ay yine musallat gibi çıkmayacak bu şarkı aklımdan...
Neyse burada dursun siz de dinleyin durmadan.
abisine göre türlü türlü zalımlıklardır... çünkü abiler kardeşleriyle oynamaya bayılırlar...
4 abili bi insan olarak bu başlığı şimdiden parselliyorum, ben yaşadım, siz de ortak olun canlarım.
en büyük abim, beni tom ve jerry'deki jerry olduğuma inandırmıştı. jerry'im ben yea diye masanın altında saatlerce oturuyordum, annemin çeyiz sandığına giriyordum, yemin ederim ot içmiş gibi bi kafaya sahiptim o anlarda, resmen inanmıştım! abim ekmek atıyordu filan... sağolsun besliyordu beni...
benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu elbette, hani tom'un darbe aldıktan sonra kafasında uzayan şişlik var ya, tam olarak aynısı benim kafamda çıktı, çünkü onu ısırdım... çünkü fareydim neden ısırmayaydım.
neyse işte bugün dünyaca ünlü bi bilim kadını olamadıysam, hep o jerry'ken kafama aldığım darbelerden... zalım abi!
4 abili bi insan olarak bu başlığı şimdiden parselliyorum, ben yaşadım, siz de ortak olun canlarım.
en büyük abim, beni tom ve jerry'deki jerry olduğuma inandırmıştı. jerry'im ben yea diye masanın altında saatlerce oturuyordum, annemin çeyiz sandığına giriyordum, yemin ederim ot içmiş gibi bi kafaya sahiptim o anlarda, resmen inanmıştım! abim ekmek atıyordu filan... sağolsun besliyordu beni...
benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu elbette, hani tom'un darbe aldıktan sonra kafasında uzayan şişlik var ya, tam olarak aynısı benim kafamda çıktı, çünkü onu ısırdım... çünkü fareydim neden ısırmayaydım.
neyse işte bugün dünyaca ünlü bi bilim kadını olamadıysam, hep o jerry'ken kafama aldığım darbelerden... zalım abi!
Ali hocaya yazdırdık daha beter azdırdık evet bu bir gonya cumhuriyeti deyimidir.
Ama görüyorum ki aranızda hala akıllanmayan dedeler var. neyseh!
Gonya'da yaşayıp, çor çocuk ve dahi torun torbasını Hacı Veyis Zade camii'ne gönderen tüm dedelerin dillerinden dökülen bir deyimdir.
Çünkü ali hoca ve karamık sopasıyla attığı dayaklar! Ya ne olacağıdı!
Ayrıca Hayatta her bi şey plandığın gibi olmuyor dede.
Ne diyordu gavurlar; sen planlar yaparken tanrı gülermiş. Ulan tanrı da dedim ya ahahha. Dedem haklı galiba!
Dede dedeciğim hep ali hoca yüzünden bunnar.
Son olarak imam hatipler kapatılsın!
(bkz: kimin ümmetisin )
(bkz:ayet i kerime)
Ama görüyorum ki aranızda hala akıllanmayan dedeler var. neyseh!
Gonya'da yaşayıp, çor çocuk ve dahi torun torbasını Hacı Veyis Zade camii'ne gönderen tüm dedelerin dillerinden dökülen bir deyimdir.
Çünkü ali hoca ve karamık sopasıyla attığı dayaklar! Ya ne olacağıdı!
Ayrıca Hayatta her bi şey plandığın gibi olmuyor dede.
Ne diyordu gavurlar; sen planlar yaparken tanrı gülermiş. Ulan tanrı da dedim ya ahahha. Dedem haklı galiba!
Dede dedeciğim hep ali hoca yüzünden bunnar.
Son olarak imam hatipler kapatılsın!
(bkz: kimin ümmetisin )
(bkz:ayet i kerime)
kuran'da geçen kelime ve cümleler...
ama benim için bambaşka bir anısı vardır. hocadan yediğim ikinci dayak.
mahallemizde çok sevdiğimiz bir ablamız vardı, kerime abla.. çok güzel bir kadındı, hepimiz büyüyünce ona benzemek isterdik. eşi ona hep ayet-i kerimem derdi. anlamazdık ne olduğunu ama mutlaka aşkla ilgili bişey diye düşünürdük. hep ona benzemek istediğimizden, ismimiz kerime olmadığından kimse bize ayet-i kerimem diyemeyecek diye üzülürdük de... afet gibi bişeydi ayeti kerimem bizce...
ilkokul ikinci sınıfta anneannem, bunlar böyle çil yavrusu gibi ortalıkta kuduruyor, bunları camiye verelim kuran kitap öğrensinler dedi...
ve gönderdiler mahallenin en büyük camiisine...
