olaylara, görüşlere, yazılara, düşüncelere objektif bakmayı bilmeyen,
kendi doğru olarak bildiği şeylerin kesinlikle doğru olduğuna inanan, başkalarının da bunlara inanmasını bekleyen,
büyük harfle giri yazılabilse yazdığı girilerin %80 i büyük harfle yazılmış olacağına inandığım, bunun eksikliğini de her cümlesinde ünlem işareti kullanarak tamamlayan,
kendi gibi düşünmeyen yazarların hemen hemen bütün girilerini eksileyen ve bu girilerin çoğunda da karşılık olarak yazacak bir şeyler bulan,
heyhat! bir o kadar da kin tutan yazar kişi.
naçizane önerimdir; psikolojik destek ve anti depresan hiçte fena fikir değil
(bkz:edep ya hu)
bütün sosyal ağlarda, forumlarda, whatsapp'ta vb. olduğu gibi, sözlüğümüzde de olan hede.
ve bütün sosyal ağlarda olduğu gibi kare şekilde profil fotoğrafı eklemek gerekli. Sosyal ağlarda büyük fotoğraf eklerken kırpma isteniyor ama sözlükte böyle bi şey olmadığı için tam kare olmayan bi fotoğraf eklerseniz, fotoğraf otomatik olarak kare şekline gelir bu esnada fotoğraf uzar veya genişler.
Fotoğrafı tam kare şekline getirmek için "no crop" ismiyle paylaşılan uygulamaları tavsiye ederim.
ve bütün sosyal ağlarda olduğu gibi kare şekilde profil fotoğrafı eklemek gerekli. Sosyal ağlarda büyük fotoğraf eklerken kırpma isteniyor ama sözlükte böyle bi şey olmadığı için tam kare olmayan bi fotoğraf eklerseniz, fotoğraf otomatik olarak kare şekline gelir bu esnada fotoğraf uzar veya genişler.
Fotoğrafı tam kare şekline getirmek için "no crop" ismiyle paylaşılan uygulamaları tavsiye ederim.
motorcuların bazen haklı olarak bazen de kazara yaptıkları şeydir.
maalesef dünya genelinde motorları araçtan saymayan sürücüler oldukça fazla. hal böyle olunca, motorcuları trafikte sıkıştıran, yol vermeyen, üzerlerine süren davar sürücülerle dolu bir trafikte motorcular deliriyor.
sabırlı motorcuların defalarca uyarmasına rağmen hala oralı olmayan sürücüler bence hak ediyor bunu. motorcunun hayatını tehlikeye atacak şekilde sıkıştıranlar da aynı şekilde. sonuç olarak o ayna kırılıyor. ama bir de zevk için park halindeki araçların bile aynalarını kıran haysiyetsiz motorcular var ki, onların yatacak yeri bile yok..
yasaya göre motorlar da trafikte araçlar kadar hakka sahiptir!
maalesef dünya genelinde motorları araçtan saymayan sürücüler oldukça fazla. hal böyle olunca, motorcuları trafikte sıkıştıran, yol vermeyen, üzerlerine süren davar sürücülerle dolu bir trafikte motorcular deliriyor.
sabırlı motorcuların defalarca uyarmasına rağmen hala oralı olmayan sürücüler bence hak ediyor bunu. motorcunun hayatını tehlikeye atacak şekilde sıkıştıranlar da aynı şekilde. sonuç olarak o ayna kırılıyor. ama bir de zevk için park halindeki araçların bile aynalarını kıran haysiyetsiz motorcular var ki, onların yatacak yeri bile yok..
yasaya göre motorlar da trafikte araçlar kadar hakka sahiptir!
Aybüke öğretmen, daha 7 ay önce öğretmen olmuş 22 yaşında bir öğretmendi. Hayalleri, vatan, millet, bayrak sevgisi aşılayacağı öğrencileri vardı.. Ruhu şâd olsun.
And olsun, intikamı alınacak elbet. soysuzlara bu vatanı dar edeceğiz..
edit: ölümünden sonra kırmızı fularlı orospu çocukları tarafından "yoldan geçerken öldü" şeklinde dalga geçilmiştir.. bu da sizin ayıbınız olsun, intikamı daha acı olacak!
And olsun, intikamı alınacak elbet. soysuzlara bu vatanı dar edeceğiz..
edit: ölümünden sonra kırmızı fularlı orospu çocukları tarafından "yoldan geçerken öldü" şeklinde dalga geçilmiştir.. bu da sizin ayıbınız olsun, intikamı daha acı olacak!
bütün sınıfı topluca kaçmaya teşvik eden öğrenci söylemi.
aslında hiç bir gerçekliği olmasa da lisede adam gibi adam diye tabir edilecek çoğu öğretmen toplu kaçınca yok yazmıyor.(4 yıllık lise hayatımda +20 kez denendi) liseden alışıpta üniversitede denememeniz gereken bir şey toplu kaçmak. (denedik, o işler öyle yürümüyor )
aslında hiç bir gerçekliği olmasa da lisede adam gibi adam diye tabir edilecek çoğu öğretmen toplu kaçınca yok yazmıyor.(4 yıllık lise hayatımda +20 kez denendi) liseden alışıpta üniversitede denememeniz gereken bir şey toplu kaçmak. (denedik, o işler öyle yürümüyor )
Ulu önder. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu.
