#türkçülük

mustafa kemal atatürk

hunyadi
''orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında türklük şuuruna erdim. onda gördüm ve kuvvetle duydum. ondan sonra türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. benim hayatta yegane fahrim, servetim, türklük'ten başka bir şey değildir"

ruhu şad olsun. bıraktığı değerlere sahip çıkmakta bir adım geri kalmayacağız.

bizler türkçüyüz

hunyadi
türkçülük kavramı, başkalarının savundukları sosyalizm ve komünizm maskeleri altındaki milliyetçiliğe benzemez. bu böyle biline. başkalarının sidik yarışı sonuçlarını gelip buradaki insanlara etiket yapıyorsunuz, yapmayın. bu başlık altını da kirletmeyin.

türkçülük; türk dillerini konuşan, hayatını türk olarak yaşamaya talip olan insanların buluştuğu fikirdir. bu fikri macaristan'da da görebilirsiniz. yakutistan'da da. bu iki ülke arasında 10.000 kilometreden fazla mesafe vardır. bu denli yaygın bir düşünceyi ümmetçilikle eş tutmak, "türkiye'deki anlamı işte buna denktir" demek bu fikir hakkında zerre bilgiye sahip olmadığınızı gösterir.

düzenleme: cevap niteliği oluşturabilecek kelimeler genele yayıldı.

bizler türkçüyüz

mechul amca
Bizler Türkçüyüz, Türkçü olduğumuz için ırkçıyız bunu kimseden çekinmeden söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz.
Lakin bizler birilerinin nitelendirdiği gibi, kötü adamlar veya aykırı insanlar değiliz, hele nazi özentisi hiç değiliz!
Bizler taşıdığı kanın bilinci ile hareket eden, atalarına layık olmaya çalışıp, kendinden başka dostu olmadığını bilen bir milletin, 21. Yüzyılda yeniden diriliş hareketinin temsilcileriyiz.
Her anı kavga ile geçen, her türlü savaş ve mücadele stratejilerinin geliştiği bir dünya düzeni içerisinde elbette kendi milletimizin çıkarlarınını savunacağız.
Bu savunma mekanizması ve Türkçü bilincimiz ırkçılıksa ırkçı olacağız. Lakin bizler ırkçılığı sadece antropolojik alanda değerlendirmiyoruz.
Hal böyle olunca insanları labaratuvarlara doldurup kafatası ölçümüde yapacak değiliz. Hayatın kabuğunu kırıp öze indiğimizde ırkımızın gizli gücünü ve hayallere bile sığmayacak kadar büyük şanlı mazimizi gördük ve orada kendimizi bulduk.
Peki neydi o gizli güç ve mazi; Tanrıdan buyruk almışçasına zaferden zafere koşan ordular ve her yanı ordularımız ile kuşatılmış, bilgelerimizin bilgi dağıttığı hakanlarımızın adalet fermanı sunduğu, sınırlarını ise atalarımın çizdiği büyük bir dünya..
O dünya ki; Kürşad'ın 40 çeri ile saray bastığı, Atilla'nın slav ve avrupa medeniyetlerinin temelini attığı, Cengiz'in intikam ateşi ile yandığı, Timur'un acuna nam saldığı, Fatih'in genç yaşında çağ açıp çağ kapattığı ve asil ırkımın “Gökte Tanrı Yerde Biz” şiarıyla yola çıkıp sayısız destan yazdığı koskoca bir dünya...
Bizim Türkçülüğümüz, dün uygarlığın beşiği insanlığın güneşi olan, bugün ise varoluş mücadelesi veren bir ırkın kutlu kavgasıdır.
Tabi bunu; kendi öz benliğini yabancıların oyuncağı haline getiren mankurtlar anlayamaz. Hele; din kardeşliği uğruna halepe ağıt yakıp da, sıra Müslüman Doğu Türkistan'a gelince sesini kısan, aynı şekilde Musul, Kerkük'teki soydaşına yapılan zulme kayıtsız kalan, Karabağ'a Ermeni tankları girdiği vakit kulağı sağır gözü kör olan; sözde müslümanlar hiç anlayamaz!



bir kaç nesil sonra gelip de densizce entry yazacaklara not;

Harbi olun, açık konuşun! Bilin ki; benim davam sizin davanızla aynı değil!