confessions

mars yolcusu

1. nesil Yazar - Gayretli

  1. toplam entry 203
  2. takipçi 9
  3. puan 6540

gecenin şiiri

mars yolcusu
-Kaçak

Küçük kızları ve ölümü kuşatır yüzü,
Önce küçük kızları sonra ölümü..
Yıkar yüreğime öptükçe;
Ağzındaki yükü..

Dağlar ovalar ve atının terkisinde,
Önce dağlar ovalar sonra atının terkisinde'
Sarılır eşkiyama türkümü söylerim,
Bembeyaz bir kadın halinde..

Cemal Süreya

panteizm

mars yolcusu
(tüm tanrıcılık)

Tanrı ile evreni bir ve aynı şey olarak gören düşünce biçimidir.
Panteizm'e göre tanrının evrenden ayrı bir varlığı yoktur.
Tanrı, evrenin kendisidir.
Evrende var olan herşey, aslında bir bütün olarak tanrıyı oluşturur.
İnsan da tanrının bir parçasıdır.
Tanrı her şeydir ve her şey tanrıdır.
Tanrı nesnelerin dışında değil içindedir.

Panteizm eski Yunan felsefesinde plotinos (205-270), rönesanstan sonra Bruno (1548-1600) ve spinoza (1632-1677) tarafından savunulmuştur.

mevlana

mars yolcusu
Mevlana Celaleddin Rumi Farsça yazdığı, yaklaşık 26 bin beyitten oluşan "Mesnevî" adlı eseriyle türk kültürüne önemli katkılarda bulunmuş mutasavvıflardan biridir.

Mevlana'ya göre;
Bütün yaratılmışlar içinde öyle biri vardır ki o, kendisine ilahi ruh üflenmiş olan insandır.
Yalnızca insan, varlığın özünü, mutlak güzellik ve iyilik olan tanrıyı sezebilir.
Tanrı onu kendi mutlak kudretini bilecek ve sevecek ölçüde yaratmıştır. Ancak birtakım dünyevi zevkler bu sezgiye ulaşmayı engeller.
Gelip geçici dünyevi zevkleri yenmenin ve tanrıyla bütünleşmenin yolu aşk'tır.
Aşk yaratılmış olan her varlığın tanrı adına sevilmesidir.
O halde, evrensel ahlak yasasının temeli aşk yani sevgidir.
Bu sevgi ve aşk, davranışlarında uyacağı ahlak yasasını gösterir.
Buna göre;
"Yaratılmış her varlığı sevmek iyi, sevmemek kötüdür."
Bir ahlak yasasıdır.


Ve son olarak mevlana'dan;
Hаyаt bir nefestir, аldığın kаdаr… Hаyаt bir kаfestir, kаldığın kаdаr… Hаyаt bir hevestir, dаldığın kаdаr… Hz. Mevlana

anarşizm

mars yolcusu
Devletin ya da iktidarın olmadığı bir toplumun düzeninin kurulmasını amaçlayan dünya görüşüdür.

İnsan özgürlüğünün önünü tıkayan, insanlar üzerinde tahakküm kurarak onların yaşam alanlarını belirlemeye çalışan her türden kurumun ortadan kaldırılmasını savunan toplum ve siyaset felsefesidir.

Bu anlayış bireye önem verir ve bireysel istençlerden daha üstün bir şey olamayacağını savunur.

Kurucusu;
Fransız prudon, en tanınmış temsilcileri ise Rus bakunin,
Kropotkin ve Alman stirner'dir.

ahlak

mars yolcusu
Felsefe açısından ahlak (etik)
Felsefeden bağımsız bir alan olarak ahlak, bir kurallar sistemidir.
İnsanların eylemlerini ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla oluşturulmuş normlar ya da değerler sistemidir.

felsefe

mars yolcusu
Yunanca; "seviyorum", "peşi sıra koşuyorum", "arıyorum" anlamına gelen "phileo" ile "bilgi", "bilgelik" anlamına gelen "Sophia" sözcüklerinin birleşiminden oluşan, felsefenin sözcük anlamı: "bilgelik sevgisi" ya da "bilgi sevgisi"dir.

eşitlik

mars yolcusu
Eşitlik aynı olmak değildir.

zenginsozluk.com/foto
Eşitlik kavramı farklı açılardan ele alınabilir.
Matematiksel eşitlik ile rakamlar arasındaki eşitlik, sosyal eşitlik ile "nimet ve külfette eşitlik" vergi eşitliği ile mali güce göre vergi alınması, hukuksal eşitlik ile yasa önünde eşitlik anlaşılır.

