımcılığını MEDYAPIM'ın, yönetmenliği Merve Girgin'in, senaryosunu Deniz Madanoğlu'nun üstlendiği 9 Mart 2019 ve 01 Haziran 2019 tarihleri arasında FOX yerli televizyon kanalında yayınlanan 12 bölümlük dram türündeki bir yerli televizyon dizisi. Dizinin uyarlaması, Amerikan komedi ve dram televizyon dizisi This İs Us'tan yapılmıştır. Dizide Songül Öden, Celil Nalçakan, Birkan Sokullu, Olgun Toker, Elçin Afacan, İrem Sak, Alper Saldıran, Ali Seçkiner Alıcı, Serkan Ercan ve Seren Şirince adlı oyuncular rol almıştır. MEDYAPIM'a göre dizinin özeti şu şekildedir: Cem (Celil Nalçakan) çok sevdiği karısı Reyhan'la (Songül Öden) doğum gününü kutlamaya hazırlanırken, Reyhan'ın aniden doğum sancısı tutar. Riskli bir doğum olmasına rağmen, son ana kadar her şeyin yolunda gideceğine ve üçüzleri kucaklarına alacaklarına inanırlar. Ancak hayatın onlar için bambaşka bir planı vardır. Beş yıldır büyük bir markanın reklam yüzü olan Berk'in (Birkan Sokullu) asıl hayali oyuncu olmaktır. Sonunda iyi bir filmde oynama şansı yakalar ancak yapımcısından izin alamaz. Şimdi önünde önemli bir yol ayrımı vardır. Ya her şey eskisi gibi devam edecek, ya da Berk özgürlüğü seçip bedelini ödeyecektir. Karısı ve çocuklarıyla huzur içinde yaşayan Mahur'un (Olgun Toker) bir sırrı vardır. Bir süredir biyolojik babasını bulmaya çalışmaktadır. İyi haberi doğum gününde alır. Ancak babasıyla tanıştığında öğreneceği gerçek onu büyük bir hayal kırıklığına uğratacaktır. Çocukluğundan beri başı kilolarıyla dertte olan Beste (Elçin Afacan), otuz beşinci doğum gününde yeni bir karar alır. Bugüne kadar hayatı umduğu gibi gitmemiştir ve artık dizginleri ele almanın vakti gelmiştir. Ne pahasına olursa olsun zayıflayacaktır. Hiçbir şey onu yolundan alıkoyamaz. Aşk dışında. Bu beş insanın başına ne gelirse gelsin, onların bildikleri bir şey var: Dünya'yı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.

Kaynaklar:
1- FOX: Bir Aile Hikâyesi/Bir Aile Hikayesi dizisinin afişi görücüye çıktı (05 Mart 2019)

5 haziran 2019 netflix türkiye'nin bayram videosu

esdemirei

Online dizi ve film platformu Netflix'in Türkiye'ye ait resmi sosyal medya hesapları (Facebook, Twitter, İnstagram) üzerinden “Nerede o eski bayramlar” açıklamasıyla paylaştığı videodur. Videoda bilim kurgu dizisi Black Mirror'un birinci sezon üçüncü bölümü The Entire History of You (Senin Tüm Geçmişin) içinde görülen re-do adlı hafıza implantlarıyla açıklamadaki klişe ifadeyi ananların eski bayramlarının yeniden yaşaması işlenmiş.

temizlik avcıları

esdemirei

zenginsozluk.com/foto

İngiliz yayın kanalı Channel 4 yayınlanan Obsessive Compulsive Cleaners'tan bir uyarlama olarak TLC Türkiye yayın kanalında 11 Mayıs 2019 tarihinde yayına giren bir program. Programda Kadir Ezildi, Arzu Nar Gül ve Hülya Yavuz Özseçen adlı üç obsesif temizlik hastası kişiden oluşan bir ekip temizlik adına bir şey barındırmayan evlere gidip evlere giderken yaptıkları temizlik sırasında güldürüyü ihmal etmeyen bir program sunuyorlar. Bu esnada ev hanımlarının faydalanabileceği basit temizlik yöntemleri sunarken Dyson marka süpürgelerin de sponsor reklamını yapmayı ihmal etmiyor.

iftiracıları vicdanlara ve allah'a havale ediyorum

esdemirei
Bahsi geçen ifadeyle ilgili gazeteci Mehmet Akif Ersoy 28 Mayıs 2019 tarihinde 'Ekrem İmamoğlu Ne Söyledi?' başlığıyla yayınladığı yazısını kaleme aldı.

