fatih terim'in futbolla ilişiğini kesmek için türkiye'nin eline geçen çok büyük bir fırsattı. ama türkiye fatih terim'i spordan uzaklaştırmak yerine maaşına zam yapılmasını ve isviçre'nin düşman ilan edilmesini tercih etti.
uzun vadede bedeline bakalım.
isviçre 2006 da dahil olmak üzere son 4 dünya kupasına katıldı. 3 tanesinde gruptan çıktı. 2006 dünya kupasında 4 maçta da gol yemedi. son yıllarda juventus, arsenal, borussia dortmund gibi top seviye takımlarda direkt ilk 11 oyuncusu olacak oyuncular yetiştirdiler. basel gibi son birkaç yılı saymazsan avrupa'nın en başa bela takımlarından birini ortaya çıkardılar. şimdi de young boys geliyor. şu anki milli takımlarında 25 kişilik kadroda 4 oyuncu hariç herkes yurt dışında oynuyor. öyle osuruktan takımlarda da değil çoğunluğu ve düzenli oynuyorlar. afrika kökenli çok sayıda futbolcuyu erken yaşlarda keşfedip milli takımlarına hazırlıyorlar.
2016'da isviçre teknik direktörü (bir dönem türkiye'de de görev yaptı) petkovic'in maaşı: 750 bin euro.
hemen sahte kabadayının yüceltildiği türkiye'ye bakalım.
son dünya kupası: 2002
top seviyelerde son yıllarda oynamış oyuncu sayısı: 2 (cengiz ve arda) şu anki milli takımda avrupa'da oynayanlardan 2 ya da 3 futbolcu takımlarında düzenli şans bulabiliyor. gerisi yedek ya da rotasyon.
2016'da adanalının maaşı: 3 milyon 500 bin euro.
isviçre'nin katıldığı son 4 dünya kupasından 3 tanesine katılamamamızın direkt sorumlusu: fatih terim.
bugün medyada şakşakçıları bitmeyen ve önüne kendini siper edenlerin bitmek tükenmek bilmediği kişi: fatih terim.
nasıl iyi mi böyle?
90'lı yıllardan bu yana hükümetler ve fetö başta olmak üzere türkiye'deki pek çok kurum/örgüt/kuruluş tarafından pişkinlik, yüzsüzlük, arsızlık katılan ve bunlar karakterine hiç çıkmayacak şekilde işlenen galatasaray taraftarının harun tekin'in beline arkadan uçarak diz atan donk'un, jailson'un 10 saniye kadar boğazını sıkan rodrigues'in cezasını çok bulduğu kararlar.
rakiplerinin arkadan boğazını sıkan serdar aziz, tekme ve yumruklar atan belhanda ve yumruk savuran maicon ise hiç ceza almadı.
ama galatasaray taraftarı yine mağdur olmuş.
bu kadar yüz verirsen bu halıya böyle sıçarlar.
fatih terim, hasan şaş başta olmak üzere 90'lı yıllardan bu yana bu karakterin ürünü olan her galatasaraylı çok acil, yarını falan beklemeden bugün spordan uzaklaştırılmalı. galatasaray'a da eşine ender rastlanan bir ceza -minimum 10 maç seyircisiz ve minimum 5 milyon tl para cezası- verilmelidir.
skrtel'i sokakta görse korkudan altına işeyecek fatih'in çocuğuna 7 maç ceza vermek futbola, insanlığa ihanettir.
rakiplerinin arkadan boğazını sıkan serdar aziz, tekme ve yumruklar atan belhanda ve yumruk savuran maicon ise hiç ceza almadı.
ama galatasaray taraftarı yine mağdur olmuş.
bu kadar yüz verirsen bu halıya böyle sıçarlar.
fatih terim, hasan şaş başta olmak üzere 90'lı yıllardan bu yana bu karakterin ürünü olan her galatasaraylı çok acil, yarını falan beklemeden bugün spordan uzaklaştırılmalı. galatasaray'a da eşine ender rastlanan bir ceza -minimum 10 maç seyircisiz ve minimum 5 milyon tl para cezası- verilmelidir.
skrtel'i sokakta görse korkudan altına işeyecek fatih'in çocuğuna 7 maç ceza vermek futbola, insanlığa ihanettir.
33 yaşındayım. işe gitmek üzere her gün 07:33'te uyanıyorum. enflasyon ve de yakıt fiyatlarının önlenemez yükselişine istinaden 6 aydır işe atla gidip geliyorum. bekarım. bulaşık makinemi hala tam olarak kullanmayı öğrenebilmiş değilim. elimde yıkıyorum her şeyi. az önce soğuk bulgur pilavı yedim.