Burada söz konusu edilen daha çok hukuki anlamdaki eşitliktir.
Hukuki eşitlik; din, mezhep, etnik köken, asalet, servet, makam vb. Gözetilmeksizin kişilerin yasalar karşısında eşit muamele görmesi demektir.
1982 anayasası'nın 10. Maddesi " herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle" ayırım gözetilmeksizin kanunlar önünde eşittir.

operadaki hayalet

mars yolcusu
Paris opera binası'nın mahzeninde, yüzü tanınmayacak derecede ürkütücü olduğu için insanlara görünmeden bir hayalet gibi yaşayan müzik dehası opera hayaleti, korodaki christine'e gizlice müzik dersleri verecek onun ünlü bir soprano olmasını sağlar ve zaman geçtikçe ona büyük bir sevgiyle bağlanır.
Bu gizemli hayalet'in genç kıza duyduğu tutkulu aşk bir süre sonra kendisini içten içe yakan bir kıskançlığa ve takıntıya dönüşmeye başladığında ise, christine'i tehlikeli ve karanlık bir sonun başlangıcına adım adım yaklaştırır.

Gaston leroux'un klasikler arasında yerini almış, beyaz perdeye ve pek çok müzikale de uyarlanan ölümsüz eseri 'operadaki hayalet',
Tutkunun sıra dışı bir trajediye dönüşümünün hikayesidir.

tuncel kurtiz

mars yolcusu
Üstad deyince akla gelen ilk kişidir.

İnsanın ruhuna dokunan, dokunduğu anda ruha sonbaharı getiren, yaprak yaprak yere düşüren, düşürdüğü yerden kaldırmayan; şiirin sahibidir de kendisi.

Sesiyle; yaşanmışlıklara dokunan, geçmişin güzelliğini şimdiki zamanın ve geleceğin çirkinliğini gün yüzüne çıkartan adam.

Dinlemek için;

ahmed arif

mars yolcusu
"Şiir hayatı güzelleştirir, tıpkı bu dizelerdeki gibi insanı dipsiz derinliklere, dalgalara, sevdalara sürükler.
Aşka, hayata, insana, dağlara, taşlara ruh katar şiirler.
Dağlar, taşlar, okyanuslar, gökyüzü bile yaşlanır.
Şairler ise hep genç kalır.
Sonsuza dek var olurlar."

-terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...

'ben halkımın mazlum ve gariban bir ozanıyım.
Böyle olmak da yüce bir onurdur.'
diyecek kadar halkın sevdalısı, yüreğini şiire ve halkına adamış bir şair.

milena'ya mektuplar

mars yolcusu
"ve gece yazdığın mektup orda işte, nasıl okunabileceğini aklım almıyor, bir göğüs havayı solumak için böyle nasıl daralıp genişliyor, aklım almıyor.. senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor..."

"Yaşamımız diyorum, nasıl olsa bulanık bir su."

Franz Kafka'nın hayatının en büyük aşkı milena'ya yazdığı ve bir anlamda aşkının şiire dökülmüş hali sayılan bu mektuplar içinde;
Seveni,
Sevileni,
Hasreti,
Gurbeti,
Varsıllığı,
Savaş döneminde ise yoksulluğu ve ölümü barındırıyor.

kol düğmeleri

mars yolcusu
"O aslında geçici bir heves değil, sen yokken bile varmışsın gibi hayatı devam ettirebilmekmiş.
Cesaret senin gibi yüreklerde gizliymiş.
"Hayatınızın sonuna kadar yaşamadıkça, talihinizden şikayet etmeyin" demiş Çehov.
Bunu sen öğrettin bana.
Unutturmadın.
Ne uzaklıklar engelmiş ne de bir başkası var olanı değiştirebilirmiş.
Kol düğmesi farklı kolda aynı amaçla birleşmeyi bekleyen.
Ve bir gün o da olur denen hiçbir şey aslında avuntu değil gerçeğin ta kendisiymiş.
Bizim gibi der şarkı..yarım kalmışlar için..
Biz kalabilenler için yazılmış.."
(Alıntı)

Kol düğmeleri, bir barış Manço şarkısıdır.


6 /