confessions

trolicela

1. nesil Yazar - İstikrarlı

  1. toplam entry 37
  2. takipçi 4
  3. puan 4473

ecel

uykusuz
Tanrı tarafından önceden kararlaştırılmış olduğuna inanılan ölüm zamanı, yaşamın sonu.

Belki de düşünmekten çekindiğimiz saniyelik bir olay. Ecel erken gelmesin de ne olacaksa olsun gibisinden bir şeyler de söyleyebiliriz.

abilerin kardeşlerine yaptığı zalımlıklar

blackandwhitememories
Her kardeş bir gün o kötü günleri yaşayacaktır.

- Saça sakız yapıştırmak
- Sırtından buz atmak
- Sabahları buz gibi soğuk suyla uyandırmak
- Yatağa oyuncak bazen gerçek olanından böcek koymak

...gibi uzatılabilir bir liste mevcut.

Ek olarak; (bkz:çocukken kardeşlere yapılan eziyetler) şeklinde değiştirilirse daha hoş bir başlık olur gibi geliyor.

anneanne

cihan yandi kanli nigar
annenin annesine verilen isimdir.
Anneannenin huzuru bir başkadır efendim. Onun kokusu varlığı yemeği. Benim annem gibidir. İkisi arasında seçim yapamam belki. Hem anneannem hem arkadaşım hem sırdaşım. En yakın dostum. Allah yokluğunu kötü gününü göstermesin.

sözlük yazarlarının ilk aşkları

cihan yandi kanli nigar
Çok iyi hatırlıyorum. Orta sona gidiyordum sanırım. Liseye giden mahalleden bir çocuk vardı. Arif. Babası Almanya'da döner şirketi yönetiyordu. Bu da bana bi yakın bi samimi. Bende tam bir Kezban. Ağzının içine düşücem neredeyse. Lise 3 yıl o zamanlar. Ben orta okulu bitirirken o liseyi bitirecekti. Neyse okulun son zamanları. Bizim sınıfta da ravza diye bir kız var. Hiç sevmeyiz birbirimizi. Tam bir yollu. Arif gitmiş onu Doğum gününe evine çağırmış. Bir de beni çağırdı. Ben tabi nasıl sinirliyim onu niye çağırır diye. Eve gittim saatlerce ağladım. Gitmedim Doğum gününe. Sonraki gün okula gittim. Razva yok. Okuldan çıktım arif yok takıldığı arkadaşları yok. Bir iki hafta göremedim ikisini de. Arıyorum telefonu kapalı. Neyse okul kapandı. Bir dedikodu. Arif Almanya'ya kaçmış. Doğum günü ayağına 4 arkadaş Ravza'ya tecavüz etmişler. Diğer 3 çocuğu da arıyorlarmış. Ben üzülsem mi sevinsem mi bilemedim tabi. Hayatımda kıskançlığımın işe yaradığı tek olay diyebilirim. Bir daha ikisini de hiç görmedim zaten.

doggy style

neptune
sözlükte ilk ciddi tartışmanın fitilini ateşleyecek hissini uyandıran başlık. ey seks, sen nelere kadirsin.

tanımsal bir şeyler karalayayım; misyoner pozisyonu ile birlikte dünya üzerinde en çok uygulanan ve ismi bilinen seks pozisyonudur. tabii bunun en temel nedeni olarak, insanın anatomik yapısının, bu 2 pozisyonunun uygulanabilirliğine en yatkın fiziksel özellikleri içermesinden ileri geldiğini söylemek de mümkündür. öte yandan özellikle doggy style pozisyonun tercih nedenleri konusunda, psikolojik nedenler üzerinden de, derin analizler yapıldığı gözlerden kaçmaz. ha bir de doğru şekilde nasıl yapılır, "gerçek doggy style bu değil" tarzı tartışmalara çok sık rastlanılır. eyyorlamam bu kadar.



zengin sözlük

keskin nisanci
bilgi en büyük zenginliktir mottosuyla yola çıktığımız ve yazar arkadaşların desteğiyle bilgi yuvası haline getireceğimize inandığımız sözlüğümüz. umuyorum her daim burada yazmaktan keyif alan insanlarla birlikte olur ve öğrenmenin yaşı yoktur sözüne uyarak her gün yeni bir şeyler öğrenmeye devam ederiz.

duygusal halı yıkama

zeitgeist
halıların yıkanması şampuanla, duygu ve düşüncelerin yıkanması bilim ve sanatla olur.

anlamak mutluluktur.

sen insansın aslında.

halılara şiir söylenmezse olmaz, şarkı söylenmezse olmaz. neredeeeee lekelerrrrrr.

duygulama merkezi; duygulandıran yer, duygu katılan yer anlamında.

nerede? aşk yanımızda ama nerede? neredesin sen aşk?

bana ne yapmak istiyorsun! söyle...

denge var dengeyi bozmak olmaz, deliler dengeyi bozar. biz de deli olmadığımız için daima denge içerisinde hareket ediyoruz.

gibi diyaloglara sahip son yıllarda gördüğüm en iyi halı yıkama reklamı. günde üç doz izlemediğim zaman kendime gelemiyorum.

ibrahim maalouf

zeitgeist
babasının icadı olan 4 pistonlu trompet ile harikalar yaratan, lübnan'lı yeni nesil trompet sanatçısı.

kedisiyle ilgili şu detayları da bilmekte ayrıca yarar var;

- babası Nassim Maalouf trompet ustası, annesi Nada Maalouf piyanist, yazarlardan Amin Maalouf ise sanatçının amcası.
- Maalouf'un büyük büyükannesi Türk.

turgut uyar

zeitgeist
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım

falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım

senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım

kaldırımlar

zeitgeist
2

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...

