confessions

patriyot

1. nesil Yazar - İstikrarlı

  1. toplam entry 90
  2. takipçi 7
  3. puan 4335

yemek yapan erkek

patriyot
Eşim çalıştığı ve akşam benden sonra geldiği için yemek yaparım.

Üniversite öğrencisi ve bekar olarak yaşar iken yemek yapmaktan acayip soğumuştum. Evlendikten sonra ilk başlarda eşim sağolsun elimi tabağa dahi sürdürtmedi. Arada bir balık kızartıyordum. Sonra o da çalışmaya başlayınca önlüğü taktım ve mutfağa girdim. Yardımları sayesinde birçok yeni yemek tarifi öğrendim. Et, tavuk, balık ve sebze yemeklerinin çoğu elimden geliyor. En iyi de fırında somon balığını yapıyorum.

Tavsiyem; kazak erkek triplerini bırakın ve eşinize, annenize ev işlerinde yardımcı olun. Onları en çok bu şekilde mutlu edebilirsiniz.

tehlikeli oyunlar

patriyot
Oğuz Atay'ın ikinci romanı.

beni neden bıraktın bilge? şimdi hiç dönmeyecek misin yani? seni artık hiç göremeyecek miyim? imkansız mı? albayım albayım bu oyun çok ciddi; bakın ben bile ağlıyorum albayım. imkansızlık duvarının önünde ağlıyorum. bu duvar beni çıldırtıyor albayım. başımı, bu duvara vurup parçalamak istiyorum. başım ağrıyor albayım; biraz yürümek, biraz kendime gelmek istiyorum. şimdi ne olacak albayım?

bilge beni istemiyor diye onu göremeyecek miyim artık? böyle şey olur mu? biraz önce birlikteydim onunla. nereye gitmiş olabilir hemen? onu sokaklarda bulamayacak mıyım?

zorba

patriyot
nikos kazancakis'in harikulade romanı. kitabı okuduktan sonra filmini izledim ve o da çok güzel, kaliteli bir yapım olmuş.

patron ve zorba'nın farklı iki dünyayı temsil eden karakterler olması ilgi çekici. kadın-erkek ilişkisinden öteye giderek bir tarafta dünyadan zevk almak için yaşayan ve hayatı kadınları sevmek olan zorba öte tarafta modern dünyayı temsil eden entelektüel fakat hayattan zevk almayan, kafasında soruları olan bir insan. hayatı sorgulamaya ve yeni arayışlara iten bir roman. zorba'nın pervasızlığı ve cesareti insana güven veriyor. bir daha gelmeyecez bu dünyaya ve ona göre yaşamalıyız felsefesini çok iyi işlemiş.

kesinlikle okunması gereken bir kitap.

boşanmak

patriyot
Evli bir çiftin evlilik akdini feshetmesinin. allah kimseye göstermesin fakat her ne sebeple olursa olsun, boşanma fikrini bir kere olsun aklına koyan çiftlerin tekrar mutlu olduğunu görmedim. "evlilikten kurtulmak" nazarı ile bakılıp, aile müessesi yıkılmamalı.

hele birde evliliğini kurtarmak için çocuk yapan çiftler var ki diyecek söz bulamıyorum. sevgisiz bir yuvaya doğan çocuğun bahtına yazık...

evli yazar

patriyot
Akşam yemeğini yedikten sonra pıçağın ucundan soyulmuş elma dilimi yerken, tanım giren kişidir.

Evlendikten sonra aldığı kiloları eritmek için sözlükte takılmak en iyi çare. Belki de derdimize çare muz.

fakat müzeyyen bu derin bir tutku

patriyot
ilhami algör'ün enfes romanlarından bir tanesi. ipin ucunu kaçırmadan iyi takip ederek okunması gereken bir kitap. sevdiği kadına dair kahramanın iç sesi ve sevdiği kadın arasında kalmasını mükemmel anlatıyor üstad.

"-'' niye ulan, niye?'' alnımızda '' her nevi yanık tedavi edilir'' mi yazıyordu? nöbetçi eczane mi açmıştık? kaporta mı tamir ediyorduk? niye?"

Ayrıca kitabı ile filminin arasında çok fazla fark var. senarist efendi işi türk filmi formatına sokmak için bayağı bi çaba harcamış belli! kitapta iç sesi ile karşılıklı iki duble içip kuşlara tirad atan aşık yerine filmde romantizm kasan arif diye biri gelmiş.

ikircikli biricik

patriyot
İlhami algörün iletişim yayınlarından çıkan son romanı. kitap; istanbulda yaşayan ve çevirmenlik yapan 40 yaşında bir adamın hayattaki öyküsünü ve arayışını anlatıyor. alevi bi aileye mensup olan kahramanın yaşadıklarını anlattığı ve çoğu hikayenin yarım kaldığı, sonu okuyucuya bırakılmış olaylar ile devam ediyor. kitap daha çok sorgulamalar ile geçiyor.

kahramanın iç sesi ile olan kavgası ve sohbeti çok güzel düşünülmüş. ilhami algör gene tabuları yıkacak sorular sormuş.
tavsiye olunur dediğim kitap.

ilhami algör

patriyot
kendi dünyasını bize deli dehşet dil oyunları ile sunan usta yazar. kelimeler ile adam resmen akrobasi yapıyor ve sizi eminönü'den alıp bir anda boğaziçi köylerinde gezintiye çıkarıyor. o kadar seri ki ipin ucu kaçınca tekrar başa dönmek zorunda kalıyorsunuz. karakterlerin kendi kendilerine yaşaması ve tamamen bize ait, bizim gibi yalnızların iç dünyasını yansıtması daha anlamlı kılıyor. bu adama dikkat edin dostlar. yazdıklarını kaçırmayın.