Ve yine allahın belası ali hoca! baştan sormaya başladı herkese soruları, kontrol ediyordu bizim dini bilgimizi...
ayet-i kerime nedir dedi.
ben heyecanla atlayıp mevlüt abinin karısıııııııı, komşumuzzzzzz dedim, aşıklar onlar birbirine dedim.
benim için ayeti kerimenin anlamı oydu çünkü... küçücüktüm!!!
gel gel ben sana öğreticem ayeti kerime ne demekmiş diye cetvelle vurdu ellerime, defalarca... defalarca... günlerce sızısı geçmedi elimin...
ve ben bir daha asla camiye gitmedim!
ama benim için bambaşka bir anısı vardır. hocadan yediğim ikinci dayak.
mahallemizde çok sevdiğimiz bir ablamız vardı, kerime abla.. çok güzel bir kadındı, hepimiz büyüyünce ona benzemek isterdik. eşi ona hep ayet-i kerimem derdi. anlamazdık ne olduğunu ama mutlaka aşkla ilgili bişey diye düşünürdük. hep ona benzemek istediğimizden, ismimiz kerime olmadığından kimse bize ayet-i kerimem diyemeyecek diye üzülürdük de... afet gibi bişeydi ayeti kerimem bizce...
ilkokul ikinci sınıfta anneannem, bunlar böyle çil yavrusu gibi ortalıkta kuduruyor, bunları camiye verelim kuran kitap öğrensinler dedi...
ve gönderdiler mahallenin en büyük camiisine...
Ve yine allahın belası ali hoca! baştan sormaya başladı herkese soruları, kontrol ediyordu bizim dini bilgimizi...
ayet-i kerime nedir dedi.
ben heyecanla atlayıp mevlüt abinin karısıııııııı, komşumuzzzzzz dedim, aşıklar onlar birbirine dedim.
benim için ayeti kerimenin anlamı oydu çünkü... küçücüktüm!!!
gel gel ben sana öğreticem ayeti kerime ne demekmiş diye cetvelle vurdu ellerime, defalarca... defalarca... günlerce sızısı geçmedi elimin...
ve ben bir daha asla camiye gitmedim!
genellikle kalkmıyorum ama erken kalkmam gereken zamanlarda, telefonun saati, annemin çeyizime koyduğu iğrenç sesli çalar saat, vücut saatim hepsini kuruyorum... dua ediyorum üstelik allam inşalla erken kalkarım diye!!!
Ama kalkamıyorum... asilik hep bi asilik nalet girsin!
Ama kalkamıyorum... asilik hep bi asilik nalet girsin!
yaz aylarında camiye giderken duyduğumuz sorulardan sadece bi'tanesi...
küçüktük, yine bir yaz anne ve babam çalıştığından bizi anneannem ve dedemin yanına yollamışlardı konya'ya... orada tüm çocuklar okul kapanır kapanmaz elif be öğrensin diye camiye yollanıyordu...
bizde abim ve kardeşimle hofflaya pufflaya gitmek zoundaydık, gitmezsek dedem bize çok kızardı...
cami'de ilk gün, istanbul'dan geldik diye delicesine havamız var, gonyalı veletler bunnar istanbul çocuu ya diye bize türlü eziyetler de ediyorlar..
neyse dedem hoca ile tanıştırdı, bana bak ali hoca bunlar benim torunlar, eti senin kemiği benim, her bi şeyi öğret bunlara dedi, ali hoca'nın gözleri ışıldadı...
sıra sıra oturduk, hoca bilgimizi yoklamak için bize sorular sormaya başladı...
bizi kim yarattı, peygamberimiz kim vs.. bu soruları başarıyla geçtik...
sıra geldi kimin ümmetisin sorusuna...