Yazının tam hâli şu şekildedir: “Dün gece Millet İttifakı'nın CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu Habertürk ekranlarında Didem Arslan Yılmaz'ın konuğuydu. Biz de meslektaşlarım Deniz Zeyrek ve Nagehan Alçı ile birlikte kendisine pek çok konuya ilişkin sorular sorduk. Öncelikle, İstanbul gibi bir kentin belediye başkan adaylığı aynı zamanda politik bir pozisyondur. Buna talip olan kişinin memlekete ilişkin vizyonu, küresel meselelere nasıl baktığı, ne düşündüğü, gazeteciler ve vatandaşlar tarafından doğal olarak merak edilir. Londra'nın Müslüman belediye başkanına röportajlarında onlarca politik soru sorulduğu gibi, İstanbul adayına da her şey sorulabilir. Bu Binali Yıldırım için de Ekrem İmamoğlu için de böyledir. Dolayısıyla İmamoğlu'na; 'FETÖ, PKK, Avrupa'nın Türkiye perspektifi, S-400'ler, ABD-Türkiye ilişkileri, hatta Guaido mu Maduro mu?' diye sormak bile pek çok anlam iktifa eder. Sosyal medyada bunun üzerinden tartışma başlatan ve bizleri hedef alan paylaşımları anlamak zor. Sürekli basın özgürlüğünden bahsedip, sonra bir gazeteci soru sorduğunda 'Viyana Kuşatması'nı da sorsaydınız' diye istihza etmek, 'neden bu konulara girdiniz' baskısı yapmak, 'yandaş' diye yaftalamak ikiyüzlü bir tutum. Gazeteci sizin işinize geleni sorduğunda iyi güzel, diğer türlü 'sorunlu' oluyor. Sosyal medyadaki ahlaksızlıklara dikkat çekenler, önce sosyal medya ahlaksızlığından uzak durmalı. Kendimize yapılmasını istemediğimizi başkalarına yapa yapa duygudaşlık yoksunu bir memleket olacağız vesselam. Bu çerçevede biz de dün (27 Mayıs 2019) Sayın İmamoğlu'na Habertürk yayınında dilediğimiz gibi, merak ettiğimiz, düşündüğümüz şeyleri sorma fırsatı bulduk. Vakit kısıtlıydı, çok fazla farklı başlığımız da vardı, onları da yayın sonrası konuştuk. Sosyal medya bazen oldukça kirli bir alana dönüşüyor. Orada başlayan kirlilik süratli bir şekilde evlerimizi, sokak ve meydanlarımızı kuşatabiliyor. Şimdi, İmamoğlu yayınından daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi yemek menüsü üzerinden başlayan tartışmalar ve dün akşam kendisine sormuş olduğum 'terör örgütleri'ne dair sorunun, ulusal ve sosyal medyada bulduğu karşılık ve çarpıtılmış-yarım haberciliğin yaratmaya çalıştığı algıya ilişkin birkaç cümle edeceğim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki ilk mesai gününde mutfak personeli ile İmamoğlu arasında geçen 'menüde musakka var, size antrikot' diyaloğu, pek çok gazete, haber kanalı ve internet sitesinde 'kurgu, yalan, piyes' olarak lanse edilmeye çalışılmıştı. O gün Habertürk'te Nedir Ne Değildir programının canlı yayınındaydık. Bir konuğum İmamoğlu'nun bu videosunun 'kurgu' olduğunu iddia ettiğinde, tarafıma büyükşehir belediyesinde yöneticilik yapan AKP'li bir dostumdan gelen mesaj üzerine; 'İmamoğlu'nun mutfakta konuştuğu kişi, söylentinin aksine Beylikdüzü Belediyesi'nden getirilmiş biri değil; daha önce de büyükşehir belediyesi özel kalem mutfağında çalışan bir personel. İkili menü ve sonrasında talep edilen menü eşitliği meselesi de kurgu değil gerçek' açıklamasını yapmıştım. Günün sonunda, süreç boyunca 'AKP'li görünen' ve gerçek kişilerce yönetilmeyen sosyal medya hesaplarınca ve dahi gerçek kişi ve basın kurumlarınca yapılan pek çok haberin 'sözü özden ayrıştırarak ve gerçekliğin çok uzağına taşıyarak' yapıldığı, yazıldığı ve yayıldığı anlaşıldı. Gerçeğinden çarpıtılarak yapılan haberlerin bir seçim propagandası aracı olamayacağının-olmaması gerektiğinin tecrübe edilmesi gerekirken, benzer bir ikinci durum da dün akşam gerçekleşen programda tekrarlandı. İmamoğlu, 'PKK'ya FETÖ'ye ve özellikle yabancı basının Türkiye ve İstanbul seçimleri üzerinden tartıştığı meselelere ilişkin bir mesajınız olur mu?' soruma karşılık: 'Ne olabilir ki, gelin Türkiye'yi hep beraber yönetelim. Sayın Cumhurbaşkanı, sayın 24 Haziran'da yetki alan AKP'li yetkililer…' diye yanıt verirken 'Gelin Türkiye'yi hep beraber yönetelim' çağrısını esasında 'Cumhurbaşkanı ve AKP yöneticilerine' yapıyordu. İmamoğlu'nun cümleye girişi, yayın sırasında beni de şaşırttı. 