(bkz: abin dızo bremın )
(bkz: serbest çağrışım )
emrah serbes'in erkek çocuk hikayelerine yer verdiği, gülmekten karnınıza sancıların girmesine sebep olacağı gibi uzak çok uzakta bir yerlere dalıp gitmenize de yol açacak öykü kitabı.
çocukluk zamanlarını eski bir sevgiliye benzettiğimizde, unutmaya başladığımız o anların kekremsi tadını şu kısım çok güzel özetliyor;
unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. o kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.
(denizin çağrısı sf 78)
çocukluk zamanlarını eski bir sevgiliye benzettiğimizde, unutmaya başladığımız o anların kekremsi tadını şu kısım çok güzel özetliyor;
unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. o kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.
(denizin çağrısı sf 78)
alemin hızlı delikanlısı olmasıyla tanınan, polisin kendisine nutella atmasına pek bir içerlenip satır ve bıçak atan, kocaman yürekli adam.
tarihe not düşülmesi bakımından, bu delikanlıyı es geçecek değiliz elbette.
tarihe not düşülmesi bakımından, bu delikanlıyı es geçecek değiliz elbette.
sözleri aram tigran'a ait kürtçe şarkı. kara güneş versiyonu tavsiye dahilindedir.
gül, ey saf çelişki, nice göz kapağının altında
hiç kimsenin uykusu olmamanın
sevinci.
dizesinin sahibi şair.
hiç kimsenin uykusu olmamanın
sevinci.
dizesinin sahibi şair.
hal ve hareketlerin tespit edilebilir olması konusunda birgun net yazarlarından ÇAĞRI MERT BAKIRCI'nın yazısı ilgimi çekti. şöyle sıralamış kendisi;
İlk olarak şunu anlayalım: Bir intihar bombacısı, ne olursa olsun bir insandır. Beyni ne kadar yıkanmış olursa olsun, “Pavlov'un Köpeği” deneyindekine benzer şekilde nasıl şartlandırılmış olursa olsun, evrimsel kökenlerimizin en derinlerinden gelen, temel birçok psikolojik tepkiyi istemsiz olarak verecektir. Çünkü türümüz, diğer tüm hayvan türleri gibi hayatta kalma güdüsü en öncelikli olacak şekilde evrimleşmiştir. Ölüme giden biri, bunu ne kadar “onurlu”(!) bir ölüm olarak görürse görsün, en azından temel korku ve endişe sinyallerini verecektir. Dolayısıyla, kalabalık ortamlarda gözünüz açık olsun: Kaşları çatık, endişeli, titreyen, gereğinden fazla terleyen, bulunduğu ortamdan izoleymiş gibi davranışlar sergileyen, tutarsız olan, konuşmakta zorlanan kişiler, sizler için her zaman uyarı çanlarını çaldırmalıdır.
Kıyafetler ve genel olarak giyim-kuşam da, hareketleri tamamlayıcı niteliktedir. Devrim, yazısında şöyle anlatıyor:
* Kişinin yüzüyle üzerine giydiği kıyafet birbirine zıtsa (örneğin zayıf yüzlü ama çok iriymiş gibi geniş kıyafetler giyiyorsa)
* Mevsimin gerektirdiğinden daha kalın kıyafetler giyiyorsa (sıcak bir havada geniş ve kalın bir mont giymiş biri gibi)
* Kıyafetinde dikkat çekici ve genellikle düzensiz şişkinlikler varsa
* Çarşaf ya da tesettür pardösüsü giymiş; ancak alışıldık muhafazakâr bir kadın gibi değil, fazla kararlı, odaklanmış, bağımsız bir şekilde ilerliyorsa mutlaka ama mutlaka o noktadan uzaklaşmalısınız. Belki bomba değildir... Ancak ya bombaysa?
