avni

balık hafızaların hafızasını azıcık tazeleyelim. 17/25 aralık bombası patladığında baş itirafçının "ne isteniz de vermedik" diyerek ağladığı; yine "baş işbirlikçi"sinin malum düzmece davaların savcısıyım, avukatıyım diyerek böbürlendiği örgüt. bunu yaratanlar birgün kendilerini de yutacağını hesap edememiş olabilirler. çünkü zeka kapasiteleri o kadar. ne var ki hep birlikte yarattıkları bu yapının kendilerini kandırdığını söylemek zavallıktan da beterdir. diğer taraftan devleti yönetenlerin bu yapı tarafından kandırıldığına inanmak bildiğin koyunluk.

ne örgütmüş mına koyum ya. amerikan "yargış"ları bile onun mensubu. hatta cia, fbi, mi5 ,mossad, kgb el atmadıkları istihbarat da yok. bi tek mit sağlam çıktı galiba.

he he hdp'ye oy verenlerin hepsi pyd'li pkk'lı, chpliler başta "kılışdaroğlu" olmak üzere fetö örgüt mensubu diye ifade vermiş zatı alileri.

fetöcüymüş.
tayyeepçi olmayan herkesi fetöcü olduğu sanan sözüm ona yeni nesil türkiye cumhuriyeti milliyetçisine göre türk düşmanı.
ulan adam götünü kurtarma derdinde. nasıl yapsam daha az ceza yesem telaşında.
can derdinden, adil yargılanma derdinden kendi ülkesine bile güvenmiyor. tüm suçlarını itiraf ediyor.
bu basit adamdan kendine pay çıkarmak uğruna bugün ondan daha basit duruma düşenler gün gelecek bunun hesabını verecek. kendilerinden tahsil edilemese de sülale boyu bu hesap takip edilecek.

yazıldığı dört değil on dört hatunu fırıldak gibi çevirenleri ayniyle vaki. fırıldak olanların kabahati yok elbette. gücün, paranın ve o gücü, parayı zorunlu kılan koşulların suç. hoş bir durum değil lakin adamlığın geçer akçe olduğu zamanlar eskide kalmış. eski derken eskici değilim hakiki eskiyim.

en ilkelinden en modernine tüm canlılar aleminin su götürmez gerçeği. eşeyli üreyen, türünün devamını hedefleyen, üremek için karşı cinse muhtaç olan bütün canlılar aleminde böyledir. bu minvalde türümüzde de dişiler güçsüz olanı tercih etmez sadece durumuna üzülebilir, acıyabilir. hatta dost tavsiyesi de verebilir. bu pejmurde halinle beni üzdün, başkalarını da üzme kendine mali açıdan çeki düzen vermeden hemcinslerime yaklaşma.
hasılı gen bencildir aga ötesi yok.

samimi olmayan bu beyanata hala inanan koyunlar olabilir. 1950'den beri soruyordunuz, hala soruyorsunuz, yarın yine soracaksınız. evet doğru olan beyanat. olması gereken beyanat. lakin sen ve senin gibiler onlara sormadan sıçmaya bile gidemezsiniz. bir an için gittiğinizi varsayıyorum. ne mi olur? kan alırlar. çünkü en başında onlara teslim oluyorsunuz.

dünkü bu saatler.

tam da yavuz hırsıza yakışan söz. herkesin bedel ödeyeceği zaman gelecek orası ayrı tabi ki.

türkiye cumhuriyeti tarihinde rüşvet alan ne ilk ne de son "muhafazakar demokrat" siyasetçidir.

şakıdıkları en çok çalıyor ama çalışıyorcuların zoruna gitmiştir. "ne istedin de vermedik ey zarrab" yerse.

aynı gezegenin oksijenini soluduğumuz türdeşlerimizin yani insan türünün yüzde doksan dokuzundan fazlası yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum.yaklaşık bir ifade ile dünyanın en zengin 10.0000.000 (on milyon) kişisinin serveti neredeyse geri kalan 6.990.000.000 (altı milyar dokuz yüz doksan milyon)ın yoksulluğuna eşit. bunun adı adaletse, bunun adı adil paylaşmaksa oksijen paylaşmakta eşitiz evet ancak diğer dünya nimetlerini paylaşmak konusunda hiç de iyimser görünmüyor durum.
kısacası ülkemizde de durumun pek farklı olmadığını gösteren bu istatistiki veri pek şaşırtıcı değil. ne ki asgari ücret 1400 tl. saat ücretleri ona keza.

melih cevdet anday şiiri.

