confessions

esdemirei

2. nesil Düzeltmen - becerikli

  1. toplam entry 1278
  2. takipçi 6
  3. puan 12030

dark (dizi)

esdemirei
Dizinin hikâyesi Nielsen, Kahnwald, Doppler, Tiedemann ailelerinin 1920, 1953, 1986 ve 2019 yıllarında bağlantı kurarak gelişmektedir. Dizi her ne kadar Netflix izleyicileri tarafından abartılsa da öyle abartılacak bir yapıya sahip değildir. Sakin bir kafayla izlenilmeli, yavaş ilerleyen hikâyesine soğuk kanlılıkla yaklaşılması gerekmektedir. Kahnwald ailesinin kaderi Nielsen ailesine bağlanması da ayrı bir olaydır.

140journos'un 15 temmuz videosu

esdemirei

Türkiye'yi anlamak üzerine belgesel üreten 140journos'un 21 Temmuz 2018 tarihinde resmi YouTube hesabı üzerinden “Teşebbüs: 15 Temmuz Askeri Darbe Girişimi” başlığıyla “Bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz. Bu çılgınlığı yapanlar en ağır şekilde bedelini ödeyecektir. Ucunda ölüm dahi olsa gereken her şeyi yapacağız” açıklamasıyla yayınladığı videodur.

intihar etmek

esdemirei
çevremdeki insanların normal yaşayışlarını, amaçlarını ve hedeflerini ve bu manzara karşısında kendimin yaptıklarını görünce son zamanlarda içten içe istediğim durum. Aslında kendi canıma kıymak istemiyorum. Mesela zehirlensem diyorum. Ya da bana araba çarpsa. Bir sağlık sorunum ortaya çıksa ve bu ölümcül olsa. Tepeme bir şey düşse ve beni zemine ıysa. Bunlar daha rastgele ve daha acımasız geliyor.

savcı sayan

esdemirei
Resmi Twitter hesabı üzerinden attığı 3 Aralık 2013 tarihli “Sayın Bülent Arınç'ın açıklamalarından sonra AKP cemaat kavgasından oy devşirmek isteyenlerin hayali suya düştü. İktidar umudu, başka bahara kaldı” tweet'iyle 1 Şubat 2014 tarihli “Deniz Baykal'ın kaseti için cemaat hükûmetin işi, hükûmet cemaatin işi diyor. (Dönemin) Başbakan(ı) bir açıklasa da hepimiz rahatlasak” tweet'ini Kaç Saat Oldu adlı bir Twitter kullanıcısı tarafından paylaşılması üzerine silen AKP'li Ağrı Belediye Başkanı.

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto

12 temmuz 2019 ferit barış parlak'ın köşe yazısı

esdemirei
Dünya Gazetesi yazarı Ferit Barış Parlak'ın 12 Temmuz 2019 tarihinde yayınladığı “Belediye Başkan Adayını İlanla Arayabilmek” başlıklı köşe yazısını özetleyen başlıktır. Yazının tam hâli şu şekildedir: İtalya'nın Parma şehrinde üretilen Parmesan'ın ihracatı 1,5 milyar euroyu aşmış. Fransa'nın Roquefort kasabasında üretilen Rokfor'un ihracatı 2 milyar eoruya yaklaşmış. İsviçre'nin Gravyer ve Emmental'in ihracatları 2 milyar euroyu aşmış. Her üçü de yöresel ürün. Bizim otlu peynir, küflü peynir, örgü peyniri, ezine peyniri, Adıyaman'ın sert küp peyniri, Kars Gravyer Peyniri'i, Erzincan ve İzmir tulum peyniri; Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay'ın yöresel peynirleri gibi yaklaşık 110 çeşit peynirimizden elde ettiğimiz ihracat geliri mi? Parmesan ve Rokfor'dan elde edilen gelirin yüzde 2'si değil. (1) Geçtiğimiz hafta Almanya'nın Düsseldorf kentinde Henkel'in fabrikasını ziyaret ettik. Giderken bindiğimiz taksinin şoförü Türk olunca, Almanya ekonomisinin durumunu da sordu. Şöyle cevapladı: 'Bu bölge, ekonomisi güçlü bir bölge. Geçtiğimiz yıl belediye başkanlığı seçimleri vardı. Ve aday çıkmadı. Çıkmayınca ilanlarla 'belediye başkan adayı' arandı. İnsanlar, çalıştığında; sistem gereği, bir taksi şoförü dahi bir belediye başkanından çok daha fazla kazanabildiği için, bu olay birçok bölgede yaşandı.' Henkel'de gördüklerimizde bize sistemin ne olduğunu anlattı. Öncelikle, engelleri olmayan, hedefe odaklanmış insanlar gördük. Ar-Ge ile geliştirilen yeni yapıştırıcıların gücünü test ettik. Akıllı telefonların yüzde 70'inde ve her araçta 17 kg Henkel yapıştırıcısı kullanıldığını, yeni geliştirilen ürünlerle bu ağırlıkların düşeceğini öğrendik. Her yıl yeni doğan 15 milyon bebeğin bu yapıştırıcılarla imal edilmiş bezi kullandığını ve 2018 toplam satışlarının 9,4 milyar euroya ulaştığı bilgilerini aldık. Dünya pazarına hâkim olmalarına rağmen, müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek adına Ar-Ge bölümünü her geçen gün çok daha güçlendirdiklerine, son 10 yılın sunumuyla yerinde şahit olduk. (2) Kısacası siyaseti gündemden uzaklaştıranlar; üretmeye, geliştirmeye, eğitime, büyümeye, kalkınmaya, refaha daha yakınlaşıyor. Sistemin getirisi olan bu avantajlarla işine odaklanabiliyor ve peynirinden yapıştırıcısına kadar tüm ürünlerini kaliteli üretip/pazarlayıp dünya pazarlarına hâkim olabiliyor. (3)”