Şu çarşaf ile ilgili son noktayı biraz açalım, yanlış anlaşılmasın. Bu, Türkiye'de çok sık görülen bir intihar bombacısı yöntemi değil (her ne kadar Milliyet'in internet sitesinde pazartesi günü sabaha karşı çıkan bir haberde, bombacılardan birinin “siyah pardösülü ve başı kapalı bir kadın” olabileceği belirtiliyor olsa da); ancak tesettürlü kadınlar bu tür etkinliklerde güvenlik şeridinden geçerken daha yüzeysel olarak arandıklarından, bir bombayı alana sokmak için daha kolay bir yöntem olarak görülebilir. Yoksa muhafazakar bir kadın illa baskılanmış olmak zorundadır, rahat gezemez ya da bu tür eylemlere katılamaz demek gibi bir niyetim yok. Onlar gibi gözükmek ya da böyle giyinen insanları kullanmak, bu tür katillerin tercih edebileceği bir şey olabilir. Sadece buna dikkat çekmek istiyorum. Devam edelim:
* Sırtında aşırı büyük bir çanta varsa ya da çantasının çok ağır olduğunu hissettirir hareketler yapıyorsa (yüzde zorlanma, sıkça çantayı düzeltme, sırtını germe gibi)
* Kendi kendine mırıldanarak ilerliyorsa (çoğu bombacı eylem öncesi son dua ya da yapacağı eylemde kararlılık gösterici bir slogan tekrarlar),
* Uzun süre boyunca etrafındaki gelişmelere ilgisiz şekilde tek başına ilerlemiş; ancak bir anda kalabalığın arasına girmeye çalışan, kalabalığı yarmaya çalışıyor gibi tavırlar sergileyen biri varsa
* Aşırı sinirli hareketler yapıyorsa ya da grup liderlerinin emir ve komutlarına uymuyorsa
* Sık sık ve kısa telefon konuşmaları yapıyor, uzun cevaplardan kaçınıyorsa
* Bir çöp kutusuna ya da benzeri bir kova, konteyner veya kutuya büyükçe bir poşet veya çanta bırakan biri varsa ya da bir poşet/çantayla bunların yanında ayakta uzun süre duran ya da dolanan birisi varsa (miting yolunda ya da meydanında çöp kutusu ve benzeri şeylerden daima uzak durmak gerekir)
* Bir grupla hareket ediyorsanız, tanımadığınız bir kişinin birdenbire sizinle gruptan biri gibi hareket etmeye başladığını fark ederseniz çok dikkat edin! Bir süre bu kişileri güvenli bir mesafeden takip edin. Eğer ki yeterince şüphe çekiciyse derhal oradan uzaklaşın ve polisi arayın. Polis size yardımcı olur, olmaz. Bu devirde artık bilmek imkansız. Ancak sizin bildiriminiz kayıtlara geçecektir ve ileride olayı aydınlatıcı kanıt olarak kullanılabilir!
Can sıkıcı bir nokta daha: Ne yazık ki insanları kitlece katletmeyi göze alabilen örgütlerin onurları da bulunmuyor. Bu kişilerin başvurdukları yöntemlerden birisi, bombayı istedikleri yere bırakacak bir kişiyi belirleyip sonra o kişi daha bombayı koyup oradan uzaklaşamadan uzaktan kumanda ile bombayı patlatmak... Bu kişiler intihar bombacısı olduklarından bihaber, kendilerine verilen emri uygulamaya çalışırlar. Fakat bunlar ölmeye şartlandırılmadıkları ve bu ölümün şerefli bir ölüm olduğuna inandırılmadıkları için, diğer intihar bombacılarından farklı davranırlar. Bu kişiler genellikle aşırı ürkek, huzursuz, telaşlı, sürekli etrafını kolaçan eden kişilerdir. Üzerlerinde “kaçamadan yakalanma” korkusu olduğu için etraflarını ve arkalarını sıkça kontrol etmeleri muhtemeldir. Çok dikkatli olmakta fayda var.
kaynak
İlk olarak şunu anlayalım: Bir intihar bombacısı, ne olursa olsun bir insandır. Beyni ne kadar yıkanmış olursa olsun, “Pavlov'un Köpeği” deneyindekine benzer şekilde nasıl şartlandırılmış olursa olsun, evrimsel kökenlerimizin en derinlerinden gelen, temel birçok psikolojik tepkiyi istemsiz olarak verecektir. Çünkü türümüz, diğer tüm hayvan türleri gibi hayatta kalma güdüsü en öncelikli olacak şekilde evrimleşmiştir. Ölüme giden biri, bunu ne kadar “onurlu”(!) bir ölüm olarak görürse görsün, en azından temel korku ve endişe sinyallerini verecektir. Dolayısıyla, kalabalık ortamlarda gözünüz açık olsun: Kaşları çatık, endişeli, titreyen, gereğinden fazla terleyen, bulunduğu ortamdan izoleymiş gibi davranışlar sergileyen, tutarsız olan, konuşmakta zorlanan kişiler, sizler için her zaman uyarı çanlarını çaldırmalıdır.
