confessions

john overmars

1. nesil Yazar - Gayretli

  1. toplam entry 319
  2. takipçi 11
  3. puan 6508

pandorum

john overmars
christian alvart yönetmenliğindeki 2009 yapımı uzay bilim kurgu-gerilim-aksiyon filmi.dead space tadında.başrolde 3:10 to Yuma'daki performansıyla tanıyıp sevdiğim futuristik rollerde de çok sırıtmadığını bu yapıtla anladığım ama nedense kovboyluğun epeği yakıştığı ben foster var.yanında da ingiliz görünümlü amerikalı pierce brosnan'a feci şekilde çok benzeyen bilindik jön yüzlü dennis quaid var.filmin konusu klasik dünya dışı arayışlar içersinde kolonizasyon adına fırlatılan keşif ve yerleşme gemisinde görevin uzunluğu itibariyle uykuda tutulan askeri mürettebatın uyanması ve işlerin sarpa sarmasıyla ilgili.epeği farklı yönlerde gidiyor.atmosfer olarak bazı yönleri başarısız biraz waterworld dünyası gibi havaya doğru kayıyor zaman zaman konsept dışı ve bunu sevemedim. süpriz sonu ve sürükleyiciliğiyle yine de izlenebilir bir film.

arda turan

john overmars
overrated bir adam.barcelona'da oynaması veya orda bulunması bir şeyi değiştirmiyor.bir nihat kahveci değil. real sociedad taki nihat o performansıyla her takımda banko 11de olabilecek bir performanstaydı misal.brezilyalı oscar gibi.her şeyden biraz var işte.top tekniği fena değil.top saklayabiliyor.kısa uzun pas verebiliyor.geçebilirse biraz adam geçebiliyor.neden ülkenin son dönemdeki ülke tarihinin en önemli futbolcularından biri gibi lanse ediliyor bazı çevrelerce bilmiyorum. on numara oyuncusu anlamında bakarsak bir sergen hiç değil.

rüya

john overmars
en son gördüğümde süheyl ve behsat uygur inanılmaz bir şarkıya imza atmıştı.bilinç altına inilebilse de usb'ye şarkıyı aktarsam.rüyada bestelenmiş yeni şarkıyı konserde duymak ilginç bir şey.artık rüyadaki formatı nedir bilemeyiz tabi.

aşk

john overmars
Aşk uçucudur.sevgi kalıcı.birini gerçekten sevip sevmediğini aşk bitince anlarsın.bütün o şehvet tutku sahip olma hırsı bitince.kimin yanında huzur buluyor çocuklaşıyorsa insan onu gerçek manada seviyosundur.kime artık kızamıyor kimi tanımışsan kime güveniyorsan her şeye rağmen .yaş kemale erdikçe insan bu gerçeği idrak eder.birini sevmek öyle bir şeydir.heyecan yerini huzura bırakmışsa o kişiyi sever insan.o kişiyi sever.

golem

john overmars
Gustav meyrink'in fantastik edebiyat katmanında görüldüğü klasik olarak refere edilen bir eseri.orta avrupa sokaklarında bir adamın hayal dünyasıyla olan çatışması içindeki hayalle gerçek karışımı bir yaratıkla ilgili dünyaya doğru yolculuğu anlatılıyor.bazen sizi içine çekse de çok bulanık bir anlatım dili var.karakterler mekandan ziyade duyu ve duygulara odaklanmış bir hikaye.

hayat felsefesi yapılabilecek sözler

john overmars
bu hayatta her şey tepe taklakken olağanüstü şeyler oluyorsa eğer insan hayatında ya çok şanslıdır ve tanrısal bir mucizevilik talih yüze güler ya da ortada kesin bir terslik vardır.bu hayatta çok iyi hissetiren olumlu bir gelişme bedel ödetir gözyaşı döktürür ya da acı çektirir insana.yaşamımda ne zamanlar bir şeyler çok iyi gidiyor gibi olduysa hep bir sonrasında bir gariplik yaşadım.eğer yaşamadıysa insan bunun adı mucizedir ve mucizeler nadiren olur.genelde filmlerde olur.gerçek hayatta böyle şeyler olmaz.

zengin itiraf

john overmars
Çok fazla yük var.30 yıllık yaşamımda ciddi ciddi başardığım çok az şey var.kim olduğumu bilmiyorum.sürekli aşırılıklarla uğraşıyorum.basit bir seviyeye bile gelemedim.bir de aşırı bir sessizlik var.çıkmaz sokaktayım.ya sikiyim ben böyle hayatı.tam bir polyana kafası yaşıyorum. Sadece kendimi kandırıyorum.yine sigaraya başladım.her şey can sıkıyor ve beni strese sokmaya yetiyor.

