confessions

john overmars

1. nesil Yazar - Gayretli

  1. toplam entry 319
  2. takipçi 11
  3. puan 6508

le voyage dans la lune

john overmars
sinema tarihini ilk filmi olarak da lanse edilir.trenin gara girişi filmini saymıyorum çünkü kısa ötes 1 dakikayı bulmuyor.
sonradan renklendirilmiş versiyonu vardır.film yapımından sonra kaybolmuştur.yaklaşık 60-70 yıl sonra bulunup restore edilmiştir renklendirilme aşamasında.güncel izleyici için çok bir şey ifade etmeyebilir.fakat sinema tarihi açısından büyük bir adımdır.bu film bir öncüdür.düşünün yapılalı 115 yıl oluyor.çok eski bir antikadır.izlerken gülersiniz bu ne ya film mi bu diyebilirsiniz ama bir öncü olduğu tartışılmaz.dönemi için nerdeyse muadil ve öncül barındırmadığından o dönem şartında eleştirmek için o dönemde yaşayıp izlemek gerekir.yıl olmuş 2017 teknolojinin bağrında takılan bizler için şu anki algımızla filmi yalın bir kafayla izlemek zor.

epsxe

john overmars
sorunsuz sıkıntısız psone -play station x emülatörü.pc sürümü maalesef optimizasyon ve kontrol sıkıntısı yaşatsa da, android de çok daha kullanışlıdır.işin ilginç tarafı android, psx emülatörlerine uyumluluk açısından çok ergonomiktir ve çoğu yeni nesil android oyundan daha rahat oynanmaktadır.zamanında yarım kalmış ve bir türlü tamamlanamamış syphon filter gibi play station one'ın zamana meydan okuyan masterpiece diyebileceğimiz baş yapıtlarını oynamak için müthiş bir uygulama.

tomb raider last revelation gibi güncel işletim sistemlerinde oynanamayan oyunları bu program vasıtasıyla android'te oynamak mümkün. fiyatı da gayet makul.

vitiligo

john overmars
sosyal bir hastalıktır.kanserden sonraki en ciddi hastalık.ilerleme potansiyeli işten ilişkiye kadar herşeyi etkileyebilir.ufak ufak başlar sonra ilerler.tüm cilt hastalıkları gibi tedavisi çok zor bir hastalıktır.bir tür lanettir.yüzünüzde çıkmıyor diye sevinirken orda da peydah olur.yaşamayan ne olduğunu anlayamaz.

michael jordan

john overmars
bu adam 38 yaşında bazı maçlarda 40 ile 50 sayı atan bir adam.o çok kıyaslanan lebron'ın kariyer ortalamasına detayla baktığımızda, 27-28 in altına düşerken çok az sezonda 30 civarı ve üstü.jordan'ın kariyer içi sezon sayı ortalaması 26 'nın altına ikinci sezonu dışında hiç düşmedi çoğu sezonda da 26 ve üstüydü ki son iki sezonunda 30ların sonu 40ların başında 20 sayı üstü ortalamayla oynadı.eğer 93-94 sezonunda da oynasaydı en kötü bir şampiyonluğu olacaktı.hatta takım korunup 99-2000lere kadar oynasaydı ordan da en kötü bir şampiyonluk daha çıkardı.toplamda 8 yüzüğü olabilirdi.bugün güncelde yıldız diye adledilen hiç bir oyuncunun güncel kariyer ortalaması 30 değil.hatta kendi dönemi öncesi ve kendi döneminde de bu ortalamayla kariyerini noktalayan kimse yok nerdeyse.kendisi pür şutör bir adam.onun oyun esteteğine yaklaşan kimse yok bile.

kariyer ortalamasında onun gibi 30 civarı tamamlayan nba tarihinde bir tek chamberlain var.ona en çok yaklaşan durant, james ve jerry west'in ortalamaları 27.
ayrıca 39-40 yaşlarında onun gibi 20-22 sezon sayı ortalaması yakalayan sanırım başka bir oyuncu yok.

cem korkmaz

john overmars
hayat dolu biri gibi görünüyordu.ölüm nedenine dair bir çok spekülasyon var.allah rahmet eylesin.önce şaka sandım.sonra ailesi ve yakınları açıklamayla doğrulayınca olayın gerçek olduğunu anladım.üzücü.

