confessions

zeitgeist

1. nesil Yazar - arkadaş canlısı

  1. toplam entry 274
  2. takipçi 34
  3. puan 11366

kürdistan

zeitgeist
osmanlı idare sisteminde kürt nüfusun çoğunlukta yaşadığı bölgeyi tanımlamak adına kullanılmış eyalet adı. şimdiye bakacak olursak;

şimdi bunun hayaliyle yaşayan birtakım orospu çocukları elbette olacaktır, sonuçta hayallere gem vurulamıyor biliyoruz. lakin bu birtakım orospu çocukları olduğu gibi, onları kaba tabirle un eleğine çeviren yiğitler de var. birtakım hayallerin peşinde geberen, gerillacılık oynayan, aslı astarı aslında terörist olan orospu çocukları bir bir imha edilirken geride kalan kitlesinin hayalleri yok olmuyor.

e olsun.

(bkz:hayalle yaşayanı zevkle sikerler)

zengin sözlük manifestosu

zeitgeist
taze taze eklenmiş şu maddesiyle;

12. Bir yazarın entrylerine aynı yazar tarafından gün içerisinde süreklilik gösterecek şekilde birden fazla eksi oy verilmesi, yazarın seri eksilendiği anlamına gelmektedir. bu durum seri eksileyen yazarın oy verme ve yorum yapma yetkisinin elinden alınmasına sebep olur. Böyle bir durumda şikayet üzerine seri eksi oy verdiği tespit edilen yazar fakir yazar statüsüne alınır. Yazarın, İlk seri eksi oy tespitinde 3 gün, ikinci seri eksi oy tespitinde 1 hafta, üçüncü seri eksi oy tespitinde ise 1 aylığına statüsü fakir yazar'a alınır. Dördüncü tespitte ise tüm yazarlık süresi boyunca fakir yazar statüsünde kalır.

seri eksici civanları üzeceğe benzeyen manifesto.

zengin itiraf

zeitgeist
haddimi bilmedim, olması gereken yerine hep olmasını istediğim hayatı yaşadım. uçlarda dolaşırken hep, adımladığım o toprak parçasının bir gün kopacağından habersiz de değildim üstelik, dedim ya haddimi bilemedim o kadar. sandım ki her şeye gücüm yeter, sandım ki bu hep böyle gider, bir gün dahi zayıf düşeceğimi aklımın ucundan bile geçirmedim, heyhat hayat.. helak olmadan had bilemedim, helak olduktan sonraymış meğer yeniden doğmak denilen safsata, ben helak olmadan bunu çözemedim. sandım ki ödediğim bedeller bitirmez bende olanı, hep yerine yeni şeyler koyarım, oysa boşluk kendi ham maddesi dışında dolmazmış, yerine bir şey koyamayınca anladım.

kaybettiğim o şey, benden öte benden ziyade, her şey mümkün ve mükemmelken kendini hatırlatan amansız bir ceza. insan değil, güç değil, onlardan daha bambaşka bir şey, adını bir türlü koyamadığım, olmayınca diğer her şeyin önemini yitirdiği bir parça, parçam, bana dair kaybım benden olan. oysa o kadar yolunda ki her şey, en sevdiğim şeyi dahi elde ettim, sıfır sıkıntı. lakin her şey hemen yan odamda olup bitiyor gibi, dahil olamıyorum, her şey olup biterken sanki bir film gibi izliyorum, dolmuyor, yetmiyor, varlığını hissettirmiyor.

ait olduğum bir ev yok artık, kimsenin kolay kolay yaşamak istemediği bir toprak parçasında tam olduğum ama tamam olmadığım bir hayalin peşinden gidiyorum. ilk defa bu kadar heyecanlıyım, mutluyum, huzurluyum ama ilk defa bunlar hemen yan odamda vuku buluyor, cilve-i rabbani.

hayır isyanda değilim, imtihanın farkındayım, şükür binlerce defa, yeniden yaşamaya. içim biraz değişik, içim biraz karmaşa, fırtınayı sevmediğimden değil ya aksine ona olan sevdamdan olsa gerek. yine de bazen zor, kaldıramamak değil, sadece zor işte. insanım lan ben de, öyle ya eksiklikten değil mesele, sadece kendime bir not düşeyim diye.