Kıyafetler ve genel olarak giyim-kuşam da, hareketleri tamamlayıcı niteliktedir. Devrim, yazısında şöyle anlatıyor:
* Kişinin yüzüyle üzerine giydiği kıyafet birbirine zıtsa (örneğin zayıf yüzlü ama çok iriymiş gibi geniş kıyafetler giyiyorsa)
* Mevsimin gerektirdiğinden daha kalın kıyafetler giyiyorsa (sıcak bir havada geniş ve kalın bir mont giymiş biri gibi)
* Kıyafetinde dikkat çekici ve genellikle düzensiz şişkinlikler varsa
* Çarşaf ya da tesettür pardösüsü giymiş; ancak alışıldık muhafazakâr bir kadın gibi değil, fazla kararlı, odaklanmış, bağımsız bir şekilde ilerliyorsa mutlaka ama mutlaka o noktadan uzaklaşmalısınız. Belki bomba değildir... Ancak ya bombaysa?
Şu çarşaf ile ilgili son noktayı biraz açalım, yanlış anlaşılmasın. Bu, Türkiye'de çok sık görülen bir intihar bombacısı yöntemi değil (her ne kadar Milliyet'in internet sitesinde pazartesi günü sabaha karşı çıkan bir haberde, bombacılardan birinin “siyah pardösülü ve başı kapalı bir kadın” olabileceği belirtiliyor olsa da); ancak tesettürlü kadınlar bu tür etkinliklerde güvenlik şeridinden geçerken daha yüzeysel olarak arandıklarından, bir bombayı alana sokmak için daha kolay bir yöntem olarak görülebilir. Yoksa muhafazakar bir kadın illa baskılanmış olmak zorundadır, rahat gezemez ya da bu tür eylemlere katılamaz demek gibi bir niyetim yok. Onlar gibi gözükmek ya da böyle giyinen insanları kullanmak, bu tür katillerin tercih edebileceği bir şey olabilir. Sadece buna dikkat çekmek istiyorum. Devam edelim:
* Sırtında aşırı büyük bir çanta varsa ya da çantasının çok ağır olduğunu hissettirir hareketler yapıyorsa (yüzde zorlanma, sıkça çantayı düzeltme, sırtını germe gibi)
* Kendi kendine mırıldanarak ilerliyorsa (çoğu bombacı eylem öncesi son dua ya da yapacağı eylemde kararlılık gösterici bir slogan tekrarlar),
* Uzun süre boyunca etrafındaki gelişmelere ilgisiz şekilde tek başına ilerlemiş; ancak bir anda kalabalığın arasına girmeye çalışan, kalabalığı yarmaya çalışıyor gibi tavırlar sergileyen biri varsa
* Aşırı sinirli hareketler yapıyorsa ya da grup liderlerinin emir ve komutlarına uymuyorsa
* Sık sık ve kısa telefon konuşmaları yapıyor, uzun cevaplardan kaçınıyorsa
* Bir çöp kutusuna ya da benzeri bir kova, konteyner veya kutuya büyükçe bir poşet veya çanta bırakan biri varsa ya da bir poşet/çantayla bunların yanında ayakta uzun süre duran ya da dolanan birisi varsa (miting yolunda ya da meydanında çöp kutusu ve benzeri şeylerden daima uzak durmak gerekir)
* Bir grupla hareket ediyorsanız, tanımadığınız bir kişinin birdenbire sizinle gruptan biri gibi hareket etmeye başladığını fark ederseniz çok dikkat edin! Bir süre bu kişileri güvenli bir mesafeden takip edin. Eğer ki yeterince şüphe çekiciyse derhal oradan uzaklaşın ve polisi arayın. Polis size yardımcı olur, olmaz. Bu devirde artık bilmek imkansız. Ancak sizin bildiriminiz kayıtlara geçecektir ve ileride olayı aydınlatıcı kanıt olarak kullanılabilir!
