confessions

huruf

1. nesil Yazar - Seviyor ve seviliyor

  1. toplam entry 51
  2. takipçi 8
  3. puan 3564

ogul

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "evlat" olarak açıklanan kelime.

"Ogul" esasen cinsiyet içermez, hem kız hem erkek evlat için ogul denirdi.

Kâşgarlı Mahmut şu açıklamayı yapmış:

"Ogul, kuralsız olarak oglan şeklinde çoğul yapılır. Aslında oğullar şeklinde çoğul yapılması gerekirdi."

Kaşgarlı Mahmut bu kuralsız çoğula bir örnek daha veriyor:

"Er adam demektir, fakat çoğuluna 'erler' dedikleri gibi 'eren' de derler."

yaya

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "kıç, insanın kaba eti" olarak açıklanan kelime.

Bugünkü yaya kelimesi ise "yadag"dan gelir, kökü yad(mak), bildiğiniz "yaymak" fiili.

tigin

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "köle" olarak açıklanan kelime.

Günümüzde biz bu kelimeyi "tekin" olarak kullanıyoruz.

Aşağıdaki açıklamaların tamamı Kâşgarlı Mahmut'a ait:

"Asıl anlamı köledir. Kümüş tigin: Gümüş gibi temiz renkli köle. Alp tigin: Dayanıklı köle. Kutlug tigin: Uğurlu köle. Daha sonra bu isim özel olarak Hâkaniye (Karahanlı) oğulları için kullanılmaya başlandı."

aşiyan

huruf
Farsça kökenli olup "kuş yuvası" anlamına gelen kelime.

Anlam genişlemesiyle "ev, yuva, barınak" anlamına da gelir. Tevfik Fikret'in Bebek'teki evinin adı da bu yüzden "Âşiyan"dır.

(bkz:uya)

tanrı

huruf
Eski Türkçede "teñri" (tengri) olarak söylenen tanrı kelimesi esasen "yaratıcı" değil, "gök" anlamındadır.

Orhon Abideleri'nden Kültigin Abidesi'nin doğu yüzünün giriş cümlesi "Üze kök teñri, asra yagız yer..." diye başlar. Günümüz Türkçesiyle: "Üstte mavi gök, altta kara toprak..."

Kök: mavi
Teñri: gök
Kök Teñri: mavi gök

ugan

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "iş yapmaya muktedir olan" olarak açıklanan kelime.

Kâşgarî şöyle not düşmüş:

"Allahu Teâlâ için 'ugan Teñri' denir. Kadir olan Allah (el-Kadir) demektir."

(bkz:Tanrı)

tanrı

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "yüce ve aziz Allah" olarak açıklanan kelime.

Fakat Kâşgarî aynı kelimenin başka bir anlamını da vermiş:

"Kâfirler (yüce Tanrı onları yok etsin) göğe teñri (tanrı) derler. Gözlerine büyük görünen dağ, ağaç gibi şeylere de teñri derler ve bu gibi şeylere secde ederler. Bundan hareketle "bilgin" için de "teñriken" derler. Sapkınlıktan Allah'a sığınırız."

Tahmin edileceği gibi, Kâşgarlı Mahmut'un kâfir dediği bu kişiler, Türklerin henüz İslam dinini kabul etmemiş olan boylarıdır.

(bkz:Ugan)

yükünç

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "namaz" olarak açıklanan kelime.

[Namaz kelimesi Farsça, Arapçası salâ(t).]

Kâşgarî'ye göre Türkler namaza "yükünç" der, Oğuzlar ise namazı düzgün kılmak anlamında "yükünç itmek" der.

Yükünç kelimesinin kökü "yükün(mek)" fiilidir ki Kâşgarlı Mahmut'a göre yükünmek "secde etmek" anlamındadır. Aynı zamanda, saygı göstermek için "baş eğmek" anlamına da gelir.

uşak

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "küçük şey" olarak açıklanan kelime.

Kâşgarî diyor ki "Nesnelerin küçüğüne 'uşak neñ' denir. Ayrıca küçük çocuklara 'uşak oglan', odunun parçalanmışına da 'uşak otuñ' derler."

müş

huruf
kâşgarlı mahmut'un, "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "Türklerin Çiğil lehçesinde 'dişi kedi' demektir" diye açıkladığı kelime.

Kâşgarlı ayrıca not düşmüş: "Oğuzlar ise buna 'çetük' derler."

Kâşgarlı Mahmut "müş" kelimesi için bir de örnek cümle vermiş: "Müş oglı muyavu togar." (Kedi yavrusu miyavlayarak doğar.)

Bugünkü "Armut dibine düşer." atasözü ile anlamdaş sanki.

üdig

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "aşk ve özlemden duyulan heyecan, aşk, şevk" olarak açıklanan kelime.

sürçük

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "gece yapılan sohbet meclisi" olarak açıklanan kelime.

Kâşgarlı Mahmut "Oğuzlar cim üzerine üstün koyarak 'sürçek' derler." diye not düşmüş.

(bkz:sıra gecesi)

çıpçırga

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "serçe kuşu" olarak açıklanan kelime.

Kaşgarlı Mahmut ayrıca, Oğuzların bu kuşa "seçe" (r yok) dediğini aktarıyor.

közkeni

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "ateş böceği" olarak açıklanan kelime.

"Köz" kökü, bildiğimiz köz kelimesi.

Közkeni için modern Türkçede "yıldız böceği" veya "yıldız kurdu" da kullanılır.

közlük

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "göz ağrıdığı veya kamaştığı zaman göz üzerine konan, at kılından örme nesne" olarak açıklanan kelime.

Eski Türkçe kelime başındaki k'ler Batı Türkçesinde g'ye dönüşür.

Bugünkü "gözlük" ile aynı kelime aslında, fakat mevcut anlam elbette gözlüğün icadından sonra oluşmuş.

köznü

huruf
kâşgarlı mahmut'un "dîvânu lugâti't-türk" adlı eserinde (11. yy.) "ayna" olarak açıklanan kelime. ("Ayna" Farsçadan alıntı.)

Eski Türkçede "közñü" şeklinde, nazal n ile söylenir. ("Köz" kökü bugünkü "göz".)

Kâşgarlı Mahmut'un aktardığına göre kelime Kuzey Türkçesinde (Kuman-Kıpçak) "kuzgu" şeklindedir.
0 /