şartlar bu iken ben mesela neden laçka, lakayıt ve de lalettayin takılamıyorum sözlükte?
şartlar bu iken ben mesela neden laçka, lakayıt ve de lalettayin takılamıyorum sözlükte?
eski yazarlara bi göz gezdireyim dedim de.. vay anam vay neler dönmüş serhat ya! bir kişi de gelip "frante ağabeyim şu kavganın ucundan tutuver" demedi.
yalnız ontolojik sancılar'ın "bizi şöyle rahatsız ediyorsun sözlükten mi soğutuyorsun napıyorsun seni çılgın" diye veryansın edip monster degree gittikten sonra 1 yılda 5 entry falan yazması müthiş olmuş gerçekten.
demek ki sorun o değilmiş. üzgüncük.
yalnız ontolojik sancılar'ın "bizi şöyle rahatsız ediyorsun sözlükten mi soğutuyorsun napıyorsun seni çılgın" diye veryansın edip monster degree gittikten sonra 1 yılda 5 entry falan yazması müthiş olmuş gerçekten.
demek ki sorun o değilmiş. üzgüncük.
tarihe kanlı 1 mayıs, 1 mayıs katliamı, kanlı pazar gibi isimlerle geçmiş; resmi rakamlara göre taksim'de 34 kişinin öldüğü, olaylar için büyük oranda mhp ve kontrgerillanın sorumlu tutulduğu tarih.
1 mayıs 1977 için yazılan şarkı.
grup yorum'un yorumu için doğukan kardeşe katılmamak mümkün değil. ismi doğukan olmasına rağmen solcu olmak için büyük bir savaş vermesi ise ayrıca takdir edilesi.
zenginsozluk.com/foto
grup yorum'un yorumu için doğukan kardeşe katılmamak mümkün değil. ismi doğukan olmasına rağmen solcu olmak için büyük bir savaş vermesi ise ayrıca takdir edilesi.
zenginsozluk.com/foto
510 milyon kilometrekarelik dünyada bir insanın başına gelebilecek en kötü ikinci şey. birincisi ise tahmin edileceği üzere ıslak halı taşımak. allah'tan çocuğum yok. müthiş travma olurdu.
yaklaşık 2 yıl boyunca belli aralıklarla şantiyelerden bir kısmında dolaylı olarak çalıştığım havalimanı. gelip giderken "burası bitmez" diyordum sürekli. bitirmişler.
her gidişimde birilerinin öldüğünü/yaralandığını duydum. "bu kadar riskli bir iş ise siz neden çalışıyorsunuz?" diye sorduklarım genelde işsizlikten, maaşların yüksekliğinden, kalacak yerlerinin bile olmadığından bahsediyordu. inanılmaz bir personel sirkülasyonu vardı zaten. yabana atılmayacak miktarda arap, gürcü de çalışıyordu şantiyelerde. hatta zaman zaman konuşup anlaşabileceğim birini bulmakta zorlanıyordum. o derece.
askerde o yaratığımsıları dahi yemiş pis boğaz bir insan olarak ben bile buradaki yemekhanelerin kokusu, pisliği ve yemeklerin kötülüğünden dolayı yemekhanede doğru düzgün yemek yemedim. ha şimdi diyeceksin ki "ulan adamlar ölmüş sen iki tas çorbanın peşindesin!!" öyle değil. buradaki çalışma şartlarının elle tutulur hiçbir tarafı yoktu. hiçbir insanın mecbur kalmadıkça çalışacağı bir yer değildi.
keskin bir doğal katliam da yaşandı havalimanı inşaatında. karadeniz'e uzanan köylerin çevresinde tıraşlanmış araziler, kaderine terk edilmiş köpekler.. korku filmi gibiydi. şimdi düşündükçe aklıma çakıyor teker teker. hani kimsenin ölmediğini bilsen ve bu tabloyu görsen dahi "yere batsın uçağı da dünyanın en büyük havalimanı da kapatın gidelim burayı" dersin.
konumu zaten istanbul'da yaşadığını iddia eden insanların yüzde doksanının gitmek istemeyeceği bir uzaklıkta.