edip cansever

zeitgeist
ikinci yeninin en önemli isimlerinden biridir, 1928 yılında istanbul'da doğan şair hayatı boyunca üretken bir yapıda oldu. cansever için bu konuda en güzel tanımlamayı "yeşil ipek gömleğinin yakası, büyük zamana düşer.her şeyin fazlası zararlıdır ya, fazla şiirden öldü edip cansever." diyerek cemal süreya yapmıştır. şair 1986 yılında yine doğduğu istanbul'da hayatını kaybetmiştir.

"vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı mı
vaktinde anlamanın sevinci mi
ya da biraz geç kalmanın
o gereksiz tedirginliği mi
hangisi

ama belli ki sonundayız herşeyin
en sonunda."

algıladığın sonun idraki acaba nasıl bir yaşanmışlığa dairdi ki?

"yorulduğun zaman söyle
susalım, hiç konuşmayalım istersen
sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin
açık denizler gibidir zaten elimde
her zaman, ama her zaman bir kıyıyı sezdiren."

nasıl bir varlığa yazılmıştı ki bu dizeler?

"gün bitti saat kaç bitecek mi bir gün savaşımız
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
dönüp dönüp arkamıza baktığımız
bir dünya kalıntısı üstünde
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de"

neyi sorgulamaktı her seferinde cevap bulacakmışçasına..

"ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
tanımadığın bir ülke gibi
içinde yaşamadığın bir zaman gibi
tam kendisi gibi mutluluğun
beni bekliyorsun
ve onu bekliyorsun beni beklerken."

kim içindi?

icgqhs

zeitgeist
şimdi siz bilmezsiniz, açıkçası söylemek gerekirse o ve ben de bilmiyoruz, bir zamanlar ve o zamanların hangi zamanlar olduğunu bir tek bilen yok, koca bir belirsizlik... gel dedim buna, papua yeni gine vatandaşlığına başvuralım, kaçak koala ticareti yapıp yanında gobel mantar satalım.. buralar kurak, buralar tehlikeli, buralar eski buralar değil dedim. bir an gözlerinde bir ışıltı belirdi, çayından aldığı yudum sonrası yüzüne bir gülümseme yerleşti, olur herhalde ya dedi, niye olmasın ki dedi, olmaması için sebep mi vakiydi sanki?

sonra zaman geçti, zaman hep geçiyor zaten, oluyor yani böyle şeyler çok da şaapmamalı. koala bulamadık, gobel mantar fikri de yavan geldi, kaldık yine o tehlikeli ama sevimli sokaklarda..

bu adam kral bir adam, ciğer bir adam, bu adam adamın dibi. var olsun, dert görmesin.

zengin itiraf

zeitgeist
içim, bir suskunsa tekin mi ola?
o malta bıçağı, kınsız, uyanık,
ve genç bir mısradır
filinta endam...
neden, neden alnındaki yıkkınlık,
bakışlarındaki öldüren buğu?

bilmiyorum ne kadar zaman geçti anlaşılır olmasının üstünden, anlaşılır olması kabullenmek bakımından önemli, sanıyorum ki bu yüzden herhangi bir zaman dilimini o nokta üzerinden tespit edebiliyorsun, herhangi bir şey gibi değerlendirdiğin onlarca şey arasından sıyrılıp başka bir şey oluyor, önemli oluyor herhalde olması gereken sözcük bu olsa gerek, anlatmaya çalıştığım şey önemli oluşu.

belirli bir önem sıralamasına göre seyrediyor hissettiklerim, yargılarım ve sonuçlar. kolaylıkla değişebilen bir yapıya sahip değil, öyle olmasını isteyen bazı insanlarla tanışmıştım bir zamanlar, daha kolay seyrediyor o zaman hayat diye düşünüyorlardı, ne düşündüklerini önemsemediğim zamanlardı muhtemelen bu sebepten kolaylıkla değişebilsin diye hiç istemedim ya da bana uymuyordu. önemsemediğimden ya da olması gerekenin o olduğu için değişmemesi de aslında tartışmaya lüzum gerektiren bir şey değil, nedenleri aramaktan sonuçları önemsediğim zamanlarda vazgeçmiştim zaten.