ümmet ne laa der gibi bakındık üç kardeş birbirimize!
söyle bakalım cem, sen kimin ümmetisin?
(abim babamın babasını çok severdi, biz ise annemin babasını)
cem ettafına bakındı...
- hocam ben kara memetin ümmetindenim dedi....
yaşasın sorunun cevabı belliydi diye sırıttık kardeşimle birbirimize...
hoca ses etmedi hiç cem'e, oleeey be doğruydu cevap... biz de en sevdiğimiz dedemizin adını diyecektik, çok kolaydı işte...
bana sordu kızım sen de hele sen kimin ümmetisin?
hocam ben de hekimoğlu'nun ümmetindenim dedim bilmiş bir havayla...
diğer çocuklar da ehe mehee diye gülüyorlardı ama anlayamadık tabi...
hoca yerinden kalktı, karamıktan yapılmış sopasıyla daha kimin ümmeti olduğunuzu bilmiyorsunuz siz diye kovaladı, ama yok böyle bir kovalamaca...
cami de çoraplardan top yapılarak maç oynama hayalimiz de sona erdi, ulan ben daha küçükken dedemi allah sanıyordum demedim diyemedim...
kuran kursuna yazıldık... asıl ızdırap o an başladı...
böyle bir anımdır...
küçüktük, yine bir yaz anne ve babam çalıştığından bizi anneannem ve dedemin yanına yollamışlardı konya'ya... orada tüm çocuklar okul kapanır kapanmaz elif be öğrensin diye camiye yollanıyordu...
bizde abim ve kardeşimle hofflaya pufflaya gitmek zoundaydık, gitmezsek dedem bize çok kızardı...
cami'de ilk gün, istanbul'dan geldik diye delicesine havamız var, gonyalı veletler bunnar istanbul çocuu ya diye bize türlü eziyetler de ediyorlar..
neyse dedem hoca ile tanıştırdı, bana bak ali hoca bunlar benim torunlar, eti senin kemiği benim, her bi şeyi öğret bunlara dedi, ali hoca'nın gözleri ışıldadı...
sıra sıra oturduk, hoca bilgimizi yoklamak için bize sorular sormaya başladı...
bizi kim yarattı, peygamberimiz kim vs.. bu soruları başarıyla geçtik...
sıra geldi kimin ümmetisin sorusuna...
ümmet ne laa der gibi bakındık üç kardeş birbirimize!
söyle bakalım cem, sen kimin ümmetisin?
(abim babamın babasını çok severdi, biz ise annemin babasını)
cem ettafına bakındı...
- hocam ben kara memetin ümmetindenim dedi....
yaşasın sorunun cevabı belliydi diye sırıttık kardeşimle birbirimize...
hoca ses etmedi hiç cem'e, oleeey be doğruydu cevap... biz de en sevdiğimiz dedemizin adını diyecektik, çok kolaydı işte...
bana sordu kızım sen de hele sen kimin ümmetisin?
hocam ben de hekimoğlu'nun ümmetindenim dedim bilmiş bir havayla...
diğer çocuklar da ehe mehee diye gülüyorlardı ama anlayamadık tabi...
hoca yerinden kalktı, karamıktan yapılmış sopasıyla daha kimin ümmeti olduğunuzu bilmiyorsunuz siz diye kovaladı, ama yok böyle bir kovalamaca...
cami de çoraplardan top yapılarak maç oynama hayalimiz de sona erdi, ulan ben daha küçükken dedemi allah sanıyordum demedim diyemedim...
kuran kursuna yazıldık... asıl ızdırap o an başladı...
böyle bir anımdır...
Bir korku filmi klişesidir...
Genellikle kocaman bi bahçede kurulu olan salıncakta kendi başına sallanır, yüzü de görünmez böyle...
Allah'ın belası küçük velet filmdeki yaratıklardan çok sendenn korkuyorum ben!
Genellikle kocaman bi bahçede kurulu olan salıncakta kendi başına sallanır, yüzü de görünmez böyle...
Allah'ın belası küçük velet filmdeki yaratıklardan çok sendenn korkuyorum ben!
sözlük anlamı: sevgide bağlılık olan kelime...