Baş öğretmen. Türk milletine ve Türk gençliğine çok şey katmış büyük bir lider. ebediyen var olacak son başbuğ.
RUHU ŞAD OLSUN!
zenginsozluk.com/foto
Baş öğretmen. Türk milletine ve Türk gençliğine çok şey katmış büyük bir lider. ebediyen var olacak son başbuğ.
RUHU ŞAD OLSUN!
zenginsozluk.com/foto
amca: 0 rh+
uğruna provokasyonlar yapıp, askerimizi, polisimizi kalleşçe şehit eden bir grup fistanlı terörist(!) grup tarafından, kurulacağına inanılan sadece bir hayal ürünü ülkedir.
(bkz:hayallerle yaşayanı gerçekler sikermiş)
(bkz:hayallerle yaşayanı gerçekler sikermiş)
egosunu tatmin etmeye çalışan bir çömez türüdür.
hoş, biz burada oy için entry yazmıyoruz.
hoş, biz burada oy için entry yazmıyoruz.
malumunuz, sözlükte smiley diye isimlendirilen gülücük şekilleri yasak olduğu için, yazarların gülücükle ifade edilecek yerlerde bu kısaltmayı kullandığını görebilirsiniz.
bir kısaltma düşünün ki, içinde sıradan iki nokta ve bir parantez işareti. bir kısaltma düşünün ki klavye tuşlarına hunharca basmaktan çok zevk aldığınız gülüş biçimi "random gülüş".
kısaltmanın açılımı olan "smiley was here" açılımını türkçeye çevirdiğimizde; "gülücük buradaydı" anlamı çıkıyor. gülücük buradaydı, gitti çok uzaklara..
bir kısaltma düşünün ki, içinde sıradan iki nokta ve bir parantez işareti. bir kısaltma düşünün ki klavye tuşlarına hunharca basmaktan çok zevk aldığınız gülüş biçimi "random gülüş".
kısaltmanın açılımı olan "smiley was here" açılımını türkçeye çevirdiğimizde; "gülücük buradaydı" anlamı çıkıyor. gülücük buradaydı, gitti çok uzaklara..
"Her sabah bir yudum kahve, bir yudum kitap kalbinize iyi gelir." sloganı ile bilinen, abonelerine her gün sabah 5 dakikada okunabilecek en güzel roman ve hikayelerin en güzel pasajlarını yollayan, iyi kalpli insanların hala var olduğunu kanıtlayan, karşılıksız iyilik yapmanın da mümkün olduğunu gösteren, pasaj öncesi kısa açıklamalarıyla içimizi ısıtan, her fırsatta abonelerine var olun diyen insanlar tarafından başlatılan ve hala devam eden güzel bir uygulama.
abonelik için sadece adınız ve e posta adresiniz yeterli.
http://www.biryudumkitap.com/
ben 1 yılı aşkın süredir kullanıyorum. o kadar alıştım ki her sabah günaydın mesajları yerine mail kutuma bakıyorum. bir gün o güzel atlara binip giden o güzel insanlar gibi bunlar da giderse sanırım alışmam çok zor olur.
son 2 gündür gönderdikleri pasajların o samimi açıklamalarını sizinle paylaşmak istiyorum.
abonelik için sadece adınız ve e posta adresiniz yeterli.
http://www.biryudumkitap.com/
ben 1 yılı aşkın süredir kullanıyorum. o kadar alıştım ki her sabah günaydın mesajları yerine mail kutuma bakıyorum. bir gün o güzel atlara binip giden o güzel insanlar gibi bunlar da giderse sanırım alışmam çok zor olur.
son 2 gündür gönderdikleri pasajların o samimi açıklamalarını sizinle paylaşmak istiyorum.
"Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için..."
Yurdu yaşatmak için..."
ileri zamanlarda çok güzel giriler yazılacak bir başlık. bir mecnun, ferhat, kerem gibi kişiler gelip bişey yazacağını ne kadar düşünmesem de, örneğin inci sözlük'ten "olumniyekabuletmiyo" gibi koca yürekli kişiler gelip bi şeyler yazsa fena mı olur!
bu arada; o acı geçmiyor, her gün hissedeceksiniz mecburen ama zamanla alışırsınız belki..
bu arada; o acı geçmiyor, her gün hissedeceksiniz mecburen ama zamanla alışırsınız belki..
zengin sözlük aktif ve değerli sözlük yazarları listesinde başlarda gelir vesselam.
isminin aksine siyah beyaz değil, renkli birisi.
arada bir favorileşiyoruz felan. kitap okuyan insan kötü olur mu lafıyla da gönlümü kazanan bir şahıs.
(bkz:seni tanımak istiyorum yiğidim beni mutlaka ara)
isminin aksine siyah beyaz değil, renkli birisi.
arada bir favorileşiyoruz felan. kitap okuyan insan kötü olur mu lafıyla da gönlümü kazanan bir şahıs.