aslına bakacak olursak mesele tam olarak nerede başlıyor, nerede yön değiştiriyor ve neden son bulmuyor... bütün bu olanların basit ve bir o kadar anlaşılabilir cevapları bende saklı, fakat kendine yeniden yönelttiğin bazı sorular mutlağı yok ediyor, bu aslında çok acımasız bir şey, düşünsene mutlak diyorsun, tamam diyorsun yani en olması gereken şey bu tamam, tamam dediğin anda tam olmadı demene sebep oluyor ilginç değil mi. yargıların kolaylıkla değişmiyorsa işkence bile sayılabilir, kolay oturmuyor taşlar yerine bazen, sen tutup binayı yıkıyorsun. sorarlar adama sen ne ayaksın, sen neyin peşindesin diye, cevap alamayacaklarını bildiğini varsayıyorsun ama şaşkınlıkları hayal kırıklığına yol açıyor, bir şeyler ummaktan vazgeçmediysen tabii yoksa önemsiz bir an olarak kalıyor geçmiş zaman hanende, bir daha aklına bile gelmiyor, vazgeçtiğini anımsıyorsun sadece. insan sadece anımsamak istediklerini anımsayıp geriye kalan her şeyi tarihin çöplüğüne gömdüğü zaman güçlü olduğuna inanabiliyor, çöpü arada boşaltmak lazım tabii yoksa en fazla teselli ikramiyesi tadı daha ötesi değil.

sokakta turluyorum geçenlerde, önümde bir kaç kişi yürüyor, adımları yenilgi tadında ama sezebiliyorsun, suratlar beş karış, içlerinden biri intikam istiyor.. suratlarına bir defa baksaydınız o an geri kalanların, hiçliğin vücut bulmuş halini görmeniz kaçınılmaz olurdu, ben bakmadım çünkü gerek duymadım, daha önce de görmüştüm zaten, aynı şeyleri defalarca yaşamayı seven bir yapım yok.

yankın yasak, aynalara.
inemem bahçende talan,
tam, boş yanı bu, derim namussuzun,
tam, bıçağım cehennem gibi güzelken,
aklıma düşüyorsun
ellerim arık...

yankısı sağır eden şeyleri duyuyorum bu günlerde.. el bombası düşmüştü askerde sutre önüne atmıştık kendimizi yere, ağzımız burnumuz toprakla dolmuştu, göz gözü görmüyordu, o an hissettiğim tek şey ne kadar gürültülü bir patlama olduğuydu sadece o kadar, çok gürültülüydü emin olabilirsiniz, başka bir şey düşünmek için sebep de yoktu zaten, şimdiyle tek farkı ağzım burnum toprakla dolmadı, daha fazlası değil.

bir arkadaşımın yeni doğan çocuğunu görmeye gittim bugün, arkadaşın suratına baktım, bebeğe baktım, duvara da bakar oldum o ara, yeni bir hayata yol açışlarındaki haklı gururun duvardan tavana sekme anına tanık olurken, önüme baklava koydular o ara odaklanamadım ondan sonra neler oldu kaçırdım bu sebepten. önlenemez sorularınızın önüne baklava konulduğunda hayat o kadar saçma bir gerçekliğe bürünüyor ki o anın şokunu atlatabilme kabiliyetinize göre geriye kalan her şeyle başa çıkabiliyorsunuz. bebekler tuhaf canlılar, insandan olma insan biraz fazla baksan muazzam bir şey bu, biraz yana baksan başka şeyler, bu kadar kolay değişmemeli anlamlar ya da değişecekse eğer, yok boşver cidden değişmemeli.

bütün ham maddesi bir savaş anında bombalanan fabrikadan kalan kadar olan bir şeyi elimde tutuyorum, hediye olarak bundan sonraki varlığını benim ellerimde geçirecek, bu anı görebilseydi bombardıman pilotu geçmişime söver miydi emin olamıyorum, kalanlarla yetinmenin ne hissettirdiğini anlardı en azından belki.