Günümüzde ise pek kimsede bulunmayandır..
ben kendimden daha vefalı insana rastlayamadım mesela henüz, siz rastladıysanız diyin bana da sizin için sevineyim azcık..
Günümüzde ise pek kimsede bulunmayandır..
ben kendimden daha vefalı insana rastlayamadım mesela henüz, siz rastladıysanız diyin bana da sizin için sevineyim azcık..
Nasıl başlığı olmaz yaw?
Tdk tanımı: can sıkıntısı duyumlamak imiş,
Duyumlamak kelimesini cümle içinde kullandığım için mutlu oldum şu an baya.
Neyse sıkılmıyor musunuz siz? Hiç mi?
Ben sıkılmaktan da sıkıldım. Öyle işte...
Tdk tanımı: can sıkıntısı duyumlamak imiş,
Duyumlamak kelimesini cümle içinde kullandığım için mutlu oldum şu an baya.
Neyse sıkılmıyor musunuz siz? Hiç mi?
Ben sıkılmaktan da sıkıldım. Öyle işte...
Duru zamanlar albümünün en duru parçalarından...
Dinlerken böyle yumuşacık oluyor insan...
Sözlük anlamı; kimyasal adı sodyum hipoklorit olan, temizlik ve hijyen amacıyla kullanılan kimyasal madde.
bana sorarsanız da acaip kafa yapan bişey, böyle eline alınca her yere dökesin geliyor, boca edesin böyle... hayatın anlamını bulmuş gibi hissediyorsun o an...
Gündüz topuklu ayakkabılar giyip, kalem eteklerle salınan, plazalara iş görüşmelerine giden Post modern bir kül kedisi masalı dinlediniz.
Teşekkürler
bana sorarsanız da acaip kafa yapan bişey, böyle eline alınca her yere dökesin geliyor, boca edesin böyle... hayatın anlamını bulmuş gibi hissediyorsun o an...
Gündüz topuklu ayakkabılar giyip, kalem eteklerle salınan, plazalara iş görüşmelerine giden Post modern bir kül kedisi masalı dinlediniz.
Teşekkürler
Her yerde var burada neden olmasındı...
Bana sorarsanız,
Ömrümden öteye taşıdığım kadın, ya sen bu ülkede doğmasaydın ve ben aşkı herkes gibi bilseydim...
Bana sorarsanız,
Ömrümden öteye taşıdığım kadın, ya sen bu ülkede doğmasaydın ve ben aşkı herkes gibi bilseydim...
Bu adalar pek çoklar, yani olmaya çalışıyorlar..
Bak canım, gelinliğinin altına converse de giysen, gelin arabasını vespa'dan, vosvos'dan da yapsan, siyah gelinlik giyip, maske de taksan günün sonunda eltin, görümcen, kaynanan, kaynın filan olacak...
O yüzden çok da şeyetmeyin bence.
Sevgiler..
Bak canım, gelinliğinin altına converse de giysen, gelin arabasını vespa'dan, vosvos'dan da yapsan, siyah gelinlik giyip, maske de taksan günün sonunda eltin, görümcen, kaynanan, kaynın filan olacak...
O yüzden çok da şeyetmeyin bence.
Sevgiler..
Melih cevdet anday'ın muazzam şiiri...
bazı bazı içimizden geçenler, şu sözlerin güzelliğine bakar mısınız?
Bir misafirliğe gitsem
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, Uyusam…
Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
Nerede olduğumu hatırlamasam
Hatta adımı bile unutsam…
bazı bazı içimizden geçenler, şu sözlerin güzelliğine bakar mısınız?
Bir misafirliğe gitsem
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, Uyusam…
Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
Nerede olduğumu hatırlamasam
Hatta adımı bile unutsam…
İkna edicidir, kelimelerini özenle seçer, söyler, yazar...
Kibardır, estetik kaygısı da yüksektir.
Bence en ponçik burç erkeğidirler.
Kibardır, estetik kaygısı da yüksektir.
Bence en ponçik burç erkeğidirler.
Kadınların kocalarını övmek için kullandığı bir niteleme şeysi...
burada bile kocayı överken, hafiften oduna bir gönderme var, bilemiyorum yani..
burada bile kocayı överken, hafiften oduna bir gönderme var, bilemiyorum yani..