(bkz:seni tanımak istiyorum yiğidim beni mutlaka ara)
eski türkçede "tengri" olan ve günümüzde tanrı diye yazılan bir kelimedir.
zenginsozluk.com/foto
allah yerine tanrı demek caizdir. (diyanet işleri başkanlığı)
kaynak
zenginsozluk.com/foto
allah yerine tanrı demek caizdir. (diyanet işleri başkanlığı)
kaynak
40 çerisiyle birlikte çin sarayına baskın yapan kürşad'ın destanıdır. hüseyin nihal atsız'ın bozkurtların ölümü adlı romanında daha detaylı ve açıklamalı şekilde anlatılmaktadır.
zenginsozluk.com/foto
Kürşad, 621 senesinde Çinli eşi İ-çing Katun tarafından zehirlenerek öldürülen Doğu Göktürk Devleti kağanı Çuluk Kağan'ın küçük oğludur. Çuluk Kağan'ın ölümünden sonra kardeşi Bağatur Şad, Kara Kağan adını alarak hükümdar oldu ve ağabeyinin Çinli eşi ile evlenerek Ötüken'deki Türkler arasında huzursuzluğa yol açtı... Bir tarafta Çinliler, diğer yanda da Sırtarduş Bayurku, Dokuz Oğuz, Uygur gibi Türk boylarının Göktürklere başkaldırıp savaşmaları ve ayrıca İ-çing Katun'un Ötüken'de esir durumda yaşayan Çinli azınlığa destek çıkarak bunların zenginleşmesini sağlaması sayesinde giderek zayıflayan ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkler, 629 senesinde Çinlilerle yaptıkları savaşta tuzağa düşerek yenilince Doğu Göktürk Devleti yıkıldı. Başta Kara Kağan ve Kürşad olmak üzere binlerce Göktürk Çinlilere esir düşerek Çin'in başkenti Siganfu'ya götürüldüler ve orada kendilerine tahsis edilen bölgede yaşamaya mecbur edildiler. Türkleri asimile edebilmek amacıyla Göktürk soylularını hassa ordusunda subay olarak görevlendiren Çinlilerin bu taktiği bir işe yaramamış, Türkler bağımsızlıklarına kavuşup yeniden devlet kurmak amacıyla fırsat kollamaya başlamışlardır. Kürşad da Çin hükümdarının ordusunda subay durumundadır fakat kılıcını milletinin özgürlüğü için çekeceği günü beklemektedir. Esaretin beşinci yılında Kara Kağan kahrından ölür. Esaretin onuncu yılında, yani 639 senesinde, Bozkurt soyunun en büyüğü konumundaki Kürşad durumun iyice kötüye gittiğini görerek kırk çerisi ile birlikte ihtilal yapmaya karar verir. Geceleri kılık değiştirerek Siganfu sokaklarında tek başına dolaşma adeti olan Çin hükümdarı Tay-tsung'u yakalayarak rehin almaya ve bu sayede Çin sarayına girerek orada bulunan Kürşad'ın ağabeyinin oğlu Urku Tigin'i kurtarıp, toplayabildikleri kadar Türk ile birlikte Ötüken'e giderek tekrar devlet kurmaya, Urku Tigin'i de kağan ilan etmeye karar verirler. Bu uğraşta başarılı olurlarsa budun kurtulacak, başaramazlarsa da dökülecek kanları geride kalanlara ödevlerini hatırlatacaktır. Fakat ihtilal için harekete geçtikleri gece sağanak halinde yağan yağmur yüzünden Çin hükümdarı sarayından dışarı çıkmaz. İhtilali ertelemenin sakıncalı olacağını düşünen Kürşad, kırk çerisiyle birlikte Çin sarayına yürür, amacı sarayı basarak hükümdarı esir almaktır. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında yüce dileğe doğru yürüyen kırkbir Türk yiğidi sarayın kapısına vardıkları anda cenk başlar. Yüzlerce Çinli askeri öldürürler ama binlercesi üzerlerine saldırmaya devam eder. Göktürklerin bir kısmı sarayın içinde savaşırken şehit olur, sağ kalanlar ise Kür Şad'ın önderliğinde saraydan çıkarak Vey ırmağına doğru ilerlerler, niyetleri ırmağı geçerek Ötüken'e doğru at koşturmaktır. Ama sağanak halinde yağan yağmur yüzünden yükselen sular köprüyü sürükleyip götürdüğü için karşıya geçemezler ve peşlerinden gelen Çin ordusu ile son kez cenke tutuşurlar. Binlerce Çinli askere karşı savaşan bir avuç Türk yiğidi peş peşe uçmağa varırlar. Sadece Kürşad sağ kalmıştır, tek başına Çin hükümdarlığına karşı savaşmaktadır. En sonunda O da şehit olur fakat elinde kılıcıyla atının üzerinde durmaktadır, öldüğü halde yere düşmemiştir... Kürşad ölmüş fakat yenilmemiştir...