geçmişte bir gün geliyor aklıma, çok soğuk ve aynı orantıda karanlık bir gece, bir türkü çalıyor bir yerde, donup kalmışım yanımdan geçen kalabalıklar erirken orada olma sebebimi unutuyorum, neden durduğumu, neden o türkü, ambale oluyor o an zihnim ve bilmem ne kadar süre sonra yeniden çalışıyor, yürümeye devam ediyorum ama aksine değil tam da o karmaşanın içine, çok uzun gecelerimden bir tanesi de odur, şimdi o geceyle birebir hislere sahibim ama eksik ve ben o eksiğin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum, çalışırken yazıyorum pekiştirsin diye, o kadar anlamsız bir çaba ki gülümsetiyor ama.

her neyse....

eşkıya

zeitgeist
başrollerini şener şen ve uğur yücel'in paylaştığı, yavuz turgul yönetmenliğindeki bu film türk sinema tarihi açısından bir dönüm noktasıdır.

eşkıya; en yakın arkadaşının ihanetine uğrayarak hapse düşen eski bir eşkıyanın, sevdiği kadına tekrar ulaşabilmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor.

aslında şu replik tam da filmi özetliyor dersek yanılmış olmayız;

"keje.. keje.. beni hapiste vurdular keje, ölmedim, hastalandım, bir ciğerimi orada bıraktım, gene ölmedim. çok dövdüler beni, kan kustum, ama ölmedim. yaşadım... seni bir kez daha görebilmek için yaşadım..."

filmin müzikleri erkan oğur üstada ait, ayrıca bar sahnesinde uğur yücel'in karanlığın içinden şarkısı da es geçilmeyecek bir detay.

kadrosunda ise şu isimler mevcut;

şener şen
uğur yücel
sermin şen
özkan uğur
kamuran usluer
güven hokna
necdet mahfi ayral
kayhan yıldızoğlu
yeşim salkım
kemal inci
settar tanrıöven
ümit çırak
rıza sönmez
kurtcebe turgul
celal perk
can yılmaz
melih çardak
romina
kezban altuğ
ülkü duru


fethullah gülen

zeitgeist
orospu çocuğu nedir, kime denir, sorularının en güzel cevabı niteliğinde, kendisine inanan kitlelerin felaketine sebep olan, tarinin en büyük vatan hainlerinden biri. nasıl can verecek merak içerisindeyim, bir zamanların hocaefendisi, ağzını yüzünü siktiğimin şerefsizi.

turgut uyar

zeitgeist
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım

falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım

senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım

death is the bitch

zeitgeist
şimdi bu adamın başlığını açmak en çok benim hakkım, nedenlerini sıralamayacağım elbette siz bunun bana ait bir hak olduğunu bilin yeter. şimdi bu adamın başlığını açmanın benim hakkım olduğunu anladıysanız, anlamışsınızdır çok da şaapmayın, niye böyle oldu, ne fark etti demeyin gereksiz şeyler bunlar.

özelliklerine bir bakacak olursak;

adamın dibi
adamın kare kökü
adamın ham maddesi
adam adam!

sözlüğün ilk editörüdür kendisi, kimse bilmez, kimse bilmez, kimse bilmez... kimse bilmiyor diye inkar edecek halimiz yok, yeni bir nick alıp maziye gazi demeyi daha uygun buldu, hoş mazisine de tanık olmadınız ya olsun ben oldum, ben bizzat oldum, siz olmadınız diye maziyi yok sayacak değiliz.

hoş geldin kral, reis, ciğer.

mutsuzluk

zeitgeist
acılı şalgam varken, hala yaşanıldığını görmeme karşın hayretlere sürükleyen, yetinmeyi bilmeyenlerin duygusu.

şimdi size bu duyguyu bertaraf etmek adına gerekli olan bir kaç şeyin listesini yapayım, yine iyisiniz köftehorlar, bu listeden sonra mutsuz kalıyorsanız da yapım aşamanızda bir sıkıntı mevcuttur emin olun.

- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun

e yeter bu kadar, liste yapacağız dediysek liste illa schindler'in listesi olacak değil ya, hem zaten yahudiler lahmacun sevmez.

gerilla

zeitgeist
ülkemizde fistan giyip, kadın kılığında dolaşmalarıyla meşhur orospu çocuklarının kendilerine yakıştırdığı sıfat. lakin söz konusu fistanlı hevaller gerilla değil, teröristlerdir. aslında bir de bu fistanlılar kadar olamayıp, onları destanlaştırmaya çalışan korkak göt laleleri var ki onlar ayrı birer komedi unsuru olmaktan öteye gidememekte.


zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto

zenginsozluk.com/foto


bilmiyorum

zeitgeist
kendisine yöneltilen soru ya da durum karşısında kişinin fikir sahibi olmadığını belirtmek için kullandığı kelime.

genelde kadınlar bunu kızdıkları zamanlarda bir koz olarak da kullanabiliyor.

valide hatun bana çok kızdığı zamanlarda çok kullanır bu kelimeyi, hele bir de lazım bir şeylerin yerini soruyorsam son derece mağrur bir ifadeyle der. kadınlar için büyük bir koz sanıyorum bu, tanıdığım kadınlar arasında hemen hemen hepsi de karşıt atak olarak çok kullandı.

hatırladığım kadarıyla en bombası da, üst üste tüm sorularıma bilmiyorum dedikten sonra;

+ anne ben kimim
- bilmiyorum...

olmuştu. ajsldkndn

gururla bakıyorum dünyaya

zeitgeist
fistanlı hevalleri gazlamak için yazılmış şiirlerden biri. yiğit fistanlılar eteklerinin altından çıkardıkları ufak not kağıtlarına bu şiirin dizlerini yazıp, düşman unsurlarının suratlarına atarlar genelde. söz konusu türkü çağıran kızlarım kısmı bu yiğit hevaller için birebir uygunluk taşıması açısından da önemlidir. ha tabii üzülüyor insan bu not kağıtlarının üzerinin kanlanmasına, heval beyniyle kirlenmesine, canım şiirin böylesine sikilmesine ama üzüntüden de ölmüyor insan.. pöh, jöh gibi unsurlar öldürücü olabiliyor ama yeri gelmişken.

aybüke yalçın

zeitgeist
öğretmen oldum ben cümlesi, o heyecanı, o sevinci.. daha 22 yaşında, diğer bütün şehitler gibi daha gencecik, hayatının hemen başlarında, idealleri, hayalleri, yapacakları olan bir vatan evladı. kanınız kurusun şeytanın çocukları, soyunuz kurusun.

soracağız bunun hesabını, diğerleri gibi bu kızın da hesabı sorulacak, kimse sanmasın ki öylece öldüğüyle kalacak, yok edeceğiz teker teker, son neferlerine kadar yok olacaklar.

mekanın cennet olsun kardeşim.

16 haziran 2017 abd'nin istanbul'da terör uyarısı

zeitgeist
dikkate alınması elzem olan uyarı. daha önce de bildiler ve hatta saldırıyı planlayanlardan önce bile bildiler desek yanlış olmaz. madem bu istihbarata sahipsiniz e önlemek de sizin elinizde, paylaşın net şekilde aldığınız istihbaratın bilgisini mit ile önlenebilsin ama yok terör işlerine geliyor, sadece olacak demenin dalga geçmekten farkı yok.

çiftlik bank

zeitgeist
para kaptıranlardan birinin "bu kadar insanın aptal olamayacağını düşündük" demesi aslında son zaman türkiyesi için güzel bir özet niteliğinde, kitlenin çokluğunun güven temin etme olayı için de birebir örnek hatta. bu kadar insan yanılıyor olamaz düşüncesi aslında çok tehlikeli, sorgulama yetisinden bilerek vazgeçmenin sonuçları çok da naif olmuyor genellikle. bu adama para kaptıranların içerisinde asker-polis de görmek de oldukça ironik, polisi arayıp adın örgütte geçiyor para yatırman gerekiyor demek gibi ajsdflnk

ruhi mücerret

zeitgeist
murat menteş'in dublörün dilemması ve korkma ben varım'dan sonra seriyi tamamlayan üçüncü kitabı.