Ünlü bir üşenirin/üşengecin söylediği pek manalı kelime...
Dünyanın çocukluğu diye bir şey varsa ki bence var, bu kandil geceleri ve bayram sabahlarıdır...
herkesin dualarını yaşadığı günler dilerim...
herkesin dualarını yaşadığı günler dilerim...
Sözlük anlamı: bir bilim dalını, bir sanatı ya da teknik bilgileri öğretmeyi meslek edinmiş, okulda öğrencilere ders veren kimse...
Ama bence daha fazlası, sen kitaplar ve dahi sosyal medyada yazılan bu tanımları/iletileri okuyup ve hatta çalabiliyorsan öğretmenin sayesindedir...
Okuma kısmı sadece aslında çalma kısmı senin halt etmen...
Tanım çalanlara da sevgiler. Öhömm!
Ama bence daha fazlası, sen kitaplar ve dahi sosyal medyada yazılan bu tanımları/iletileri okuyup ve hatta çalabiliyorsan öğretmenin sayesindedir...
Okuma kısmı sadece aslında çalma kısmı senin halt etmen...
Tanım çalanlara da sevgiler. Öhömm!
İyi ki var, hep olsun...
aklımıza gelen her şeyi yazıyoruz ne güzel...
teeee sözlükler öncesinden yani baya eskiden öyle miydi, aha da buraya yazıyorum diye önce parmağımızı yalayıp, sonra duvara sürüp iz bırakıp, sağa sola yazardık ve silinirdi...
aklımıza gelen her şeyi yazıyoruz ne güzel...
teeee sözlükler öncesinden yani baya eskiden öyle miydi, aha da buraya yazıyorum diye önce parmağımızı yalayıp, sonra duvara sürüp iz bırakıp, sağa sola yazardık ve silinirdi...
Her yıl mayıs ayının ikinci pazarında kutlanan gündür... ortaya çıkma nedeni teee antik yunana dayanır ama günümüzde kapitalizm onu hediye alma günü haline dönüştürmüştür...
bu arada kamu spotu: sevgili eşler, kıymetli evlatlar eğer hediye alacaksanız ev eşyası almayınız!
teşekkürler
bu arada kamu spotu: sevgili eşler, kıymetli evlatlar eğer hediye alacaksanız ev eşyası almayınız!
teşekkürler
Deodorantlar, ter kokusunu saklayan ve ortaya çıkmasını engelleyen, direk vücuda uygulanılan kozmetik ürünleridir...
sıcak havaların başladığı şu günlerde, metro, metrobüs, otobüs, dolmuş gibi insanların kullandığı toplu taşıma araçlarında ölmüş hayvan gibi kokmanızın manası olmadığını hatırlatmak isterim...
Yoo asıl ben teşekkür ederim.
sıcak havaların başladığı şu günlerde, metro, metrobüs, otobüs, dolmuş gibi insanların kullandığı toplu taşıma araçlarında ölmüş hayvan gibi kokmanızın manası olmadığını hatırlatmak isterim...
Yoo asıl ben teşekkür ederim.
(bkz:ince hastalık)
Ay allah affetsin ama ben buna baya gülüyorum, nereden aklıma geldi onu da bilmiyorum.
Sübhanallah! Maşallah, barekallah! Bu videoyu izleyip de hala ateist kalan varsa, veyl olsun onaafashah!
Ayh resmen İman tazeledim. Kalbimi huzur kapladıasffhh!
http://alkislarlayasiyorum.com/m/content/118220/ateistleri-imana-getiren-origami
Sübhanallah! Maşallah, barekallah! Bu videoyu izleyip de hala ateist kalan varsa, veyl olsun onaafashah!
Ayh resmen İman tazeledim. Kalbimi huzur kapladıasffhh!
http://alkislarlayasiyorum.com/m/content/118220/ateistleri-imana-getiren-origami
Alt komşu.
allah belasını versin...
Kapısının önüne gözü oyulmuş midesine meyve bıcağı saplanmış oyuncak bebek koyup, zile kaçma fikri baya cazip gelmeye başladı.
allah belasını versin...
Kapısının önüne gözü oyulmuş midesine meyve bıcağı saplanmış oyuncak bebek koyup, zile kaçma fikri baya cazip gelmeye başladı.