çok tuhaf. bununla övünülmesi nasıl bir sirkin içinde yaşadığımızı gösteriyor. normal bir adalet düzeninde cumhurbaşkanı falan götürürdü şurada dönen işler.
her gidişimde birilerinin öldüğünü/yaralandığını duydum. "bu kadar riskli bir iş ise siz neden çalışıyorsunuz?" diye sorduklarım genelde işsizlikten, maaşların yüksekliğinden, kalacak yerlerinin bile olmadığından bahsediyordu. inanılmaz bir personel sirkülasyonu vardı zaten. yabana atılmayacak miktarda arap, gürcü de çalışıyordu şantiyelerde. hatta zaman zaman konuşup anlaşabileceğim birini bulmakta zorlanıyordum. o derece.
askerde o yaratığımsıları dahi yemiş pis boğaz bir insan olarak ben bile buradaki yemekhanelerin kokusu, pisliği ve yemeklerin kötülüğünden dolayı yemekhanede doğru düzgün yemek yemedim. ha şimdi diyeceksin ki "ulan adamlar ölmüş sen iki tas çorbanın peşindesin!!" öyle değil. buradaki çalışma şartlarının elle tutulur hiçbir tarafı yoktu. hiçbir insanın mecbur kalmadıkça çalışacağı bir yer değildi.
keskin bir doğal katliam da yaşandı havalimanı inşaatında. karadeniz'e uzanan köylerin çevresinde tıraşlanmış araziler, kaderine terk edilmiş köpekler.. korku filmi gibiydi. şimdi düşündükçe aklıma çakıyor teker teker. hani kimsenin ölmediğini bilsen ve bu tabloyu görsen dahi "yere batsın uçağı da dünyanın en büyük havalimanı da kapatın gidelim burayı" dersin.
konumu zaten istanbul'da yaşadığını iddia eden insanların yüzde doksanının gitmek istemeyeceği bir uzaklıkta.
çok tuhaf. bununla övünülmesi nasıl bir sirkin içinde yaşadığımızı gösteriyor. normal bir adalet düzeninde cumhurbaşkanı falan götürürdü şurada dönen işler.
doğal bir ısıtıcı.
bir sonbahar klasiği olarak, havaların da biraz erken soğumasını fırsat bilerek, daha önceden slav ahbaplarım vasıtasıyla edindiğim ne idüğü belirsiz vodka şişelerinden birini geçen hafta açtım. havalar feyk atıp yeniden ısınmaya başlayınca açılmış şişeye saygısızlık olmasın diye içmeye devam ediyorum. terledikçe soyundum, soyundukça terledim. çırılçıplak halde, duvara kiril alfabesiyle "ölümümden davul fırınlar sorumludur" yazıp veda etmeye hazırlanıyorum. baya baya ismail türüt'e çevirdi beni.
bir sonbahar klasiği olarak, havaların da biraz erken soğumasını fırsat bilerek, daha önceden slav ahbaplarım vasıtasıyla edindiğim ne idüğü belirsiz vodka şişelerinden birini geçen hafta açtım. havalar feyk atıp yeniden ısınmaya başlayınca açılmış şişeye saygısızlık olmasın diye içmeye devam ediyorum. terledikçe soyundum, soyundukça terledim. çırılçıplak halde, duvara kiril alfabesiyle "ölümümden davul fırınlar sorumludur" yazıp veda etmeye hazırlanıyorum. baya baya ismail türüt'e çevirdi beni.
okuduğum ilk dostoyevski kitabı. aslında cin ali, ayşe ile karga kardeşin maceraları, tayyip kömürlükte gibi çocuk kitapları sonrasında okuduğum ilk adamakıllı kitaptır.
kitap adamdı evet ama ben ergendim ve de kitap akıllıydı ama ben biraz alıktım sanırım ki kitabı okurken gaza gelip -ilham alıp- ilk aşk mektubumu yazmıştım. lisede boyumdan büyük cümlelerle dolu mektubu laaps diye vermiştim kızcağızın eline. iadeli taahhütlü. okumamıştı bile. hatta yırtmış ve yırtığını çöpe bile değil yere atmıştı. çöpe bile layık görmediği mektubum doğada çözünmüş bile olabilir, aradan öyle de uzun zaman geçti. şu an kızın ismini bile hatırlayamadığımı fark ettim. hiç elle tutulur bir tarafı olmayan tuhaf bir anı.
