confessions

huruf

1. nesil Yazar - Seviyor ve seviliyor

  1. toplam entry 51
  2. takipçi 8
  3. puan 3565

cahit zarifoğlu

parody
bugün ölümünün otuzuncu yılında kabri başında anılmış olan türk şair ve yazardır.

Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kimbilir, rüzgârlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sessizlikle

Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle

jack the ripper

klm
Karındeşen Jack, 1888 yılının ikinci yarısında İngiltere'nin başkenti Londra'nın varoş semti Whitechapel'da faaliyet göstermiş seri katile (veya katillere) verilmiş isim. Katile Jack ismi, Merkezi Haber alma Örgütü'ne katil olduğunu iddia eden bir kişi tarafından gönderilmiş mektuba binaen verilmiştir. Bu mektup cinayetlerin işlendiği dönemde basılarak yayınlanmıştır.

Tamamı hayat kadını olan kurbanlardan beşinin aynı kişi veya kişilerce öldürüldüğü kesinleşmiştir. Ancak Karındeşen Jack'e mal edilmiş yaklaşık 20 cinayet vardır. Cinayet dosyası cinayetlerden iki sene sonra kapatılmıştır. Ancak günümüz İngiliz dedektifleri ve bilim adamları, modern teknolojinin de yardımıyla halen cinayetleri aydınlatmaya çalışmaktadırlar. Günümüze kadar ulaşmış tek fiziki kanıt, kurbanlardan birine ait olduğu iddia edilen şaldır.

Karındeşen Jack'in yöntemleri vahşiceydi. Kurbanlarını önce boğazlayarak etkisiz hale getiriyor daha sonra da boğazlarını kulaklarına kadar kesiyordu. Ufak tefek değişikliklerle beraber kurbanların tamamına yakınının karnı ve cinsel organları deşilmiş, bazı organları çalınmış, bazen de burun ve/veya kulakları kesilmiş olarak bulunuyordu. Jack kurbanlarını, dizleri karna çekilmiş ve bacakları açık bir şekilde düzenleyerek terkediyordu. İç organların çıkarılması nedeniyle katilin cerrah olabileceği iddiaları ortaya atıldı ancak kanıtlanamadı.
Karındeşen Jack'in kimliğine dair onlarca iddia ortaya atılmıştır ancak hiçbiri kanıtlanamamıştır. Bu şüpheli listesi birçok önemli ve soylu kişiyi de içermektedir. Katil olduğunu iddia eden kişinin Merkezi Haber alma Örgütü'ne gönderdiği mektubu inceleyen uzmanlar mektubun yazarının alt tabakadan, eğitimsiz biri olduğu sonucuna varmışlardır.
Dehşet, 31 Ağustos 1888 de sabahın erken saatlerinde başlamıştır. Sabah 3:45 civarında Londra'nın East End bölgesindeki, ıssız ve loş bir sokakta yürüyen hamal George Cross, muşambaya sarılı bir şeye çarpar, yakından bakınca, bu et yığınının parçalanmış bir kadın vücudu olduğunu anlar. Kadının daha sonra 42 yaşındaki Mary Ann Nicholls adında bir hayat kadını olduğu ortaya çıktı. Gırtlağı kesilip karnı açılmıştı ve cinsel organında bıçak yaraları vardı.

O zaman kimse farkına varmasa da, Mary Anne Nicholls ün bu korkunç ölümü suç tarihinde tüyler ürpertici bir dönüm noktası teşkil edecekti. Bu cinayet, yalnızca önce Londra'ya sonra da tüm dünyaya etkisi şok dalgaları şeklinde yayılacak bir cinayetler zincirinin ilk halkası değildi. Aynı zamanda çok daha önemli bir şeye işaret etmekteydi: “Seri seks cinayetlerinin modern döneminin başladığına”

Nicholls cinayetinden bir hafta sonra, ilk cinayet mahallinden 800 metre uzaklıkta, pansiyon olarak kullanılan bir binanın arkasında, kötü beslenme ve veremden muzdarip 47 yasında bir hayat kadını olan Annie Chapman in parçalanmış cesedi bulundu. Chapman in kafası neredeyse vücudundan kopmuştu, katil tüm buyun adalelerini kesmişti ve neredeyse omuriliğini de koparmıştı. Ayrıca iç organları da karnından dışarı çıkarılmıştı.
Katilin gerçek kimliği asla bilinemeyecekti. Ancak birkaç hafta sonra Metropoliten Polisi kışkırtıcı bir mektup aldı. Mektup suçlu olduğunu söyleyen şahıs tarafından yazılmış ve takma isimle imzalanmıştı. Bu isin halk tarafından benimsendi. Bu andan itibaren çılgın Whitechapel Kasabı, bu korkunç isimle aranacaktı: Karındeşen Jack.

Polisin Karındeşenin mektubunu almasından iki gün sonra katil, Elizabeth Stride adında İsveçli bir hayat kadının boğazını kesti. Kurban üzerinde diğer korkunç şeyleri yapamadan, yaklaşan bir arabanın sesiyle isini yârim bırakmak zorunda kaldı. Oradan hızla kaçan Karındeşen, Cathrine Eddowes adında, kaldırımda sarhoş bulunduğu için karakola götürülerek ayılana kadar orada tutulan ve henüz salıverilmiş olan 43 yasındaki bir hayat kadınına rastladı. Onu issiz bir meydana götürdü ve orada boğazını kesti. Ardından şeytani bir öfkeye kapılarak kadının yüzünü tamamen parçaladı, vücudunu kuyruk sokumundan göğüs kafesine kadar kesti, bağırsaklarını dışarı çıkarttı ve sol böbreğini alarak uzaklaştı.