Can sıkıcı bir nokta daha: Ne yazık ki insanları kitlece katletmeyi göze alabilen örgütlerin onurları da bulunmuyor. Bu kişilerin başvurdukları yöntemlerden birisi, bombayı istedikleri yere bırakacak bir kişiyi belirleyip sonra o kişi daha bombayı koyup oradan uzaklaşamadan uzaktan kumanda ile bombayı patlatmak... Bu kişiler intihar bombacısı olduklarından bihaber, kendilerine verilen emri uygulamaya çalışırlar. Fakat bunlar ölmeye şartlandırılmadıkları ve bu ölümün şerefli bir ölüm olduğuna inandırılmadıkları için, diğer intihar bombacılarından farklı davranırlar. Bu kişiler genellikle aşırı ürkek, huzursuz, telaşlı, sürekli etrafını kolaçan eden kişilerdir. Üzerlerinde “kaçamadan yakalanma” korkusu olduğu için etraflarını ve arkalarını sıkça kontrol etmeleri muhtemeldir. Çok dikkatli olmakta fayda var.
kaynak
bir çubuk havası değildir;
o değil de şu an fark ettim iç anadolu olmasa da olurmuş ajsdklf
o değil de şu an fark ettim iç anadolu olmasa da olurmuş ajsdklf
kimi zaman iki zara seksenlik olma durumuna sebep olduğu gibi, bireylerin pay bakımından kendi hissesine düşen kısmına sövme sebebi olması da muhtemeldir.
belirli bir yaşa kadar arzulanan, yaş ilerledikçe de artık önemini yitiren insani isteklerden biri. zira anlaşılmak denilen hede bir çok şeyin doğru yaşanması bakımından önemlidir, lakin bir süre sonra çok da önemli olmadığını kavrayabiliyor insan. yaşama hevesiyle doğru orantıda gittiğini sanıyorum.
herhangi bir etik anlayışa sahip olmayan, ahlak yargısı ya da kanunları önemsemeyen insanları da çoğu zaman kötülükten alıkoyan yegane faktörlerden biri. vicdan azabı duymayan bir insanı kötülükten alıkoyacak çok fazla şey yoktur aslında, bu bakımdan var olması güzel bir etken.
bir adet fazıl öztürk şiiri.
yüzümü dönüyorum kendimi görüyorum sende
seni kendimde özlüyorum kendimi sende kalabalık
sessizlik bozulurken gözlerimde kum taneleri ağrınız
başımı koymuşum açlığına kuşlar kanatlanırken yönsüz
ne zaman bi grup inse gizlerime
dönüp o an eskitiyorum tüm korkuları dilsiz.
yüzümü dönüyorum kendimi görüyorum sende
seni kendimde özlüyorum kendimi sende kalabalık
sessizlik bozulurken gözlerimde kum taneleri ağrınız
başımı koymuşum açlığına kuşlar kanatlanırken yönsüz
ne zaman bi grup inse gizlerime
dönüp o an eskitiyorum tüm korkuları dilsiz.
bir anda hayattan soğuttuğu gibi, bir daha hiçbir zaman diyemeyecek olmanıza da sebep olabilecek kızdır. zalımdır, zalımın kızıdır, zalımın kız kardeşidir.
+ marx'ın da dediği gibi; filozoflar dünyayı yalnızca değişik biçimlerde yorumladılar, oysa asıl sorun onu değiştirmektir.
- seni seviyorum belma.
+ sağol bahattin. yine marx der ki; "dünyadaki her şey hareket halindedir... yaşam değişir, üretici güçler büyür, eski ilişkiler çöker". öyle değil mi bahattin?
- seni seviyorum.
+ hay ağzını yüzünü sikeyim bahattin, sıçtın iki dakikalık sohbetin içine.
+ marx'ın da dediği gibi; filozoflar dünyayı yalnızca değişik biçimlerde yorumladılar, oysa asıl sorun onu değiştirmektir.
- seni seviyorum belma.
+ sağol bahattin. yine marx der ki; "dünyadaki her şey hareket halindedir... yaşam değişir, üretici güçler büyür, eski ilişkiler çöker". öyle değil mi bahattin?
- seni seviyorum.
+ hay ağzını yüzünü sikeyim bahattin, sıçtın iki dakikalık sohbetin içine.
bilardo oyununda topa falso verilmesi gereken durumlarda, izleyiciler tarafından yapmanızın şiddetle tavsiye edildiği durum.
daha ortaokul yıllarında ince gör abileri vardı hayatımızda, ızdırap mk ne zaman atış yapacak olsak, mantar gibi yanında biten türlerinden. ince gör, ince gör bazen tahammül edebiliyorsunuz ama bir defasında sormuştum.
-nasıl göreyim?