pamukkale turizm

john overmars
pamukyolu varan deluxe değil yine de tabii.ama gayet iyi .son bikaç yıldır tek geçtiğim firma.ulusoy artık yalan oldu zaten.gördüğüm kadarıyla güzergahı geniş.rahat temiz.şoförleri muavinleri kibar.ikramları standart film seçenekleri bayağı iyi.tv kanallar çalışıyor.müzik seçeneği müthiş.cihazlar çalışıyor.

black mirror

john overmars
dizinin dışında oyun tarihi üzerindeki en underrated seriden biridir.korku temalı grafik point click adventure serisi.zorlayıcılık ve hikaye derinliği ve de atmosfer açısından broken sword'a yaklaşabilen tek seri.4üncüsü de yıl sonu geleceği duyurulmuştur.

vitiligo

john overmars
sosyal bir hastalıktır.kanserden sonraki en ciddi hastalık.ilerleme potansiyeli işten ilişkiye kadar herşeyi etkileyebilir.ufak ufak başlar sonra ilerler.tüm cilt hastalıkları gibi tedavisi çok zor bir hastalıktır.bir tür lanettir.yüzünüzde çıkmıyor diye sevinirken orda da peydah olur.yaşamayan ne olduğunu anlayamaz.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

john overmars
çok şey söylerim de mecalim yok artık.yorulmuşum.bıkmışım umudu kaybetmişim.bir şekil yaşıyorum sadece.beklentisiz öylesine.ailem ve akrabalarımın gözbebeği oldum hep.büyük adam olacaktım sözde.üniversiteye kayıt yaptırırken dahi imzamı gören danışmanım ooo bürokrat imzası gibi ilk defa görüyorum böyle özgün bir imza bir öğrencide demişti.sonuç mu şu an hiç kimseyim ve hiç bir şeyim.iş arıyorum.ve umudum yok bu konuda.lisedeki popüler çalışkan adam da değilm.şu an hayatta bir yerim yok.öyle yaşıyorum işte.beklentisiz ve umutsuz.bu insanı hafifletiyo da bir yandan yıkıyor parçalayor bitiriyor aynı zamanda.aslında çok potansiyeli varken kendinin hakkını veremeyen yitip gitmiş 2inci lige veya çin ligine düşmüş futbolcu gibi hissediyorum kendimi diyim.hayat işte.

kanzuk'a açık mektup

john overmars
orda bi yazarlığım var ama çaylak.sanki maaş bağlıyolar da yazar olunuyor bekle allah bekle o da ayrı bi komedi de neyse.içeriklere bakıyorum instela ve inciden çok az bir fark var bazen başlıklara bakınca.hala içerik oalrak önemli bir sözlük olsa da başka bir platforma destek veriyorlar diye insanları kayırma.zengin sözlüğe destek veriyor diye uçurulan yazarları geri getir.ben 1000 lira vericem sana.o kadar diyorum.

tostçu erol

john overmars
youtuberlık kavramı doğduğundan bu yana para kazanıp popüler olcam diye saçmalayan insanlardan sadece birisi.ne yaptığı işe saygısı var ne de kendisine.o yüzden de fazla bir süre popüler olamadı.ha ekmeğini yiyor mu hala yiyor olabilir.bu kadar sağlıksız bu kadar dejenere bir işletmecilik anlayışı ancak bir yere kadar götürür onu bu kesin.orda ben naptım der belki.öyle umuyorum.

zengin itiraf

john overmars
hayatta hiç bir umudum ve hiç birşeyden hiç kimseden beklentim yok.o yüzden sinirlenmek istesem de tam olmuyor bu.öylesine yaşıyorum.her şeyi herkesi insanları tepkileri tepkisizlikleri olasılıkları artık ezberledim. etkisiz elemanım ve bunu değiştirmek için bir yol da yok.umarım tamamen deliririm yakında ya da ölürüm bir şekilde.iş aramaktan da bıktım.arkadaşlarımın hayattan şikayet etmesinden de.bana bütün hayatı zindan eden hastalıklarımdan da.her günün aynı ve tahmin edilebilir olmasından da ama bunun kalitesiz bir rutin olmasından da.yitip giden gençliğimden kalan tek düze anılardan başka sığınacak kendimi iyi hissedecek pek bir şey kalmadı yaşamımda.öylesine yaşıyorum işte.nolucaksa.