bir anda gelen her şeyi boş verme isteği

john overmars
su akar yolunu bulur da insan bulur mu, kader var mıdır bilmiyorum bildiğim tek bir şey varsa o da nefes alıyorsan buna bile şükretmektir.eskisi gibi duygusal gel gitlerim yok artık.ne geçmişteki şeyler için keşke ne gelecek için acaba der oldum.sadece gelişi güzel yaşamalı bazen.boş vermek işte budur.korkusuz sualsiz beklentisiz.bir gün zaten son nefesi vericez.o ana kadar en iyisi boş vermek.boşa yaşamak değil ama çok önemsememek her neyse kafayı kurcalayan şey.çözemediğiniz her ne varsa kayığa bindirin gitsin.o zaman nasıl da huzurla dolar insan.boşverdikçe muabbetin yemeğin alınan her nefesin yapılan her şeyin tadı bir başkadır.hayat dediğin nedir ki bir süre misafiriz işte.gidiciyiz.zaten dertle kederle zorlukla dolu bu hayatı bir de kafaya takmak neden.boş verin.ciddiye almayın demiyorum ama boş verin işte.
şimdi dertlerimi sorunlarımı size saysam burdan köye yol olur.eminim sizin de öyledir bir çok insanın da.işsiizm misal.çok uzun bir süredir.napayım yani.ne yapayım.daha bir çok şey.gençlik bitiyor zaman geçtikçe.ne yapayım.böyle bir hayatı beklemiyordum.ama oluyor işte.boşvereceksin.kafaya takmak bir şeyi çözmez bazen.

downloadable content

john overmars
türkçesi indirilebilir içerik bunun kısaltılmışı.bir pazarlama taktiği oyun dünyasında.alfa sürüm bir oyun çıktııktan bir süre sonra, albenisi hoş olan ek görevler kıyafet ve zırhlar parayla promosyonla packler halinde dağıtılır.amacı korsanı engellemektir.bazı içerikleri orjinal sürüme sahip olmadan sağlıklı yollarla edinilemez..dlc de bunlardan biridir.amaç sadece para kazanmaktır.pazarlamadaki önce büyük bir şey sunup sonra küçük şeyleri isteme taktiği bir tür.

yalnızlık

john overmars
insanlar sürekli yarım yamalak giriyo hayatıma yarım yamalak bir hal bazen.bilmiyorum.gittikçe hiç birşeyi umursamaz bir hale geldim gerçi.herkesi olduğu gibi kabul ediyor sorgulamıyor hesap sormuyorum.sorun sanırım bende.anlamıyorum anlamaya çalışmıyorum da artık.yalnızlık işte tıpkı denize atılmış şişede bir not gibi.bazen yarım kalmış bir senfoninin bestesi.sessizlik.sessizlik.dokunulmadıkça insan iyice yalnızlaşıyor.bu hem bedenen hem kalben hem ruhen. tam olarak ne zaman dokunulduğumu bilmiyorum.beklentileri karşılayamıyorum.bir öyküm yok heyecanlı varlıklı acaba nolucak dedirten.rutinim ortalama altı bir sıradanlıkta hal böyle olunca istenmeyen adam oluyorsun.insanlar bir süre sana bakıyor yok bunda iş yok diyor eğleniyor ve gidiyolar.öyle hissediyorum.yalnızlık işte.tekilsin.alışıyor insan alışıyor da.alışılmıyor yine de.iç sesin sürekli bir şey anlatıp duruyor.yine de sıkıntı yok.alışıyor insan işte.

black mirror

john overmars
dizinin dışında oyun tarihi üzerindeki en underrated seriden biridir.korku temalı grafik point click adventure serisi.zorlayıcılık ve hikaye derinliği ve de atmosfer açısından broken sword'a yaklaşabilen tek seri.4üncüsü de yıl sonu geleceği duyurulmuştur.

house october built

john overmars
film genel olarak cadılar bayramı döneminde amerikan kültürü içersindeki lanetli korkulu ev burdaki parti ve etkinlikler burda çalışanların insanları korkutma hususunda ne kadar ileri gidilebileceğini ve bunun doğru olup olmadığını tartışmaya açan bir tür belgesel niteliğinde konuyu sunarken bir taraftan da bunu found footage tarzıyla harmanlayan psikolojik gerilim filmi.uzun bi süre epeği ağır giden film dozu parça parça ve anii veriyor.çok kötü veya iyi değil izlenebilir.sonu daha kurgusal açıdan zengin ve şaşırtıcı olabilirdi.

gına gelmek

john overmars
hayatta gelinen nokta.bazen hissizleşerek bazense kendini kandırarak savunma mekanizması devreye girer.sürekli bir çemberin içinde aynı daireleri çize çize çemberin dışına her çıkmaya çalıştığında o çembere doğru bilinmeyen bir güç tarafından itilme belki korku belki çaresizlik insanı bu hale getirebilir.ilacı risk almaktır ya da yeterince hali hazırda dramatikliğe müsait yaşamı karikatürize algılamaya çalışmak.