-ince gör
-ince ne mk ne nasıl ince
-?!*###333
tamam ince göreyim de gereksiz yani o atışta. yılda bir iki eski günleri yad etmek için toplaştığımız zamanlar gider oynayanların kafasını sikeriz. ince gör abi ordan değil ince gör. ince gör lan allahsız o top öyle mi görülür falan çok hır gür çıkarmışlığımız var bu yüzden.
ince gör lwapkfoemşngskl
daha ortaokul yıllarında ince gör abileri vardı hayatımızda, ızdırap mk ne zaman atış yapacak olsak, mantar gibi yanında biten türlerinden. ince gör, ince gör bazen tahammül edebiliyorsunuz ama bir defasında sormuştum.
-nasıl göreyim?
-ince gör
-ince ne mk ne nasıl ince
-?!*###333
tamam ince göreyim de gereksiz yani o atışta. yılda bir iki eski günleri yad etmek için toplaştığımız zamanlar gider oynayanların kafasını sikeriz. ince gör abi ordan değil ince gör. ince gör lan allahsız o top öyle mi görülür falan çok hır gür çıkarmışlığımız var bu yüzden.
ince gör lwapkfoemşngskl
kasetçaların ses kaydetme özelliğini kullanarak, bir devrin çocuklarını şarkıcı havasına büründüren eylem.
bir zamanlar biz de yapmadık değil elbet;
kaybolan bir fotoğrafı arıyorum, evin altını üstüne getirmiş vaziyette. eski bir dolap var çekmeceleri karıştırıyorum o ara önüme eski bir kaset düştü, şekli ilgimi çekti bir köşeye koydum sonra fotoğrafı da buldum. eski kasetçaları da bulduktan sonra bastım play tuşuna. iki çocuk sesi, net değil derinden geliyor fakat ne söyledikleri anlaşılabiliyor, biraz daha uğraşınca kasetçalar üstünde tamamen netleşti. sesler duyuyorum ne olduğunu anlamadığım, ağlama ve arada yükselen ağıtları. anımsadım;
17 ağustos 99 sabahı evin içi mahşer yeri gibi, tanımadığım insanlar var aralarında ağlayanlar, ağıt yakanlar... validenin kalk dayından haber alamıyoruz dediğini ve yan odadaki televizyondan gelen haber seslerini anımsıyorum. bir süre evin içinde ne olduğunu anlamaya çalışarak dolandım, sarılanlar, öpenler, gözlerime bakıp bir şeyler söyleyenler ama içlerinde validenin olmadığı bir kalabalık. valide dayanamıyor koşmaya başlıyor, ardından ben. gözümü açıyorum jandarma karakolundayız, komutan "haber almaya çalışıyoruz sakin olun ulaşacağız kardeşinize" diye sakinleştirmeye çalışıyor valideyi. dayım sakarya'da askerdi o zaman, akşama ben iyiyim merak etmeyin diye aradığı haberini alıyoruz ve kalabalık dağılıyor.
kaset başta duyduğum iki çocuğun sesiyle devam ediyor, türkü eski çok eski bir türkü gözlerim doluyor türküyü duyunca, anımsıyorum o iki çocuktan birinin ben olduğumu. ses kesiliyor bir süre ve arından validenin "dayın ölümden döndü, sen burda oturmuş keyif çatıyorsun" diye bana daldığı terliğin sesi ve benim yakarışlarım yankılanıyor kasetten. bir de ardına bülent ersoy geceler girişi ahshdfjs
bir zamanlar biz de yapmadık değil elbet;
kaybolan bir fotoğrafı arıyorum, evin altını üstüne getirmiş vaziyette. eski bir dolap var çekmeceleri karıştırıyorum o ara önüme eski bir kaset düştü, şekli ilgimi çekti bir köşeye koydum sonra fotoğrafı da buldum. eski kasetçaları da bulduktan sonra bastım play tuşuna. iki çocuk sesi, net değil derinden geliyor fakat ne söyledikleri anlaşılabiliyor, biraz daha uğraşınca kasetçalar üstünde tamamen netleşti. sesler duyuyorum ne olduğunu anlamadığım, ağlama ve arada yükselen ağıtları. anımsadım;
17 ağustos 99 sabahı evin içi mahşer yeri gibi, tanımadığım insanlar var aralarında ağlayanlar, ağıt yakanlar... validenin kalk dayından haber alamıyoruz dediğini ve yan odadaki televizyondan gelen haber seslerini anımsıyorum. bir süre evin içinde ne olduğunu anlamaya çalışarak dolandım, sarılanlar, öpenler, gözlerime bakıp bir şeyler söyleyenler ama içlerinde validenin olmadığı bir kalabalık. valide dayanamıyor koşmaya başlıyor, ardından ben. gözümü açıyorum jandarma karakolundayız, komutan "haber almaya çalışıyoruz sakin olun ulaşacağız kardeşinize" diye sakinleştirmeye çalışıyor valideyi. dayım sakarya'da askerdi o zaman, akşama ben iyiyim merak etmeyin diye aradığı haberini alıyoruz ve kalabalık dağılıyor.