gökhan özoğuz'un 15 temmuz posterleri için eleştirisi

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Athena grubunun solisti Gökhan Özoğuz'un 15 Temmuz 2016 Türkiye Darbe Girişiminin 1. yıl dönümü için kamuoyuna servis edilen posterle ilgili resmi Twitter hesabı üzerinden 13 Temmuz 2019 tarihinde attığı tweet'te yaptığı eleştiridir. Tweet tam hâliyle şu şekildedir: “Bu çizimlerden nefret ediyorum. Çok yanlış. Olayı sanki bütün Türk askeri yapmış gibi hissettiriyor. Acaba bu Türk askeri olgusunun itibarını zedeler mi diye düşünmeden konması korkunç. Bu ülkeyi canı pahasına koruyan Türk askeridir. Bunlar derhâl yasaklansın.”

Bizi Erdoğan'la Tanıştırırsan Bir Hac Sevabı Da Sen Alırsın

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Eski AKP Gençlik Kolları Başkanı İsmail Karaosmanoğlu'nun bir tweet'inde geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Bizi Erdoğan'la tanıştırırsan bir hac sevabı da sen alırsın dediler. Cumhurbaşkanımız hacca gitmek için 7 bin km pedal çeviren kardeşlerimizi de kırmadı.”

Gelen Bulgar Selanik Dönmeleri ve Ermenileri Suriyelilerle Gönderelim

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Bahsi geçen ifadeyle ilgili Bal-Türk Genel Başkanı Ruşen Özcan, 11 Temmuz 2019 tarihli basın açıklamasında “AKP'nin Kocaeli'nin Başiskele İlçe Başkan Yardımcısı Süleyman Özkaraaslan'ın “1989'da gelen Bulgarları, 1950'de gelen Selanik dönmelerini, 100 bin kaçak Ermeni'yi Suriyelilerle birlikte gönderelim. Var mısınız çomarlar?” şeklindeki paylaşımı, kifayetsizliğin, çapsızlığın ve ciddiyetsizliğin kanıtıdır. Daha sonra bunu silip 'ben ironi yaptım', 'özür dilerim' demesi hiçbir anlam ifade etmez. Biz ne Bulgar'ız, ne de Ortodoks Hristiyanııyız. Müslüman Türk'üz, evlad-ı fatihanız. AKP yönetimini camiamızı rencide eden, bu densizlik karşısında, tavır göstermeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Gelen Bulgar Selanik Dönmeleri ve Ermenileri Suriyelilerle Gönderelim

esdemirei

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto
Bahsi geçen ifadeyle ilgili AKP Başiskele İlçe Başkanı Mustafa Koral Twitter hesabı üzerinden attığı tweet flood'unda “Başiskele İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Özkaraaslan'ın kendisine ait sosyal medya hesabından, bir başkasına ait sözleri paylaşmak yoluyla Muhacir kökenli vatandaşlarımızı rencide etmesinden büyük bir üzüntü duyduk. Söz konusu paylaşım maksadını aşmakla birlikte, kişiyi bağlayan bir paylaşım olmuş, partimizin görüş ve düşünceleriyle asla bağdaşmamıştır. Ben de anne ve babası Bosna doğumlu, Boşnak bir ailenin ferdi olarak, bu açıklamayı yapmayı kendime görev bilerek, şunu belirtmeliyim ki, Süleyman Özkaraaslan hakkında İl Başkanımız Sayın Mehmet Ellibeş'in talimatıyla disiplin süreci başlatılmıştır” ifadelerini kullandı.