(bkz:fakat müzeyyen bu derin bir tutku)
(bkz:albayım beni nezahat ile evlendir)
(bkz:kalfa ile kıralıça)
(bkz:ikircikli biricik)
(bkz:ma sekerdo gardaş)

tabutta rövaşata

patriyot
1996 yapımı derviş Zaim filmi. çocukluğumuza ait kareler yakalamak için bile izlenecek filmdir. mahsunun hayatı o dönemin sokaklarından sadece bir kesit. filmi izlerken aklıma eminönü, sirkeci, mahmutpaşadaki evsizler geldi sürekli... hala daha bu şekilde hayatın sillesini yemiş insanlar küçükpazarda yaşıyorlar.

üzülerek öğrenmek

patriyot
hayata dair bazı şeyleri, acıyı deneyimleyerek öğrenme biçimi. bunlar az ama öz olan ve hayat boyu bizimle birlikte yaşayan şeyler.

bazı şeyler düşünerek değil, üzülerek öğreniliyor. ama öğrenilenden ve ne şekilde öğrenildiğinden asla bahsedilemiyor. kişiyi kişi yapan bilgi de ancak böyle elde ediliyor. kaynaksız, kırıklık, üzüntü, elde edemeyiş, kaçırış, en büyük fedakarlıkların neticesinde en derin aşağılanış bilgiyi oluşturuyor. öyle ki insan bunları bildiğini bile söyleyemiyor, sadece artık öyle yaşıyor. şule gürbüz

hayallerden uyanmak

patriyot
Yeni hayallere yelken açmak için bir fırsattır. Çekilen acılar; ufkunuzu açar ve daha ötesi için kurulacak hayallere zemin hazırlar.

Vazgeçmeyin. Sadece acılarınızın raf ömrünü kısa tutun ve önünüze bakın.

mısır çarşısı

patriyot
kendimi bildim bileli bana dünyanın en gizemli yeri gelen çarşıdır. pederin iş yerinin dibinde olması hasebiyle sürekli olarak giderdik. kapalı çarşı gibi büyük ve kaybolunacak bir yer değildir. esnaf birbirini tanır. çarşı esnafının çoğunun deposu bizim çay ocağının bulunduğu handaydı. bundan ötürü beni tanırlardı ve ne zaman çarşıdan geçsem illa biri elime bir avuç fındık, fıstık tutuştururlardı. temmuz 98'deki patlamada çarşının içindeydim. o yıkımı görmüştüm.

çarşının içinde bulunan baharatçılar, süryani kuyumcular, malatya pazarı, sagra special çikolatacısı, kıyafetçiler, çeyizciler, aktarlar ve çarşı güllüoğlu şubesi ile nev-i şahsına münhasır bir yerdi. son gittiğimde bazı baharatçıların kapanıp yerine çeyiz ve havlucuların açıldığını fark etmiştim.

kokulara merakı olanlar için kurukahveci mehmet efendinin bulunduğu kapıdan girince soldan 4. dükkanda çok kaliteli ve özel kokular satan bir yer var. tavsiye ederim.

tavuk beslemek

patriyot
oturduğum evin yan tarafında büyük bir tarlada yaptığım iş. depremden kalma boş bi konteyner vardı. içine pazar kasalarından folluklar yaptım. konteynerin önünü tel örgü ile çevirdim ve 1 horoz 4 tavuk alarak başladım. şu an 22 tane tavuk, benim tavukların kuluçkaya yatması sonucu çıkan 30 civarı da civcivim var. 4 tane de kaz ekledim filoya. komşuların yemek artıkları ve bayat ekmeklerine karşılık onlara yumurta veriyorum. yumurtalar dehşet lezzetli. kümesin yanına da küçük bi bahçe yaptım. soğan, maydonoz falan ektim. bostan için hazırlık yapıyorum.

bu işler ile iştigal etmeye başlayınca hayatıma keyif geldi. saatlerce yanlarında vakit geçiriyorum. çalışıyorum ve karşılığında böyle bi şeyler ortaya çıktığını görünce acayip zevk alıyorum. semaverde çay yapıp, arkadaşlar ile oturuyoruz. valide hanım "insanın en iyi arkadaşı topraktır" derdi. kadın haklıymış.

la la land

patriyot
kaliteli bir film olmuş. görsel ve müzikal yönden takdiri hak ediyor. elemanın kızı memleketinden alıp, paris'teki film seçmeleri için getirmesi ve hayallerinin peşini bırakmaması konusundaki telkini ve kızı kaybetmesi...

"her şey daha farklı olabilirdi fakat bu şekilde de güzel" sonlu bir oscar filmi.

starbucks

patriyot
İslamcılar at pazarından çıkıp, şal üstü gözlükleri ile görmemiş gibi akın edince İyice ayağa düştü. Nerde vitaminsiz, suratsız tip varsa starbaksa doluştu. Önceleri ne güzel kızlar gelirdi de sohbet ederdik.

O güzel kızlar home partylerde yitip gittiler...

pamuk prenses

patriyot
Prensese "neden kurbağayı öptün?" Diye sormuşlar. o da "hikaye bana başka seçenek tanımadı" demiş.

Güzel kız ve erkek birlikte olunca dünya daha kötü bir yer olmaktan kurtulmadı. Aksine dibe daha çok yaklaşıyoruz. Kurtuluş cücelerin elinde.