kitap adamdı evet ama ben ergendim ve de kitap akıllıydı ama ben biraz alıktım sanırım ki kitabı okurken gaza gelip -ilham alıp- ilk aşk mektubumu yazmıştım. lisede boyumdan büyük cümlelerle dolu mektubu laaps diye vermiştim kızcağızın eline. iadeli taahhütlü. okumamıştı bile. hatta yırtmış ve yırtığını çöpe bile değil yere atmıştı. çöpe bile layık görmediği mektubum doğada çözünmüş bile olabilir, aradan öyle de uzun zaman geçti. şu an kızın ismini bile hatırlayamadığımı fark ettim. hiç elle tutulur bir tarafı olmayan tuhaf bir anı.
en azından ben yokken sözlüğe girmemiş. kesin benden ötürüdür. helal olsun.
iyi de 9 takipçi nedir? araba için biriktirdiğin parayı takipçilere mi gömdün n'aptın?
iyi de 9 takipçi nedir? araba için biriktirdiğin parayı takipçilere mi gömdün n'aptın?
baktım, yeni gördüm.
reklamda oynayamam abim kızar ama kelime önerim var: lalettayin. çevremde cümle içinde kullanan hiç kimse yok şu sıralar. en son şarapçı edebiyat öğretmenimizden duymuştum. o zamandan beri kendi kendime kullanıyorum. çok yalnızım.
reklamda oynayamam abim kızar ama kelime önerim var: lalettayin. çevremde cümle içinde kullanan hiç kimse yok şu sıralar. en son şarapçı edebiyat öğretmenimizden duymuştum. o zamandan beri kendi kendime kullanıyorum. çok yalnızım.
daha fazla zaman harcamaya değmez. 2-3 aya kaybolup gider zaten.
hakkında yazılan sıradan bir övgü 8-10 artı, sıradan bir eleştiri 8-10 eksi oy alabilen radyo.
bu sözlüğün sahibi geçenlerde bu radyo için dandik dememi de nefret suçu olarak değerlendirmişti. komedi.
e niye sözlük açtınız ki? 5-6 arkadaş bi odaya toplanıp müzik dinleyebilirdiniz. insanları neden uğraştırıyorsunuz?
bu sözlüğün sahibi geçenlerde bu radyo için dandik dememi de nefret suçu olarak değerlendirmişti. komedi.
e niye sözlük açtınız ki? 5-6 arkadaş bi odaya toplanıp müzik dinleyebilirdiniz. insanları neden uğraştırıyorsunuz?
Konuşmayı ve yazmayı sevmemekle bir farkı yoktur. Okula gidip "Ben alfabeyi öğrenmek istemiyorum" demektir bu. E olabilir tabii. Pekala okumadan, yazmadan, konuşmadan da yaşanabilir.
Şiir sadece romantizm değildir, bununla özdeşleşmiş de değildir. Asıl hakimiyeti dil üzerinedir, duygu değil. Bunu aşkın yanına koyamazsın. Iyı bir şairin duygulanmis halini değil dil becerisini okuyorsun. üzerine kafa yormuyorsan aslında okuduğun şey şiir de değildir.
Pencereyle görmek arasında
Her zaman bir Aralık var
Öncesi ve sonrasında şiir daha yorucu hale geliyor, aklıma kilit kısmı geldi sadece. Buyur. Ikı mısra saatlerce dusundurebilir.
Şiir sadece romantizm değildir, bununla özdeşleşmiş de değildir. Asıl hakimiyeti dil üzerinedir, duygu değil. Bunu aşkın yanına koyamazsın. Iyı bir şairin duygulanmis halini değil dil becerisini okuyorsun. üzerine kafa yormuyorsan aslında okuduğun şey şiir de değildir.
Pencereyle görmek arasında
Her zaman bir Aralık var
Öncesi ve sonrasında şiir daha yorucu hale geliyor, aklıma kilit kısmı geldi sadece. Buyur. Ikı mısra saatlerce dusundurebilir.
Birkaç istisnai durum ve vicdansız İnsan ornegiyle yasaklanamayacak kadar kıymetli, anlamlı ve tarihi ulaşım aracı. At üstünde ülke ülke gezilen geçmiş de çok uzak değil. En fazla 200 yıl. O dönemde de şimdiki gibi eve kedi köpek alıp koynunda yatıran İnsan yok. Seviyorsan at seviyorsun işte. Kedinin götünü öpüp twitter'da hayvanseverlik şovu yapma dönemi değil. Atını yıkayıp besliyorsun, Önemli bir arkadaş.