Gelen Bulgar Selanik Dönmeleri ve Ermenileri Suriyelilerle Gönderelim

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
Bahsi geçen ifade yüzünden kamuoyundan tepki çeken AKP Başiskele İlçe Yöneticisi Süleyman Özkaraaslan 11 Temmuz 2019 tarihli bir gönderisinde “Kıymetli dostlarım, değerli arkadaşlar, sosyal medya üzerinden kendi sayfamda paylaşılan bir görselde bir yanlış anlaşılmaya mahal verebileceğini fark ettiğimden, bu açıklamayı yapmaya ihtiyaç duydum. Görseldeki yazıyı paylaşma amacım tamamen ironiden oluşmaktadır. Paylaşırken ki amacım ülkedeki tüm etnik kökenlerle birlikte rahat ve huzurlu yaşayabileceğimiz ve devletimizin büyüklüğüne atıfta bulunmaktı. Ancak gördüm ki bir haber sitesinde bu yanlış anlaşılarak, göçmenlerle ilgili düşüncemin, farklı algılanmasına sebep verebilecek şekildedir. Bunu tüm dostlarım arkadaşlarım bilir ki Bulgaristan muhaciri de, Yunanistan muhaciri de, Suriye muhaciri de benim gözümde birdir. Bu ülkede birlikte yaşamamızdan gurur ve onur duyuyorum. İnancım gereği bir insanı diğerinden ayırmam. Eğer bir yanlış anlamaya sebep olduysam da, tüm dostlarımdan, arkadaşlarımdan ve kamuoyundan özür dilerim” ifadelerini kullandı.

Gelen Bulgar Selanik Dönmeleri ve Ermenileri Suriyelilerle Gönderelim

esdemirei

zenginsozluk.com/foto
AKP Başiskele İlçe Yöneticisi Süleyman Özkaraaslan'ın 11 Temmuz 2019 tarihinde başkasının paylaştığı bir gönderiyi kendi Facebook hesabı üzerinden paylaştığı, anca tepkiler üzerine kaldırdığı paylaşımda geçen ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “1989'da gelen Bulgarları, 1950'de gelen Selanik dönmelerini, 100 bin kaçak Ermeni'yi Suriyelilerle birlikte gönderelim. Var mısınız çomarlar?”