Kürşad ve kırk çerisinin yaptıkları ihtilalden sonra korkuya kapılan Çinliler, Siganfu'daki bütün esir Göktürkleri mecburen serbest bırakırlar. Göktürkler kırküç yıl boyunca dağınık bir şekilde yaşarlar, bazı Göktürk soyluları yeniden devlet kurma girişiminde bulunsalar dahi başarılı olamazlar... Fakat 682 senesinde Bozkurt başlı sancak tekrar kaldırılır ve Kutluk Şad (İlteriş Kağan) ile Bilge Tonyukuk İkinci Göktürk Devleti'ni kurarlar...
alıntı
41 çeri;
peki o uslanmaz kan hangi bedende şimdi?
zenginsozluk.com/foto
Kürşad, 621 senesinde Çinli eşi İ-çing Katun tarafından zehirlenerek öldürülen Doğu Göktürk Devleti kağanı Çuluk Kağan'ın küçük oğludur. Çuluk Kağan'ın ölümünden sonra kardeşi Bağatur Şad, Kara Kağan adını alarak hükümdar oldu ve ağabeyinin Çinli eşi ile evlenerek Ötüken'deki Türkler arasında huzursuzluğa yol açtı... Bir tarafta Çinliler, diğer yanda da Sırtarduş Bayurku, Dokuz Oğuz, Uygur gibi Türk boylarının Göktürklere başkaldırıp savaşmaları ve ayrıca İ-çing Katun'un Ötüken'de esir durumda yaşayan Çinli azınlığa destek çıkarak bunların zenginleşmesini sağlaması sayesinde giderek zayıflayan ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkler, 629 senesinde Çinlilerle yaptıkları savaşta tuzağa düşerek yenilince Doğu Göktürk Devleti yıkıldı. Başta Kara Kağan ve Kürşad olmak üzere binlerce Göktürk Çinlilere esir düşerek Çin'in başkenti Siganfu'ya götürüldüler ve orada kendilerine tahsis edilen bölgede yaşamaya mecbur edildiler. Türkleri asimile edebilmek amacıyla Göktürk soylularını hassa ordusunda subay olarak görevlendiren Çinlilerin bu taktiği bir işe yaramamış, Türkler bağımsızlıklarına kavuşup yeniden devlet kurmak amacıyla fırsat kollamaya başlamışlardır. Kürşad da Çin hükümdarının ordusunda subay durumundadır fakat kılıcını milletinin özgürlüğü için çekeceği günü beklemektedir. Esaretin beşinci yılında Kara Kağan kahrından ölür. Esaretin onuncu yılında, yani 639 senesinde, Bozkurt soyunun en büyüğü konumundaki Kürşad durumun iyice kötüye gittiğini görerek kırk çerisi ile birlikte ihtilal yapmaya karar verir. Geceleri kılık değiştirerek Siganfu sokaklarında tek başına dolaşma adeti olan Çin hükümdarı Tay-tsung'u yakalayarak rehin almaya ve bu sayede Çin sarayına girerek orada bulunan Kürşad'ın ağabeyinin oğlu Urku Tigin'i kurtarıp, toplayabildikleri kadar Türk ile birlikte Ötüken'e giderek tekrar devlet kurmaya, Urku Tigin'i de kağan ilan etmeye karar verirler. Bu uğraşta başarılı olurlarsa budun kurtulacak, başaramazlarsa da dökülecek kanları geride kalanlara ödevlerini hatırlatacaktır. Fakat ihtilal için harekete geçtikleri gece sağanak halinde yağan yağmur yüzünden Çin hükümdarı sarayından dışarı çıkmaz. İhtilali ertelemenin sakıncalı olacağını düşünen Kürşad, kırk çerisiyle birlikte Çin sarayına yürür, amacı sarayı basarak hükümdarı esir almaktır. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında yüce dileğe doğru yürüyen kırkbir Türk yiğidi sarayın kapısına vardıkları anda cenk başlar. Yüzlerce Çinli askeri öldürürler ama binlercesi üzerlerine saldırmaya devam eder. Göktürklerin bir kısmı sarayın içinde savaşırken şehit olur, sağ kalanlar ise Kür Şad'ın önderliğinde saraydan çıkarak Vey ırmağına doğru ilerlerler, niyetleri ırmağı geçerek Ötüken'e doğru at koşturmaktır. Ama sağanak halinde yağan yağmur yüzünden yükselen sular köprüyü sürükleyip götürdüğü için karşıya geçemezler ve peşlerinden gelen Çin ordusu ile son kez cenke tutuşurlar. Binlerce Çinli askere karşı savaşan bir avuç Türk yiğidi peş peşe uçmağa varırlar. Sadece Kürşad sağ kalmıştır, tek başına Çin hükümdarlığına karşı savaşmaktadır. En sonunda O da şehit olur fakat elinde kılıcıyla atının üzerinde durmaktadır, öldüğü halde yere düşmemiştir... Kürşad ölmüş fakat yenilmemiştir...
Kürşad ve kırk çerisinin yaptıkları ihtilalden sonra korkuya kapılan Çinliler, Siganfu'daki bütün esir Göktürkleri mecburen serbest bırakırlar. Göktürkler kırküç yıl boyunca dağınık bir şekilde yaşarlar, bazı Göktürk soyluları yeniden devlet kurma girişiminde bulunsalar dahi başarılı olamazlar... Fakat 682 senesinde Bozkurt başlı sancak tekrar kaldırılır ve Kutluk Şad (İlteriş Kağan) ile Bilge Tonyukuk İkinci Göktürk Devleti'ni kurarlar...
alıntı
41 çeri;
peki o uslanmaz kan hangi bedende şimdi?
Bizler Türkçüyüz, Türkçü olduğumuz için ırkçıyız bunu kimseden çekinmeden söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz.