3

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...

avurt

monster degree
Tam olarak, dudaklarımızı kuş gagası şekline sokmak için ağzımızdaki havayı vakumladığımızda yanaklarımızın içe çöken bölümü oluyor.

Sağlıklı sınırlar dışında kilo kaybedildiğinde göz altlarıyla birlikte ilk çöken yerlerden olduğu için de sağlıksız oluşun ilk anlaşıldığı beden bölgesi sayılır.

yalnızlık

rallici
herkes yalnızdır aslında kandırmaya gerek yok kendimizi. sadece anlık boşlukları dolduracak birilerinin olması ben yalnız değilim deseniz bile yalnız olduğunuz gerçeğini değiştirmez.ben yalnızlıığı severim, ben memnunum yalnız olmaktan, hepinizden nefret ediyorum yalnız yaşarım daha iyi , lafları tabi ki yalandır. elbette yalnız kalmak da ister insan kafa bu da sonuçta dinlenmek ister, sadece kendinin olduğu huzuru ister, ama yalnız mutlu olmak diye birşey yoktur.

yalnızlık

berlinetta
"Yazdıklarımı okurken hoş bir duyguya kapılmayacaksınız eminim, hepimiz daracık dünyalarımızda insanlardan kopuk yaşıyoruz çünkü. Gerçek hayata öylesini yabancılaşmışız ki, adını bile duymak istemeyiz. Peki ama neden bazen olmadık, aptalca arzular peşinde koştururuz? Sebebini biz bile bilmiyoruz. Üstelik, bu olmadık isteklerimiz gerçekleştiğinde en çok zararı görecek olan da biziz. Deneyin isterseniz, içimizden birinin bağlarını çözüp, esaretini kaldırınız, emin olun, o yine esaret altına girmek isteyecektir. Bu yazdıklarımı okuduğunuzda kızgınlıktan ayaklarınızı yere vuracak ve: "Siz, kendi rezil hayatınızdan, kendi yeraltınızdan bahsedin!" diye bağıracaksınız. Hepinizi bu işin içine katarak kendimi kurtarmaya çalışmıyorum. Ben, sizlerin korkaklığınıza "ölçülü davranış" kılıfını geçirip, yarım bıraktığınız her şeyi sonuna kadar götürdüm. Hayatın gerçeklikleri ile sizden daha fazla yüz yüze geldim ben.
Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğumuzu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı ve hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız. Neyi sevip nede nefret ettiğimizi bilemeyeceğiz. Etiyle, kemiğiyle gerçek birer insan olmak o kadar zor ki..."

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski - Yeraltından Notlar

yalnızlık

keskin nisanci
yalnız olmayı istemekle yalnız kalmak arasında gidip gelen olgu. yalnızlık kimine acı verir kimine ise huzur. bazen bir tercih bazen de bir zorunluluktur.

''bir süre sonra insanlar pek de umrunda olmuyor.
kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun.
kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun.
yorulunca kendi kabuğuna çekilip o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun.
anlık mutluluklar yaşayıp, derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit, kimseye de ihtiyacın olmuyor.
siz buna yalnızlık diyorsunuz, ben ise huzur.''

(bkz:can yücel)

dede

rallici
varlığından hiç haberim bile olmadığı insandır malesef. Hiç kimseye kullanamadığım bir kelime. duygusunu dahi bilmem. olanlardan duyduğum kadarıyla güzel bir duyguymuş ama. hayatta olan dedelere uzun ömürler sevgiler.

esnaf ağzı

icgqhs
cümleleri sürekli abi ya da ablalarla biter, hürmette sınır tanımazlar, sonuç olarak tüm esnaflar müşteri velinimetimizdir mantığına inanmışlardır ve buna göre hareket ederler.ekmeğini sizin üzerinizden kazandıkları için siz onlara edepsiz ve saygısız davranmadığınız sürece bu tutumları şüphesiz devam edecektir.

esnaf ağzı tam olarak herkeste olmaz, herkeste esnaf olamaz bu bir gerçektir..
çekirdekten (küçüklükten) yetişmek gerek, gelen müşteriyi memnun etmek ve asla boş çıkarmamak gerek.

esnafların kendine ait totemleri vardır, sözleri vardır, bilgileri vardır.
esnaflarla kolay kolay laf yarıştıramazsınız ve insanları çok iyi tanırlar malum hep insanla işleri olduğu için bir nevi insan sarrafıdır onlar.