Karındeşen tarafından gerçekleştirilen son suç ayni zamanda en korkuncuydu. 9 Kasım gecesi, 3 aylık hamile olan 25 yasındaki İrlandalı bir hayat kadınıyla onun odasına gitti. Gecenin ortalarına doğru onu yatakta öldürdü, birkaç saat boyunca keyifle cesedi parçaladı iç organlarını dışarı çıkarttı, burnunu ve göğüslerini kesti, bacaklarının etlerini sıyırdı.

Bu olaydan sonra, Whitechapel cinayetleri birden bire durdu. Karındeşen sonsuza kadar ortadan yok oldu, tarihten çıkıp efsaneler alemine karıştı.

O günden beri konu üzerine kafa yoranlar bir kasaptan İngiliz tacının veliahdına kadar bir dolu şüpheli öne sürmüşlerdir. Bu iddiaların çoğu eğlenceli okuma malzemeleri teşkil eder, ancak Karındeşenin gerçek kimliği yüz yıldır değişmedi: O, merak uyandıran, muhtemelen hiç çözülemeyecek bir sırdır.

Karındeşen Jack in son kurbanı Mary Kelly'nin nasıl bulunduğunu anlatan 1888 tarihli bir gazeteden:
”Boğaz bir bıçakla kesilmiş, kafa vücuttan neredeyse ayrılmıştı. Karin kısmen parçalanarak açılmış ve her iki göğüs de kesilmiş. Burun kesilmiş, alnındaki deri yüzülmüş ve uyluklardan ayaklara kadar etler kemikten sıyrılmış. Bağırsaklar ve vücudun diğer parçaları yoktu, ancak karaciğer vs. bu zavallı kurbanın ayakları arasına yerleştirilişti. Bacaklardan çıkarılan etleri göğüsler ve burun katil tarafından masanın üstüne konmuş ve kadının ellerinden biri midesinin içine sokulmuş.”

“Tarihe bakıldığında 20.yüzyılı benim başlattığım görülecektir.”

fasces

matarama su ko
romalıların ince kamışları bir araya getirilip sarmak suretiyle tek parça haline girdiği bir sapı olan balta türü.


zenginsozluk.com/foto

aynı zamanda iktidar simgesiydi. her consul'un 6'şarlı fasces'i vardı. altı aylığına tam yetki verilen dictator ise 12'li fasces taşıyordu.

hem birlikten kuvvet doğduğunun kanıtı olan hem de iktidar simgesi olan bu aletin adı mussolini zamanı italya'da ortaya çıkan totaliter, nasyonal sosyalist yönetim şeklinin ismine de ilham kaynağı olmuştur. (bkz:faşizm)

huruf

blackandwhitememories
yeni yazarlardan biri diye giriş yapacaktım ama vazgeçtim, karşılama komitesini göreve çağırıyorum. boş durmayalım arkadaşlar, konfetiler nerede

zehir gibi bir hafızam olsaymış eğer sayesinde kelime kapasitem iyice artacak. sağolsun.

macarlar

hunyadi
tarih: avrupa'ya, asya'dan gelip yerleşen ve sosyal hayata tutunabilen ilk kavim. milattan sonra ilk yüzyıllarda batı sibirya'da türk ( onogur ve bulgar halkları ) ve ugor halklarıyla beraber yaşayan macarlar, hun akınlarıyla birlikte idil nehrinin güneyine göç etmişlerdir. bir kaç yüzyıl sonra da kırım,azov, don nehri civarına gelerek türk kavimi olan hazarlarla yüzlerce yıl birlikte yaşamışlardır. peçenek ( tatar ) akınları yüzünden avrupa'ya doğru göç eden macarlar, karpatlar havzasında bin yıldan uzun süredir yaşamaktadırlar.

tanım: avrupa'da türk olarak adlandırılan ilk topluluktur. ortodoks bizans kralı 900'lü yıllarda karpatlar ve transilvanya bölgelerine yerleşen macarların lideri (bkz:arpad) için "türkler'in prensi" unvanını kullanmıştır. konuştukları dil fin-ugor dil ailesinden olan macarca'dır. macarca'da türkçe köklü 500 civarında kelime bulunmaktadır.

kelime bilgisi: macar kelimesinin ingilizce'ye "hungarian" olarak çevrilmesinin nedeni de "hun" ve "onogur" türkleriyle birlikte yaşamalarıdır. sadece türkçe'de macar denmesinin nedeni ise aslında macarlar'ın da kendilerine macar demesidir.

mare nostrum

hunyadi
tanım: latince kelimedir. kelime anlamı "bizim denizimiz"dir. akdenizin latince adıdır. roma imparatorluğu döneminde kullanıldığı için ve roma imparatorluğunun akdenizi tamamıyla kendi gölü haline getirdiği için böyle bir tanım üretilmiştir.

endüstri 4.0

hunyadi
dördüncü sanayi devrimine verilen isim. bu devrimde, fiziksel iş gücü ihtiyacı azalacak, insanların yerini birbirleriyle iletişim halinde bulunan makineler, robotlar alacak. insan kaynaklı üretim hatasını 0'a indirmek ve daha az maliyetle yüksek verim alabilmek bu devrimin amaçlarındandır.