Lakin bizler birilerinin nitelendirdiği gibi, kötü adamlar veya aykırı insanlar değiliz, hele nazi özentisi hiç değiliz!
Bizler taşıdığı kanın bilinci ile hareket eden, atalarına layık olmaya çalışıp, kendinden başka dostu olmadığını bilen bir milletin, 21. Yüzyılda yeniden diriliş hareketinin temsilcileriyiz.
Her anı kavga ile geçen, her türlü savaş ve mücadele stratejilerinin geliştiği bir dünya düzeni içerisinde elbette kendi milletimizin çıkarlarınını savunacağız.
Bu savunma mekanizması ve Türkçü bilincimiz ırkçılıksa ırkçı olacağız. Lakin bizler ırkçılığı sadece antropolojik alanda değerlendirmiyoruz.
Hal böyle olunca insanları labaratuvarlara doldurup kafatası ölçümüde yapacak değiliz. Hayatın kabuğunu kırıp öze indiğimizde ırkımızın gizli gücünü ve hayallere bile sığmayacak kadar büyük şanlı mazimizi gördük ve orada kendimizi bulduk.
Peki neydi o gizli güç ve mazi; Tanrıdan buyruk almışçasına zaferden zafere koşan ordular ve her yanı ordularımız ile kuşatılmış, bilgelerimizin bilgi dağıttığı hakanlarımızın adalet fermanı sunduğu, sınırlarını ise atalarımın çizdiği büyük bir dünya..
O dünya ki; Kürşad'ın 40 çeri ile saray bastığı, Atilla'nın slav ve avrupa medeniyetlerinin temelini attığı, Cengiz'in intikam ateşi ile yandığı, Timur'un acuna nam saldığı, Fatih'in genç yaşında çağ açıp çağ kapattığı ve asil ırkımın “Gökte Tanrı Yerde Biz” şiarıyla yola çıkıp sayısız destan yazdığı koskoca bir dünya...
Bizim Türkçülüğümüz, dün uygarlığın beşiği insanlığın güneşi olan, bugün ise varoluş mücadelesi veren bir ırkın kutlu kavgasıdır.
Tabi bunu; kendi öz benliğini yabancıların oyuncağı haline getiren mankurtlar anlayamaz. Hele; din kardeşliği uğruna halepe ağıt yakıp da, sıra Müslüman Doğu Türkistan'a gelince sesini kısan, aynı şekilde Musul, Kerkük'teki soydaşına yapılan zulme kayıtsız kalan, Karabağ'a Ermeni tankları girdiği vakit kulağı sağır gözü kör olan; sözde müslümanlar hiç anlayamaz!
bir kaç nesil sonra gelip de densizce entry yazacaklara not;
Harbi olun, açık konuşun! Bilin ki; benim davam sizin davanızla aynı değil!
Lakin bizler birilerinin nitelendirdiği gibi, kötü adamlar veya aykırı insanlar değiliz, hele nazi özentisi hiç değiliz!
Bizler taşıdığı kanın bilinci ile hareket eden, atalarına layık olmaya çalışıp, kendinden başka dostu olmadığını bilen bir milletin, 21. Yüzyılda yeniden diriliş hareketinin temsilcileriyiz.
Her anı kavga ile geçen, her türlü savaş ve mücadele stratejilerinin geliştiği bir dünya düzeni içerisinde elbette kendi milletimizin çıkarlarınını savunacağız.
Bu savunma mekanizması ve Türkçü bilincimiz ırkçılıksa ırkçı olacağız. Lakin bizler ırkçılığı sadece antropolojik alanda değerlendirmiyoruz.
Hal böyle olunca insanları labaratuvarlara doldurup kafatası ölçümüde yapacak değiliz. Hayatın kabuğunu kırıp öze indiğimizde ırkımızın gizli gücünü ve hayallere bile sığmayacak kadar büyük şanlı mazimizi gördük ve orada kendimizi bulduk.
Peki neydi o gizli güç ve mazi; Tanrıdan buyruk almışçasına zaferden zafere koşan ordular ve her yanı ordularımız ile kuşatılmış, bilgelerimizin bilgi dağıttığı hakanlarımızın adalet fermanı sunduğu, sınırlarını ise atalarımın çizdiği büyük bir dünya..
O dünya ki; Kürşad'ın 40 çeri ile saray bastığı, Atilla'nın slav ve avrupa medeniyetlerinin temelini attığı, Cengiz'in intikam ateşi ile yandığı, Timur'un acuna nam saldığı, Fatih'in genç yaşında çağ açıp çağ kapattığı ve asil ırkımın “Gökte Tanrı Yerde Biz” şiarıyla yola çıkıp sayısız destan yazdığı koskoca bir dünya...
Bizim Türkçülüğümüz, dün uygarlığın beşiği insanlığın güneşi olan, bugün ise varoluş mücadelesi veren bir ırkın kutlu kavgasıdır.
