confessions

gunese vurgun kardanadam

1. nesil Yazar - Tatlı

  1. toplam entry 39
  2. takipçi 4
  3. puan 3197

ön yargı

pemberuganayakkabi
İşin özünü bilmeden, anlamadan yorumlayarak peşin hüküm vermektir.

Benim de önyargılı insanlar hakkında önyargılarım var. Nasıl olurda insanları sadece dış görünüşüne, giyimine, saçına, başına bakarak onu bazı itici kelimelerle, hatta bazen bel altı kelimelerle yaftalayabiliyorlar? Hayret ediyorum.

öğretmenler odası

pemberuganayakkabi
Öğretmenlerin ders aralarında toplandığı odadır.

Zamanında öğretmenlerin, iş vereni olduğum bir dönemimden kalma, yan odadan öğretmenler odasını dinleme alışkanlığım sonucu tespitime göre, bol dedikodunun ve geyik muhabbetinin döndüğü bir oda.

tuzlu kahve

pemberuganayakkabi
Evlenecek eşlerden damat beyin, gelin hanım tarafından, kız isteme sırasında zorla içirmek suretiyle yaptığı bir kahve çeşididir. Tuzludur. Ve bir kahvedir. İçirilerek Buna katlanacak damat beyin, gelin hanımın tüm herşeyine katlanacağının ispatı olduğu düşünülür. Saçmadır. Ama klasikleşmiş bir adet olarak türk toplumunda görülür. Ay hadi inşallah darısı benim tuzlu kahve yapmalarımadır.

english home

mickey the mouse
Aldığım tek bir yastık kılıfı yüzünden her sabah uyandığımda telefonumda onlardan gelen mesaj var artık.
Ama memnunum bu durumdan, ürünleri sağlam ve indirim yaptıkları zaman sağlam indirim yapıyorlar.
Annemin vazgeçilmezi.
Kalem kutusu, not defterleri bile yapmışlardı en son minik minik çiçek desenli.
Ürünlerini tavsiye edebileceğim ev tekstil mağazası.

mutluluk

mickey the mouse
Beklentiyle ters orantılı olan hadise.
Küçücük şeyler getirebiliyor büyük mutlulukları, ben buna inanıp buna göre yaşıyorum artık hayatımı.
Fırtına önce sessizlik mi acaba bu hallerim dedim hep ama yok değil, her şeye rağmen mutluyum.
Telefonuma gelen “müsaitsen arasana 2 dakika konuşalım” mesajı bile yeterli tüm gece evde zıp zıp gezebilmem için.
Bulunması o kadar da zor değil. Burnunun ucunda ki mutlulukları görmeyi alışkanlık haline getirebilmekte mesele.

sarılarak uyumak

pemberuganayakkabi
Sıkıntı bastıran ama bir o kadar da güzel olan, sevgiyi yaşama şekli.

Ezelden beridir, sarılıp uyuyamıyorum çünkü ayağımı kolumu bacağımı hepsini bi tarafa atarak uyumak tercihim. Uyumadan önce tatlış tatlış sarılır, en yakın sürede ayıp olmadan elimi, kolumu, kafamı kurtarmaya bakarım. Issız adam tripleri vallahi değil. Sadece rahat uyumam lazım.

sarılarak uyumak

mickey the mouse
romantizmin dibi.
aldığınız nefesler aynı ritimde olur, kızın başı adamın boynuna gömülür filan.
ama ben inatla sevemiyorum. içimi bir sıkıntı basıyor bir şey oluyor öteye kaçıveriyorum.
ruhumda var demek ki hafiften bir kalaslık.

ama giflere bakınca bile yine de insanın içi gidiyor yahu.

duygular

mickey the mouse
insanın hem başının belası, hem de olmazsa olmazı duygular.
üzülürsün, yanlış kararlar alırsın.
sinirlenirsin, yanlış kararlar alırsın.
mutlu olursun, sevincine kapılıp yine yanlış kararlar alırsın.
hiç biri olmasın desen de olmaz, yavan kalır hayat.
kararında yaşamayı değil belki ama alınacak kararları etkilemeyecek raddede tutmayı bilmeli sanırım insan duygularını.

ay ışığı sonatı

mickey the mouse
dinlemeye doyamadığım eser.
bende telaş yaratmayan, strese sokmayan bir kaç eserden birisi hatta.
şefkat hissi uyandırıyor.

rivayete göre beethoven "bana ay ışığını anlatır mısınız?" diye soran küçük bir kız çocuğu için doğaçlama bestelemiştir bu eseri.

aşk

mickey the mouse
insana ait olan tüm duyguların şahı.
aşk, fiziksel hale bürünmüşcesine dolanır damarlarınızda, vücudunuzun içinde, rahat vermez size. başka bir şey düşünmenize de izin vermez çoğu zaman. karşınızdaki kişiden bahaneyle kendisi kaplar tüm evreninizi. yanında diğer duyguları da kışkırtır, her şey daha bir abartılı yaşanır, abartılı hissedilir.
olmaz, yapmam dediklerinizi oldururken, yaparken bulursunuz kendinizi.
olmazsa olmazım benim de.
aşka aşığım çünkü,o hissin gücüne aşığım.

sevilen şiirin en vurucu cümlesi

mickey the mouse
....
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mi?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
...

nazım hikmet'ten gelsin öyleyse. senelerdir okusam da bende etkisi değişmeyen şiir.

bu gece aşk gecesi oldu, hayır olsun.

dondurma

mickey the mouse
Şayet fırsatınız olursa antalya dondurma dükkanından yenmesi gereken tatlı.
Şöyle bir sıkıntısı oluyor ama daha sonra insanın, ordan dondurma yedikten sonra başka bir yerden yiyemiyorsunuz, çünkü beğenmiyorsunuz.