kaset başta duyduğum iki çocuğun sesiyle devam ediyor, türkü eski çok eski bir türkü gözlerim doluyor türküyü duyunca, anımsıyorum o iki çocuktan birinin ben olduğumu. ses kesiliyor bir süre ve arından validenin "dayın ölümden döndü, sen burda oturmuş keyif çatıyorsun" diye bana daldığı terliğin sesi ve benim yakarışlarım yankılanıyor kasetten. bir de ardına bülent ersoy geceler girişi ahshdfjs
mısır eşeğinden hallice bir öğretmen vardı ortaokuldayken, sormuş bulundu;
+ anne baban ne iş yapıyor?
- çalışmıyorlar.
+ kaç kardeşsiniz?
- dokuz kardeşiz en büyükleri benim.
+ nasıl geçiniyorsunuz?
- geçinmiyoruz, ben oto sanayide çalışıyorum okul sonrası o da ancak sigara parama yetiyor.
bön bön bakakalmıştı, hoş anne baba ne iş yapsa da söylemekte sıkıntı duymam ama kadına uyuz oluyordum. daha sonra tabii valideyi okula çağırıp dokuz kardeş olmadığımızı ve benim oto sanayide çalışmadığımı öğrenmişti, bana nefretle bakardı hep.
lise zamanlarında ise soranlara, babam mafya diyip geçiştiriyordum.
yahu anlamıyorum sorunca ne oluyor, o küçücük çocukları niye öyle bir yükün altına koyuyorsunuz ki? yine söylemek gerekirse anne babam ne iş yaparsa yapsın söylemekten çekinmem ama utanan arkadaşlarım vardı ve hiçbir sikik öğretmenin o çocukları rencide etmeye hakkı yok. hala devam ediyor mu bilmiyorum bu uygulama ama ediyorsa eğitim konusunda hala bir arpa boyu yol alamadığımızın resmidir bu.
+ anne baban ne iş yapıyor?
- çalışmıyorlar.
+ kaç kardeşsiniz?
- dokuz kardeşiz en büyükleri benim.
+ nasıl geçiniyorsunuz?
- geçinmiyoruz, ben oto sanayide çalışıyorum okul sonrası o da ancak sigara parama yetiyor.
bön bön bakakalmıştı, hoş anne baba ne iş yapsa da söylemekte sıkıntı duymam ama kadına uyuz oluyordum. daha sonra tabii valideyi okula çağırıp dokuz kardeş olmadığımızı ve benim oto sanayide çalışmadığımı öğrenmişti, bana nefretle bakardı hep.
lise zamanlarında ise soranlara, babam mafya diyip geçiştiriyordum.
yahu anlamıyorum sorunca ne oluyor, o küçücük çocukları niye öyle bir yükün altına koyuyorsunuz ki? yine söylemek gerekirse anne babam ne iş yaparsa yapsın söylemekten çekinmem ama utanan arkadaşlarım vardı ve hiçbir sikik öğretmenin o çocukları rencide etmeye hakkı yok. hala devam ediyor mu bilmiyorum bu uygulama ama ediyorsa eğitim konusunda hala bir arpa boyu yol alamadığımızın resmidir bu.
inançların kabuğunu ebabil kuşlarının gagalarıyla kıranları hatırlayalım diye yazılmış olması muhtemel bir sezai karakoç şiiri.
siz hürsünüz; siz şartsız ve kayıtsızsınız.
bir balığın, bir siyah, bir kara balığın
incecik kılçığı üzerine yemin edersiniz;
(k) harfi üzerine yemin edersiniz.
rakı içen kadınların, çiçek yiyen kızların
iyilikleri, günahları ve çeyizleri üzerine yemin edersiniz.
istakozların, kırmızı ve mavi istakozların
bir mavzerlik peygamberlikleri üzerine,
küçük ve büyük, acılı ve acısız
yeminler yeminler yeminler edersiniz.
siz siz üzre yeminler edersiniz.
biz hayret eder, kuvvet eder, dudağımızı bükeriz;
dudağımızı kör makaslarla dilim dilim ederiz.
iki tane elimiz var deriz;
bin tane elimiz olsaydı
bini birbirinin aynı olurdu deriz.