Tabi bunu; kendi öz benliğini yabancıların oyuncağı haline getiren mankurtlar anlayamaz. Hele; din kardeşliği uğruna halepe ağıt yakıp da, sıra Müslüman Doğu Türkistan'a gelince sesini kısan, aynı şekilde Musul, Kerkük'teki soydaşına yapılan zulme kayıtsız kalan, Karabağ'a Ermeni tankları girdiği vakit kulağı sağır gözü kör olan; sözde müslümanlar hiç anlayamaz!
bir kaç nesil sonra gelip de densizce entry yazacaklara not;
Harbi olun, açık konuşun! Bilin ki; benim davam sizin davanızla aynı değil!
konuyla ilgili caner kara'nın bir şiiri;
Onlar diken sularken, açılan her güldük biz,
Hep dikine boy verip, bu günlere geldik biz,
Kurdun ne olduğunu, şamardan bilen köpek,
Tutup bize hırlamış, uluyarak güldük biz…
Onlar diken sularken, açılan her güldük biz,
Hep dikine boy verip, bu günlere geldik biz,
Kurdun ne olduğunu, şamardan bilen köpek,
Tutup bize hırlamış, uluyarak güldük biz…
bir hevesle kendi isminde blog açıp blog yazmayı düşünen, ama sonra açtığı gibi bırakan ve sonrasında gayet kararlı ve hevesli bir şekilde zengin sözlük yazarlığına soyunan ve kim olduğu belli olmayan kimse.
(bkz:leyla ile mecnun)
(bkz:Sherlock)
(bkz:Fringe)
(bkz:Westworld)
(bkz:Hannibal)
(bkz:True Detective)
(bkz:Sense8)
(bkz:the walking dead)
(bkz:Game of thrones)
(bkz:Prison break)
(bkz:Vikings)
(bkz:Mr.Robot)
(bkz:Wayward pines)
(bkz:American Horror Story)
(bkz:Breaking Bad)
(bkz:Orphan Black)
(bkz:13 Reasons why)
(bkz:Person of Interest)
(bkz:The100)
(bkz:Sherlock)
(bkz:Fringe)
(bkz:Westworld)
(bkz:Hannibal)
(bkz:True Detective)
(bkz:Sense8)
(bkz:the walking dead)
(bkz:Game of thrones)
(bkz:Prison break)
(bkz:Vikings)
(bkz:Mr.Robot)
(bkz:Wayward pines)
(bkz:American Horror Story)
(bkz:Breaking Bad)
(bkz:Orphan Black)
(bkz:13 Reasons why)
(bkz:Person of Interest)
(bkz:The100)
(bkz:o gemi bir gün gelecek)
ismail abinin beklediği gibi, aslında gelmeyecek olan ama geleceğine canı gönülden inanılan gemiyi bekleyenlerin söylediği sözdür.
ismail abinin beklediği gibi, aslında gelmeyecek olan ama geleceğine canı gönülden inanılan gemiyi bekleyenlerin söylediği sözdür.
acun ılıcalı: e alalım madem
(bkz:iyi çocuk yaa xd)
diriliş ertuğrul izleyipte klavye başından vatanı kurtardığını sananlara söylenen söz
çalmak, aşırmak, yürütmek anlamına gelen kelime.
"keko" diye tabir edilen kesim tarafından sıkça kullanılmakta.
"keko" diye tabir edilen kesim tarafından sıkça kullanılmakta.
"90-60-90" mükemmel fizikte taş gibi bayanlara söylenen cümledir.
Aslen kaygısızlar dizisinin repliği olduğunu öğrendiğim ancak günümüzde yaygınlaşan bir cümle.
Aslen kaygısızlar dizisinin repliği olduğunu öğrendiğim ancak günümüzde yaygınlaşan bir cümle.
Herkes tarih okuyor albayım; bugüne değer veren kalmadı.
-Oğuz Atay - Tehlikeli oyunlar
”Kitaplar yüzünden çok acı çekiyorum Esat abi.
Sanki hepsi benim için yazılmış.” - Oğuz Atay - Tutunamayanlar
-Oğuz Atay - Tehlikeli oyunlar
”Kitaplar yüzünden çok acı çekiyorum Esat abi.
Sanki hepsi benim için yazılmış.” - Oğuz Atay - Tutunamayanlar
leyla ile mecnun dizisinde ismail abinin beklediği kuru yük gemisine söylediği sözdür. ismail abi, o gemide babasının olduğuna, ona gemiden her gün el salladığına ve o geminin bir gün geleceğine inanır.
şöyle bir bakarsak da meselenin gemi olmadığı gayet aşikar. dizinin aslında bize vermek istediği mesaj, ismail abinin temiz kalbiyle, çocukça bir inançla o gemiyi beklemesi. sonuna kadar ne olursa olsun bıkmadan, sabırla ve ilk günki heyecanla beklemesi.
(bkz:mesele gemi değil biz beklemeyi seviyoruz)
o efsane diziyi izleyipte ismail abi gibi, benim gibi inanan çok kişi var, o gemi bir gün gelecek! elbet bir gün gelecek abi herkesin beklediği bi gemi var ve bir gün gelecek..
şöyle bir bakarsak da meselenin gemi olmadığı gayet aşikar. dizinin aslında bize vermek istediği mesaj, ismail abinin temiz kalbiyle, çocukça bir inançla o gemiyi beklemesi. sonuna kadar ne olursa olsun bıkmadan, sabırla ve ilk günki heyecanla beklemesi.
