palu ailesi

Ortada büyük bir dram var fakat bunu netflix ile karikatürize etmek nasıl bir aklın ürünüdür anlamış değilim. Ne zaman bu kadar acımasızca ortada bir kaç cinayet; çocuk istismarı, tecavüz ve işkencenin olduğu bir vakayla dalga geçmeye başladınız yahu! Yazık.

Sosyal medyada o kadar çok görüldü ve yazıldı ki, okumamak için resmen savaştım.
Bir çılgınlık haberini daha kaldırmıyor gönlüm!
Neler döndü kim bilir serhat!

Film gibi hayata sahip aile, filmi çıksa tutar belki de Oscar adayı olur kim bilir ?!

ben ki televizyon izleme ve kitap okuma dışında pek iş yapmayan biri olarak olaya fransız kalmışım. yarın müge anlı'nın reitingin şişireyim bari.
gerçi konu hakkında hiçbir bilgim olmadığı gibi, olmasını da istediğim pek söylenemez.
son 20 yılda mı bu ülkenin çivisi çıktı yoksa çivi hep çıkık mıydı?

canlı yayında tutuklanmasını yazıyoooor!

değişik bir (bkz:tür)

kemal kılıçdaroğlu'nun tuncer enişteyi bir an evvel siyasete sokmasını öneriyorum. tam da kılıçdaroğlu'nun sağ seçmene yaranmak için aradığı adaydır kendisi. bir kere dua falan biliyor. allah kitap ağzından düşmüyor. chp'deki bir çok siyasetçiden daha sağlam bir retoriği var. chp'li bir çok siyasetçi de halka tek ayak üzerinde 40 yalan söylüyorlar fakat bu tuncer bari yalan söylemeyi başarabiliyor.

kılıçdaroğlu'nu bu muhteşem atılımı gerçekleştirmekten alıkoyacak tek şey, tuncer'in ondan kırk, elli kat daha zeki olması ve bir gün kendisine rakip olmasıdır. gerçekten de bu tuncer, ilkokul mezunu değil de haspel kader bir tahsil görseydi, şimdi bir çok güçlü politikacımız nalbant falan olurdu.

programların birinde yayına ailenin kayıp torunu bağlandı. çocuğun ismi recep tayyip. bu çocuk, ailesinin kendisine yaptığı kötülükleri açık seçik anlattı. bu çocuk yayında konuşurken bütün aile "yalan söylüyorsun recep tayyip, yalancısın sen recep tayyip" diye höykürüyordu.
o an içimde yayının emniyet güçlerimiz basılıp bu garabet ailenin toplanıp götürüleceğine dair büyük umut doğmuştu.

Bugün yine çok şükür sosyal medyadan gördüğüm her alanda okumadan geçtiğim aile, hiçbir şeyden bu kadar kaçmamıştım galiba.
Azmettim, öğrenmeyeceğim neler döndüğünü!

ileride sineması çıkartılır ise hiç şaşmam. Hala merak ediyorum neler olduğunu.

bugün komplike bir hayvan belgeseli izliyormuşçasına izlemeye devam ettiğim toplumsal vakaadır. bu çapsızlıkta, karizmasızlıkta ve cehalette bir enişte tarafından bu kadar çok dolandırılabilen yurdum insanı adına utandım. bir alman atasözü, insanları kandırmak, onları iknaa etmekten daha kolaydır der. insanlığın en çıplak dramını ve zavallığını yansıtan sahih bir sözdür bu.

olayların şakaya alınacak hiç bir yanı yok. dramdan ibret çıkartılacak onlarca yanı var. enişte tuncer ağır hasta. bu tür hastalıktaki insanlardan aramızda on binlercesi dolaşıyor. bunlarda doğuştan gelen insanları manüpile etme yeteneği var. enişte tuncer bu insanların ilkokul mezunu olanlarından. zaten yüksek ihtisas yapanları dünya üzerinde hep karşımıza başarılı politikacılar olarak çıkar. toplum kendisini zihinsel ve yazık ki bireysel olarak bu tür insanlardan korumayı öğrenmeli.

olayın dramatik boyutlarından biri de, bu enişte tuncer'in lokal arkadaşı mıdır, kiracısı mıdır bir herifle arasında geçen diyalog. bu herif, tuncer'i makdül meryem'i ağaca bağladığını gördüğüne dair evlatları üzerine yemin etmekte. doğru da söylediğine eminim. ama olayı iç aile hesaplaşması olarak gördüğünden mütevellit polis çağırmıyor.

bir de müge anlı yandaşlık kepazeliği var ortada. bu olaylar daha önce defalarca emniyet güçlerine intikal etmiş. fakat emniyet güçleri çok da bir tedbir almamış. müge anlı bunun üzerine kapatmak için mide bulandırıcı taktiklere baş vuruyor.