"aşk, birine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."

"hayatın hazırlık aşaması ömür boyu sürer. tam yaşamaya başlayacağın sırada sahadan şutlanırsın."

"cepheye gittim. nefer olarak. rütbem zekâ gerektirmiyordu. diğer tüm askeri rütbeler gibi."

"zülfikar ağabey'in başucunda imam kuran okuyor. ölüm döşeğinde okunulabilecek kaç kitap var ki?"

"bazen kötüler, nadiren de iyiler kazanır. çoğunlukla herkes kaybeder."

"bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler."

"her insan ölecek yaştadır."

"mezar taşlarındaki ölüm tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir."

"aklımızı oynatana dek sevişelim"

unutulmaz film replikleri

zeitgeist
"her hayatın bir ağırlığı vardır koçum, seninki kaç tartıyor?"

"zamanı kim okşayabilir ki?"

"madde mi ağır, mana mı?"

"o bin tılsımlı anın çarşafından ağır ağır geçirirken hayatını, bilemezdi üç tekerlekli bisikletin karanlığa takla atacağını."

"ruhum calkanalıyo be."

- nasıl söyleyeyim, bilmiyorum. tapıyorum sana, hastayım.
- geçmiş olsun.

"manitalar gece güzelleşir."

(bkz:ağır roman)

canlı bomba

zeitgeist
hal ve hareketlerin tespit edilebilir olması konusunda birgun net yazarlarından ÇAĞRI MERT BAKIRCI'nın yazısı ilgimi çekti. şöyle sıralamış kendisi;

İlk olarak şunu anlayalım: Bir intihar bombacısı, ne olursa olsun bir insandır. Beyni ne kadar yıkanmış olursa olsun, “Pavlov'un Köpeği” deneyindekine benzer şekilde nasıl şartlandırılmış olursa olsun, evrimsel kökenlerimizin en derinlerinden gelen, temel birçok psikolojik tepkiyi istemsiz olarak verecektir. Çünkü türümüz, diğer tüm hayvan türleri gibi hayatta kalma güdüsü en öncelikli olacak şekilde evrimleşmiştir. Ölüme giden biri, bunu ne kadar “onurlu”(!) bir ölüm olarak görürse görsün, en azından temel korku ve endişe sinyallerini verecektir. Dolayısıyla, kalabalık ortamlarda gözünüz açık olsun: Kaşları çatık, endişeli, titreyen, gereğinden fazla terleyen, bulunduğu ortamdan izoleymiş gibi davranışlar sergileyen, tutarsız olan, konuşmakta zorlanan kişiler, sizler için her zaman uyarı çanlarını çaldırmalıdır.

Kıyafetler ve genel olarak giyim-kuşam da, hareketleri tamamlayıcı niteliktedir. Devrim, yazısında şöyle anlatıyor:

* Kişinin yüzüyle üzerine giydiği kıyafet birbirine zıtsa (örneğin zayıf yüzlü ama çok iriymiş gibi geniş kıyafetler giyiyorsa)
* Mevsimin gerektirdiğinden daha kalın kıyafetler giyiyorsa (sıcak bir havada geniş ve kalın bir mont giymiş biri gibi)
* Kıyafetinde dikkat çekici ve genellikle düzensiz şişkinlikler varsa
* Çarşaf ya da tesettür pardösüsü giymiş; ancak alışıldık muhafazakâr bir kadın gibi değil, fazla kararlı, odaklanmış, bağımsız bir şekilde ilerliyorsa mutlaka ama mutlaka o noktadan uzaklaşmalısınız. Belki bomba değildir... Ancak ya bombaysa?
Şu çarşaf ile ilgili son noktayı biraz açalım, yanlış anlaşılmasın. Bu, Türkiye'de çok sık görülen bir intihar bombacısı yöntemi değil (her ne kadar Milliyet'in internet sitesinde pazartesi günü sabaha karşı çıkan bir haberde, bombacılardan birinin “siyah pardösülü ve başı kapalı bir kadın” olabileceği belirtiliyor olsa da); ancak tesettürlü kadınlar bu tür etkinliklerde güvenlik şeridinden geçerken daha yüzeysel olarak arandıklarından, bir bombayı alana sokmak için daha kolay bir yöntem olarak görülebilir. Yoksa muhafazakar bir kadın illa baskılanmış olmak zorundadır, rahat gezemez ya da bu tür eylemlere katılamaz demek gibi bir niyetim yok. Onlar gibi gözükmek ya da böyle giyinen insanları kullanmak, bu tür katillerin tercih edebileceği bir şey olabilir. Sadece buna dikkat çekmek istiyorum. Devam edelim:
* Sırtında aşırı büyük bir çanta varsa ya da çantasının çok ağır olduğunu hissettirir hareketler yapıyorsa (yüzde zorlanma, sıkça çantayı düzeltme, sırtını germe gibi)
* Kendi kendine mırıldanarak ilerliyorsa (çoğu bombacı eylem öncesi son dua ya da yapacağı eylemde kararlılık gösterici bir slogan tekrarlar),
* Uzun süre boyunca etrafındaki gelişmelere ilgisiz şekilde tek başına ilerlemiş; ancak bir anda kalabalığın arasına girmeye çalışan, kalabalığı yarmaya çalışıyor gibi tavırlar sergileyen biri varsa
* Aşırı sinirli hareketler yapıyorsa ya da grup liderlerinin emir ve komutlarına uymuyorsa
* Sık sık ve kısa telefon konuşmaları yapıyor, uzun cevaplardan kaçınıyorsa
* Bir çöp kutusuna ya da benzeri bir kova, konteyner veya kutuya büyükçe bir poşet veya çanta bırakan biri varsa ya da bir poşet/çantayla bunların yanında ayakta uzun süre duran ya da dolanan birisi varsa (miting yolunda ya da meydanında çöp kutusu ve benzeri şeylerden daima uzak durmak gerekir)
* Bir grupla hareket ediyorsanız, tanımadığınız bir kişinin birdenbire sizinle gruptan biri gibi hareket etmeye başladığını fark ederseniz çok dikkat edin! Bir süre bu kişileri güvenli bir mesafeden takip edin. Eğer ki yeterince şüphe çekiciyse derhal oradan uzaklaşın ve polisi arayın. Polis size yardımcı olur, olmaz. Bu devirde artık bilmek imkansız. Ancak sizin bildiriminiz kayıtlara geçecektir ve ileride olayı aydınlatıcı kanıt olarak kullanılabilir!
Can sıkıcı bir nokta daha: Ne yazık ki insanları kitlece katletmeyi göze alabilen örgütlerin onurları da bulunmuyor. Bu kişilerin başvurdukları yöntemlerden birisi, bombayı istedikleri yere bırakacak bir kişiyi belirleyip sonra o kişi daha bombayı koyup oradan uzaklaşamadan uzaktan kumanda ile bombayı patlatmak... Bu kişiler intihar bombacısı olduklarından bihaber, kendilerine verilen emri uygulamaya çalışırlar. Fakat bunlar ölmeye şartlandırılmadıkları ve bu ölümün şerefli bir ölüm olduğuna inandırılmadıkları için, diğer intihar bombacılarından farklı davranırlar. Bu kişiler genellikle aşırı ürkek, huzursuz, telaşlı, sürekli etrafını kolaçan eden kişilerdir. Üzerlerinde “kaçamadan yakalanma” korkusu olduğu için etraflarını ve arkalarını sıkça kontrol etmeleri muhtemeldir. Çok dikkatli olmakta fayda var.

kaynak

kazancı bedih

zeitgeist
tam adı bedih yoluk olup, asıl mesleği olan kazancılık sebebiyle kendisine kazancı bedih denilen, 76 yaşında eşiyle beraber katalitik soba'dan zehirlenip hayata gözlerini yuman urfa'lı gazelhan.