999 elimiz kağıt gibi yansın,
bir elimiz güneş gibi dursun..
biz elbette dudak büker, hayret ederiz.
biz inkâr eder, inkârı severiz;
bayram hediyenizi iade ederiz
biz mahcup ve onurlu çocuklarız
başımızı kaldırıp bir bakmayız
siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz
siz güvercinleri gözlerinden vurursunuz
siz ekmeğin hamurunu, aşkın hamurunu samandan yoğurursunuz
siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz
toprağı zindana koyduk biz
üzerine yedi kilit vurduk biz
kaç gelinin alnında kaç yumurta kırdık biz
varsın yarın takılsın benim çene kemiğim
bir köpeğin ön dişlerine
ve fahriye'nin kürek kemiği tam ortasından yarılsın
biz inkâr eder, şah inkârları severiz.
kafamızı kaldırıp bir bakmayız
...........................................
ruhumuzun içinde kar yağar
anamızdan doğduğumuz geceden beri
heybemizi emektar makinelere yükleriz
fikirlerimizi tıfıl vinçlere
iri buğday tanelerinin trenleri yürüttügünü bilmeyiz
biz yangında koşuyu kaybeden atlarız
biz kirli ve temiz çamaşırları
aynı zaman aynı minval üzere katlarız
biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız
siz kalbe hançer gibi giren
siz kalpten ağaç gibi çıkan
siz bize şahdamarımızdan yakın
siz yüzükler içindeki kan
siz inançların sedef kabuğunu
ebabil kuşlarının gagalarıyla kıran
bununla beraber üzülmediğinizi biliyoruz
gün gelecek toprağın altına uzanacağız
her gece saat beş sularında sizi
toplardamarlarımızın içinde bekliyeceğiz
siz hürsünüz; siz şartsız ve kayıtsızsınız.
bir balığın, bir siyah, bir kara balığın
incecik kılçığı üzerine yemin edersiniz;
(k) harfi üzerine yemin edersiniz.
rakı içen kadınların, çiçek yiyen kızların
iyilikleri, günahları ve çeyizleri üzerine yemin edersiniz.
istakozların, kırmızı ve mavi istakozların
bir mavzerlik peygamberlikleri üzerine,
küçük ve büyük, acılı ve acısız
yeminler yeminler yeminler edersiniz.
siz siz üzre yeminler edersiniz.
biz hayret eder, kuvvet eder, dudağımızı bükeriz;
dudağımızı kör makaslarla dilim dilim ederiz.
iki tane elimiz var deriz;
bin tane elimiz olsaydı
bini birbirinin aynı olurdu deriz.
999 elimiz kağıt gibi yansın,
bir elimiz güneş gibi dursun..
biz elbette dudak büker, hayret ederiz.
biz inkâr eder, inkârı severiz;
bayram hediyenizi iade ederiz
biz mahcup ve onurlu çocuklarız
başımızı kaldırıp bir bakmayız
siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz
siz güvercinleri gözlerinden vurursunuz
siz ekmeğin hamurunu, aşkın hamurunu samandan yoğurursunuz
siz rüyalarınızda yaşayıp durursunuz
toprağı zindana koyduk biz
üzerine yedi kilit vurduk biz
kaç gelinin alnında kaç yumurta kırdık biz
varsın yarın takılsın benim çene kemiğim
bir köpeğin ön dişlerine
ve fahriye'nin kürek kemiği tam ortasından yarılsın
biz inkâr eder, şah inkârları severiz.
kafamızı kaldırıp bir bakmayız
...........................................
ruhumuzun içinde kar yağar
anamızdan doğduğumuz geceden beri
heybemizi emektar makinelere yükleriz
fikirlerimizi tıfıl vinçlere
iri buğday tanelerinin trenleri yürüttügünü bilmeyiz
biz yangında koşuyu kaybeden atlarız
biz kirli ve temiz çamaşırları
aynı zaman aynı minval üzere katlarız
biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız
siz kalbe hançer gibi giren
siz kalpten ağaç gibi çıkan
siz bize şahdamarımızdan yakın
siz yüzükler içindeki kan
siz inançların sedef kabuğunu
ebabil kuşlarının gagalarıyla kıran
bununla beraber üzülmediğinizi biliyoruz
gün gelecek toprağın altına uzanacağız
her gece saat beş sularında sizi
toplardamarlarımızın içinde bekliyeceğiz
sözleri hace muhammed lutfi'ye ait olan erzurum türküsü.