İstanbul'daki Yeni havalimaninin inşaat sürecinde her hafta ortalama bir işçi hayatını kaybetti. Bizzat gidip gördüğüm için, orada çalışanlardan duyduğum için söylüyorum. Şu an bile can cekisenler olabilir. Haber bile olmuyorlar. Uçaklar mi yasaklansın Yoksa sorumluları mi cezalandirilsin? Ha bana kalırsa bir insan öleceğine uçaklar yasaklansın, sorumluları da ceza alsın.
İstanbul'daki Yeni havalimaninin inşaat sürecinde her hafta ortalama bir işçi hayatını kaybetti. Bizzat gidip gördüğüm için, orada çalışanlardan duyduğum için söylüyorum. Şu an bile can cekisenler olabilir. Haber bile olmuyorlar. Uçaklar mi yasaklansın Yoksa sorumluları mi cezalandirilsin? Ha bana kalırsa bir insan öleceğine uçaklar yasaklansın, sorumluları da ceza alsın.
Bazı günler telefonları odada bırakıp, mayo ve terlik eşliğinde sahile gidip, bi dalıp cikabildigim müthiş güzel bir şey. Bi adım ötesi sahile atla gitmek. Hedef 2023.
Duruma, yaşa göre değişir.
20-23 yaş kitap okumalı, sinemayı takip etmeli falan der ama aslında meme istiyordur. Fark etmez yani.
23-28 yaş önemli olan huy der ama aslında meme istiyordur.
28 üzeri meme istiyorsa meme der, karakterse karakter, kültürse kültür.
20-23 yaş kitap okumalı, sinemayı takip etmeli falan der ama aslında meme istiyordur. Fark etmez yani.
23-28 yaş önemli olan huy der ama aslında meme istiyordur.
28 üzeri meme istiyorsa meme der, karakterse karakter, kültürse kültür.
bedia akartürk'ün bir başka söylediği türkü.
burada 74 yaşında olması?
burada 74 yaşında olması?
izmir doğumlu halk müziği sanatçısı.
"İnanın, çok çalıştım. Radyo dışında kalan zamanımın çoğunu dört duvar arasında türkü çalışarak geçirdim. Bir uzun havaya 6 ay çalıştığımı bilirim. Ehemmiyet vermeden hiçbir türküyü okumadım."
"İnanın, çok çalıştım. Radyo dışında kalan zamanımın çoğunu dört duvar arasında türkü çalışarak geçirdim. Bir uzun havaya 6 ay çalıştığımı bilirim. Ehemmiyet vermeden hiçbir türküyü okumadım."
üç çeyrek.
yemek disiplini üst düzey olan bir ailede büyüdüm. yemek saatleri bellidir ve iştirak etmemenin cezası büyüktür. şu an babamın yanına yarım kilo otla gidip "sar da içek be kanka" demem, eve üç çeyrek kokoreç söylememden daha kolay görünüyor.
yemek disiplini üst düzey olan bir ailede büyüdüm. yemek saatleri bellidir ve iştirak etmemenin cezası büyüktür. şu an babamın yanına yarım kilo otla gidip "sar da içek be kanka" demem, eve üç çeyrek kokoreç söylememden daha kolay görünüyor.
istifa haberleri yayılıp, istifa durumunda tazminat alamayacağı konuşulmaya başlayınca "istifa etmedim ki. kovdular:p" diyen zat.
3.5 milyon euro hayırlı olsun. güle güle harca.
euro 2016 hazırlık maçları dahil son grup maçındaki iddiasız çek cumhuriyeti hariç eli yüzü düzgün bi takıma karşı galibiyeti yok. bir de demez mi dünya kupası hazırlıkları falan:)
3.5 milyon euro hayırlı olsun. güle güle harca.
euro 2016 hazırlık maçları dahil son grup maçındaki iddiasız çek cumhuriyeti hariç eli yüzü düzgün bi takıma karşı galibiyeti yok. bir de demez mi dünya kupası hazırlıkları falan:)
Yağmurdan ziyade dolunun hakim olduğu, firtinayla karışık gerçekleşen hadise.
En son Çanakkale'de böyle bir şey görmüştüm. Bugün de bana kız istemeye gidecektik. Babam Parmak arası terlikleri hazırlamış Neyse ki.
En son Çanakkale'de böyle bir şey görmüştüm. Bugün de bana kız istemeye gidecektik. Babam Parmak arası terlikleri hazırlamış Neyse ki.
Seri eksiciler birer birer dökülmüş. Olay mahalline geri dönmüşler.
#serieksicilertakiplesiyor
Yalnız iyi yağmur yağdı he :)
#serieksicilertakiplesiyor
Yalnız iyi yağmur yağdı he :)