confessions

sos

1. nesil Yazar - samimi

  1. toplam entry 1400
  2. takipçi 25
  3. puan 26949

çay

sos
demlendikten kısa bir süre sonra bayatladığı halde uzun müddet içmeye devam ettiğimiz yersiz ve milli içeceğimiz.

bunun neden bayatladığını bugün gizli bir istihbarat çaycısından öğrendim. çayı bayatlatan içindeki tortusu imiş.

çözüm: çayı demliyoruz, tortusundan ayırıyoruz. o çay saatlerce bayatlamıyor.

edit: ulan istihbarat çaycısı zaten gizli olur. bir de açık seçik olacak hali yok ya. ulan kendim!

edit

sos
bazen defalarca kullandığım buton. her edit'imi edit diye belirtsem veya her edit'lendiğinde ayrı ayrı entry geçmişinde yazsa muhtemelen benim entry'ler şu şekilde olur.

edit (saat: 21:31)
edit (saat: 21:31)
edit (saat: 21:32)
edit (saat: 21:33)
edit (saat: 21:33)
edit (saat: 21:34)

her edit'e edit yazmıyorum, eğer entry'de köklü bir değişiklik yapmadıysam...

edit: imla

edit: artık mümkünse kullanmayacağım buton

8 mart 2014 malezya hava yolları uçak kazası

sos
tarihe en esrarengiz olay diye geçen geçmediyse bile geçmesi gereken olaydır.

bir sürü insan ve koskoca uçak yok ortada. hani bir yerlere hazine gömsen şimdiye hazine avcıları tarafından bulunurdu ama uçak bulunamadı.

pilot uçağı uzaya falan mı sürdü acaba? uçak yer çekiminden kurtuldu ve uzay boşluğunda kayıplara karıştı falan.

alın benden de saçma sapan da olsa bir teori. uçağın bulunamamasından daha saçma değil ama...

edit: uçağın içinde çok önemli insanlar olduğu söyleniyor hatta yapacakları şeyler yeni bir çığır hatta çağ açacak derecede şeyler olduğu söyleniyor. bu durumda karanlık güçler uçağı ve insanları gerçekten imha etmiş olabilir.

bakınız:
2007 yılında ısparta'da düşen, içinde 6 bilimadamının bulunduğu ve içindeki insanların tamamının öldüğü uçak kazası.

kedicik belgeleri

sos
kedicikleriyle meşhur bir herifin belgeleridir.

bu adnan kimdir, necidir, daha önemlisi para kaynağı nedir? bu kadınlar kim? oraya nasıl geliyorlar? daha önemlisi neden hepsi birbirine benziyor? kadınları toplayıp neden program yapıyor? hadi yaptı, kimler neden izliyor? ne oluyor orada?

diye sorarken, bu iddialar sonucu, ne idüğü belirsiz birinin türlü türlü sapıklıklarını ve fantazilerini gerçekleştirdiğini görüyoruz. zaten bu anlamsızlıklar silsilesinin ucu başka bir yere çıkamazdı.

yeni nesildeki tırtlığın sebepleri

sos
yeni nesildeki tırtlığın sebebi internettir. belki 90 nesli her ne kadar aynı kuşakta yer almışsa da (ben demiyorum kuşak tablosu çıkaranlar diyor) bir 80 nesli olamadı ama... z kuşağı yani 2000 ve sonrası kuşak hem 80 hem de 90 nesline o kadar uzak ki bir uzaylı kadar uzak.

bu olayda internetin payı %80, cihazların (tablet, laptop, telefon) payı %20'dir. bu internet öyle bir illet ki asosyalliği, iletişimsizliği, sadece oyun oynamayı, sanal bir dünya kurmayı soktu insanların hayatına. bundan en çok etkilenen de taso oynayamamış nesil oldu. çocuğuna tablet verip başından savan ebeveynler bu yangına körükle gitti.

ben günümüz internetine ve hayatımızdaki yerine baktıktan sonra dönüp de 2005 yılındaki internete internet demem. facebook'tan önce internet kullanan sayısı şimdiye oranla çok azdı. internet 2012'lere 2013'lere kadar sadece hayatımızın bir parçasıydı. hayatımızla bütünleşmemişti daha... son 5 yıldır internet hayatımızla bütünleşti adeta bir uzvumuz oldu.

cupcake

sos
kek gibi pasta gibi bir yiyecek.