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma
Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken bu dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma
Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.

yârin sesiyle başlar, yağmur sesinde yâr ile ıslanarak biter diyor turgut uyar.
ne yâr ama.
“Önce sesin gelir aklıma
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
Sonra cumartesi günleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.”

o malum eleştirisinin hakkını vermekle ne kadar övünse azdır. ancak eleştirirken insanların şevkini kırmamayı da öğrenmesi gerek. tebrikler bu arada.
zengin sözlük yazarlarından gelenler sorumlusu yapılabilir pekala.

turgut uyarcası şöyle bir şey:

Ayrılıklardan
“Böyle sessiz ayrılıklarda
Her şey önceden belli olur
En güzel zamanında, aşkın ve hayatın
İnsan deli olur…”

ortak noktaları öküz olan iki özel veya tüzel kişiliğin öküzün mevta olmasıyla ortaklıklarının bozulmasını anlatan deyim. bu deyim rahmetli dedemle büyük amcamı hatırlatır hep bana. gerçi onların ortak noktası at idi. ortak aldıkları at ölünce büyük amcam dedeme demiş ""artık ortak değiliz. bir öküze ya da ata veya eşeğe bağlı ortaklıklara güvenmeyin derim. bi de bakmayın öyle ben tren değilim. ha siz trenseniz öküzlüğüme verin. seviyorum trene bakmayı.

bizim gündüzü yaşadığımız saatlerde "aman sabahlar olmasın" diyerek gecenin köründe bir yerlerden paylaşıyor olabilir pekala. dünya yusyuvarlak olmasa da burada gecenin ilk saatleriyken bilmem nerde sabahın körü olabiliyor nitekim. güney yarıkürede de bahar bitiyor yaz geliyor hatırlatırım.

her şey bir yana satranç ustalarının hepsinin ıq ölçümleri ortalamanın oldukça üzerindedir.
örneğin:
Judit Polgar, ( IQ -170) satrançta Grandmaster rütbesini elde etmiştir. bir diğer ıq canavarı tüm zamanların en iyi satrançısı sayılan Gary Kasparov'u (IQ-194) yendiği için IQ değeri ölçüldü ve şaşırtmadı.

sıradan bir akp seçmeni türkiye eşittir akp o da eşittir erdoğan yanılgısında olduğu için kendilerine karşı olan her şeyi türkiye'ye karşı olarak görüyorlar. erdoğan dolayısıyla akp'ye karşı olan bu durumun türkiye'ye karşı görülmesi ve dahi gösterilmesi bu çarpık mantığın ürününden başka bir şey değil. durumun vehametinin farkında olanların lahana yerken kıtır kıtır sapına gelince melemeleri de bu yüzden.
hülasa herkes türkiye'ye karşı bi tek akpliler değil.

akp'ye oy verdiğini gizlemeyen sıradan insanların canı gönülden inandığı iddia. sorsan zarrab kimdir? diyor ebru gündeş'in kocası adam gibi adam... her toplum layık olduğu gibi yönetilir denirken kastedilen bu sanırım. ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin.

Arapça kökdeşleri olan "bukra" "sabah erken", "bakir" "turfanda", "bakara(t") "sığır yavrusu, dana", bakra(t) "tosun, makara" anlamlarındadır.
benzer şekilde ibranice bəkūr, akatça bukru "ilk doğan evlat, yavru", aramice/süryanice bakārā "turfanda meyve, ilk ürün". anlamlarındadır.
bugün türkçede kullandığımız bakir ve bakirede aynı kökten ancak anlamı oldukça farklı.

sözcük köken olarak bugün türkçede anladığımızdan çok daha farklı olarak "erken olgunlaşan meyve, sebze" anlamına gelir. aynı şekilde dişili bakire de.
(bkz:bakara)

3.978 ile rekor kırması yastık altındaki ve ayakkabı kutularındaki dolarların bittiğini gösterir. şahsen malum şahsın yurt dışında naylon hesaplarda dolar hesabı olanlara çemkirmesini bekliyorum artık. "eyyy dolar şaşırma sabrımızı taşırma" der belki de.

sahibinin sadece beylere hoş geldiniz dediği mekan. kadınlara yasak sanırım ya da kadınlar tuvaleti yok. bilemedim.