confessions

zeitgeist

1. nesil Yazar - arkadaş canlısı

  1. toplam entry 274
  2. takipçi 34
  3. puan 11661

twilight of the thunder god

zeitgeist
amon amarth'ın en gaz albümlerinden biri, albümle aynı adı taşıyan şarkıysa bin bilemedin dokuzyüzdoksandokuz atlılar kadar şen olmanızı sağlayabilecek kuvvette.

ayrıca önemli olmasa da bazı kararların alım aşamasında dinlediğim doğrudur, özellikle de mjöllnir inecekse kafalara vazgeçilmezimdir. adfksd





mutsuzluk

zeitgeist
acılı şalgam varken, hala yaşanıldığını görmeme karşın hayretlere sürükleyen, yetinmeyi bilmeyenlerin duygusu.

şimdi size bu duyguyu bertaraf etmek adına gerekli olan bir kaç şeyin listesini yapayım, yine iyisiniz köftehorlar, bu listeden sonra mutsuz kalıyorsanız da yapım aşamanızda bir sıkıntı mevcuttur emin olun.

- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun
- acılı şalgam
- lahmacun

e yeter bu kadar, liste yapacağız dediysek liste illa schindler'in listesi olacak değil ya, hem zaten yahudiler lahmacun sevmez.

death is the bitch

zeitgeist
şimdi bu adamın başlığını açmak en çok benim hakkım, nedenlerini sıralamayacağım elbette siz bunun bana ait bir hak olduğunu bilin yeter. şimdi bu adamın başlığını açmanın benim hakkım olduğunu anladıysanız, anlamışsınızdır çok da şaapmayın, niye böyle oldu, ne fark etti demeyin gereksiz şeyler bunlar.

özelliklerine bir bakacak olursak;

adamın dibi
adamın kare kökü
adamın ham maddesi
adam adam!

sözlüğün ilk editörüdür kendisi, kimse bilmez, kimse bilmez, kimse bilmez... kimse bilmiyor diye inkar edecek halimiz yok, yeni bir nick alıp maziye gazi demeyi daha uygun buldu, hoş mazisine de tanık olmadınız ya olsun ben oldum, ben bizzat oldum, siz olmadınız diye maziyi yok sayacak değiliz.

hoş geldin kral, reis, ciğer.

zengin itiraf

zeitgeist
haddimi bilmedim, olması gereken yerine hep olmasını istediğim hayatı yaşadım. uçlarda dolaşırken hep, adımladığım o toprak parçasının bir gün kopacağından habersiz de değildim üstelik, dedim ya haddimi bilemedim o kadar. sandım ki her şeye gücüm yeter, sandım ki bu hep böyle gider, bir gün dahi zayıf düşeceğimi aklımın ucundan bile geçirmedim, heyhat hayat.. helak olmadan had bilemedim, helak olduktan sonraymış meğer yeniden doğmak denilen safsata, ben helak olmadan bunu çözemedim. sandım ki ödediğim bedeller bitirmez bende olanı, hep yerine yeni şeyler koyarım, oysa boşluk kendi ham maddesi dışında dolmazmış, yerine bir şey koyamayınca anladım.

kaybettiğim o şey, benden öte benden ziyade, her şey mümkün ve mükemmelken kendini hatırlatan amansız bir ceza. insan değil, güç değil, onlardan daha bambaşka bir şey, adını bir türlü koyamadığım, olmayınca diğer her şeyin önemini yitirdiği bir parça, parçam, bana dair kaybım benden olan. oysa o kadar yolunda ki her şey, en sevdiğim şeyi dahi elde ettim, sıfır sıkıntı. lakin her şey hemen yan odamda olup bitiyor gibi, dahil olamıyorum, her şey olup biterken sanki bir film gibi izliyorum, dolmuyor, yetmiyor, varlığını hissettirmiyor.

ait olduğum bir ev yok artık, kimsenin kolay kolay yaşamak istemediği bir toprak parçasında tam olduğum ama tamam olmadığım bir hayalin peşinden gidiyorum. ilk defa bu kadar heyecanlıyım, mutluyum, huzurluyum ama ilk defa bunlar hemen yan odamda vuku buluyor, cilve-i rabbani.

hayır isyanda değilim, imtihanın farkındayım, şükür binlerce defa, yeniden yaşamaya. içim biraz değişik, içim biraz karmaşa, fırtınayı sevmediğimden değil ya aksine ona olan sevdamdan olsa gerek. yine de bazen zor, kaldıramamak değil, sadece zor işte. insanım lan ben de, öyle ya eksiklikten değil mesele, sadece kendime bir not düşeyim diye.

künefe

zeitgeist
şu saatte görünür kılınmasıyla, kendini hatırlatan yazarı uçurmak için yeterli sebep tanıyan tatlı. hayır kardeşim ne lüzumu var böyle başlıkların, hayret bir olay. haskdffsk

edit büdüt: başlığa yazan bütün yazarlara eksi verdim, künefe he künefe zıkkım yiyin ajkdfnls

kalbim acıdı

zeitgeist
olur olmadık bir zamanda bir şarkı duyarsınız, bir ses ya da koku.. hafıza merkezi her zaman hoş şeyleri barındırmaz, içiniz burkulur, içinizde bir yer acır hah işte tam da o zamanların şarkısı. umay ve kazım'ın ciğer yakan düeti.