"kek yiyeyim ama pasta gibi gelsin" yiyeceği.

çok seviyorum bunu. burdaki pastane satıyor bundan. her gün farklı bir versiyonunu koyuyor. ara ara alıyorum.

o değil de bunu burda sadece ben satın alıyorum galiba.

gecenin şarkısı

sos
(ne varsa eskilerde varmış)
rock müzikle aram yok işte böyle birkaç hoşuma gidenler dışında. bir şarkının sadece bazı kısımları için dinlersiniz bazen ama 6 dakika boyunca sevdiğim şarkıdır. boşluk bırakmamışlar şarkıda. dolu dolu...

google adsense

sos
reklam rotasyonunu çok sıkı gözden geçirmesi gereken şey.

geçenlerde yanlışlıkla domain reklamına tıkladım. önüme sürekli host, domain reklamları çıkarıyor. ulan yanlışlıkla tıkladım demek için elimden geleni yaptım, bu reklamı beğendiniz mi sorusuna defalarca beğenmedim diyorum ama nafile. her şeyden önce reklam türkçe değil. bütün günüm reklamda oynayan rus oyuncuyu görmekle geçiyor. trivago reklamı vakası gibi bir şey oldu.

bari oyuncu kadın rus olsaydı... daha katlanabilir olurdu en azından.

(bkz:sen izdiyor domain verejek 100 dolar)

havuz medyası

sos
yandaş, yancı, yancık medyadır.

kendileri bu doğrultuda, ellerine yüzlerine bulaştırarak da olsa; her türlü iftirayı atabilir, her türlü hile hurdayı yapabilirler.

önlerine geleni anında fetöcü ilan edebilir veya anında fetöcülükten çıkarabilirler.

özellikle bu seçim sürecinde şerefsizlikte zirve yapmaları olasıdır.

milenyuma girilen yılbaşından akılda kalanlar

sos
ana sınıfındaydım.
bazı anekdotlar hatırlıyorum sadece.

muhtemelen ortaokuldan bir öğrenci ile bizim öğretmen arasında şu diyalog geçmişti.
- örtmenim yılbaşında tatil olacak mı?
+ yok yahu olur mu? yılbaşı ecnebilerin kutladığı bişi. bizle alakası yok. biz hayatımıza devam edeceğiz yine.

(yahu milenyuma giriyoruz sayın örtmenim. bari milenyumda tatil olsun be. milenyum bu ya... hatta 1 gün değil 5-10 falan tatil olmalı ancak kurtarır...)

ayrıca 2000 yılı haziranında bize usuleten verilen anasınıfı karnesindeki kocaman rakamlarla yazılmış 1999-2000 yazısını az çok hatırlıyorum. bize rakamları öğrettikleri için aklımda kalmış olsa gerek.

johann wolfgang von goethe

sos
faust kitabını tam 65 yılda yazmış yazar. son satırlarını ölüm döşeğinde yazdığı rivayet ediliyor.

bugün dolaşırken rastladım. 3 liraya satılıyordu. ardından, kafamda; hiçbir marifeti olmayanlar milyonları götürürken, koskoca fikir 3 liraya kadar inmiş düşünceleriyle markete girdim. tuvalet kağıtlarının, peçetelerin fiyatları gözüme ilişti. biri 8 lira diğeri 10 lira...

koca 65 yılın,
bir peçete etmedi,
aç ceketin cebini,
sok kalemini goethe.

sos

sos
ne ataerkillikle ne de feminizm ile işi olmuş yazardır. bugün bayan başlığına yazdığım giride hem ataerkil yapıya hem de feminizme gönderme var. bunu anlayamayan veya anlamak istemeyenin algı mekanizması kapanmıştır, bir başka tabirle idrak yolları enfeksiyonuna yakalanmıştır ve bu durumda o kişiyle tartışacak bir şey de yoktur.

