confessions

ontolojik sancilarimin merhemi

1. nesil Yazar - melek gibi

  1. toplam entry 1315
  2. takipçi 54
  3. puan 41102

gerçeklik

ontolojik sancilarimin merhemi
Öğrenmeye değer olandır; Gerçeklik ve öğrenme iç içedir derler. Fakat İnsanın kendi içinde karşılaştığı gerçeğin, meydan okumalarının ortadan kalkabileceği boyutlar da mevcut. Mesela,

kierkegaard eski nişanlısı regine'nin düğün ilanını gazetede gördüğünde bunu, onun yüce gönüllü oluşuna bağlamıştı. sevgilisi o kadar merhametlidir ki filozofun acılarını dindirmek için bir başkasıyla evlenmeye razı olmuştur. gerçek belki de böyle değildi ama ne fark eder, bugün bile hatırlandığına göre neden gerçeklik bundan daha değerli olsun. Olmasın. Romantik olsun yeter. (:

troçkizm

ontolojik sancilarimin merhemi
saç şeklinde bile türsel ayrım bulan insan için sınıfsız toplum hayali gerçeğe dönüşmeye hiç gönüllü değildir. hoş sınıf muhabbeti artık felsefi bir mevzu olmaktan çıktı ama her paradigmayı bir asır geriden takip eden toplumumuz için bir süre daha motiv olmaya devam edecektir.
beni asıl ilgilendiren kısım devrim. idealize edilen şey kurmak olmalıydı. eğer devrim meşru ise ve marksist devrim bir sebepten ötürü başarılı olup hâkim düzen hâline gelmişse ben de o düzeni devirme hakkına sahibimdir. “buyur gücün yetiyorsa devir” diyecektir letafet ve nezaket sahibi marksist. o zaman da su katılmamış bir primitivizm çıkıyor karşımıza. 21. yüzyılda hâlâ doğa-insan düalizmiyle uğraşacaksak sınıfsız toplum olup olmamanın bir önemi yok çünkü açık ki beyinsiz bir toplum olacağız.

bir yazı

ontolojik sancilarimin merhemi
yalnız başına bir şarkının ucundan tutmak ne kolay, bir ucu sonsuzda. yalnız başına bir aşkın ucundan tutmak da bir o kadar zor, sana uzak kalan diğer bir uçta.

olmaz mı der tellalları kaderin? soluğum soluğun, dudaklarım minderin. derin derin solu bana, solu beni kendimden. cehennemin uşaklarına selamımı söyle; giderken kanatlarımı yak da götür onlara. olmaz desinler. bayılırım zeval edilmemiş elçileri konuşturmaya. sonra da susarım. daha iyi solu beni. solu havandan vazgeç, edepsiz sevişim benim.

minimal öykü denemeleri

ontolojik sancilarimin merhemi
artık gözlerini saklayacaktır genç kız. yaba eller küçük sivri çenesinden tutup kaldırmadığı sürece yere, tavan süslemelerine ve döşemelere bakacaktır. ışığın kara delikten kaçışı uzayın neresinde son bulabilir ki?! karanlığı kim üfleyebilir? şimdi onun gözleri cevapları yutuyor. bir gün terzi kadına kendi giysilerimden birini götürüp teslim ettiğimde, iadeyi genç kızdan alacağımı bilirim. ancak o sadece kıyafetimi iade edeceğini düşünür. düşünceleri odak noktasını kaybetmiştir artık. küçük mutlu kasabasının sahiline kurduğu derme çatma liman, pek de öldürücü olmayan dalgalarla boğuşmaktadır. bir çita ön patilerinden birini önünde kaçan yavru ceylanın arka ayaklarından birine hafifçe dokundurursa, yavru ceylan yaşama dair ilk güdüsünü edinir (bu güdü aynı zamanda ölüme de dairdir). yanan bir mumun en parlak evresi, sönmeden 1 saniye önceki hâlidir. işte sonunda genç kızın gözlerine ulaşan korkunun tonu da en çok bu zamanda belirgin hâle gelir.

de evolution

ontolojik sancilarimin merhemi
Ters evrim. Özü bakımından bu felsefeye göre, tv ve reklamların beyinleri tahrip eden etkisi yüzünden insanlık bir çöküş sürecine girmiştir. Sartre'ın aşağılayan gözleriyle bakıp, sizin çöküşünüzü de yüzünüze çarpmak isterdim de şu an böyle şeytani bir zevk içinde değilim. Canlanın artık!

semptom

ontolojik sancilarimin merhemi
semptomlarla, onları kavramsallaştırarak da mücadele ederiz (bkz:kavramsallaştırma). artık kavramsal olan semptom, temsil ettiği gerçeğin dehşet verici üst metnini dil aracılığıyla öteki'ne eklemler ve makul bir ölçüde etkisiz kılar. tıpkı burada olduğu gibi ( hatırlayın ). sözlükten devşirilen ilgi, kişinin ıstırap duyduğu kadın imgesinden ıstırap duymaya devam etmesine yardım etmiştir.

hamlet

ontolojik sancilarimin merhemi
Solipsizmle suçlanır. fakat solipsizmin sahnedeki en iyi temsilinin erkek bir karakterle icra edilmesi şaşırtıcı olmaktan uzaktır (aslında solipsizm kelimesindeki sofist havayı kırmak adına, tdk'nın çaresizce önerdiği "tekbencilik" kelimesine başvurabilirdim, fakat okura özgü sebepler dolayısıyla, hayır). fazla düşünmekten ne sevebilen ne de ölebilen hamlet, sadece solipsizmle özetlenemez. adını öyle koymuş olmamız, onu yaşadığımız çağdan soyutlayamıyor maalesef. çünkü bugün hamlet gibi karakterlerin okumasını ve seyrini icra eden evlatlar, tam da bütün kapıları bilgiyle açabileceklerine (ve her kapının açılabileceğine/açılması gerektiğine) inanmış, minyatür hamletlere benziyorlar. yine de hamlet'teki şiirselliği, onun bugünkü ardıllarında bulmak zor. etki yaratmaya çalışmanın pahası, konuşurken veya yazarken vahşi bir hayvan ya da bir bar köşesinde pinekleyen bir hovarda gibi görünmek oluveriyor. gerçekten de, konuşmaya başlamadan hemen önce iştah açıcı ya da ferahlatıcı görünebilen bir hamlet'i hayal edemiyorum.
4 /