Yaz, kış demeden afiyetle yiyiniz efendim.

google

mickey the mouse
Babamın deyimiyle “google amca” .
Hani bir şarkı vardı ımtıs ımtıs diye düşünseniz bile bulabiliyorsunuz o şarkıyı birazcık kurcalayınca.
Ya da “yabancı bir filmde sarı saçlı dans eden kızın arkadasında çalan müzik” diye sorular yöneltebiliyorsunuz.
Kullanışlı bir arama motoru, benim vazgeçilmezim.

whatsapp

mickey the mouse
İnternet üzerinden kullanılan anlık mesajlaşma uygulaması.
Gelen mavi tık özelliği ile iyice hayattan bezdirmiştir, özelliği kapatsan trip kapatmasan baş ağrısı.
Kullanmaktan pek hoşlanmadığım uygulama. İleti geldiği anda cevap yazma zorunluluğunu sevmiyorum çünkü.

south park

mickey the mouse
insanların aklından geçen, fakat tepki görmekten dolayı dile getirmediği, iyi ki de dile getirmediği düşünceleri öyle bir göze soka soka konu alır ki, izlerken kendinizden utanırsınız.
izlemesi keyifli ve bağımlılık yapan bir dizi. bölümlerinin kısalığı bazıları için cezbedici olabilir.

zenginsozluk.com/foto

çorlu

mickey the mouse
tekirdağ iline bağlı olan ilçelerin en büyüğüdür.
istanbula olan yakınlığı hem bilinmesine, tanınmasına hem de gelişip büyümesine sebebiyet vermiştir.
ben sevip sevmemek arasında kararsızım orayı. seviyorum desem olmuyor, sevmiyorum desem gönül razı değil.
canım arkadaşlarımı bünyesinde barındıran ilçe olduğu için yine de candır ama.
gidip görmeseniz eksik kalmazsınız, ama yaşanır mı orada derseniz, evet kesinlikle yaşanır.

houston

mickey the mouse
ilk akla gelen yabancı filmlerde uzaya giden arkadaşların repliklerinde geçiyor oluşu : "houston, cevap ver houston! "
google'a göre ise amerika birleşik devletlerinin en büyük dördüncü, teksas eyaletinin ise en büyük şehri olan kent.

algıda seçicilik

mickey the mouse
gecenin kör karanlığında tuvaletin yolunu bulamam ama yerde yürüyen minicik böceği görebiliyorum da duyabiliyorum da. minicik ayakları var demeyin, parkelerin üzerinde ayaklarını yere sürte sürte yürür gibi ses çıkarıyor işte.
kastedilen bu olsa gerek.

google'a sorunca verdiği tanım; "Algıda seçicilik, insanın algı sürecinde etkili olduğu kabul edilmiş psikolojik bir kavramdır. Çevrede bulunan uyarıcılardan, olaylardan ya da nesnelerden bir ya da birkaçına dikkati yöneltmektir."

black mirror

mickey the mouse
bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine izlediğim, neredeyse her bölümde dumura uğradığım ağzımı açık bırakan dizi.
özellikle bazı bölümlerinde insanın hayatının 1 günde nasıl alt üst olabileceğini işlemiş, "sabah nasıldı? akşam nasıl oldu ya bu adam?" demekten alamadım ben kendimi.
3 sezonda toplam 13 bölüm yayınlanan dizinin her bölümünün süreleri dahi birbirinden farklı.
dizinin yaratıcısı Charlie Brooker dizinin içeriği ve yapısı hakkında da şunları söylüyor zaten: "Her bir bölüm farklı bir yerde, farklı bir gerçeklikte geçiyor. Hem de farklı oyuncu kadroları ve yönetmenle."
her bölümün ortak tek noktası ilerleyen teknolojiyi ve sosyal medya platformlarını hayatımıza bu denli dahil etmeye devam ettikçe başımıza gelebileceklerle ilgili olmaları.
izleyin, kesinlikle izleyin hatta.

cumartesi

mickey the mouse
haftanın 6. günü
benim en sevdiğim gün.
cuma günündeki insanın üzerinde tüm hafta içi günlerde çalışmış olmanın verdiği yorgunluk yok.
pazar günündeki tatilin bitmesinden kaynaklanan o kasvet yok.
cumartesiler candır.

neşet ertaş

emekli yoda
bozkırın tezenesi... ilk kez yaşar kemal kullanmıştır bu tanımı. bilmeyenler için tezene, mızrap demektir. bir diğer şekliyle pena.

halk dilindeki asıl adı ise "garip".

babası ve idolü muharrem ertaş. baba ve oğul birlikte düğünlerde saz çalıp türkü söylemişlerdir. yani bildiği ne varsa gerçek halk ozanı olan babasından öğrenmiştir. boynuzun kulağı geçtiği ender hikayelerden biridir neşet ertaş'ın hikayesi. düğünlerde saz çalıp milleti eğlendirmeyle başlayan kariyeri, memleketin en bilinen bağlama virtüözü ve halk ozanı olmasıyla sonuçlanır. ülkemizdeki genel durumun aksine hayattayken de bizim insanımız için çok kıymetliydi kendisi. istisnalar dışında hak ettiği saygıyı her zaman görmüştür.

ölüm nedeni ise prostat kanseri. vasiyeti üzerine doğduğu yer olan kırşehir'e, babasının yanına gömülmüştür.