sözlerinin türkçe haliyse;


bundan böyle dağ dağ dolaşırım
yüreğim çok yaralı, derdim var
karışalım birbirimize sen şeker ben yağ
yaktın kül ettin sen beni gülüm
yeni odaya perde astım
rüyamda boynuna sarılmıştım
ağlıyordum uyandığımda
yaktın kül ettin sen beni gülüm
çarşıya inerdiniz bazı bazı
babandan habersiz gözlerdim seni
gülüm sen başkasına gitmeyesin
bil ki benimsin e gülüm

Bir gün yolda yürüyordum…
Bir şarkı duydum, kalbim acıdı…
Bu kadar…





bilmiyorum

zeitgeist
kendisine yöneltilen soru ya da durum karşısında kişinin fikir sahibi olmadığını belirtmek için kullandığı kelime.

genelde kadınlar bunu kızdıkları zamanlarda bir koz olarak da kullanabiliyor.

valide hatun bana çok kızdığı zamanlarda çok kullanır bu kelimeyi, hele bir de lazım bir şeylerin yerini soruyorsam son derece mağrur bir ifadeyle der. kadınlar için büyük bir koz sanıyorum bu, tanıdığım kadınlar arasında hemen hemen hepsi de karşıt atak olarak çok kullandı.

hatırladığım kadarıyla en bombası da, üst üste tüm sorularıma bilmiyorum dedikten sonra;

+ anne ben kimim
- bilmiyorum...

olmuştu. ajsldkndn

edip cansever

zeitgeist
ikinci yeninin en önemli isimlerinden biridir, 1928 yılında istanbul'da doğan şair hayatı boyunca üretken bir yapıda oldu. cansever için bu konuda en güzel tanımlamayı "yeşil ipek gömleğinin yakası, büyük zamana düşer.her şeyin fazlası zararlıdır ya, fazla şiirden öldü edip cansever." diyerek cemal süreya yapmıştır. şair 1986 yılında yine doğduğu istanbul'da hayatını kaybetmiştir.

"vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı mı
vaktinde anlamanın sevinci mi
ya da biraz geç kalmanın
o gereksiz tedirginliği mi
hangisi

ama belli ki sonundayız herşeyin
en sonunda."

algıladığın sonun idraki acaba nasıl bir yaşanmışlığa dairdi ki?

"yorulduğun zaman söyle
susalım, hiç konuşmayalım istersen
sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin
açık denizler gibidir zaten elimde
her zaman, ama her zaman bir kıyıyı sezdiren."

nasıl bir varlığa yazılmıştı ki bu dizeler?

"gün bitti saat kaç bitecek mi bir gün savaşımız
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
dönüp dönüp arkamıza baktığımız
bir dünya kalıntısı üstünde
hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de"

neyi sorgulamaktı her seferinde cevap bulacakmışçasına..

"ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
tanımadığın bir ülke gibi
içinde yaşamadığın bir zaman gibi
tam kendisi gibi mutluluğun
beni bekliyorsun
ve onu bekliyorsun beni beklerken."

kim içindi?

adımı unuttum

zeitgeist
şiirde imgesellik nedir sorusuna cevap niteliği taşıyan asaf halet çelebi güzelliği.

adımı unuttum
adı olmayan yerlerde
ne in
ne cin
ne benî adem

zamanlar içinde
kuşlar uçuyor
kervanlar geçiyor
bir iğne deliğinden

çarşılar kuruluyor
sarayları oyuncak
insanları karınca şehirler
zamanları gördün mü
bir iğne deliğinden

adımı unuttum
adı olmayan yerlerde
geçip gidenlere bakarak

ibrahim

zeitgeist
ciğer yakma potansiyeline sahip, muazzam bir kafa ürünü, asaf halet çelebi şiiri.

ibrâhim
içimdeki putlari devir
elindeki baltayla
kirilan putlarin yerine
yenilerini koyan kim

günes buzdan evimi yikti
koca buzlar düstü
putlarin boyunlari kirildi
ibrâhim
günesi evime sokan kim

asma bahçelerinde dolasan güzelleri
buhtunnasir put yapti
ben ki zamansiz bahçeleri kucakladim
güzeller bende kaldi

ibrâhim
gönlümü put sanip kiran kim

fethullah gülen

zeitgeist
orospu çocuğu nedir, kime denir, sorularının en güzel cevabı niteliğinde, kendisine inanan kitlelerin felaketine sebep olan, tarinin en büyük vatan hainlerinden biri. nasıl can verecek merak içerisindeyim, bir zamanların hocaefendisi, ağzını yüzünü siktiğimin şerefsizi.

çaylak

zeitgeist
zengin sözlük bünyesine yeni katılan yazar adaylarının aldığı ünvan, 10 entry giren her çömez incelendikten sonra formata uygunluk görüldüğü takdirde yazar olarak devam eder. bu süreçte girilen entryler sadece moderasyon tarafından görülüp, yazarlık onaylandığında herkes tarafından görülür hale gelmektedir.

kaldırımlar

zeitgeist
2

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...

3

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...
10 /