16 temmuz 2017 yeliz koray'ın köşe yazısı

esdemirei
Eski Kocaeli Koz Gazetesi yazarı Yeliz Koray'ın 16 Temmuz 2017 tarihli Yerim Destanınızı başlıklı köşe yazısıdır. Yazı 15 Temmuz 2016 Türkiye Darbe Girişimini geçmiş savaşlarla kıyas yaparak eleştirmektir. Yazının tam hâli şu şekildedir: “1. Dünya Savaşı 4 yıl sürdü. Tekrar ediyorum 4 yıl. Yani 16 mevsim, 208 hafta, bin 460 gün. Kafkas, Kanal, Filistin-Suriye, Çanakkale, Hicaz-Yemen, Makedonya, Galiçya, Romanya Cepheleri açıldı. İtilaf Devletlerinin 42 milyon askerine karşı 2 milyon 850 bin kadardık. Kafkas Cephesi'nde SarıkamışRus ordusundan almak için savaştık. 90 bin asker donarak öldü. Doksan bin asker. Çünkü lojistik destek gelememişti. Zaten açlardı, üşüyerek, uykuya dalarak öldüler. Kimi anasını, kimi sevdiğini hayal ederek uykuya daldı. Bir daha uyanmadılar. Çanakkale Cephesi zafer kazanıldı ama bedeli 500 bin insanın ölümü oldu. 253 bini asker, gerisi sivildi. Tarihçiler, hastalıktan ölenlerin bu sayının iki katı olduğunu söyler. Bir de o dönem üç lisenin mezun veremediğini. Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri. Çünkü elleri silah tutuyordu, çocuklardı, dönmeyi düşünmemişlerdi. Dönemediler, tarihe 'meçhul çocuk asker' olarak geçtiler. Çoğunun ismi de mezarı da yok, Çanakkale'de yatıyorlar. Kurtuluş Savaşı, Doğu Cephesi'nde Ermenilerle Güney Cephesi'nde Fransızlarla savaştık. Doğu Anadolu Bölgesi tamamen kurtarıldı, TBMM resmen tanındı. Maraş, Urfa, Adana ve Sakarya'da zafer kazandık. Fransızları yurttan temizledik. Şehirlerimize; Gazi, Kahraman, Şanlı isimleri verdik. Batı Cephesi daha kanlıydı. 1. ve 2. İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya Savaşı yaşandı. Sakarya Savaşı, tarihe en çok subayın şehit olduğu savaş olarak girdi. İtalyanlar Muğla ve Antalya'dan çekildi. Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruz'u başlattı. Dumlupınar Meydan Muharebesi'nden sonra 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz ileri' dedi. Yunan ordusu İzmir'e kadar kovalandı, İzmir düşman işgalinden kurtarıldı. Batı Anadolu Bölgesi düşmandan tamamen temizlendi. Konferanslar, kongreler, ateşkesler, anlaşmalar. Kurtuluş Savaşı da 4 yıl sürdü. 16 mevsim, 208 hafta, bin 460 gün. Binlerce şehit verdik. O binlercenin yine iki katından fazlası bulaşıcı hastalıktan öldü. Yıllardır PKK'ya verilen şehitleri saymıyorum bile. Ve 15 Temmuz. 1 gün bile sürmedi. Tekrar ediyorum 24 saat bile değildi; 15 saat sürdü. Limana yanaşan düşman gemilerinden değil, sağ olsun Recep Tayyip Erdoğan'ın 'eniştesi'nden öğrendik. Ama hazırlıksız değildik. Mesela lojistik destek tamdı. Nedense 4 farklı noktada bekletilen uçaklar-helikopterler, 3G bağlantıları, televizyonlar, radyolar. Düşman bu kez ne İngiliz, ne Fransız, ne de Alman'dı. Bir zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, istedikleri her şey verilen 'muhterem hoca efendileri'ydi. Amaç devleti ele geçirmekti ama nedense birkaç tankla darbe yapmaya çıkmışlardı. Her şeyden habersiz, masum erlerle polisi ve vatandaşı karşı karşıya getirdiler. Kardeşi kardeşe kırdırdılar. Kurtuluş yine bizimkilerden; FETÖ'nun kumpas kurduğu Kemalist askerlerden geldi. Ve milletin direnişiyle birlikte darbe püskürtüldü. Sonuç 248 şehit, yüzlerce yaralı. Kısaca evladını beşikte bırakan Nene Hatunlar, kocasını toprağa verip cepheye koşan Kara Fatmalar, çocuk, yaşlı, kadın demeden Atamızın önderliğinde bizlere 19 Mayıs'ı, 23 Nisan'ı, 30 Ağustos'u, 29 Ekim'i bıraktılar. Amma geriye Sarıkamış'ta ölenler için 'halay' çektiğimiz anmalar, 'Yağmur yağıyor çocuklar üşümesin' diye yasaklanan 23 Nisan'lar, her sene hastalık bahanesiyle iptal edilen 19 Mayıs'lar ve güvenlik gerekçesiyle yasaklanan 30 Ağustos'lar kaldı. Velhasıl 'Elin tokadını yemeyen kendi tokadını yumruk sanırmış.' Tarihe altın harflerle yazılan onca zafer, binlerce şehit ve ders alınacak yüzlerce hikâye kalmışken darbenin araştırılmasını istemediğiniz meclis önergeleri, muhterem hoca efendinizi değil de masum askeri karşınıza alarak bastırdığınız afişler, bir türlü temizleyemediğiniz, kovalayamadığınız ve düşmandan kurtaramadığınız vatan varken size de hiçbir güvenlik gerekçesi göstermeden 1 hafta bayram yapmak komik gelmiyor mu? Gelmiyorsa yukarıdaki satırları tekrar okuyun beyler, bayanlar. Destan 3G ile yazılmaz.”

Yazının kaldırıldığı sitenin arşiv linki için: Archive.org
19 /