(bkz:mesele gemi değil biz beklemeyi seviyoruz)
o efsane diziyi izleyipte ismail abi gibi, benim gibi inanan çok kişi var, o gemi bir gün gelecek! elbet bir gün gelecek abi herkesin beklediği bi gemi var ve bir gün gelecek..
sözlüğe tam olarak istediğim şekilde yarar sağlayıp iyi yerlere gelebilirsem ilerde iyi bir övünç kaynağım olur. kim bilir, belki ilerde torunlarıma canlı canlı gösteririm. belkide sadece anı olarak anlatırım..
sobalı evimizde okuma yazma öğrenmeye çalışırken deftere düz çizgiler, eğik çizgiler, gözlük şeklinde B harfleri, A harfleri gibi alıştırmalar yaparken izlediğim dizi.
çocukluğumuzun efsanelerinden
çocukluğumuzun efsanelerinden
banka soyguncusu, anarşist.
alıntı kısım;"sözde devrim adına, sözde halk adına sayısız şekilde üniversite işgal ederek, yüksek tahsil amacı ile gelen binlerce öğrenciyi öğrenim hakkından mahrum bırakmış, banka soymuş ve zorla insan kaçırmıştır. Birçok kanlı eylemin planlayıcısı olmakla beraber bizatihi kendiside bu eylemlere katılarak, masum insanların canının yanmasına sebep olmuştur. “Devrim kanla yazılırsa hükmünü verir!” düşüncesi ile Filistin'e giderek her türlü silah eğitimi almış ve aldığı silah eğitimi ile şerefli Türk askerine, polisine kurşun sıkmıştır!!!"
zenginsozluk.com/foto
(bkz:kestane gürgen palamut)
alıntı kısım;"sözde devrim adına, sözde halk adına sayısız şekilde üniversite işgal ederek, yüksek tahsil amacı ile gelen binlerce öğrenciyi öğrenim hakkından mahrum bırakmış, banka soymuş ve zorla insan kaçırmıştır. Birçok kanlı eylemin planlayıcısı olmakla beraber bizatihi kendiside bu eylemlere katılarak, masum insanların canının yanmasına sebep olmuştur. “Devrim kanla yazılırsa hükmünü verir!” düşüncesi ile Filistin'e giderek her türlü silah eğitimi almış ve aldığı silah eğitimi ile şerefli Türk askerine, polisine kurşun sıkmıştır!!!"
zenginsozluk.com/foto
(bkz:kestane gürgen palamut)
kendini abaza diye tanımlayan liseli bir kesim tarafından karşı cins kriteri olarak belirlenen kriter.
bu kesim her görüldüğü yerde imha edilmesi gereken mahlukatlardır. bu mahlukatlar, genellikle lise dönemlerinde ortaya çıkar ve homo erectus'lar ile benzerliğiyle dikkat çekerler. her yaptıkları hareketlerin komik olduğunu düşünürler, ancak çok fazlaca iticidir..
bu kesim her görüldüğü yerde imha edilmesi gereken mahlukatlardır. bu mahlukatlar, genellikle lise dönemlerinde ortaya çıkar ve homo erectus'lar ile benzerliğiyle dikkat çekerler. her yaptıkları hareketlerin komik olduğunu düşünürler, ancak çok fazlaca iticidir..
pkk paçavrası altında şarkı söyleyen, "vallahi biz apoyu özledik" diyen, pkkya yardım ve yataklıktan tutuksuz yargılanırken yurt dışına kaçan, kaçtıktan sonra ; "arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım" diyen, "şerefsizlerin memleketini terk edip geldim" diyen bölücü bir insan. ateşi bol olsun!
duygularımızın şairi. kendine "rapçi" denilmesini istemeyen müzik yapımcısı, dj, piyanist (piyanosunu cidden çok beğeniyorum)
(bkz:sago kaf kef)
(bkz:sago kaf kef)
öyle bir hayvan düşünün ki;
doğuştan insanlara karşı karşılıksız sevgi ile yaratılan,
ona övgüler söylediğinizde anlayıp sevinen,
kızdığınızda hatasını anlayıp özür dilercesine telafi etmeye çalışan,
ilgilenmediğinizde veya çok istediği bir şeyi yapmadığınızda küsen ama gönlünü alması çok ama çok kolay olan (ismini söyleyip gülümsemek bile yetebiliyor).
ihanet etmeyeceğine canı gönülden inandığım insan dostu bir hayvan.
yeri gelmişken buradan köpek severlere / köpek sever olduğunu düşünenlere bir şey söylemek istiyorum..
lütfen bakamayacağınız, bir süre sonra bakmak istemeyeceğiniz veyahut yaşlandı diye bakmayacağınız köpekleri sahiplenmeyin, satın almayın.
halihazırda bakmakta olduğunuz köpeğin yavrularına siz bakmayacaksanız üretmeyin. köpeğim bir kerecik olsun anne, babalık duygusunu yaşasın diye düşünüyorsanız bu yanlış. çünkü anneleri yavrular büyüdükten sonra tanımaz bile. babaları ise yavrularını hiç bilmezler..
bakamazsam sokakta kalacak değil ya! barınaklara veririm düşünceside çok yanlış. zira barınaklar sandığınız gibi bir yer değil. ve büyük olasılıkla köpeğiniz barınakta kısa süre içerisinde bir sahip bulamaz ve sonu ölüm olur.