deniz gezmiş

john overmars
hakkında bir çok şey söylebilirsiniz ama apo denen adam hala nefes alırken o adam asılmayıp bu adamı astılar.kendince bir şeyleri değiştirmek istedi.bir davası vardı.vatanseverdi.ama iyi ama kötü.ideolojisini seversiniz sevmezsiniz.bahçelievler katliamını yapan insanlar kadar kirli değildi en azından.

sigarayı bırakmak

john overmars
sigarayı bırakmak için yaşamınızdaki tek ve en önemli derdin bu olması lazım aksi halde asabi bir şekilde ortalıkta gezinirsiniz.allen carr yöntemine uzun süre savunan biriydim.en sonunda kitabını okumaya karar verdim.kitabı henüz bitirmedim.bitince bırakanlar çokmuş.ama şunu fark ettim cümleler çok manipülatifti.iyi anlamda da olsa gerçekçi değildi.misal kitapta insanın en stresli döneminin çocukluk ve ergenlik olduğunu sorumlulukla stresin karıştığını söylüyor.bu koca bir yalan bana kalırsa.kafanın en rahat olduğu dönem o dönemler zaten.sorumluluk tabii ki stres getirecek.sorumlulukla stresin aynı şey olmadığını söylüyor. adamın yaptığı bir başka vurguysa sigara bağımlılığının büyük ölçüde psikolojik olduğu.nikotin bağımlılığının kolay geçtiği.buna bağlı olarak irade yöntemiyle bırakmanın zor olduğu.irade yöntemiyle bırakanların bir kaç ay içmeyip tekrar başladığı.şimdi sigarayı bu yöntemle bırakırsak bir daha istemeyeceğimizi söylüyor.bu da çelişkili.sigarayı zaten bir şekilde bırakmayı başarmışsak bir yol katetmişizdir.yöntemin ne olduğunun pek bir önemi yok.

onun dışında bu kitabı yazan kişi bir uzman değil.adam yıllar yılı 3 paket ve üstü içiyor ve bir gün kendisine kanser teşhisi koyuluyor 4 ay sonra da ölüyor.adam sıradan bir içici de değil.sürekli içiyor.belki seansına gitmek lazım bilmiyorum ama.gündelik rutin stresiniz dışında çok sorunlu sıkıntılı bir hayatınız varsa kendi başınıza bunu bırakmaya kalkmayın.sadece deli danaya dönersiniz.olabildiğince ruh hanizin stabil kaliteli bir yaşamınız varken kafanız rahatken bırakmak daha kolay gibi geliyor.çünkü net olarak bıraktığım tek dönem öyle bir dönemdi.sonra geri başladım tabi.şu an ki ruh halimle sigarayı içmemek çok zor.gerçekten berbat bir hayatım var.sorunlarım çok fazla.hali hazırda bir de sigarayı bırakmak çok asabileştiriyor.

epsxe

john overmars
sorunsuz sıkıntısız psone -play station x emülatörü.pc sürümü maalesef optimizasyon ve kontrol sıkıntısı yaşatsa da, android de çok daha kullanışlıdır.işin ilginç tarafı android, psx emülatörlerine uyumluluk açısından çok ergonomiktir ve çoğu yeni nesil android oyundan daha rahat oynanmaktadır.zamanında yarım kalmış ve bir türlü tamamlanamamış syphon filter gibi play station one'ın zamana meydan okuyan masterpiece diyebileceğimiz baş yapıtlarını oynamak için müthiş bir uygulama.

tomb raider last revelation gibi güncel işletim sistemlerinde oynanamayan oyunları bu program vasıtasıyla android'te oynamak mümkün. fiyatı da gayet makul.

anksiyete bozukluğu

john overmars
neyin yokluğunu çekiyorsanız onu büyüteçle büyütür ve size onun endişesini yaşatır.neyi çözemiyorsanız onu büyüteçle büyütür ve onun kaygısını yaşatır.kontrol edemediğiniz sonu belli olmayan her sorun anksiyeteyi güçlendirir.korku yani.sürekli korku içinde yaşamak.öyle üzerine giderek çözemezsiniz bazı şeyleri.öyle değil işte.iki depresyona girip bir şeyleri kafaya takıp anksiyete olmuyorsunuz.yavaş yavaş oluyor.büyüyor.her şey kontrolden çıkıyor.öyle krallığını ilan ediyor.öyle basit değil.fobi değil bu obsesyon da değil.panik atakla da karıştırılır.hayır öyle bir şey de değil gerçek anksiyete bozukluğu.panik atakla iç içe benzer gibi görünse de başka bir şey.anksiyete de ölüm korkusu odak noktası değildir.esas olan korkunun kendisidir.başka bir boyut.bir tür karmaşa.kontrol dışı her şey.çok kötü bir hastalıktır.

