çok çirkin olduğu söylenirmiş. öyle ki kendine aşık genç kız hayranlarına neden benimle yatmak istiyorsunuz ki bu anlamlı bir alışveriş olmazdı dermiş ( argo anlamında değil elbette).
insan her şeye her yere bakabiliyor da insanların yüzüne bakamayınca, yüzüne bakacak insan bulamayınca ya da yüzlerden kaçınca, bütün dünya kendi üstüne çökmüş gibi hissediyor. insanoğlunu, toplumu reddetmek çok zor bir iştir. insanın doğasına da aykırı zaten. fakat bunun yokluğu iç gücünüze göre sizi ya sertleştirir ya da bir kutu kola şişesi gibi ezip hacimsizleştirir. veya büyük basınç altında içinizdeki elmas ışıldayıverir.
hikaye kısalık hissi yayar. her ne yaşanırsa yaşansın bitmiştir ve bir zaman dilimine sıkıştırılmıştır. tek bir içki masasında bitebilecek kadardır en uzunu, çünkü hikayenin sindirilmişliği anlatacının bize her şeyi tam olarak anlatacağı, anlatmadığı kısımlarında o kadar da önemli olmadığı hissini veriyor. sonunda bir mesaj bir anlam bir ah çıkar, sırf bu yüzden anlatılmış gibi gelir. neyi düşünsem o kısalık hissine çıkıyor. oysa birisi şimdi sana bir aşkı anlatacağım dese insan kendini bir labirente girecekmiş gibi hissediyor.
olmayınca olmayan, olunca da hayattan uzaklaştıran bir şey. neyin üzerine çalışıyor olursanız olun, sizi bir yandna derinleştirirken aynı anda pek çok şeye karşı fakirleştirir. unutmak için çalışmak, hatırlamamak için çalışmak, çalışmayı amaç değil araç haline getiren şeylerden biri. düşük verimde sürekli gürültü üreten bir motor gibi..
gücü ve güçlüyü tanrılaştırmak oluyor bu bir nevi. hatta güçlü hem tanrı hem şeytandır. hem yönlendirir hem baştan çıkarır. iradeyi askıya alır, gücün peşinden koşturur. gücü getiren yetkiler elinden alındığında tüyleri yolunmuş tavuk gibi bırakır.
zeus kyloplar tarafından sınırsız enerji hakkıyla ödüllendirildiğinden böyle bir şeye gerek duymamıştır, bu olsa olsa hewalous adında bir titan olabilir..
sezgi seçicidir. bazı insan tiplerine, bazı özelliklere karşı çok hassas olabiliyoruz, kimilerinde bu genel olarak güçlüdür de kiminde spesifiktir. elektronikten yola çıkarsak. cep telefonunuz 900 ve 1800MHz de işaretleri çok hassas algılayabilir ama diğer frekanslarda neredeyse kördür.
insanlar da böyle enerji yayar, bazıları bunu çok iyi algılar. kendini rezil edecek o dediği insan bir bakarsınız kepaze olarak tası tarağı toplayıp gitmiş. hayat..
insanlar da böyle enerji yayar, bazıları bunu çok iyi algılar. kendini rezil edecek o dediği insan bir bakarsınız kepaze olarak tası tarağı toplayıp gitmiş. hayat..
Yukarıda yazdıklarım açık, netice itibariyle en son admin e de iftira atarak gittiğini görmüş olduk, karakterini sergiledi ve gitti. Düşünün ki bu kişi uzun zamandır burada yönetici idi ve kim bilir nelere erişebiliyordu. Zararın neresinden dönülse kardır diyelim.
hakkına negatif bir şey yazılamayan yazar. çık da adam gibi açıklama yap.
Bir köprü başında durmuş güneşin batışını izliyorsun nehrin denizle buluştuğu ufukta. Gelip geçenlerden biri gelip duruyor, seninle izliyor güneşin batışını ve çekip gidiyor sonra. Ne deniz ne yol ne nehir seni alıp götürür. İçindeki aşk güneş gibi çekip gider. Doğan ay yalnızlığındır, sensindir ama aşktan sızan ışıktan ne kadar payını aldıysan o kadar. Kendiliğini yeniden sevmektir yalnızlık başkasını sevmek için dans pistinden kendi yerine geçip dinlenmekten fazlasına yaramaz bu zamanda. Bırakın ellerinizi bırakan bıraksındır.
Kendisi hakkında yazdığım şeyi okuduktan sonra bahsi geçen yazarı seri favlayan tacizci küfürbaz yazarların biricik destekçisi.