her neyse anlatmak istediğimi anlattım sanıyorum ve bu girinin cevabına bir barınak yöneticisi tarafından yazılmış yazıyı ekleyeceğim.. okumak isteyen okuyabilir.
doğuştan insanlara karşı karşılıksız sevgi ile yaratılan,
ona övgüler söylediğinizde anlayıp sevinen,
kızdığınızda hatasını anlayıp özür dilercesine telafi etmeye çalışan,
ilgilenmediğinizde veya çok istediği bir şeyi yapmadığınızda küsen ama gönlünü alması çok ama çok kolay olan (ismini söyleyip gülümsemek bile yetebiliyor).
ihanet etmeyeceğine canı gönülden inandığım insan dostu bir hayvan.
yeri gelmişken buradan köpek severlere / köpek sever olduğunu düşünenlere bir şey söylemek istiyorum..
lütfen bakamayacağınız, bir süre sonra bakmak istemeyeceğiniz veyahut yaşlandı diye bakmayacağınız köpekleri sahiplenmeyin, satın almayın.
halihazırda bakmakta olduğunuz köpeğin yavrularına siz bakmayacaksanız üretmeyin. köpeğim bir kerecik olsun anne, babalık duygusunu yaşasın diye düşünüyorsanız bu yanlış. çünkü anneleri yavrular büyüdükten sonra tanımaz bile. babaları ise yavrularını hiç bilmezler..
bakamazsam sokakta kalacak değil ya! barınaklara veririm düşünceside çok yanlış. zira barınaklar sandığınız gibi bir yer değil. ve büyük olasılıkla köpeğiniz barınakta kısa süre içerisinde bir sahip bulamaz ve sonu ölüm olur.
her neyse anlatmak istediğimi anlattım sanıyorum ve bu girinin cevabına bir barınak yöneticisi tarafından yazılmış yazıyı ekleyeceğim.. okumak isteyen okuyabilir.
kitaplardan alıntılar paylaşılan ve bundan dolayı da sözlük ortamına benzettiğim hoş bir site. çok güzel bir fikir. kitap severler için ve kitaba ilgili olanlar için. hiç okumayanlar için de kitapları sevdirecek türden bir site.
gerçekleşmesi durumunda kaba hesap olarak 7 yıl kazanacağım bir hayal. kitap okuyarak, müzik dinleyerek, film izleyerek ve eğlenerek geçirebileceğim dile kolay 7 yıl..
23.07.1974 İstanbul doğumlu olan bir youtuber. öyle sıradan youtuber diyip geçmek de olmaz aslında. bizlerin araştırmaya üşenip öğrenemediğimiz veya daha önce hiç duymayıp ta öğrenemediğimiz bilgileri en ince detayına kadar araştırıp en doğru olan bilgileri kamera karşısına geçip bir güzel örneklendirmelerle anlatıyor. youtube türkiye'nin gurur kaynağı ve odukça da mütevazi bir insan. o kadar videolarını izledim, çok şeyler öğrendim ki artık adamın yalan yanlış bilgi vereceğine inanmıyorum. neyse fazla söze gerek yok. alttaki videoda pelin hanım gayet güzel bir dille anlatmış zaten kendisini. izlemenizi tavsiye ederim.
sözlüğün işleyiş, içeriği ile ilgili bir yorumum yok ama
webmaster gözüyle bakacak olursak;
sitenin ssl sertifikası olduğundan mı bilmiyorum ama entryler ve başlıklar google'da çok kısa sürede indexleniyor. bu çok iyi bir şey çünkü başka sistemlerde ve sitelerde açtığımız konuların indexlenmesini günlerce bekliyoruz
her neyse gelelim asıl konuya.
sorun sayfayı aşağı indirince sonradan açılan "fixed-title-header animated initial" isimli üst kısım ile ilgili.
bu kısımda kaç mesaj olduğu ve kaç bildirim olduğu görünmüyor. ve bildirimler kısmına tıklayınca yüklenmeyip sürekli loading işareti dönüp duruyor.
üst kısma tekrar çıktığımızda bu açılan kısım kapanıp, "main_header headroom" isimli kısım tekrar açıldığında orada kaç mesaj ve kaç bildirim olduğu görünüyor ve bildirimler kısmıda açılıyor.
webmastere bildirmek istedim sadece
webmaster gözüyle bakacak olursak;
sitenin ssl sertifikası olduğundan mı bilmiyorum ama entryler ve başlıklar google'da çok kısa sürede indexleniyor. bu çok iyi bir şey çünkü başka sistemlerde ve sitelerde açtığımız konuların indexlenmesini günlerce bekliyoruz
her neyse gelelim asıl konuya.
sorun sayfayı aşağı indirince sonradan açılan "fixed-title-header animated initial" isimli üst kısım ile ilgili.
bu kısımda kaç mesaj olduğu ve kaç bildirim olduğu görünmüyor. ve bildirimler kısmına tıklayınca yüklenmeyip sürekli loading işareti dönüp duruyor.
üst kısma tekrar çıktığımızda bu açılan kısım kapanıp, "main_header headroom" isimli kısım tekrar açıldığında orada kaç mesaj ve kaç bildirim olduğu görünüyor ve bildirimler kısmıda açılıyor.
webmastere bildirmek istedim sadece
(bkz:ciddi düşünüyoruz)