sıkışmışlık hissi

john overmars
Anksiyete halini özetleyen bir kelime.hareket alanı bulamamak.kitlenip kalmak gibi bir şey.eylemlerin kısır bir hali alması bazen erkenden uyanmak.beyin ağrısı.düşünceler düşünceler.kötü olasılıkların geçmiş deneyimlerden hareketle tahmin edilebilirliğinin verdiği o kasvetli bezgin hal.ilerleyememek sürekli engeller kör tuzaklar dolambaçlar içinde aklın pusulası bile şaşırınca böyle hisseder insan.bu rutinleşirse sıkışık bir yaşam tarzına dönüşür.geçmiş artık çok geride özlenen gelecek çok belirsiz ve olasılıksız iyi ihtimallerle dolu bugünse çok cimri ve poker yüzlü.sıkışmak diye bir his varsa böyle bir şey olsa gerek.büyüdükçe kirlenen bu dünyada organik bir güven hissi yaşamak zor.

zengin itiraf

john overmars
Bazen sözlüğe giriyorum ama niye girdiğimi bilmiyorum.öyle birileriyle de kaynatmıyorum ya da hali hazırda bir şey de yazmıyorum.bazı girileri okuyorum.sonra öyle kalıyorum.iyice mala bağladım sanırım.sanki diyetteyken buz dolabını açıp içine anlamsızca bakmak gibi yaptığım.

edebiyat

john overmars
edebiyat kültürden sosyo ekonomik ideolojik karmaşalardan yaşam tarzından örf adetlerden izler taşır.bütün bunlara etki eden en önemli unsursa yaşanılan coğrafyadır.bu yüzdendir ki robert louis stevenson'dan hazine adasını okuyup üstüne savaş ve barış okursanız kültür şoku yaşamanız olasıdır.

küçük yerde yaşamak

john overmars
Pek bir sosyal hayatı olmuyor insanın.genelde herkes birbirini tanır.birimizin akrabası sen şunlardansın diyince ooo bizimkilerde şunlardan birlikte çocukluğumuz geçti muabbetini çok duyarsınız.hele ki daha önce yaşadığınız bir yere ankara istanbul gibi yerlerden yıllar sonra kısmi zorunluluktan geliyorsanız garip bir tat oluşur zihinde.büyük şehirde yaşamaya alışınca küçük yer bir garip gelir insana.dutluğa düşmüş gibi hisseder insan.

penis

john overmars
Gereksiz fazlalıktır seks hayatınız yoksa çocuk sahibi olmayı da düşünmüyorsanız ara ara kendini hatırlatan bir yük.alkol sigara zamanla isteği azaltıyor zaten.kestirip atılası nerdeyse.

beklenen yarınların bir türlü gelmemesi

john overmars
1950lerin ideal amerikan modernizmidir.reklamla pompalanır.gerçek hayatta size güler yüzle konuşanlar genellikle müşteri temsilcisidir.çünkü görevi odur.insanlar reklamlardaki gibi değiller.yalan söyler.size de yalancı olmayı öğretirler.bu bi arkadaş olabilir.sevdiğiniz biri olabilir.herkes olabilir.siz naif ve insancıllığınızı korumaya çalışırken.bu dünya büyük balık küçük balık dünyasıdır.ve güçlü olanın kazandığı dünya.bunu anladığınız anda çocukluktan gelen tüm o saflığınızı kaybedersiniz.insanlar öyle bukalemun suratlıdır ki gerçekten kimin iyi kimin kötü olduğunu anlamanız zaman alır.iş yerinde bürodaki insanı ele alalım.iş yerinde patronun önünde siz diye konuşur ciddidir.dışarda başka.ne istediğini kim olduğunu tanımadan işten çıkarsınız.nette biriyle tanışırsınız size çok naifmiş gibi görünür.gerçekten farklıymış gibi.tekmeyi basar.affedersiniz bi daha basar.gerçek hayat askerde sizle kanka geçinen adam bi siktir git aqdumun diye size faceden mesaj atabilir.