ettiğin isyandan utanıp sığınırsın hakikate, bırakırsın kendini teslimiyetle, eylenenin güzelliğinden demin alırsın.
güzele de tokattır en nihayetinde, daha neler var demektir.
ettiğin isyandan utanıp sığınırsın hakikate, bırakırsın kendini teslimiyetle, eylenenin güzelliğinden demin alırsın.
güzele de tokattır en nihayetinde, daha neler var demektir.
bujideki herhangi bir aşınma ya da arıza durumunun, oto sanayi ustalarınca anlamlandırılma şekli.
bir arkadaşım bu durumdan çok çekmiş olacak ki, nice sonra sanayide gördüğümde;
- amına koduğumun bujisi sürekli meme yapıyor, durduramıyorum..
diyerek haklı bir isyanda bulunmuştu.
memelere özgürlük kavramını severim lakin iş bujiye gelince değişir!
bir arkadaşım bu durumdan çok çekmiş olacak ki, nice sonra sanayide gördüğümde;
- amına koduğumun bujisi sürekli meme yapıyor, durduramıyorum..
diyerek haklı bir isyanda bulunmuştu.
memelere özgürlük kavramını severim lakin iş bujiye gelince değişir!
fistanlı hevalleri gazlamak için yazılmış şiirlerden biri. yiğit fistanlılar eteklerinin altından çıkardıkları ufak not kağıtlarına bu şiirin dizlerini yazıp, düşman unsurlarının suratlarına atarlar genelde. söz konusu türkü çağıran kızlarım kısmı bu yiğit hevaller için birebir uygunluk taşıması açısından da önemlidir. ha tabii üzülüyor insan bu not kağıtlarının üzerinin kanlanmasına, heval beyniyle kirlenmesine, canım şiirin böylesine sikilmesine ama üzüntüden de ölmüyor insan.. pöh, jöh gibi unsurlar öldürücü olabiliyor ama yeri gelmişken.
zalım bir kardeşimizin düğün esnasındaki tavrı bu durumu çok güzel özetliyor;
an itibariyle güncellenmiş olan manifesto. içeriğini okuyup ona göre bir yazarlık sürdürmenizin dalağa, böbreğe ve bilumum organlara iyi geleceğinin doktorlar tarafından tavsiye edildiği de söylenilmektedir.
ülkemizde fistan giyip, kadın kılığında dolaşmalarıyla meşhur orospu çocuklarının kendilerine yakıştırdığı sıfat. lakin söz konusu fistanlı hevaller gerilla değil, teröristlerdir. aslında bir de bu fistanlılar kadar olamayıp, onları destanlaştırmaya çalışan korkak göt laleleri var ki onlar ayrı birer komedi unsuru olmaktan öteye gidememekte.
osmanlı idare sisteminde kürt nüfusun çoğunlukta yaşadığı bölgeyi tanımlamak adına kullanılmış eyalet adı. şimdiye bakacak olursak;
şimdi bunun hayaliyle yaşayan birtakım orospu çocukları elbette olacaktır, sonuçta hayallere gem vurulamıyor biliyoruz. lakin bu birtakım orospu çocukları olduğu gibi, onları kaba tabirle un eleğine çeviren yiğitler de var. birtakım hayallerin peşinde geberen, gerillacılık oynayan, aslı astarı aslında terörist olan orospu çocukları bir bir imha edilirken geride kalan kitlesinin hayalleri yok olmuyor.
e olsun.
(bkz:hayalle yaşayanı zevkle sikerler)
şimdi bunun hayaliyle yaşayan birtakım orospu çocukları elbette olacaktır, sonuçta hayallere gem vurulamıyor biliyoruz. lakin bu birtakım orospu çocukları olduğu gibi, onları kaba tabirle un eleğine çeviren yiğitler de var. birtakım hayallerin peşinde geberen, gerillacılık oynayan, aslı astarı aslında terörist olan orospu çocukları bir bir imha edilirken geride kalan kitlesinin hayalleri yok olmuyor.
e olsun.
(bkz:hayalle yaşayanı zevkle sikerler)