Not : bunu favlayabilmek ciddi bir dip seviyesi. Bu seviyeye gelene kadar ne yaşadı çok merak ediyorum.
Not : bunu favlayabilmek ciddi bir dip seviyesi. Bu seviyeye gelene kadar ne yaşadı çok merak ediyorum.
yeniden yazana dek geçen süredir yazma alışkanlığı olanlar için. yaşanılanları kendinle konuşmaktır. zamanı gelmişse, kalem bırakılır.
yoğun stres altındaki insanlar için gittikçe zorlaşan bir şey. kişilik bozukluklarından kaynaklanan kontrolsüzlüklerin yanında mutsuzluğun da getirdiği bir kontrolsüzlük var. mutsuzluk, tatmin hissinin azlığı bu sefer mutsuzluğumuzu harlayabilecek en ufak şeye öfke alevi olarak döner.
bir ara burada küfür ve hakaretten uzaklaştırılan bir yazarın sıkı takipçilerinden ve favorilerinden biriydi. bu kişi bir kadına iftira ve küfürden şutlanınca, durumdan haberdar olduğu halde onun geride kalmış girilerini favlamaya devam ediyordu. böyle de insaniyetli, temiz kalpli biridir. kahkahalarının altında hep bir nefret bir öfke görür gibi oluyorum. modluk olarak icgqhs dışında gerisinden bir fayda göremedim zaten burada.
roma imparatorluğunda üstün piyade sınıfı. oyunlarda en karizmatik asker topluluklarından biridir.
kentle ilgili.
(bkz:Cohortes urbanae)
(bkz:Cohortes urbanae)
tamamen hayal ürünü veya gerçeğin henüz gerçekleşmemiş kısmını kurgulamak.
edebiyat yapmak hayatı tablolarla anlatmak gibi. olayların akışına musiki kazandırarak, kendi renginde can vererek. kafamızın içindeki hayallere kimse uymadığında bizden bile bağımsız hareket ederken bu iş, gerçek kişilere dayandığında fantezilerin edebiyat özelliği kazanması gibi bir hal alıyor. akışının sesiyle de güzel olan olaylar dizisidir bir nevi. yaşananlara güzel anlatım kazandırmak.
edebiyat yapmak hayatı tablolarla anlatmak gibi. olayların akışına musiki kazandırarak, kendi renginde can vererek. kafamızın içindeki hayallere kimse uymadığında bizden bile bağımsız hareket ederken bu iş, gerçek kişilere dayandığında fantezilerin edebiyat özelliği kazanması gibi bir hal alıyor. akışının sesiyle de güzel olan olaylar dizisidir bir nevi. yaşananlara güzel anlatım kazandırmak.
fazlasıyla samimi bir kitap. aşırı dürüst. okurken içinde tutamamış da sakladıklarını, -mış gibi yaptıklarını ondan yazmış dedirtiyor. bunun dışında, hayata karşı bu tavrı da kendi mezarını kazmak olarak görüyorum. bir tür ölümü arayıştan başka bir şey değil o bahsedilen yaşama şekli, tarih bu şekilde manen ölenlerle dolu.
bugün de pastadan payımızı aldık çok şükür dedirten, pasta yeme vesilesi.
her seferinde şimdi tam olarak ne kadar resmi olabiliyoruz soruları eşliğinde yazıp yazıp silmeme sebep, bazen kitlenip kaldığım, bazen hababam sınıfındaki edebiyat hocası gibi konuştuğum. elektronik posta türü. bir yandan samimiyetsiz, bir yandan lan o öyle mi olur'un kibarcası ifadeler..
bir özelliğin tatmin edici derecede iyi olması durumunda hissedilen. bir araştırmaya göre yeterli bulduğumuz, beğendiğimiz insanlar kusur işlediklerinde, hata yaptıklarında bu onlara duyduğumuz yakınlık hissini arttırır, gözümüzde sevimli kılar. yetersiz bulduğumuz kişilerin hataları ise onları daha da sevimsizleştirir. beğeninin getirdiği sempati adaletsizdir.
problemleri halledemediğimizde uyguladığımız yöntem. çalışmak geçici de olsa, bunların en sağlıklı yollarından biridir. diğer haz temelli tatmin yöntemleri, probleme döndüğümüzde acıyı katlar. çalışmak düzene sokabilmei çözebilme hissini beraberinde getirdiği için daha sağlıklıdır.