gelecek kaygısı

john overmars
gelecek kaygısı şu anı kontrol edememekten gelir.gelecek bir gün gelecek diye replik aklıma geldi anadolu sigorta (sanırım) reklamından 90lardan kalma.geleceği sadece tahmin edebiliriz sadece.yaşamın ne kadar çetrefilli ve zor olduğunu yan çizdiğini anladığım günden bu yana geleceği çok ciddiye almam.tüm sahip olduğum hazine şu andır.gelecek onun mirası geçmiş teminatıdır.hepimiz geçmişimizin vicdanı geleceğimizin mimarıyız yeter ki şu anın kıymetini bilelim:

paladine

john overmars
kyrnn'in ilahi tanrısı.fizban olarak görünmüşlüğü vardır ansalon kıtasına.son yuva hanında tika wylan yemekleri yaparken mızrak kahramanlarına itinayla.iyiliğe ve iyi olduğuna inanan her ruh ona dua eder ejderha mızrağında.o umuttur iyiliktir, güçtür ve kurtuluştur kimi krynnlilerce.

aseksüel

john overmars
zaman zaman hissedilen.kötü ilişkimsi çöplüğü. sevip şımaranlar daha tanımadan ilgiye boğup yoranlar çark edip arkadaşımıza bağlayanlar aşırı ilgisiz kalanlar, arayıp bulunanların da kendi gelenlerin de ayrı bir hasar bırakması.sağlıklı dengeli gerçekliğe oturtulamamış ilişkiler sevip sevilmemek sevilip sevmemek ritim bulamamak dengeli bir şey yaşayamamak zaman zaman böyle hissettirir.

ikili ilişkilerdeki en büyük sorun

john overmars
kendini açık ifade edebilme rahatlığı, samimiyet, dürüstlük bunların göz ardı edilmesi.nasıl hissediyorsa insan o şekilde anlatırsa kendini bir de çok baskıcı olmazsa iyi niyet sevgi olursa, karşılıklı anlayış olursa daha uzun ömürlü ve daha sağlam ilişkiler doğar.

ama ilişkilerde klişe rollere takılıp o rollerin gereği dolayısıyla mekanik söylem ve eylemler ilişkileri bitiren şeyler.günümüz dünyasında insanlar birbirini kazanmak yerine birbirlerini tüketiyor.sorun bu işte.

birbirini anlamak birbirini sevmek kadar önemlidir bu yüzden.birbirine saygı duyma yetisi gelişir.ön yargısız yalın bakış açıları ve kendini doğru ifade edebilme önem taşır ilişkinin boyutu her ne olursa olsun doğallığını kaybetmemesi açısından.öteki türlüsü sadece satranç maçıdır.yaptım oldudur.kaç kovaladır.başka bir şey değildir.bu sevgi değildir.bu bencilliktir.anlayış empati, insancıl yaklaşımlar bir ilişkiyi sağlıklı kılar.ne hissediyorsan onu söyleyeceksin.klişelerin kurbanı olduğun an yapay ilişkiler oluyor.hem kendine hem karşındakine verilerek yaşanan tutarlı ilişkiler daha sağlıklı daha samimi ve daha güçlü ilişkiler olur.iki kavgada yıkılmaz çatlak binalar gibi.

köle efendi mantığıyla ilişki yürümez. herkesin kendine ait yalnız kalmak istediği özel mahremiyet alanı vardır.sen ona saygı duymazsan o ilişki hastalıklıdır bencil bir ilişki halini alır.sidik yarışına ego tatminine gövde gösterisine dönüşür.denge bir ilişkide çok önemlidir.kendinden ödün vermeye başlarsın.sevgi birine muhtaç olmak değildir.sevgi birine değer vermektir.aynı zamanda kendine değer vermektir.birine değer veriyorsan olumlu veya olumsuz her görüşü kaldırabilmeyi ve kendini açıkça ifade edebilmeyi ve bunları olgunlukla karşılayabilmeyi gerektirir.iletişim esastır bu açıdan.

point and click adventure

john overmars
bir oyun türü.adını obje ve insanlara tıklayarak dialoglarla ve bulmacalarla çözmesinden alır.ingilizceye katkısı çok bir türdür.aslında graphic adventure diye bir alt genresi vardır.görsel ağırlıklı ve üçüncü tekil şahıs olanlar için kullanılır.en seçkin örnekleri broken sword black mirror serisidir.açık dünya temasının oyunlarda hakimiyetiyle açık dünya point click adventure oyunlar şu sıra trend olmuştur.

(bkz:firewatch)

(bkz:the long dark)
12 /