kendisinden başka kimsenin adam akıllı söyleyemediği; tükendi nakd-i ömrüm yıllar yıllar geçse de üstünden her daim kağıt kesiği sızısı bırakacak güçtedir.


suskun

zeitgeist
sus kimseler duymasın, duymasın ölürüm ha... diyerek suskun bırakan ahmed arif şiiri.

sus, kimseler duymasın.
duymasın ölürüm ha...
aydım yarı gecede
yeşil bir yağmur sonra...
yağıyor yeşil...

en uzak, o adsız ve kimselersiz,
o yitik yıldızda duyuyor musun?
bir stradivarius inler kendi kendine,
yayı, reçinesi, köprüsü yeşil...
önce bendim diyor ve sonra benim...
ölümsüz, güzel ve çetin...
ezgisidir dolaşan bütün evreni,
bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları...
canımı, tüylerimi sarmada şimdi
kendi rüzgarıyla vurgun...
sarıyor yeşil...

rüya, bütün çektigimiz...
rüya kahrım, rüya zindan...
nasıl da yılları buldu,
bir misra boyu maceram...
bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
bilmezler nasıl sevdik,
iki yitik hasret,
iki parça can...
çatladı yüreği çakmaktaşının,
ağlıyor gök kuşaklarının serinliğinde
çağlardır boğulmuş bir su...
ağlıyor yeşil...

yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
susmuş bütün namlular...
susmuş dağ,
susmuş deniz...
dünya mışıl-mışıl,
uykular derin,
yılan su getirir yavru serçeye,
kısır kadın, maviş bir kız doğurmuş,
memeleri bereketli ve serin...
sağıyor yeşil...

aydım yarı gecede,
neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,
ve sezarsa, bir ad, yıkıntılarda...
ama hançer taşı sanki
koca kartaca!
hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
bak nasıl alıyor, yigit,
binlerce yıl da sonra
alıyor yesil...

vurur dağın doruğundan
atmacamın çalkara,
yalın gölgesi...
kuş vurmaz, tavşan almaz,
ama aç, azgın
köpekbalıklarıydı parçaladığı
bak, tiber saygılı, suskun...
bak nilüfer dizisi zinciri...
bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
ve ilk gerillası spartakus'un...
susuyor yeşil...

sus, kimseler duymasın,
duymasın, ölürüm ha...
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra...
seni, kaburgamın altın parçası...
seni, dişlerinde elma kokusu...
bir daha hangi ana doğurur bizi?

ruhum...
mısra çekiyorum, haberin olsun...
çarşıların en küçük meyhanesi bu,
saçları yüzümde kardeş, çocuksu...
derimizin altında o ölüm namussuzu...
ve ahmed'in işi ilk rast gidiyor...
ilktir dost elinin hançersizliği...
ağlıyor yeşil...

depersonalizasyon

zeitgeist
kişinin gerçeklik duygusunu geçici olarak yitirilmesiyle, kendini olduğundan farklı ve yabancı algılaması durumu. kişi bu durumda kendi vücudundan ayrılmış hissine kapılıp, davranışlarını dışardan bir gözlemciymiş gibi yorumlar.

nokta

zeitgeist
bir zamanlar işlediği bir suç yüzünden vicdan azabı duyan ve çektiği bu azaptan kurtulmaya çalışan bir adamın hikayesini konu alan derviş zaim filmi. nokta 2008 yapımı olup, 8 Mayıs 2009 tarihinde gösterime girmiştir.

kadrosunda; Settar Tanrıöğen, Hikmet Karagöz, Mehmet Ali Nuroğlu, Numan Acar, Mustafa Uzunyılmaz, Cem Aksakal, Begüm Birgören isimleri yer almakta.

nokta film müziğinin bestecisiyse; mazlum çimen.


zenginsozluk.com/foto




asperger bozukluğu

zeitgeist
bireyin toplumla etkileşim sürecinde, biliş ve dil gelişimin normal olmasına rağmen; ilgi ve etkinlik yapısının kısıtlanması, motor koordinasyonunda zayıflama, kendisini tekrar eden konuşma ve sağduyu eksikliği gibi davranışsal bozukluklar sergilediği gelişim bozukluğu.