her türlü konuya onu tartışmaya açık olan biriyim. tartışma yapılır yanlış düşünüyorsam kabul etmeyi, çok haksızsam susmayı da bilen biriyim. fakat... bu tartışma veya gönderme argo tabir kullanarak olmaz. o zaman tartışma olmaktan çıkar. bir konuyu tartışmayı bile istemiyorsa hiçbir şey yazmasın zaten o kişi. istersen yazarı engellersin. çünkü diğer yol trollüğe veya bir başka tabirle klavye delikanlılığına çıkar.

kozmos

sos
cürmünden fazla laflar eden bir eleman. ilköğretimde veya lisede ezilen gelip burada alıyor soluğu. yahu kardeş rahat bırakın bu tarz platformları. gerçek hayatta kedi gibi takılıp buralarda devleşmeye kalkmayın. bu kadar ezik olmayın.

bayan

sos
ülkemizde "karı" diye bir kelime var. bu kelime epey kullanılmış, hala kullanılmakta. hatta "karı koca" diye bir kalıba bile girmiş. bunun kabaca olduğu düşünülmüş ve bu sefer de cinsiyetçi olan "bayan" kelimesinin kullanımına geçilmiş. şimdi bu bayan kelimesini kullananlara da o kelimenin kullanılmaması isteniyor. halbuki o adam modernleştiğini düşünüyordu karı'dan bayan'a geçerek... bazı kalıplardan sıyrılmak kolay mı bu ataerkil toplumda? hem de direkt "kadın" kelimesine geçmesi isteniyor. istek haklı fakat apalamadan yürü demek gibi bir şey bu toplumda.

mesela bayan yanı diye bir dergi var. takipçilerine göz gezdirdim epey feminist takipçileri var. feminizm kokan bir dergi. bu derginin bile ismi "bayan yanı" iken bayan yanı her ne kadar bir yaygınlaşmış bir tabir olsa da bu dergi bile yerleşmiş kalıptan kurtulamamışken, karı'dan bayan'a geçmeyi başarmışlara "kadın" dedirtmek imkansız gibi görünüyor.

şimdi konudan bağımsız olarak şunu da söyleyeyim. gerçekten bazen tabir bulmakta zorlandığım olmuştur. şimdi ayaküstü örnek veremiyorum aklıma gelmiyor ama karşı cinsten olan birini ne diye tanımlayacağım beni bazı bazı zorlamış, anlık streslere sokmuştur.

iyi parti

sos
eğer imza toplayamazsa bir parti ile ittifak yapmak zorunda kalacak parti. sadece 4 gün yüzünden bu duruma düştü. seçim üniversite sınavının olduğu 24 haziranda değil de bir hafta sonra 1 temmuz pazar günü olsaydı iyi parti'nin önünde hiçbir engel yoktu. muhtemelen bir parti ile ittifak yapacak. 100 bin imza gerekiyor seçimde aday gösterebilmesi için. imza toplama işi de tam bir angarya. imza verecek bireyin nüfus cüzdanı ile devlet dairesine gidip cumhurbaşkanı olarak meral akşener'i gösteriyorum yazılı kağıda imzasını atması gerekiyor. tam 100 bin kişi bu oyunu bozmak için gizli olan oyunu açığa çıkarmak zorunda.

üniversite sınavını bile hiçe saydılar, ertelediler. yahu bu nasıl bir korkudur?

not: o kağıtta ne yazdığını tam ben de bilmiyorum ama bunun gibi bişi yazıyordur herhalde.

önce bedelli sonra oy

sos
twitter'da gündem olmuş tag'dir.

iyiymiş ya ben de paraya sıkıştım 5-10 bin lira ateşlesinler (borç olarak) ben de oy vereyim. bu mu oy vermek, bu kadar basit mi?

normalde bedelli yapanlara, yapacaklara karşı olan biri değilim ama bu durum oy pazarlığına kadar gelirse karşıyım.
24 /