'Acaba yanlış mı anladı?' diye müdahale edip; 'FETÖ-PKK' diye araya girmek üzereydim ki, tamamladığında; soruyu doğru anladığı, cevaben de; 'tüm terör örgütlerine karşı Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte omuz omuza mücadele edelim' dediği ortaya çıktı. Herkesin bildiği eski bir fıkradır: Bektaşi'ye "Neden namaz kılmıyorsun?" diye sormuşlar, "Allah Kur'an'da namaza yaklaşmayın buyuruyor" demiş. Dün gece biz, tam da böyle bir fıkra yaşadık. Yayın esnasında ve sonrasında telefonuma gelen yüzlerce mesaj ve gönderi, bazı troll hesapların bu konuşmayı yarısında keserek, İmamoğlu sanki FETÖ ve PKK'ya 'Gelin Türkiye'yi birlikte yönetelim' demiş gibi paylaşmaya başladı. Sosyal medya kesmedi, haber siteleri ve bazı 'gazeteci' dostlarımız da işin aslını hiç araştırmadan gelen video üzerinden haberler, paylaşımlar yaptı. Bir defa bu durum, öncelikle o yayını yöneten moderatör arkadaşımıza ve bizlere hakarettir. Orada oturan hiç kimse, 'Türkiye'ye karşı ihanet içerisinde olanları, ülkemizde terör eylemi yapanları destekleyecek' bir açıklama karşısında sessiz kalmaz. İmamoğlu'nu farklı şekilde eleştirmek, çelişkilerini tespit etmek, gerçek veri ve sebeplerle ifadelerine şerh düşmek mümkünken, böylesine yanlış bir yöntemle bunları paylaşmanın, AKP'ye negatif yansımaları oluyor. Bu hareketler belki bir-iki gün puan kazandırmış gibi görünebilir. Ama hakikat ortaya çıktığında, bunu yapanlar da sessiz kalanlar da vicdanlarda mahkum olur. Zira İmamoğlu ve ekibi, konuşmanın tamamını paylaştığında ve gerçekte ne olduğu gün yüzüne çıktığında, yaklaşık 12 saatlik bu çirkin çabanın aslında karşılığı olmayan-toplumsal olarak da karşılık bulmaması gereken bir durum olduğu anlaşılıyor. AKP'nin, seçim kampanyası sürecinde hakikatsiz ithamlarla ve troll hesaplarla süreci yöneten kişilerle ilişkisini kesmesi ve parti imajını korumak adına, lehine zannedilen asılsız haberlerin aleyhine dönmesine müsaade etmemesi gerekiyor. Aksi halde, yanıltılmaya ve bir tarafa çekiştirilmeye çalışılan toplum er ya da geç hakikatle yüzleştiğinde, ilk olarak kendisini çekiştiren tarafın güvenilirliğinden şüpheye düşecek ve hatta bu kez inandığı diğer doğruların da yalan olabilme ihtimali üzerine düşünecektir.”

şimdi israfı anlatacağım

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Bahsi geçen ifadenin geçtiği olayla ilgili CNN TÜRK Kurumsal İletişim'in resmi Twitter hesabı üzerinden 21 Mayıs 2019 tarihinde “13 Mayıs 2019'da Tarafsız Bölge programında Sayın Binali Yıldırım 1 saat 18 dakika 40 saniye konuşmuştur. 20 Mayıs 2019'da Sayın Ekrem İmamoğlu'nun konuk olduğu program 1 saat 25 dakika sürmüştür. Kamuoyunun bilgisine sunulur.” açıklamalı bir tweet atılmış, sosyal medyadan tepki toplamıştır.

imamoğlu'nun doğruluk mu cesaret mi oynaması

esdemirei

TV100 televizyon kanalında 18 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanan Uykusuzlar Kulübü'ne katılan CHP İBB Adayı Ekrem İmamoğlu, Okan Bayülgen'in isteği üzerine “Doğruluk mu Cesaret mi?” oyununa katılmış, ilk turda doğruluk oyununda “Proje misiniz?” sorusunu kendi anılarından bahsederek cevaplamış, ikinci turda cesaret oyununda oyun havası oynayarak keyifli izlenimler bırakmıştır.
2 /