yaani bu işin insan tarafı.daha bir çok tarafı var.hep o ideal kibar dürüst güler yüzlü sorun çözen takımcıl paylaşmacı rekabet ederken ezmeyen insan yoktur.herkes daha iyisini bulunca gider kimse hatasınız kolay kolay kabullenmez azcık falsonuz varsa sizden boktan ve işe yaramazı kötüsü eskimişi defolusu yoktur. ya da çoğunluk böyle diyelim.işte biraz bile aksarsanız kimse işi aksatmayan ama müşteriye müdürün duyacağı gevşeklikte dövercesine kovan adamı umursamaz.hayat ayrıntı değildir.genellemeler içinde basit ve doğru olanı yapmayı sunar.hayat boktandır.ya yolunu bulup düzene uyum sağlayacak ya da seyiric kalmayı göze alcaksınız.

başını yastığa koyunca rahat uyuyabilen insan

john overmars
bunun üst modeli otobüste uyuyandır.ya düzenli bir seks hayatı vardır.ya iyi bir işi ve geliri.ya iyi bir eşi ya yalnız ve huzurludur ya da sadece gamsızdır.cidden sinir olurum böylesine.otobüsten uyuyan insana.sikseler en fazla 4 saat uyurum 10 saat gece yolculuğunda.arkadaş hiç mi derdin tasan yok hiç mi kafaya takmazsın.hiç özlemez acaba nolucak demez misin lan.yanımda böyle biriyle seyahat ettim bugün.tamam ben anksiyetenin tekiyim de otobüste gelene kadar kış uykusuna yatmak nedir ya.ya çok yorgun olmak lazım ya çok sarhoş.

yaşlanmak

john overmars
sikko bir ruh hali.napıyım bir daha üniversite okuyayım yeni kariyer planımı kasayım.yaş olmuş 31.napmalı bilmiyorum.fiziksel olmaktan ziyade mental olarak yaşlı hissetmek.10 yıl ne ara geçti anlamadım.artık olgun bir adam olarak toplum düzen sizden olmuş biri olmanızı bekliyor.olmadım hamım hala.vaktim geçti.dedim ya sikkofield bir his.

dünyanın en güçlü silahı

john overmars
yapay zekadır.iyice sosyalleştirdiler.yarın skynet online derse şaşırmam.terminator filmi boşuna yapılmadı.kurgu murgu al sana gerçek.terminator filminde de savunma ve daha iyi bir gelecek için üretiliyordu.sonra gördük geleceği.dünya üzerinde doğum kontrolü ölümler hastalıklara harcanacak para buna harcanmamalı.harcanıyorsa da sınırı olmalı.böyle cinsiyetle albeni katıp ortama sunmak iyi bir şey değil.sonra john connor bizi kurtar dicez.nükleer silaha nükleer güce ve düşünebilen yapay zekaya hayır.bu konuda hep muhafazakar kalıcam.

30 yaşından sonra anlaşılanlar

john overmars
yaşamın rengi atmış.bir yanın çocuk bir yanın adam bi yanın genç.şakası yok hayatın ama şakayla karışık sadri alışık tadında traji komik bir hal alıyor insan .özellikle mükemmel bi çocukluk ve ilk gençlik geçirmişseniz ve şu anınız traji komikse sürekli geçmişi düşünür bi yanınız.

ne eski cinsel istek ne eskisi gibi heyecanlı ya da idealist böyle cıva gibi ağır ama yine de akışkan garip bi ruh hali işte.tarifi imkansız o yaşa gelmeden.ne demiş şaiirrr anlayamazsınız.


ergenlikten çıkıp ta başka bir ergenliğe geçmişsiniz gibi. 30 yaş sendromu saçma bi hal işte.

anlatamadım hiç anlamadılardan ziyade anladın mı samet tadında.ne aşırı duygusallığa ne aşırı duygusuzluğa gelemiyor insan bu yaşta.olgunlaşmak sanıım böyle bir şey.denge arıyor insan her şey de öyle bir aheng-i cümbüş istiyor.

azrailin regl donemi

john overmars
benim 3-4 sene önceki hayat doluluğumu heyecanımı gençliğimi hatırlatıyor yazdıkları.keşke o günlere dönebilsem.okudukça kendi 25-26 yaşlarıma aklıma geliyor.eskisi gibi adrenalin dolu öfkeli heyecanlı hırslı ve özgüven dolu günlerimi hatırlamak garip yazılarına baktıkça.