"eskiden olsaydı, tuzlu düşler anımsardım ağzımda eriyip yok olan tadını güneşin alevin ipekle savaşını, saçlarının altından akan ırmaklarda yıkandığım sabahları anımsardım tenine dokundukça bıçak sırtı bir nefeste susan felç olan sözleri hatırlardım.."
''.. o kadar çok ki ölümüz ve o kadar çok ki kızıl güneş önünde setler ve o kadar çok ki çarpık kabuklu başlar ve o kadar çok ki öpücüklerimizi engelleyenler ve o kadar çok ki unutmak istediklerim..''
“ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum! çünkü bu, seni seviyorumun içine nal salmak demektir ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur. oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim” –Ah Muhsin Ünlü
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!